Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Her kul aşkiyla doğar...

Her kul aşkiyla doğar...

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Hey gönül hey! Sık dişini az kaldı… Yakındır yâr perçeminde gölgelenişimiz Murâdın ayak sesiyle uğuldayan duvarlar, kavuşmak üzre Hak'ka yalvardığın demlerin yankısıyla şenlenir artık…

Bahtın kara giymeye merak edişine karşı gözümüzü kararttık…

Duy gönül duy! Vakit kavuşmak vaktidir gayrı… Hem… Olmaz böyle yârdan ayrı!

Şafak sökerken gözlerine dolan hayalin en tatlı yerinde, titreyip doğrulduğun yatağından, Besmeleyle kalkıp seccadenin üzerinde aşkın hakikatini gösterene şükür ettiğin demlerin hatırına… Vuslat bir karıştan daha yakın bir vadeye layık görüldü Ve sen deli gönlüm… Sen ve senin o yılgınlık tanımaz yelelerin… Cânânın bir çift kuğu kadar beyaz ve nazenin elleriyle örüldü…

Zafere koşan atların toynak sesinden ilham alan saatler, sabır ikindilerinde yâr diyerek çırpınır hâlâ…

Tamam, gönül tamam… Sabır dergâhında yudumladığın uzleti bozmayayım… Pekâlâ!

……

Meçhul diyerek âlemi dolaştığım zamanlarda… Fani dünyanın fani kurallarınca meçhuldü yâr…

Lâkin bildik ve tanıdıktı Şundan ki; tâ Levhi Mahfuz'da… Ruhların imtihan dünyasına gitmek üzre sırasını beklediği o ilahi koridorda… Şu an sahip olduğumuz aklın izah etmeye yetmeyeceği bir zaman ve mekân kavramının kuşattığı o yerde…

Nur süvarilerinin ayak izinden aheste adımlarla yürürken…

Tam dokuz adım gerimde, bir gonca salındı Fecrin ılık rüzgârından ilham aldığı belli buğulu nazarından içime süzülen sevda cevherinin, her zerremde bir ihtilâl misali fırtına koparışını nasıl tarif edeyim?

O ân aşkın billur kelepçeleriyle bağlandık birbirimize…

Dünyaya inmek üzere Kün!emriyle birlikte anne rahmine düşerken, gözüm arkada kaldı

Yâr ile ayrı kalmak pek incitti yüreciğimi…

Fani elbiselerimin içerisinde gezdirdiğim âşık ruhumu, nihayetinde kavuşmayla taçlanacak bir arayışa sevk etmemin yegâne sebebi de bu idi Nerede, ne zaman, nasıl ve hangi sıfatla onu bulacağımı bilmeden aradım İşte bu sebeptendir ki a gönül! Hayalimde açmaya tereddüt eden goncanın ipek saçlarını Aşkım!diyerek taradım
Yıllar yıllara ulanıp, ruhum hasretin amansız girdabında bulanırken… Her nefeste yâr, varlığıyla dilime dolanırken…

Şiirlerin sırtına Gel!diyerek fermanlar ekledim Bilmem kaç mevsim o canlar canının yolunu bekledim

Fuzuli Dedemin sır dolu beyitleriyle biledim aşka âşık ruhumu…

Baki'nin yâr diyerek dudağı yarılmış itinden sebat devşirdim Nedim gibi şuh itirazlarım da oldu Yedi Tepe akşamlarına…

Şeyh Galip töresince suda yürüdüm bir vakit… Aşk, özümde mayalanıp kıvamına ermeye başladıkça… Yaklaştığımı müjdelediler, her bahar yârdan haber getiren turnalar Sabır oldu her nefesim, sabır kesildi her adımım, sabır akıttı su içtiğim çeşmeler ve avuçlarımı okşayarak dökülen sabırla doldu kurnalar…


Bir İstanbul ikindisine saklandığını sezdim sonra, ezelden beri beklediğim İlahi randevunun…

Kalemimden alev püskürttüm DerSaadet semalarına…

Ola ki yâr görür de unutmadığımı ve yana yakıla onu aradığımı sezer diye…

Üstelik mehtabı tellal ettim Boğaz'ın lacivert sularında salındığı geceler…

Avaz avaz bağırttım mehtabı, Kim demiş âşık gönül bezerdiye…
Yârin duyacak takati oluncaya kadar nidâmla kuşattım ak sayfaları… Sırrımı bilecek olana âşikâr etmek derdiyle dile düştüm Dile düşmeden güle düşülmezdi Bülbül tavrımı yeren bakışlara inat, en tiz perdeden haykırdım aşkımı… Yâr destur vermedikten sonra aşk yükü bölüşülmezdi Evvelâ bölüştük ve dahi sonra gülüştük…

Vuslat omzumuza konmak üzre alçalır oldu manilerin tel örgülerle kuşattığı göklerden…

Ve muradın bereketli dallarıyla müsemma ağacı, su dilenir oldu naz yapmaktan imtinâ etmeyen köklerden…

Şimdi baharı geldi ömrün… Söylesene a gönül…

Ben nasıl edeyim de suspus oturup, sabır ile o mukaddes anı bekleyeyim Ben bülbülüm a gönül… Ben bülbülüm… Ben şeyda çığlığımla Güüüüüüüüllll!diye inletmezsem gökkubbeyi, aşk ehli sır sahiplerinin indinde, itibarım kalır mı? Kalmaz!

O sebepten hey benim deli gönlüm… Biraz daha delir de, kavuşmak menzilinde, gemi azıya almış ruhumun saçaklarına tutunup kerevete çıkalım… Maniler dağ kesilse de önümüzde, korkma! Aşk ile vurduğumuz bir fiskede yıkalım…

……

Aşkı bilmeyene tuhaf gelir sözümüz… Gönül… Aşkı bilmeyen, bizim bu kelâmımızın cebinde sakladığı merâmı da çözemez! Unutma, ey yâr için yardan attığım deli gönlüm! Yâr dediğimiz gökte hilâldir ve naz ederek salınır Biz dahi yıldız olduk o yâre… Unutma! Gök, siyah kadife kaftanını giydiği vakit, hilâl, yıldızsız gezemez! Bundan gayrı söze ne hâcet… Yâr hilâlim olmuş ya, Hak emriyle helâlim de olacak işte…

Gözüm kapıda, kulağım kirişte
alıntıdır
 
858,500Konular
982,380Mesajlar
32,976Kullanıcılar
arktristSon üye
Üst Alt