iltasyazilim
FD Üye
Haram lokma endişesi insanı titretmelidir
M Fethullah Gülen
İnsanın yediğine ve içtiğine dikkat etmesi gerektiğiyle alakalı çokça irşad ve ikaz yapılmıştır Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), haram lokmadan gelişen bir insanın vücudundaki etin ancak cehennemle temizleneceğini ifade buyurmaktadır
Bu sebeple haram lokma mevzuunda başta Ashabı Kiram olmak üzere bütün Allah dostları azami derecede hassasiyet göstermişlerdir Hazreti Ebû Bekir, kendisine her gün yemeğini getiren hizmetçisine, her defasında yemeği nereden getirdiğini, hangi yolla tedarik ettiğini sorardı Bir defasında sormayı unutur İhtimal uzun zamandır açtır Lokmayı ağzına koyduktan sonra aklına gelir ve hizmetçisine yemeği nereden temin ettiğini sorar Hizmetçisi şöyle cevap verir: “Ey Allah’ın peygamberinin halifesi! Ben cahiliye devrinde arraflık (gaipten haber veren, kâhinlik, falcılık) yapıyordum Halk bunun karşılığında bana para veriyordu O dönemlerde yaptığım arraflıktan dolayı birisinden alacağım vardı Onu aldım ve bu yemeği onunla yaptım
Bunu duyan Hazreti Ebû Bekir’in birden rengi atar, elini gırtlağına kadar götürerek midesinde ve gırtlağında bulunan şeyleri dışarıya çıkarır Onun bu hassasiyetini gören sahabi, “Ey Allah’ın Peygamberinin halifesi! Bu kadarı fazla değil mi? Ne diye kendine bu kadar ızdırap veriyorsun? diye sorar Bunun üzerine Hazreti Ebû Bekir şöyle cevap verir: “Ben Allah Resûlü’nden işittim O (sallallâhu aleyhi ve sellem) vücudunda bir tek haram lokma bulunan bir insanın ancak cehennemle temizleneceğini buyurmuştu
Hakkımı helal ederim; ama bir şartla
Hekimler, hamile kalan bir kadına rahatlatıcı ilaçların verilmemesini, çünkü bu tür ilaçların gelişmekte olan ceninin maddi yapısına tesir ettiğini, az bir nisbette de olsa bir kısım uzuvlarının bozulmasına yol açabileceğini söylemektedirler Bu risk ihtimaline binaen hamile kadınlar çocuklarının sıhhati için o ilaçları almazlar Aynen bunun gibi Abdulkadir Geylâni, İmam Şazeli, Şahı Nakşibendi gibi mana âleminin sultanları, tecrübeleriyle haram lokmanın insanlar üzerinde menfi tesir icra ettiğini ifade buyurmaktadırlar Onlar bu sahanın hekimleri olarak bize, yenilen haram lokmaların doğacak çocukta bir kısım zararlara yol açtığını söylemektedirler Bu, yüzde bir ve yüzde iki nispetinde dahi olsa herkes bundan tir tir titremelidir
İmam A’zam Ebû Hanife Hazretleri’nin babası olan Sabit’in harama karşı büyük bir hassasiyeti vardı Onunla alakalı şöyle bir menkıbe anlatılır: Sabit Hazretleri bir gün abdest almak için bir dere kenarına gelir Suda bir elma görür Abdestten sonra suda çürüyüp gidecek olan bu elmayı alıp yer Fakat tükrüğünde kan görür Şimdiye kadar böyle bir hal görmediği için tükrükteki kanın bu elmadan ileri geldiğini tahmin eder Yediğine pişman olur Elmanın sahibini bulup helalleşmek için dere boyunca gider Adamı bulur Adam hakkını helal etmesi için bir şart koşar ve “Benim kör, sağır, dilsiz ve kötürüm bir kızım var Onu görmeden evlenmeye razı olursan o zaman elmayı sana helal edebilirim der
Sabit Hazretleri ahirete kul hakkıyla gitmemek için bu teklifi kabul eder Düğün hazırlığı yapılır Sabit Hazretleri’nin ilk gece odaya girmesiyle çıkması bir olur Hemen kayınpederine koşup, “Bir yanlışlık var galiba, içeride sizin bahsettiğiniz vasıflarda bir kız yok der Kayınpederi tebessüm ederek, “Evladım, o benim kızımdır, senin de helalindir Ben sana kör dediysem, o hiç haram görmemiştir Sağır dediysem, o hiç haram duymamıştır Dilsiz dediysem, o hiç haram konuşmamıştır Kötürüm dediysem, o hiç harama gitmemiştir Var git helalinin yanına, Allahu Teâlâ mübarek ve mesud etsin der İşte bu evlilikten, yani böyle bir anne ve babadan İmam Azam Ebû Hanife Hazretleri dünyaya gelir
Allah Resûlü bir hadisi şeriflerinde mana olarak şöyle buyurmaktadır: “Helal ve haram birbirinden ayrılmıştır İkisinin ortasında hükmü beyan edilmeyen şüpheli şeyler vardır Müttaki ve zahid odur ki, bu şüpheli şeylerden sakınır İnsan, tıpkı hudutta koyun güden bir çoban gibi veya her an başkasının sınırına geçmekle karşı karşıya, mayınlı tarlada gezen bir insan gibi titiz ve hassas olmalıdır İnsanda bir çiğnem et vardır Bu et sağlam ve sıhhatli olduğu zaman vücut sıhhatli olur, fesada gittiği zaman da bütün vücut bozulur Dikkat edin bu, kalbdir
Binaenaleyh bu hadisten işari yolla bir hüküm çıkaracak olursak, insanın kalbi, kalbin pompaladığı kan, mai hayatı vücuda püskürtürken bunun helal olması, bütün cesedin sıhhatinin teminatı ve garantisi, püskürttüğü kanın haram olması cesedin fesadı olacaktır Allah, neslimizi helalle pâyidâr eylesin
ÖZETLE
1 Efendimiz, haram lokmadan gelişen bir insanın vücudundaki etin ancak cehennemle temizleneceğini ifade buyurmaktadır
2 Haram lokma mevzuunda başta Ashabı kiram olmak üzere bütün Allah dostları azami derecede hassasi yet göstermişlerdir
3 Mana aleminin büyükleri bize, yenilen haram lokmaların doğacak çocukta bir kısım zararlara yol açtığını söylemektedirler
4 Kalb insanın maddi ve manevi vücudunun merkez noktasıdır Onun sıhhati ya da fesadı doğrudan doğruya vücuda tesir etmektedir
14072006
M Fethullah Gülen
İnsanın yediğine ve içtiğine dikkat etmesi gerektiğiyle alakalı çokça irşad ve ikaz yapılmıştır Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), haram lokmadan gelişen bir insanın vücudundaki etin ancak cehennemle temizleneceğini ifade buyurmaktadır
Bu sebeple haram lokma mevzuunda başta Ashabı Kiram olmak üzere bütün Allah dostları azami derecede hassasiyet göstermişlerdir Hazreti Ebû Bekir, kendisine her gün yemeğini getiren hizmetçisine, her defasında yemeği nereden getirdiğini, hangi yolla tedarik ettiğini sorardı Bir defasında sormayı unutur İhtimal uzun zamandır açtır Lokmayı ağzına koyduktan sonra aklına gelir ve hizmetçisine yemeği nereden temin ettiğini sorar Hizmetçisi şöyle cevap verir: “Ey Allah’ın peygamberinin halifesi! Ben cahiliye devrinde arraflık (gaipten haber veren, kâhinlik, falcılık) yapıyordum Halk bunun karşılığında bana para veriyordu O dönemlerde yaptığım arraflıktan dolayı birisinden alacağım vardı Onu aldım ve bu yemeği onunla yaptım
Bunu duyan Hazreti Ebû Bekir’in birden rengi atar, elini gırtlağına kadar götürerek midesinde ve gırtlağında bulunan şeyleri dışarıya çıkarır Onun bu hassasiyetini gören sahabi, “Ey Allah’ın Peygamberinin halifesi! Bu kadarı fazla değil mi? Ne diye kendine bu kadar ızdırap veriyorsun? diye sorar Bunun üzerine Hazreti Ebû Bekir şöyle cevap verir: “Ben Allah Resûlü’nden işittim O (sallallâhu aleyhi ve sellem) vücudunda bir tek haram lokma bulunan bir insanın ancak cehennemle temizleneceğini buyurmuştu
Hakkımı helal ederim; ama bir şartla
Hekimler, hamile kalan bir kadına rahatlatıcı ilaçların verilmemesini, çünkü bu tür ilaçların gelişmekte olan ceninin maddi yapısına tesir ettiğini, az bir nisbette de olsa bir kısım uzuvlarının bozulmasına yol açabileceğini söylemektedirler Bu risk ihtimaline binaen hamile kadınlar çocuklarının sıhhati için o ilaçları almazlar Aynen bunun gibi Abdulkadir Geylâni, İmam Şazeli, Şahı Nakşibendi gibi mana âleminin sultanları, tecrübeleriyle haram lokmanın insanlar üzerinde menfi tesir icra ettiğini ifade buyurmaktadırlar Onlar bu sahanın hekimleri olarak bize, yenilen haram lokmaların doğacak çocukta bir kısım zararlara yol açtığını söylemektedirler Bu, yüzde bir ve yüzde iki nispetinde dahi olsa herkes bundan tir tir titremelidir
İmam A’zam Ebû Hanife Hazretleri’nin babası olan Sabit’in harama karşı büyük bir hassasiyeti vardı Onunla alakalı şöyle bir menkıbe anlatılır: Sabit Hazretleri bir gün abdest almak için bir dere kenarına gelir Suda bir elma görür Abdestten sonra suda çürüyüp gidecek olan bu elmayı alıp yer Fakat tükrüğünde kan görür Şimdiye kadar böyle bir hal görmediği için tükrükteki kanın bu elmadan ileri geldiğini tahmin eder Yediğine pişman olur Elmanın sahibini bulup helalleşmek için dere boyunca gider Adamı bulur Adam hakkını helal etmesi için bir şart koşar ve “Benim kör, sağır, dilsiz ve kötürüm bir kızım var Onu görmeden evlenmeye razı olursan o zaman elmayı sana helal edebilirim der
Sabit Hazretleri ahirete kul hakkıyla gitmemek için bu teklifi kabul eder Düğün hazırlığı yapılır Sabit Hazretleri’nin ilk gece odaya girmesiyle çıkması bir olur Hemen kayınpederine koşup, “Bir yanlışlık var galiba, içeride sizin bahsettiğiniz vasıflarda bir kız yok der Kayınpederi tebessüm ederek, “Evladım, o benim kızımdır, senin de helalindir Ben sana kör dediysem, o hiç haram görmemiştir Sağır dediysem, o hiç haram duymamıştır Dilsiz dediysem, o hiç haram konuşmamıştır Kötürüm dediysem, o hiç harama gitmemiştir Var git helalinin yanına, Allahu Teâlâ mübarek ve mesud etsin der İşte bu evlilikten, yani böyle bir anne ve babadan İmam Azam Ebû Hanife Hazretleri dünyaya gelir
Allah Resûlü bir hadisi şeriflerinde mana olarak şöyle buyurmaktadır: “Helal ve haram birbirinden ayrılmıştır İkisinin ortasında hükmü beyan edilmeyen şüpheli şeyler vardır Müttaki ve zahid odur ki, bu şüpheli şeylerden sakınır İnsan, tıpkı hudutta koyun güden bir çoban gibi veya her an başkasının sınırına geçmekle karşı karşıya, mayınlı tarlada gezen bir insan gibi titiz ve hassas olmalıdır İnsanda bir çiğnem et vardır Bu et sağlam ve sıhhatli olduğu zaman vücut sıhhatli olur, fesada gittiği zaman da bütün vücut bozulur Dikkat edin bu, kalbdir
Binaenaleyh bu hadisten işari yolla bir hüküm çıkaracak olursak, insanın kalbi, kalbin pompaladığı kan, mai hayatı vücuda püskürtürken bunun helal olması, bütün cesedin sıhhatinin teminatı ve garantisi, püskürttüğü kanın haram olması cesedin fesadı olacaktır Allah, neslimizi helalle pâyidâr eylesin
ÖZETLE
1 Efendimiz, haram lokmadan gelişen bir insanın vücudundaki etin ancak cehennemle temizleneceğini ifade buyurmaktadır
2 Haram lokma mevzuunda başta Ashabı kiram olmak üzere bütün Allah dostları azami derecede hassasi yet göstermişlerdir
3 Mana aleminin büyükleri bize, yenilen haram lokmaların doğacak çocukta bir kısım zararlara yol açtığını söylemektedirler
4 Kalb insanın maddi ve manevi vücudunun merkez noktasıdır Onun sıhhati ya da fesadı doğrudan doğruya vücuda tesir etmektedir
14072006