Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Zeynelabidin (ra)

Zeynelabidin (ra)
0
83

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Zeynelabidin (ra) (658713m) Hz Hüseyin'in oğlu, 4 imam YAsya Enstitüsü Hazreti Hüseyin'in (ra)oğlu ve Hazreti Ali'nin (ra)torunudur On iki imamın dördüncüsüdür Tabiinin büyüklerinden olup, büyük sahabelerin çoğunu görmüştür Risâlei Nur'da, Hazreti Hüseyin'in soyundan gelen manevi mehdi hükmünde olduğu belirtilmektedir (Mektubat, s 100)O da şehit edilenlerdendir Hazreti Hüseyin'in neslini devam ettirmesinden ötürü Seyyidü'lSacidin olarak anılmıştır Büyük takva sahibi ve ibadete düşkünlüğünden ötürü, ibadet edenlerin süsü manasına gelen Zeynelabidinlakabıyla ünlü olmuştur Künyesi Ebu Muhammed (veya Ebü'lHasan)Ali bin Hüseyin bin Ali bin Ebi Talib şeklindedir Asıl adı Ali olan Zeynelabidin, 658 yılında (bir takım kaynaklara kadar 655 veya 666)Medine'de doğdu Babası Hazreti Hüseyin (ra)ve annesi de Acem sultanının kızı olan Şehri Banu Gazele'dir İran'ın fethinden daha sonra esir alınan sultanın üç kızından biri olup, Hazreti Ali (ra)göre Hazreti Hüseyin ile evlendirilmiş ve bu izaçtan Zeynelabidin dünyaya gelmiştir Fitnenin yoğun bir şekilde yaşandığı bir dönemde yaşadığı için o da dönemin ızdıraplarından nasibini almıştır Kerbela faciasında ilk kez babası Hazreti Hüseyin (ra)elde etmek üzere, fazla sayıda müminin şehit edilmesine tanık olmuştur Zeynelabidin, Kerbela faciasının yaşandığı sırada orada bulunuyordu Oysa, yataktan kalkamayacak değin hasta olması ve natürel olarak çarpışmalara katılmamasından ötürü hayatta kaldı madem ki, ailesinin büyük ekseriyeti şehit oldu Önce Yezid'in yanında götürüldü Yezid, kendisine iyi muamelede bulundu daha sonra Yezid'in yanından ayrılarak Medine'ye gitti ve buraya yerleşti Ömrünün sonuna kadar da siyasi olaylardan uzak kalmaya büyük itina gösterdi Yezid'e karşı burada meydana gelen ayaklanmaya ve isyana katılmadı Risâlei Nur'da, Ehli Beyt'in başına gelen bu feci hadisenin felek noktasındaki hikmetine bağlantı edilmektedir Bu mübarek ahali haklı oldukları, hareket noktaları ve ortaya çıkış amaçları en ince ayrıntısına kadar doğru olduğu halde, İlahi kaderin, onların mağlubiyetine cevaz vermesine açık sözlülük getirilmektedir: Hasan ve Hüseyin ve onların hanedanları ve nesilleri, mânevî bir saltanata namzet idiler Dünya saltanatı ile mânevî saltanatın cem'i gayet müşküldür Onun için onları dünyadan küstürdü, dünyanın çirkin yüzünü gösterditâ, kalben dünyaya karşısında alâkaları kalmasın Onların elleri muvakkat ve surî bir saltanattan çekildi; fakat parlak ve daimî bir saltanatı mâneviyeye görev edildiler Âdi valiler yerine, evliya aktablarına merci oldular(Mektubat, s 5859)İşte, Bediüzzaman'ın bu izahatına, yani Ehli Beyt'in dünyadan küsmelerine manâlı bir örnek Zeynelabidin'dir Yezid'in, komutan ve valilerinin tüm yanlışlarına rağmen, Müslümanların hasar görmemesi ve fitnenin devam etmemesi için müsbet hareket ettiği açık bir şekilde görülmektedir O, siyasi cereyanlardan çok, yönünü iman ve Kur'an hizmetinde yoğunlaşarak tahsis etmiştir Peygamber Efendimizin (asm), torunları Hazreti Hasan ve Hüseyin'e gösterdikleri sevgi ve alaka, bu mübareklerin soyundan gelecek olanları da kapsamaktadır Onları sevip okşamasında Zeynelabidin ve diğerlerinin de hissesi vardır Hem Hazreti Hüseyin'e aleyhinde gösterdikleri fevkalâde ehemmiyet ve şefkat, Hazreti Hüseyin'in (ra)silsilei nuraniyesinden gelen Zeynelâbidin, Caferi Vefalı gibi eimmei âlişan ve hakikî veresei Nebeviye gibi çok mehdîmisal zevâtı nuraniyenin namına ve dini İslâm ve vazifei Risâlet hesabına boynunu öpmüş, kemâli şefkat ve ehemmiyetini göstermiştir(Lem'alar, s 26) Zeynelabidin, Medine'de ömrünü iman hizmetine ve ibadete adadı Özellikle ibadetteki hassasiyetiyle ünlü oldu İbadete olan düşkünlüğünden nedeniyle; kulların ziyneti, süsü anlamına gelen Zeynelabidinlakabıyla anıldı Her abdest alışında hemen hemen diğer aleme gider ve rengi sararmaya başlardı Renginin ve dünyasının değiştiğini görenler, merak edip sebebini sorduklarında; Huzuruna çıktığım Zat'ı dikkate almak, benim dünyamı değiştiriyor, tefekkür alemimi kaplıyor Bu alemle alakam, o yüzden kesiliyor, değişik ruh haline giriyorum(Ahmed Şahin, Misal Yaşayışlarıyla İslam Büyükleri, YAY, s 6162)cevabını verirdi Zeynelabidin ve soyundan devam edegelen Ehli Beyt mensupları, Sünneti Seniyye'nin en kayda değer takipçileri ve devam ettiricileri oldular En sağlam ve selametli yol, Kur'anı Kerim'in her asra göre tahsis ettiği ölçü, en önemli kılavuz hep bu kutsal silsilenin çaba ve himayeleriyle devam etti Lüzum Zeynelabidin, gerekse ondan önce ve daha sonra gelen Ehli Beyt silsilenin Risâlei Nur hizmetinde bambaşka ve özel bir yeri vardır Bediüzzaman, Üveysi bir surette doğrudan doğruya realite dersimi Gavsı Azam'dan (ks)ve Zeynelabidin (ra)ve Hasan, Hüseyin (ra)vasıtasıyla İmamı Ali den (ra)almışım Onun için, hizmet ettiğimiz daire onların dairesidir(Emirdağ Lahikası, s 61)çağrıda bulunmak suretiyle, bu kayda değer konuya temas etmekte ve Risâlei Nur hizmetinde takib edilen yöntem ve tarzın bu mübarek silsilenin stil ve yöntemi olduğunu ifade etmektedir Zeynelabidin'in en büyük hizmetlerinden bir tanesine de Cevşenü'lKebir'in nakil vasıtalarından biri olmasıdır Bu hususla ilgili olarak Bediüzzaman, Yeni Said'in hususi üstadı olan İmamı Rabbani, Gavsı Azam ve İmamı Gazali, Zeynelabidin (ra)hususan Cevşenü'lKebir münacatını bu iki imamdan ders almışım Ve Hazreti Hüseyin ve İmamı Ali Kerremallahü Vecheden aldığım ders, otuz seneden beri, hususan Cevşenü'lKebir'le daima onlara manevi irtibatımda, geçmiş hakikati ve şimdiki Risâlei Nur'dan bize gelen meşrebi almışım(Emirdağ Lahikası, s 183), ifadeleriyle ayrıca Cevşenü'lKebir'in nakil vasıtalarını hem de Hz Ali'ye dayanan meşrebinin kökenini ortaya koymaktadır Büyük bir takva sahibi olan Zeynelabidin, fakir ve kimsesizlere destek konusunda da büyük bir çaba gösterirdi Çok sayıda fakire destek ettiği halde, ihlas düsturu gereği bunu hiç kimseye fark ettirmezdi Gece karanlığında sırtında un taşıyarak bunu muhtaçlara yetiştirirdi Kesintisiz bu işi yaptığı halde hiç kimse bilemedi Oysa, vefatından sonra cenazesi yıkanıp sırtındaki nasırlaşmış yerle karşılaşılınca şart öğrenilebildi Elinde bulunanı muhtaç olanlardan katiyen esirgemeyerek, her müminin derdine merhem olmaya çalışırdı Zeynelabidin'in büyük bir yardımsever olduğunu gösteren hadiselerden bir her birine de Muhammed Bin Üsame'nin borçlarını üstlenmesidir Hasta olan bu şahsı ziyarete gitmek için evine gittiğinde, ağladığını gördü Sebebi de on beş bin dirhem borcunu ödeyemeden Allah'ın huzuruna borçlu çıkma korkusu idi Durumu öğrenen Zeynelabidin, hazır bulunanlara seslenerek söz konusu borcu üstlendiğini, bundan sonra Muhammed bin Üsame'nin ne dek borcu varsa kendisinin ödeyeceğini bildirdi Söz konusu şahsın hiç bir borcunun kalmadığını orada bulunanlara ilan etti Zeynelabidin, günün birinde hizmetçisinin çağrıldığı halde geciktiğini görünce sebebini sordu Hizmetçi de; affedici, müsamahakar biri olduğunu bildiği için artı telaş etme ihtiyacı hissetmediğini belirtti Zeynelabidin (ra)bu cevap karşısında Allah'a şükrederek; hizmetçim de benden emindir Ben de belirli insan olmak isterim Herkes benden kesin olmalı, dehşet ve üzüntü duymamalı(Ahmed Şahin, Misal Yaşayışlarıyla İslam Büyükleri, s 6263)demek suretiyle, hizmetçiye kızmadı, aksine, memnuniyetini dile getirdi Şaşkınlık edilir o kimseye fakat, hayatında zararı dokunacak yemeklerden kaçınır da, vefatında zararı dokunacak günahlardan kaçınmazsözünün sahibi olan Zeynelabidin, 713 yılında vefatında zararı dokunacak günahlardan kaçınansalih kullardan olarak Hakk'ın rahmetine kavuştu Naaşı, amcası Hazreti Abbas'ın (ra)yanına, Sonsuz Mezarlığına defnedildi  
 
858,500Konular
982,387Mesajlar
32,979Kullanıcılar
kara kartalSon üye
Üst Alt