İHA'nın haberine kadar emsal kararla birlikte; çocuklarını babalarına veren anne, hesaplı durumu göz önünde bulundurarak belirlenecek aylık bir miktarla iştirak nafakası ödeyecek Mahkeme'ye müracat eden bir birey, eşinden boşandığından iki çocuk için iştirak nafakası talep etti Şikayetçi baba; mahkemenin iki çocuğunun velayetinin kendisine bırakıldığını, davalı annenin çocukların giderlerine bulunma zorunda olduğunu belirterek, iki taraflı çocuk 8 yaşındaki çocuk için aylık 600 TL, 12 yaşındaki çocuk için aylık 450 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etti Hakkında açılan iştirak davasıyla büyük şok yaşamış sanık kadın mahkemede savunma yaptı Davacının ekonomik durumunun çok iyi olduğunu, nafakaya ihtiyacı olmadan çocukların geçimini sağlayabileceğini, kendisinin ise boşandıktan sonradan baba evine sığındığını ve hiçbir geliri olmadığını ileri sürdü Mahkeme, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında bulunma zorunda olduğu gerekçesiyle, tarafların sosyal ve idareli durumları ile karşılıklı çocuklarının yaşları da göz önüne alınarak, davanın kısmen kabulüne hükmetti Tarafların müşterek minik çocukları için aylık 150 TL,büyük çocukları için aylık 200 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verdi Hüküm sanık bayan göre temyiz edildi Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 3 Hukuk Dairesi, velayeti babaya verilen çocuklar için kadının iştirak nafakasından sorumlu olduğuna hükmetti Kararda; Türk Medeni Kanunu'nun 3271maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba göre karşılanacağı hükme bağlandığı hatırlatıldı Esas ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına dek devam edeceği vurgulandı Kararda şöyle denildi; Küçüğe gerçekten bakan asıl ya da baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile esas ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir Maddesel olayda; davacı babanın eldeki dava ile ortak çocuklar için iştirak nafakası başvurusunda bulunduğu ortadadır Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile sosyal idareli şart araştırmasına göre, davacı babanın abisi ile birlikte kuyumcu dükkanı çalıştırdığı, sanık annenin ise ev kadını olduğu, babasının kendisine aldığı evden aylık 800 TL kira geliri bulunduğu anlaşılmaktadır Sanık annenin başkaca bir gelirinin olmadığı ortadadır Buna kadar, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ortak çocukların yaşları ve ihtiyaçları ile özellikle nafaka yükümlüsü davalı annenin gelir durumu nazara alındığında; hükmedilen iştirak nafakası miktarları birazcık pozitif olup, Türk Uygar Kanunu'nun (TMK) 4 maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine yerinde bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir O halde mahkemece yapılacak meslek; nafaka yükümlüsü annenin hesaplı durumu ile çocukların yaşı, eğitim durumları ve ihtiyaçları da gözetilerek, TMK'nın 4 maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate gücüne gitmek suretiyle daha uygun arz nafakaya hükmetmek olmalıdır Duruşma hükmünün sanık yararına bozulmasına oy birliğiyle karar verildi