ışık kirliliği ile ilgili yazı

Günümüzde, şehirde veya kent yakınlarında yaşamış insanlar geceleri gökyüzündeki yıldızların çoğunu görememektedirler Şehirde yaşayan nüfusun şipşak artmasıyla, açık bölge aydınlatmaları yapılmaya başlanmıştır Bunun sonucu olarak gökyüzüne yayılan ışığın miktarı artmıştır Oysa şehirden yeterince uzaklaşıldığında Samanyolunu ve o kadar fazla yıldızı görebilmek muhtemel olabilmektedir Gökyüzünün aydınlatılmasının çevreye hasar verdiği ve doğal mucizelerden biri olan evreni görme hakkını engellediği tanıdık bir gerçektir

Kentlerdeki gök ışıklılığı acemi ve profesyonel astronomi için ciddi bir tehdittir Çevreyi ve astronomik araştırmaları olumsuz yönde etkileyen gökteki ışıklılığa ışık kirliliği adı verilmektedir Gökyüzünün aydınlatılmasıyla geceleri insanların güvenliği açısından çoğalma sağlanmadığı gibi, nafile harcanan ışık enerjisi kamaşmaya, enerji israfına ve bunların sonucu olarak doğal kaynakların tahribine sebep olmaktadır
Işık kirliliğinin kontrolünde en büyük problem, ışık kirliği kavramından farkında olan olunmamasıdır Dış aydınlatmanın itinalı yapılması ile ışık kirliliğinin önüne geçilebilir Alınabilecek önlemler aralarında, geceleri yapılan aydınlatmanın ama çok zorunlu ise yapılması, varlık algılayıcılarının veya vakit sayaçlarının kullanımının yaygınlaştırılması, ışığın gökyüzüne değil yere içten yönlendirilmesi, renksel geri verim özelliği çok kayda değer değilse hain basınçlı sodyum buğulu lambaların kullanılması ve gözlem istasyonları civarda yerleşimden kaçınılması yer almaktadır *