Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Koronavirüs nedeniyle uzun bir mühlet konutlarımızda vakit geçirdik. Günlük alışkanlıklarımızdaki değişime bağlı olarak ise fazla yeme sonucu artan kilolar en büyük sorun olarak karşımıza çıktı. Yaz mevsiminin gelmesi ve olağanlaşma sürecinin başlaması ile birlikte karantina sürecinde alınan fazla kilolardan kurtulmak için bireylerin süratli kilo verdiren diyet programlarına yöneldiklerini vurgulayan Diyetisyen Selin Cengiz, "Düşük kalorili diyet programları, tek tip ya da yetersiz, istikrarsız beslenme programları sıhhatsiz ve şahsa özel olmadığı için kısa vadeli olmaktadır. Bu durumun birebir vakitte bireylerin beden direncini azalttığından, ilerleyen devirde farklı kronik hastalıklara davetiye çıkarabilir” sözlerini kullandı.
Çin’de başlayıp tüm dünyayı tesiri altına alan koronavirüs pandemisi, şahısları birçok istikametten etkilerken gerilim ile birlikte duygusal yeme davranışı eğilimlerimizde de artış gözlemlendi. Bunun sonucunda ise ‘Karantina Kilosu’ ismini verdiğimiz durum ile karşılaştık. Olağanlaşma süreci ile birlikte ise bireyleri almış olduğu fazla kiloları vermek için çeşitli arayışlara girerken, birçok kişi sıhhat açışından hayli ziyanlı tek tip, yetersiz ve istikrarsız beslenme programlarına yöneldi.
Zayıflarken yağlanmayın
Süratli kilo vermek için yapılan sıhhatsiz ve şahsa özel olmayan diyet programlarının maalesef kısa vadeli olduğunu lisana getiren Cengiz, “Bununla birlikte tanınan yahut düşük kalorili beslenme programları, size özel programlanmadığında yağ ölçüsünde değil, kas ve su kaybında azalmaya neden olmaktadır. Kısa müddette süratli kilo kaybını vaad eden diyet programları; metabolizmanın yavaşlamasına neden olabilir. Uzun müddetli düşük kalori alımı bedende gerilim ortamı oluşturur ve bununla birlikte metabolizma yavaşlayabilir. Birebir vakitte yavaşlayan metabolizma ile birlikte beden, yağ depolarını korumak için kas kütlesini yakıt olarak kullanabilir. Bu biçim diyet programlarını uyguladıktan sonra zayıflamış ama yağ oranı artmış bir bedenle karşılaşılabiliriz“ dedi.
Kilo verirken organlarınızdan olmayın
Cengiz kelamlarını şöyle sürdürdü: “Bu cins diyetler uzun vadede uygulandığı vakitlerde; organ hasarı, saç dökülmesi, kansızlık, safra kesesi taşı, adet düzensizlikleri, depresyon üzere sorunlara yol açabilir. Bilhassa organ hasarı olarak böbrek, karaciğer, beyin üzere yüksek güç gereksinimi olan organlar nizamlı olarak karbonhidrat alımına gereksinim duyduğu için ani kalori düşüşlerinde kısıtlanan güç, bu organların geri dönüşü olmayacak halde ziyan görmesine yol açar. Bununla birlikte rastlanabilecek hastalıkların ortasında inme, kalp krizi ve böbrek yetmezliği görülebilir. Dünya Sıhhat Örgütü’nün sağlıklı hayat ve kilo denetimi rehberinde nazaran sağlıklı bir kilo kaybı programı, yaşa ve şahsa özel ayarlamalarla ayda 2 ila 4 kilo civarında kilo verdirmeyi hedeflemelidir. Bu yüzden kilo vermeye yönelik beslenme programları bedeninize uygun bir biçimde uzman eşliğinde planlanmalıdır. Birebir vakitte hareketsizliğe karşı da diyet olmalı. Zira bu süreçte kas kaybı yaşamamız için nizamlı antrenman yapmalıyız’’ dedi.
