Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Hz. ALİ (r.a) HAYATI

Hz. ALİ (r.a) HAYATI
0
148

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Resulullah'in amcasinin oglu, damadi, dördüncü halife Babasi Ebû
Talib, annesi Kureys'ten Fâtima binti Esed, dedesi Abdulmuttalib'tir
Künyesi Ebu'i Hasan ve Ebû Tûrab (topragin babasi), lâkabi Haydar;
ünvani Emîru'lMü'minin'dir Ayrica 'Allah'in Arslani' ünvaniyla da
anilir

Hz Ali küçük yasindan beri Resulullah'in yaninda büyüdü On
yasinda islâm'i kabul ettigi bilinmektedir Hz Hatice'den sonra
müslümanligi ilk kabul eden odur Hz Peygamber ile Hz Hatice'yi bir
gün ibadet ederken gören Hz Ali'ye Peygamberimiz sirkin
kötülügünü, tevhidin manasini anlattiginda Hz Ali hemen
müslüman olmustu Mekke döneminde her zaman Resulullah'in
yanindaydi Kâbe'deki putlari kirmasini söyle anlatir: Bir gün
Resulu Ekrem ile Kâbe'ye gittik Resulu Ekrem omuzuma çikmak
istedi Kalkmak istedigim zaman kalkamiyacagimi anladi, omuzumdan indi,
beni omuzuna çikardi ve ayaga kalkti Kendimi istesem ufuklari tutacak
saniyordum Kâbe'nin üzerinde bir put vardi, onu sagdan soldan ittim
Put düstü, parça parça oldu Resulullah'in omuzlarindan indim
ikimiz geri döndük(Ahmed b Hanbel, Müsned, I, 384)


Resulu Ekrem, en yakin akrabasini uyarmak ve hakki teblig etmek
hususunda Allah'u Teâlâ'dan emir alinca onlari Safa tepesinde
toplayip ilâhî emirleri teblig edince, Kureys müsrikleri onunla alay
etmisti ikinci toplantiyi yapmasini Hz Ali (ra)'ye birakti, Ali de
bir ziyafet hazirlayarak Hasimogullarini davet etti Resulullah
yemekten sonra: Ey Abdülmuttalibogullari, ben özellikle size ve
bütün insanlara gönderilmis bulunuyorum


Içinizden hanginiz benim kardesim ve dostum olarak bana bey'at edecek
dedi Yalniz Ali (ra) kalkti ve orada Resulullah'a onun istedigi
sözlerle bey'at etti Bunun üzerine Resulu Ekrem, Kardesimsin ve
vezirimsin diyerek Hz Ali'yi taltif etti


Hz Peygamber hicret etmeden önce elinde bulunan emanetleri,
sahiplerine verilmek üzere Ali'ye birakti ve o gece Hz Ali,
Resulullah'in yatagini da yatarak müsrikleri sasirtti Böylece Hz
Ali, Hz Peygamber'i öldürmeye gelen müsrikleri oyalayarak onun
yerine hayatini tehlikeye atmis, bu suretle Peygamber'e hicreti
sirasinda zaman kazandirmistir Hz Ali, Peygamberimiz'in kendisine
biraktigi emanetleri sahiplerine verdikten sonra Medine'ye hicret etti
Medine'de de Hz Peygamber'in devamli yaninda bulundu, bütün cihat
harekâtlarina katildi, Uhud'da gâzî oldu Bedir'de sancaktardi Ayni
zamanda kesif kolunun basindaydi; hakim noktalari tesbit ederek Hz
Peygamber'e bildirdi Bu mevkiler isgal edilerek, Bedir'de önemli bir
savas harekâtini basariya ulastirdi Bedir gazasinin baslamasindan
önce, Kureysliler'le teke tek dövüsen üç kisiden biriydi Bu
dögüste, hasmi Velid b Mugire'yi kilici ile öldürdügü gibi, Hz
Ebû Ubeyde zor durumdayken yardimina kostu ve onun hasmini da
öldürdü Kendisine Allah'in Arslanilâkabi ve Bedir
ganimetlerinden bir kiliç, bir kalkan ve bir de deve verildi


Hz Ali, Bedir savasindan sonra Hz Peygamber'in kizi Hz Fâtima ile
evlendi Nikâhini Hz Peygamber kiydi O zamana kadar Resulullah'la
oturan Hz Ali nikâhtan sonra ayri bir eve tasindi Hz Ali'nin, Hz
Fâtima'dan üç oglu, iki kizi dünyaya geldi Hicret'in üçüncü
yilinda Uhud savasinda, müslüman okçularin hatasi yüzünden
müsrikler müslümanlarin üzerine saldirmislar ve Hz Peygamber de
yaralanarak bir hendege düsmüs ve düsman onun öldügünü yaymisti
Halbuki o sirada dögüse dögüse gerileyen Hz Ali, Hz Peygamber'in
içine düstügü hendege ulasarak, onu korumaya almisti Iki tarafin
da kazanamadigi bu savasta Hz Ali birçok yerinden yaralanarak gazi
oldu


Uhud savasindan sonra Hz Ali Benu NadrYahudilerinin hainlikleri
üzerine bu kabile ile yapilan savasi bizzat idare etti Bütün
çarpismalarda Hz Ali kahramanca dögüsmüs ve müsriklerin en meshur
savasçilarini öldürmüstür Hudeybiye barisinda sulh sartlarinin
yazilmasinda o memur edildi Hz Ali, sulhnameyi yazmaya söyle
basladi: Bismillâhirrahmânirrahîm Muhammed ResulullahAncak
müsrikler bu ifadeye itiraz ettiler Hz Peygamber, Resulullah
yerine Muhammed b Abdullahyazmasini Hz Ali'ye söylemis fakat Hz
Ali Resulullahifadesinin yaziminda israr etmistir


Hz Ali Mekke'nin fethi sirasinda yine sancaktardi Kedamevkiinden
Mekke'ye girdi Mekke kan dökülmeden fethedildi Hz Peygamber ile
birlikte Kâbe'deki bütün putlari kirdilar


Mekke'nin fethinden sonra Resulu Ekrem, Hâlid b Velid'i Benu Huzeyme
kabilesine gönderdi Bu kabile ya cehaleti, ya da bedevî
olmalarindan, müslüman oldukanlamindaki eslemnakelimesi yerine
sabbenadedigi için Hâlid b Velid hiddetlendi ve onlarla harp
etti Hz Peygamber olayi duyunca çok üzüldü Hz Ali'yi bu hatayi
telâfi ile görevlendirdi Hz Ali Benu Huzeyme'ye giderek
öldürülenlerin diyetini ödeyip magdur olanlarin zararlarini telâfi
etmisti


Huneyn gazasinda müslümanlar bir ara bozulup dagildilar Sayilari
binleri buldugu halde içlerinden ancak birkaç kisi sabredip
dayanabildi Hz Ali bu savasta yalniz sabirla tahammül etmekle
kalmayarak gösterdigi yigitlik ve kumandanlikla islâm ordusunun kendi
safinda toparlanmasini sagladi


Resulu Ekrem hicretin 9 yilinda Tebük seferine çikarken Hz Ali'yi
ehli beytin muhafazasi için Medine'de birakti, ancak bu sefere
katilamadigi için müteessir oldu Bunun üzerine Resulullah: Musa'ya
göre Harun ne ise, sen bana karsi o olmak istemez misin?dedi Ali,
bu iltifattan çok memnun oldu


Berae suresinin ayetleri nazil olunca, Resulullah Hz Ali'yi Mekke'ye
gönderdi Bu suretle hiçbir müsrikin artik Kâbei serîfi bundan
sonra haccedemeyecegini bildirdi


bundan sonra haccedemeyecegini bildirdi Yemen bölgesinin islâm'a
girmesi zordu Görev yine Ali b Ebi Talib'e verildi Hz Ali Bu çok
güç bir isdedi Resulullah da Ya Rabb, Ali'nin dili tercümani,
kalbi hidayet nurunun memba olsundiye dua edince, Ali, siyah bir
bayrak alarak Yemen'e gitti, kisa süren irsadlari sayesinde Yemen'in
bütün Hemedan kabilesi müslüman oldu


Hz Peygamber'in vefati sirasinda, hücresinde bulunanlarin basinda
geliyordu Hz Ebu Bekir halife seçildigi sirada Hz Ali Resulullah'in
hücresinde tekfin ile mesgul idi


Hz Ömer devrinde devletin bütün hukuk isleriyle ilgilenip adeta
islâm devletinin bas kadisi olarak görev yapti Hz Ömer'in
sehâdeti üzerine yine devlet baskanini seçmekle görevlendirilen
alti kisilik sûra heyetinde yer alip, bu alti kisiden en sona kalan
iki adaydan biri oldu


Hz Osman'in hilâfeti döneminde idarî tutumdan pek memnun olmamakla
birlikte islâm devletinin muhtelif vilâyetlerinden gelen sikayetleri
hep Hz Osman'a bildirmis ve ona hâl çareleri teklif etmisti Hz
Osman'i muhasara edenleri uzlastirmak için elinden gelen gayreti
sarfetti


Hz Osman'in sehâdetinden sonra islâm'in ileri gelen sahsiyetleri ona
bey'at ettiler Ancak onun bu dönemi Allah'in bir takdiri olarak son
derece karisik bir dönem oldu Hilâfete geçtiginde hâlledilmesi
gereken bir çok problemle karsi karsiya kaldi Bu karisikliklar Cemel
ve Siffin gibi iç çatismalari dogurdu islâm devleti bünyesindeki
bu ihtilâflari giderme konusunda büyük fedakârlik ve gayretler
gösterdi


Nihayet, Kûfe'de 40661 yilinda bir Hârici olan Abdurrahman b
Mülcem tarafindan sabah namazina giderken yaralandi Bu yaranin
etkisiyle sehid oldu


Hz Ali devamli olarak Hz Peygamber (sas)'in yaninda bulundugu
için Tefsir, Hadîs ve Fikihta sahabenin ileri gelenlerindendir Hatta
Resulullah'in tabiri ile ilim beldesinin kapisiolarak ümmetin en
bilgini idi Hz Peygamber yolunda insanlari hakka iletmek için
büyük gayretler sarfetmis ve hilâfet dönemi iç karisikliklarla
dolu olmasina ragmen islâm'in ögretilmesi ve ögrenilmesi hususunda
büyük katkilari olmustu


Medine'de duruma hakim olup yönetimi tam olarak eline aldiktan sonra
ögretim için merkezde bir okul kurdu Arapça gramerin ögretilmesini
Ebu Esved edDüeli'ye, Kur'an okutma ve ögretme isini Abdurrahman
esSülemi'ye, Tabiî ilimler konusunda ögretmenlik görevini Kümeyl
b Ziyâd'a verdi Arap edebiyati konusunda çalisma yapmak üzere de
Ubade b esSamit, ve Ömer b Seleme'yi görevlendirdi Devlet
yönetimi ve hizmetlerini; maliye, ordu, tesrî ve kaza gibi
bölümlere ayirarak yürütüyordu Malî isleri, dagitma ve toplama
diye iki kisma ayirmazdi


Ümmetin malini ümmete dagitirken de son derece titiz davranirdi
Kendisine bir pay ayirma noktasinda gayet dikkatli olup, kimsenin
hakkina tecavüz etmemekte de büyük bir örnek idi Kendisini
Kûfe'de görenler, kisin sogugunda ince bir elbisenin altinda tir tir
titreyerek camiye gittigini aktarirlar Devlet yönetici ve
memurlarinin nasil davranmalari gerektigi konusunda su yönetmeligi
hazirlamisti


1 Halka karsi daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin Onlara bir
canavar gibi davranmayin ve onlari azarlamayin


2 Müslüman olsun olmasin herkese ayni davranin Müslümanlar
kardesleriniz, müslüman olmayanlar ise sizin gibi bir insandir


3 Affetmekten utanmayin Cezalandirmada acele etmeyin Emriniz altinda
bulunanlarin hatalari karsisinda hemen öfkelenip kendinizi kaybetmeyin



4 Taraf tutmayin, bazi insanlari kayirmayin Bu tür davranislar sizi
zulme ve despotluga çeker


5 Memurlarinizi seçerken zalim yöneticilere hizmet etmemis ve
devletin suçlarindan ve zulümlerinden sorumlu olmamis bulunmalarina
dikkat edin


6 Dogru, dürüst ve nazik kisileri seçin ve çikar ummadan ve
korkmadan aci gerçekleri söyleyebilenleri tercih edin


7 Atamalarda arastirma yapmayi ihmal etmeyin


8 Haksiz kazanç ve ahlâksizliklara düsmemeleri için memurlariniza
yeterince maas ödeyin


9 Memurlarinizin hareketlerini kontrol edin ve bunun için
güvendiginiz samimi kisileri kullanin


10 Mektuplar ve müracaatlara bizzat kendiniz cevap verin


11 Halkin güvenini kazanin ve onlarin iyiligini istediginize
kendilerini inandirin


12 Hiç bir zaman vaadinizden ve sözünüzden dönmeyin


13 Esnaf ve tüccara dikkat edin; onlara gereken önemi gösterin,
fakat ihtikâr, karaborsa ve mal yigmalarina izin vermeyin


14 El islerine yardim edin; çünkü bu yoksullugu azaltir, hayat
standardini artirir


15 Tarimla ugrasanlar devletin servet kaynagidir ve bir servet gibi
korunmalidir


16 Kutsal görevinizin yoksul, sakat ve yetimlere bakmak oldugunu hiç
aklinizdan çikarmayin Memurlariniz onlari incitmesin, onlara kötü
davranmasin Onlara yardim edin, koruyun ve yardiminiza ihtiyaç
duyduklari her zaman huzurunuza çikmalarina engel olmayin


17 Kan dökmekten kaçinin, islâm'in hükümlerine göre
öldürülmesi gerekmeyen kimseleri öldürmeyin


Hz Ali bütün bu emirleri kendi nefsinde eksiksiz uygulayan bir
halifeydi Bes yillik halifeligi çok önemli olaylarla, savas ve
sikintilarla geçmisti Fitnelere karsi sonuna kadar dogru yoldan
sabirla mücadele etmek istedi sonunda sehid oldu


Hz Ali Islâm'in bütün güzelliklerine vakifti Çünkü o,
Resulullah'in daima yaninda bulunmustu Vahiy kâtibiydi, hâfiz,
müfessir ve muhaddisti Hz Peygamber'den bes yüzden fazla hadis
rivayet etti Ahkâmin nazariyatindan çok amelî keyfiyetine bakardi:
Halka anladiklari hadisleri söyleyiniz Allah ile Peygamber'in tekzip
edilmesini ister misiniz?(Buhârî, ilim) demistir


Hz Ali'nin, Hz Fâtima'dan Hasan, Hüseyin, Muhsin adli ogullari ve
Zeynep, Ümmü Gülsüm adli kizlari oldu


Hz Ali âbid, kahraman, cesur, iyilikte yarisan, takva sahibi ve son
derece cömertti Medine'de müslümanlarin durumu düzeldikten sonra,
Hz Ali de bir hizmetçi almaya karar verip, Resulullah'a gitti
Resulullah kiziyla damadinin arasina girerek: Ben size hizmetçiden
daha hayirlisini haber vereyim Yatarken otuzüç kere Allahü ekber,
otuzüç kere Elhamdülillah, otuzüç kere de Subhanallah deyin
buyurdu Yine bir gün yiyecek çok az yemekleri olan Hz Ali ile
ailesi sofraya oturduklari sirada kapilarina bir dilenci geldi, onlar
da yemegi dilenciye verdiler Ertesi gün gelen bir yetime, üçüncü
gün gelen bir esire yemeklerini verdiler Bu olay üç gün
sürdükten sonra su ayeti kerime indi: süphesiz en iyiler mizaci
kâfur olan bir tastan içerler Allah'in kullarinin tasira tasira
içecegi bir kaynak Adagi yerine getirirler ve serri yaygin olan bir
günden korkarlar içleri çektigi hâlde yiyecegi, miskine, yetime ve
esire yedirirler 'Biz sizi ancak Allah'in rizasi için doyuruyoruz,
sizden bir karsilik ve tesekkür beklemiyoruz Dogrusu biz oldukça
asik suratli zorlu bir günden dolayi Rabbimizdan korkuyoruz' derler
Allah da bu günün serrinden onlari korur Onlara parlaklik ve sevinç
verir(Insan, 511)


Hz Ali'nin Zülfikâradi verilen meshur bir kilici vardi Kilicin
agzi iki çatalli idi ve Hz Ali'ye Resulullah tarafindan hediye
edilmisti Hz Ali'nin cömertligi, insanîligi, Resulullah'a olan
yakinligiyla edindigi büyük manevî miras onu yüzyillardir halk
inançlarinda destani bir kisilige büründürmüstür Bir gün onun
dört dirhemi vardi Birini açiktan, birini gizliden birini gündüz,
birini de gece infak etti ve hakkinda su ayeti kerime indi: Mallarini
gece ve gündüz, gizli ve açik olarak infak edenler Onlar için
Rabbleri katinda karsiliklari vardir ve üzülecek de degillerdir
(elBakara, 2274)


Hz Ali'nin peygamberimizden rivayet ettigi bazi hadisi serifler:
Günah isleyen biri pisman olur, abdest alir namaz kilar ve günahi
için istigfar ederse Allah'u Tealâ Nisâ suresinde 'Biri günah isler
veya kendine zulmeder sonra pisman olup Allah'u Teâlâ'ya istigfar
ederse Allah'u Teâlâ'yi çok merhametli ve af ve magfiret edici
bulur' buyurmaktadir


Üzerinde farz namaz borcu olan kimse, kazasini kilmadan nafile
kilarsa bos yere zahmet çekmis olur Bu kimse, kazasini ödemedikçe
Allah'u Teâlâ onun nafile namazlarini kabul etmez


Malinizin zekâtini veriniz Biliniz ki, zekâtini vermeyenlerin bunu
vazife kabul etmeyenlerin namazi, orucu, hacci ve cihadi ve imani
yoktur


Peygamberimiz (sas) Hz Ali'ye buyurdu: Ya Ali, altiyüzbin koyun
mu istersin, yahut altiyüzbin altin mi veya altiyüzbin nasihat mi
istersin ? Hz Ali dedi: Altiyüzbin nasihat isterimPeygamberimiz
buyurdu: su alti nasihate uyarsan altiyüzbin nasihata uymus olursun:
1 Herkes nafilelerle mesgul olurken sen farzlari ifa et Yani
farzlardaki rükünleri, vacipleri sünnetleri, müstehaplari ifa et
2 Herkes dünya ile mesgul olurken sen Allah'u Teâlâ'yi hatirla
islâm'a uygun yasa; islâm'a uygun kazan; islâm'a uygun harca 3
Herkes birbirinin ayibini arastirirken sen kendi ayiplarini ara Kendi
ayiplarinla mesgul ol 4 Herkes dünyayi imar ederken sen dinini imar
et, zinetlendir 5 Herkes halka yaklasmak için vasita ararken, halkin
rizasini gözetirken sen Hakk'in rizasini gözet; hakka yaklastirici
sebep ve vasitalari ara 6 Herkes çok amel islerken sen amelinin çok
olmasina degil, ihlasli olmasina dikkat et


Hz Ali buyurdu:


Kisi dili altinda saklidir Konusturunuz, kiymetinden neler
kaybettigini anlarsiniz


Insanin yaslanip Rabbini bildikten sonra ölmesi, küçükken ölüp
hesapsiz Cennet'e girmesinden daha hayirlidir


Kul ümidini yalniz Rabbi'ne baglamali ve yalniz günahlari kendini
korkutmalidir


Cahil, bilmedigini sormaktan utanmasin Âlim, içinden çikamayacagi
bir meselede en iyisini Allah'u Teâlâ bilir' demekten sakinmasin


Sizin için korktugum seylerin en basinda, nefsinin istegine uymak ve
uzun emelli olmak gelir Birincisi hak yoldan alikoyar; ikincisi ise
ahireti unutturur


Amellerin en zoru üçtür Bunlar; nefsin hakkini verebilmek, her
halde Allah'u Teâlâ'yi hatirlayabilmek, kardesine bol bol ikramda
bulunabilmektir


Takva, hataya devami birakmak; aldanmamaktir


Kalpler, kaplara benzer Hayirli olani, hayirla dolu olanidir


Bana bir harf ögretenin kölesi olurum


Hz Ali bu ümmetin en ileri gelenlerinden biri olarak isllâm'in bize
kadar gelmesinde büyük rolü olan sahabelerdendir


Kaynak: Sâmil Islam ansiklopedisi





Hz Ali ra'in hilafet hakkindaki görüsü


HzPeygamber (sas) vefat edince, Müslümanlar kendilerini idâre
etmek üzere HzEbû Bekir ra'i Devlet Baskanligina getirdiler


Bilindigi gibi, HzPeygamber (sas), iki görevi birden üstlenmisti:
Birisi, Allah'tan gelen vahyi, yâni ilâhi emirleri insanlara teblig
etmek; ikincisi, bu vahiy hükümlerine göre, baskani bulundugu
devleti yönetmekti


Onun vefatiyla sadece vahiy degil, Peygamberlik de son buldu Artik
Peygamber gelmiyecek, inanan insanlar, son peygamber vasitasiyla gelen
Kur'an'la ve bu son peygamber'in Sünnetiyle kendi yasamlarina yön
verecek, düzenlerini kuracaklardir Baska deyiçle, inanmak isteyen
insanlar, yâni Müslümanlar, yasantilarinin her yönünü bu iki
kaynaga göre tanzim edecekler, bu iki kaynaga ters düsen hayat
kanunlarini tanimayacaklardir


Bu iki kaynagin özü olan Islâm'i Allahu te'âlâ tek nizam kabul
etmis ve bunun disinda kalan sistemleri tanimayacagini söyle ferman
buyurmustur:


Kim Islâm'dan baska bir din (top yekün bir hayât nizami) ararsa
ondan asla kabul olunmaz ve o, ahirette de en büyük zarara
ugrayanlardandir(1)


HzPeygamber (sas)'in vefatiyla, kanun degil, kanunun tatbikçisi
olan HzMuhammed (sas) Müslümanlar arasindan ayrilmistir
Dolayisiyle, onun ölümünden sonra, Müslümanlar yeni kaynaklara
degil; zaten mevcut olan kaynaklari tatbik edecek bir insana, bir
idâreciye muhtaçtilar Yâni vakia, kanun boslugu veya yoklugu degil,
lider yokluguydu; bu lideri bulmak lazimdi ki, bu ihtiyaci da,
baslarina Halife dedigimiz devlet baskanlarini getirerek giderdiler


Halife seçimi


HzPeygamber (sas) kendi vefatindan sonra, Müslümanlari yönetmek
üzere, sarahaten bir halife seçmek istemediginden çünkü buna
yeteri kadar vakti vardi, halife seçim isi Müslümanlarin
insiyatiflerine birakilmis; onlar da, Peygamber'lerinin vefatindan
sonra, kendilerini yönetmek üzere HzEbû Bekir ra'i seçip biat'
etmislerdir


HzEbû Bekir ra'a biat etmis olmasina ragmen, daha sonraki senelerde,
bazi grublar HzAli ra'i ona karsi göstermek istemisler ve maalesef
bu sekilde baslatilan ihtilâf asirlarca sürmüs, binlerce
Müslümanin ölümüyle neticelenen savaslara sebebiyet vermistir
Halbuki bunlar, dava arkadasi, cihâd ve siper ortaklariydilar Bunlar,
hayatlarini Allah'a hizmette yaristirmis olan insanlardi


Iste, bu konuyu en güzel bir sekilde tahlil ettigine inandigimiz,
HzAli ra'in bir konusmasiyla açiklamak istiyoruz


HzOsman ra'in sehid edilmesiyle baslayan ve Islâm tarihinde el
fitnet'ül kübrâ(en büyük fitne) diye adlandirilan hareketten
sonra, halife seçilmis olup, hilâfetini tanimayanlarla savasmak
üzere Basra'ya gitmis olan HzAli La'a, Ibnu'l Kevva' ve Kays b Ibâd
Basra'ya gidisinin sebebini sorup söyle dediler:


Bu konuda Resulullah'in bana bir ahdi yoktur


Müslümanlarin karsi karsiya gelip birbirlerini öldürecekleri bu
gelisin, Resulullah (sas)'in sana olan bir ahdi veya emriyle midir?
HzAli ra su cevabi verdi:


Bu konuda Resulullah (sas)'in bana bir ahdi olup olmadigini
soruyorsunuz Bana verilmis böyle bir ahid yoktur Vallahi ona ilk
inanan ben oldugum gibi, ona ilk defa yalan isnâd eden ben
olmayacagim Sayet bu konuda Resulullah (sas)'in bana bir ahdi
olsaydi, Ebû Bekir ve Ömer'in onun minberine çikmalarina müsaade
etmezdim, elimle onlarla savasirdim (Resulullah (sas)'in emri oldugu
için Fakat Resulullah (sas) ne öldürüldü, ne de aniden
öldü Hastaligi bir kaç gün ve gece devam etti Müezzin ona namaz
vaktini bildirmek içín geldiginde, O Müslümanlara namaz kildirtmak
için Ebû Bekir'e emrederdi Kaldi ki, benim orada oldugumu da
görüyordu Hanimlarmdan birisi (2) Hz Peygamber (sas)'e, bu
görevi Ebû Bekir'den almasini söyleyince kizdi ve siz kadinlar Hz
Yusufun basini derde sokanlarsiniz, Ebû Bekir'i geçirin
Müslümanlara namazi kildirsin!dedi Allah, Peygamberinin ruhunu
alinca, isimize baktik ve Resulullah (sas)'in dinimiz için lâyik
gördügünü dünyamiz için seçtik Namaz, Islâm'in aslidir; o
dinin emri, dinin diregidir Biz (bunun için) Ebû Bekir'e biat ettik
ve o bu isin ehliydi Içimizden iki kisi dahi ona muhalefet etmedi
Ebû Bekir'e hakkmi edâ ettim ve ona itaat etmesini bildim Onunla
beraber askerleri için de cihad ettim Bana verdigini aldim, savasa
gönderince gittim; onun emriyle had cezalarini kendi kamçimla yerine
getirdim Ölünce, yerine Ömer geldi ve arkadasinin (yâni Ebû
Bekir'in) yolunu takib etti, onun gibi hareket etti Böylece Ömer'e
biat ettik ve içimizden iki kisi dahi ona muhalefet etmedi Hiç
birimiz de baskasini ona tercih etmedik Ömer'e hakkim edâ ettim ve


ona itaat etmesini bildim Onunla beraber askerleri içinde cihad
ettim Bana verdigini aldim, savasa gönderince gittim; onun emriyle
had cezalarini kendi kamçimla yerine getirdim Ölünce Hz Peygamber
(sas)'e olan akrabaligimi, Islâm'da önceligimi ve selefiyyetimi ve
bu ise liyâkatimi düsünerek bu konuda baskasinin bana tercih
edilmeyecegini sandim Öldükten sonra, onun yüzündcn halifenin bir
günah islememesi ve kendini mesuliyetten kurtarmak için Ömer
hilâfeti çocuguna yasakladi ve yeni halifeyi seçmek üzere alti
kisilik bir heyet seçti ki ben onlardan biriyim O isteseydi oglunu
seçebilirdi; yapmadi


Heyet toplaninca, kimsenin bana tercih edilmeyecegini sandim
Abdurrahman b Avf, kimi halife tayin ederse (3) ona kesinlikle itaat
edilecegine dair bizden söz aldiktan sonra Osman b Affan'in elini
tutarak, eline vurdu ve biat etti Ben de isime baktim Ona itaatim
ise, biatimdan önce oldu Böylece Osman'a biat ettik Ona hakkini
edâ ettim ve itaat etmesini bildim Onunla beraber askerleri içinde
cihâd ettim Bana verdigini aldim, savasa gönderince gittim; onun
emriyle had cezalarini kendi kamçimla yerine getirdim


Vurulunca, kendi isime baktim Resulullah (sas)'in iki halifesi
gitmis, birisi de vurulmustu Haremeyn'deki (Mekke ve Medine'deki) ve
iki bölgedeki Müslümanlar bana biat ettiler Bunun üzerine birisi
ortaya atildi ki, dengim degil; ne Resulullah (sas)'e olan
akrabaligi benimki kadar yakin, ne ilmi benim ilmime denk ve ne de
Islâm'daki önceligi benimki gibi eskiydi Dolayisiyle ben bu ise
ondan (yâni Muaviye'den) daha lâyiktim!(4)


Degerlendirme


1 Hz Peygamber (sas), hilâfet konusunda kesin bir tavir
takinmamis, kimseyi halife seçmemistir Nitekim Hz Ali'nin yukarida
buyurdugu gibi, o bu konuda bir emir vermis olsaydi, onun emri kanun
oldugundan, mutlaka yerine getirilirdi


2 Namaz Islâm'm aslidir Asilsiz, yâni temelsiz hiç bir sey
düsünülemedigi gibi, namazsiz bir Islâm tasavvur edilemez Hz


Ali ra bunu delil kabul ederek, Hz Peygamber (sas)'in namaz için
seçtigi imâmi, yâni devlet baskani olarak kabul ediyor


3 Hz Ali, kendinden önce biat ettigi halifelere kesin bir itaatla
baglidir


4 Hz Ali, Hz Muaviye'den de kendisine ayni sekilde itaat istiyor ve
hilâfete kendisinin lâyik oldugunu söylüyor


5 Asirlardir Müslümanlara kabul ettirilmeye çalisildigi gibi,
Hulefayi rasidin birbirine düsman degillerdir Öyle olsaydi, yâni
Hz Ali, Hz Ömer'i sevmeseydi ona kizi Ümmü Gülsüm'ü verir
miydi? Allah'in aslani olan Hz Ali'nin korkudan takiyyeyapip kizini
Hz Ömer verdigini düsünmek en azindan haksizlik olur


6 O örnek halifelerin bir tek endisesi vardi: Islâm'in geregi gibi
tatbiki!


Dipnotlar:


(1) Kur'ani Kerim, Ali Imran suresi, 85


(2) Hz Ebû Bekir'in kizi Hz Aise


(3) Abdurrahman b Avf adayliktan çekildigi için, ona halifeyi seçme
yetkisini sura vermisti


(4) Suyûti, Tarihu'lHulefâ, elKahire, 1964, s 177178


Kaynak: Prof Ihsan Süreyya Sirma, Tarih suuru, Seha yayinlari





HAKEM OLAYI


Hz Ali ve Hz Muaviye taraftarlari arasinda meydana gelen Siffin
savasinda daha fazla müslüman kaninin akitilmamasi amaciyla
düsünülen, Hz Ali'nin Ebû Musa elEs'âriyi Hz Muaviye'nin ise
Amr b elÂs hakem olarak tayin ettikleri ve adi geçenlerin H
Ramazan 37M Subat 657 tarihinde ortak bir karara varmak amaciyla
biraraya gelip bu konuda hüküm vermek üzere anlastiklari olayin adi


Hz Osman'in sehid edilmesiyle ortaya çikan karisikligin, Hz Ali'nin
halife tayin edilmesiyle nisbeten hafifledigi görülmüs ve
müslümanlar çogunlukla Hz Ali'ye bey'at etmislerdi Hz Aise,
Zübeyr, Tâlha ve Sam valisi Muaviye, Hz Ali'ye bey'at etmeyenlerin
basinda geliyorlardi Bunlarin Hz Ali'ye bey'at etmemelerinde Osman'in
öldürülmesi olayinin Hz Ali taraftarlarinca gerçeklestirildigi
görüsü rol oynuyordu Ancak Hz Ali bu olaylarla uzaktan yakindan
bir iliskisinin olmadigini, hatta zorla, istemedigi halde tahdit sonucu
halife seçilmis oldugunu ileri sürülerek kendisine bey'at
etmeyenlerin müslümanlar arasina nifak soktuklarini ifade etti
Hattâ daha sonra meydana gelecek olan Cemel vak'asinda dahi savastan
eser yokken, gece vakti nifakçilarin Hz Aise tarafina saldirmalari
neticesi savas çikmis, Hz Ali bu savasta sehid olan Hz Zübeyr'e;
Ey Zübeyr, hatirlamiyor musun bir gün Ganemogullari mahallesinde
beraberken Hz Peygamber (sas)'le karsilasmistik Bize söyle
demisti; Ey Zübeyr bir gün Ali b Ebî Talib'le savasacaksin ve o
savasta sen ona karsi haksiz durumda bulunacaksin Bunun üzerine Hz
Zübeyr, 'Vallahi hatirladim, seninle savasmayacagim' diyerek savastan
vaz geçmeyi düsünmüs, ancak oglu Abdullah Onu zorlamisti
(IbnülEsîr, elKâmil FitTarih, terc Ahmed Agrakça, III, 284,
349; Ebu'lFidâ, elMuhtasar fî ahbâri'lBeser, I, 173) Bundan da
Hz Ali'nin bu olayda hakli oldugu ve kendisine beyat edilmesinin
gerektigi sonucu çikmaktadir Nitekim Hz Aise de bu savastan sonra
gerçegi anlayarak Medine'ye evine dönmüstür


Cemel Vak'asindan sonra Hz Ali, Cerir b Abdullah elBecili'yi,
kendisine bey'at etmeyen Muaviye'ye beyat almak amaciyla göndermis ve
müslümanlarin Cemel vak'asindaki durumundan örnekler vererek kan
dökülmemesini istemistir Muaviye, Cerir'i bir süre oyalayarak Sam
halkinin görüslerine basvurdu Samlilar Hz Osman'in kanini
dökenlerle savasincaya kadar uyumayacaklarina ve intikam almaya dair
yemin etmis olduklarini söylediler Diger taraftan Muaviye Hz
Osman'in kanli gömlegini Dimask'ta mescide asarak halka teshir etti
Muâviye, danismani Amr b elAss ve Sam ileri gelenleriyle görüserek
Hz Ali'ye beyat etmeyecegini söylemis ve Cerir b Abdullah'i geri
göndermisti (Ibn Kesîr, elBidâye, VII, 254)


Cerir, Hz Ali'ye gelerek olanlari anlatti Muaviye'nin kendisi
aleyhine hazirlik yaptigini hatirlatarak Hz Ali'yi bu konuda uyardi
Bunun üzerine Hz Ali Medine'deki müslümanlari ve onlara tabi
olanlari toplayarak Muaviye üzerine hareket etti Iki ordu Siffin
ovasinda karsilastilar Hz Ali, Besir b Amr elEnsârî, Saîd b
Kâys elHemdâni ve Sebes b Rabî' etTemimi'yi göndererek itaat
etmesini bildirmelerini söyledi Ancak Muaviye, itaate yanasmayarak
diretti Hicri 36 yili zilhicce ayina kadar savas öncü birlikler ve
mübarezeler seklinde devam etti (Ibnü'lEsîr, age, III, 285; Ebu'l
Fida, elMuhtasar, I,175) Haftalarca karsilikli elçi gönderme
seklinde geçen olaylar Hz Ali'nin Muaviye'nin beyat etmeyecegine
kanaat getirerek muharrem ayindan sonra hakka su ilani yaptirmasiyla
son buldu: Mü'minlerin emiri der ki: Hakk'a dönmeniz ve ona
yönelmeniz için sizi tesvik etmek istedim Size, Allah'in kitabiyla
delil getirdim ve ona davet ettim Siz ise taskinliktan, azginliktan
vazgeçmediniz Hakk'a icabet etmediniz Ben de size ayni sekilde
ahdimi bozdum Zira Allah hâinleri sevmez(Ibnu'lEsir, age, III,
298) Bu ilan sonunda Sam halki emir ve reislerine sigindilar


Yüzon gün boyunca devam eden bu bekleyis, safer ayinin dördüncü
günü baslayan savasla son bularak Hz Ali taraftarlarinin
saldirisiyla alevlenmisti Ester enNehâî'nin basarisi Hz Ati
taraftarlarinin Muaviye'nin karargâhina kadar varmalarini saglamis ve
beyat edenleri üstün bir duruma geçirmisti Bu sirada Ammâr b
Yâsir Sehid düsmüs, bunu Veysel elKaranî izlemisti Bunlarin sehid
oldugunu duyan Muaviye'nin bas komutani Amr b elAss, Hz Peygamber
(sas)'in Ammâr âsîler tarafindan öldürülecek(Buhârî,
Salât 63; Müslim, Fiten 70, 72, 73; Tirmizî, Menâkib 34) hadisini
hatirlayarak savastan vazgeçmeyi düsündü Ancak Muaviye'nin
baskisiyla vazgeçti ve Muaviye ona sonlarinin kötüye gittigini, Hz
Ali'nin kendilerini öldürecegini söyleyerek derhal bir seyler yapip
Ali safindaki müslümanlari durdurmasini söyledi: Haydi bakalim
maharetini göster ey Ibnü'lAss, yoksa mahvolduk demektirdiyerek
Amr'i önledi Bunun üzerine Amr da Muaviye askerlerine Ey nâs!
Kimin yaninda Mushaf varsa mizraginin ucuna takarak havaya kaldirsin
diye hitab etti (Hasan Ibrahim Hasan, Târih'ulIslâmü'sSiyâsî, I,
400) Amr, bu hareketinin Hz Ali taraftarlari üzerinde büyük bir
etki gösterecegini biliyordu ve nitekim öyle oldu Müslümanlar
Kur'ân'a karsi gelemezlerdi Basra kurrâsindan Mis'ar b Fedeki ile
elEsas b Kays'in baskanliginda bir grubun baskisiyla Hz Ali de
savasi birakmak zorunda kalmisti Hatta tehdit edilerek kendisine
söyle denildi: Allah'in kitabina çagrildiginda ona uy, yoksa seni
kalabaliga birakiriz veya Osman'a yaptigimiz gibi yapariz!


Bunun üzerine Hz Ali Ey Allah'in kullari: Hakkinizi almaya ve dogru
olan isinizi yapmaya devam edin Zirâ Mu'âviye, Amr binAss, Ibni Ebi
Muaye, Habib b Mesleme, ibni Ebi Seher ve Dahak b Kays dine ve
Kur'ân'a sahip ciddi ve samimi insanlar degillerdir Ben onlari sizden
daha iyi bilirimFakat bu tür konusmalari bir fayda vermedi
Askerler: Biz Kur'ân'a karsi kendimizi ortaya atip meydan okuyamayiz,
Hz Ali'nin sözlerini kabul edemeyizdiyerek savasmaktan vazgeçtiler
(Ibnu'lEsîr age 321, 322, Dogustan günümüze büyük Islâm
tarihi, II, s 244; Irfan Abdulhamit, Islâm'da itikâdî mezhepler ve
Akaid esaslari, tic M Saim Yeprem s, 82)


Böylece sulhun akdedilmesi konusunda, Kurrâ ehlinin büyük tesiri
olmustur Kurrâ ehli, müslümanlarin arasindaki sorunun çözümünde
Kur'ân'i hakem olarak kabul ve tavsiye ediyorlar, herkesi de bu
görüse göre yönlendirerek Hz Ali'nin de bu görüsü benimsemesi
için ona baski yapiyorlardi Sonunda Hz Ali, Muâviye'ye elçi olarak
gönderdigi komutani Ester'i geri çagirarak; yaziklar olsun! Ester'e
söyleyin geri gelsin Zira fitne çikti: Artik harbi birakmaktan baska
çare yokdiyerek sulhe ister istemez razi oldu Sonra Muaviye'ye
Es'as b Kays'i göndererek ne istedigini ögrenmesini söyledi Hz
Muâviye gelen elçiye; Siz ve biz Allah'in kitabinda emrettigi seye
dönecegiz Sizden, razi oldugunuz bir kisiyi gönderiniz, biz de bir
kisi göndeririz ve bu kisilerin Allah'in Kitabinda olan hükümle
karar vermelerine, Kitaptan sasmamalarina dair onlardan söz aliriz
daha sonra da anlastiklari seye uyariz (Ibnü'lEsîr age; 323),
diyerek planini açikladi Es'as bu teklifi alarak disariya çikti ve
bazen bizzat kendisi okumak suretiyle bazen de halka verip okutmak
suretiyle ilân etmeye basladi Nihayet Temim ogullarindan bir gruba
götürdü Aralarinda Urve b Üdeyye'nin de bulundugu bu grup,
sözkonusu mektubu okuyunca Urve b Üdeyye Allah'in emri dururken
tutup ta baska sahislari mi hakem tayin ediyorsunuz? Oysa Allah'tan
baska hiç kimsenin hüküm verme yetkisi yoktur(La hükme illa
lillah) dedi


Hakemlerin seçimi konusunda Muâviyenin tayin edecegi kisi belli idi
ki bu Amr b elÂs'dan baskasi olamazdi Ancak Hz Ali
taraftarlarindan Es'as ve ona tabi olanlar da biz Ebû Musa
elEsâri'ye raziyizdediler Bunun üzerine Hz Ali siz daha isin
basinda bana isyan ettiniz, su an bana karsi gelmeyinizdiyerek Ebû
Musa hakkindaki endisesini açikladi ve onlara ihtarda bulundu Hz
Ali'ye göre Ebû Mûsa elEs'ârî insanlari Muâviye tarafina
yönlendirerek kendi sirlarini onlara anlatiyordu Ancak taraftarlari
Ebû Musa üzerinde direttiler Hz Ali de bunlarin görüslerine
istemeyerek de olsa uymak zorunda kaldi Hz Ali'nin bu kanaati ise
Hâricilerin ortaya çikmasi neticesinde dogrulanmis oluyordu Onlarin
da yanlis davranislari hem yeni bir sapik firkanin dogmasina hem de bir
çok kimsenin itikadinin bozulmasina yol açti (Taberî III;
Ibnü'lEsir age 330331) Iki taraf, arasinda hakem tayini ile
ilgili sözlesmeyi yazarak bunun kabul ve tasdikini garanti altina
aldilar Sözlesmenin özeti söyle idi: Bismillahirrahmanirrahim
Bu, üzerinde Ali b Ebi Talib ve Muâviye b Ebi Süfyan'in anlastigi
bir metindir, Allah'in hükmüne ve Kitabina göre hareket edecegiz
Bizi Allah'in kitabindan baskasi birlestiremez Allah'in Kitabi bastan
sona kadar elimizde oldugundan, onun dirilttigini bir de diriltir;
terkettigini biz de terkederiz Her türlü hükmünü kabul ederiz
Iki hakem; Ebû Musa Abdullah b Kays elEs'ârî ve Amr b elÂs
elKureysî, Allah'in kitabinda ne bulurlarsa onunla amel edeceklerdir
Allah'in kitabinda bulamadiklarini, bir araya getirici âdil sünnette
arayacaklardir Ali ve Muâviye, Allah'a karsi ahid ve misak
içindedirler Her biri derler ki: Ben bu sahifedeki seye raziyim
Abdullah b Kays elEs'arî ve Amr b elÂs, Allah adina yemin
etmislerdir Karâri Ramazan ayina ertelemislerdi Sonra ikisi, bu
sayfada olan sey üzerine: bu husuta zulüm ve saptirmak isteyen ve bu
sahifede olan seyi terkeden kimseye karsi sâhitlerin yardimci
olacaklarina dair sehadetlerini yazarlar Onbes safer, hicrî 37


Iki hakem yetkilerini gösteren sahifeleri alarak Ramazan 37 H (M
657)'de bir araya geldiler Erzuh'ta Dumetü'lCendel'de her iki
taraftan dörtyüzer kisilik birer grup hakem kararini almak üzere
toplantiya katildi Iki hakem önce niçin toplandiklarini konusarak
karara vardilar Bunun amaci halkin arasindaki gerginligi azaltmakti
Önce Amr söz aldi Hz Osman'in haksiz olarak öldürdügü fikrine
katiliyor musun? Ebû Musa evetdiyen Amr, elIsrâ suresi 33
âyette haksiz yere insan öldürülemeyecegini gösteren delilini
ileri südü O halde ey Ebû Musa! Seni Hz Osman'in velisi
Muâviye'ye karsi çikaran nedir? O Kureystendir deyince Amr da Hz
Ali'nin Peygamber (sas)'in soyundan oldugunu ve damadi olarak
Muâviyeden önce geldigine isaret etti Bu tür çekismeler uzun bir
süre daha devam etti Onlar sulhün böyle devam edemeyecegini, hem
Hz Ali hem de Muâviye'ye bey'at edilmemesi gerektigine inanarak fikir
birligine vardilar O halde yeni halife müslümanlar tarafindan
seçilmeliydi Simdi yapilacak is bu kararlarini müslümanlara
bildirmeye gelmisti Bu karari cemaate açiklamak üzere Ebû Musa
minbere çikti ve Allah'a hamd ve senadan sonra Ey nas! Biz ümmetin
durumunu düsünüp bir formül bulmakta epey zorlandik Hem benim, hem
de Amr'in görüsü sudur: Hz Ali ve Muâviye'yi hilâfetten
uzaklastirmak ve ümmetin kendisinin istedigi birisini hafife tayin
etmelerini saglamak gerekir Bundan dolayi ben, Hz Ali ve Muâviyeyi
hilâfet görevinden aliyorumdedi Sira Amr'a gelince O da minbere
çikti ve söyle konustu; Süphesiz Ebû Musa'nin söylediklerini
duydunuz O Ali'yi görevden almistir Ben de onun yerine Muâviye'yi
halife tayin ettimdeyince herkes saskinliktan ne yapacagini, ne
diyecegini bilemedi Bu karara Ebû Musa derhal itiraz ederek Sana ne
oluyor ki anlasmaya ihanet ediyorsun, sen facir oldun Allah seni
basariya ulastirmasindiyerek orayi terketti (Ibnü'lEsîr age
340)


Ebû Musa bu olaydan duydugu utanç ve üzüntü üzerine insanlardan
uzaklasmak amaciyla Mekke'ye giderek orada yalniz basina yasamayi
tercih etti Bu olay üzerine müslümanlar dagilmis, Muâviye
kendisini mesrü halife ilan ederek Islâm tarihinde çift halife
dönemi baslamistir Bu durum Hz Hasan'in elinden halifeligin
alinmasina kadar devam etmistir Ancak Hz Ali hiç bir zaman
Muâviye'yi mesru halife olarak tanimamis, sehîd edilinceye kadar Sam
hariç bütün müslümanlarca halife olarak kabul edilmistir
 

Similar threads

36656 tarihinde dördüncü halife emirü'lMüminin Hz Ali ile Hz Âise taraftarlari arasinda Basra dolaylarinda meydana gelen çatisma Üçüncü Rasid halife Hz Osman (ra)'in sehit edilmesinden sonra üçbes gün anarsi hüküm sürdü Hz Osman'i sehit eden âsiler ortama hâkimdiler Bunlar bir an önce...
Cevaplar
0
Görüntüleme
137
Ali İbni Ebu Talip (ra) Resulullah'ın amcasının oğlu, damadı, dördüncü halife Babası Ebû Talib, annesi Kureyş'ten Fâtıma binti Esed, dedesi Abdulmuttalib'tir Künyesi Ebu'ı Hasan ve Ebû Tûrab (toprağın babası), lâkabı Haydar; ünvanı Emîru'lMü'minin'dir Ayrıca 'Allah'ın Arslanı' ünvanıyla da...
Cevaplar
0
Görüntüleme
118
OSMAN B AFFÂN (ra) Osman b Affân b EbilAs b Ümeyye b Abdi'şŞems b Abdi Menaf elKureşî elEmevî; Raşid Halifelerin üçüncüsü Ümeyyeoğulları ailesine mensup olup, nesebi beşinci ceddi olan Abdi Menaf'ta Resulullah (sas) ile birleşmektedir Fil olayından altı sene sonra Mekke'de doğmuştur Annesi...
Cevaplar
0
Görüntüleme
163
Hz Muhammed (sas)'in Islâm'i teblige baslamasindan sonra ilk iman eden hür erkeklerin; rasit halifelerin, aserei mübesserenin ilki Câmiu'l Kur'an, esSiddîk, elAtik lakaplariyla bilinen büyük sahabi Kur'âni Kerim'de hicret sirasinda Rasûlullah'la beraber olmasindan dolayi, magarada bulunan iki...
Cevaplar
0
Görüntüleme
119
Hz Peygamberin, hakkinda ne güzel kuldiye buyurdugu sahabî Nesebî, Hâlid b Velid bMugire b Abdillah b Amr b Mahzum Annesinin ismi Lübâbe olur Hz Meymune'nin yakin akrabasidir Hz Hâfid'in lakabi Seyfullah (Allah'in Kilici)'dir Hz Peygamber (sas) Mute savasindaki basarisindan ötürü onu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
91
858,523Konular
981,268Mesajlar
31,118Kullanıcılar
humeyracskSon üye
Üst Alt