elektronikci
FD Üye

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen hafta yaptığı konuşmada 'şükürsüzlük'ten şikayet etmesinin akabinde Diyanet İşleri Başkanlığı da 'şükür' daveti yapan bir hutbe yayımladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ramazan ayının son günlerinde İstanbul Tersane Komutanlığı personelleriyle iftarda bir ortaya gelmişti. Erdoğan burada yaptığı konuşmada 'Maalesef ülkemizde kimi kesitlerde bir şükürsüzlük, bir tatminsizlik, bir karamsarlık hali aldı gidiyor. Halbuki evvel elimizdekilere şükredeceğiz sonra daha yeterlisi, daha hoşu için çalışacağız, çaba edeceğiz. Bunun ne demek olduğunu en yeterli alın teriyle hayatını kazanan siz personel kardeşlerim bilir' demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'un konuşmasının ardından Diyanet'in bu haftaki cuma hutbesinin konusu 'şükür' oldu. Diyanet'in başlığını 'Şükür Sana Ey Şekur' olarak duyurduğu hutbede şöyle denildi:
'İnsandan beklenen, bitmez tükenmez nimetleri kendisine bahşeden Rabbine şükretmesidir. Hakikaten şanlı kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır:
“Artık siz beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, bana nankörlük etmeyin!”
Kulluğumuzun en değerli nişanesi olan şükür, nimetten önce onu vereni görmek ve düşünmektir. Büyük Mevla’nın lütuf ve ihsanını ikrar etmek, verdiğine istek göstermektir. Nimetlerin kadir değerini bilmek, onlara kör ve sağır kesilmemektir.'
'Şükür, kalpte iman ve teslimiyet, akılda tefekkür ve ibret, uzuvlarda ibadet ve itaattir' denilen hutbede, 'nimetlerin en küçüğüne bile istek göstermenin şükür olduğu' belirtildi.
Hutbenin son bölümünde 'Hesap günü gelmeden önce şükreden bir kul olmaya çaba gösterelim. “Hani Rabbiniz, ‘Eğer şükrederseniz size nimetimi daha çok vereceğim, nankörlük ederseniz hiç elbet azabım pek şiddetlidir!’ diye bildirmişti.” ayet-i kerimesini çokça tefekkür edelim. Bize yakışanın şükür olduğunu ve şükrün nimetleri artırdığını unutmayalım. Nankörlükten, şükürsüzlükten ve kanaatsizlikten Allah’a sığınalım' ifadeleri kullanıldı.