Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

GÜzel GÖren GÜzel DÜŞÜnÜr

GÜzel GÖren GÜzel DÜŞÜnÜr

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Bazı kasvetli, karamsar kişiler vardır İnsanlarla, olaylarla, gelecekleri ile ilgili olabildiğince kötü beklentilere

sahiptirler “Ben çok şanssızım, hiçbir işim yolunda gitmez, çok mutlu zamanlarımda bile mutlaka hemen

ardından bir üzüntü yaşarım, güvendiğim insanlardan hep darbe yedim, kimse beni anlamadı, herkes beni

kullanmaya çalıştı, neye elimi atsam kuruyor gibi sözleri sıklıkla kullanırlar Siz de tanımışsınızdır böyle birisini

mutlaka

Acaba nedir bu insanların problemi? Gerçekten bir felaket bulutu mu takip etmektedir onları gizli gizli? Niye

hiçbir işleri yolunda gitmez? Neden hiç kimsede aradıklarını bulamazlar da devamlı şikayet ederler? Ve onlara

nasıl yardım edebiliriz? Bu tür yakınmalarla ve genellikle de depresyona girerek bana başvuran birçok hastam

oldu İlk başlarda üzülerek ve acıyarak yaklaştığım bu kişilerin yine de beni rahatsız eden bir yanları vardı

Sanki onların da bu tersliklerde bir payı vardı gibi, ama nasıl? Tarif edemiyordum Birgün alkol bağımlılığı ile

ilgili bir araştırma okuduğumda “jeton düştü

Bilirsiniz, alkol kullananların klasik sözüdür: “İçiyorsam sebebi var

İşte bu sözün doğruluğunu test etmek için bir araştırma yapılmış Alkolü bıraktığı halde yaşadığı stresler

yüzünden, yeniden içmeye başlayan kişilerin son 6 ayda yaşadıkları üzücü olaylar sorgulanmış ve alkol

problemi olmayan kontrol grubunun yaşadıkları benzer olaylarla kıyaslama yapılmış

Sonuç çok ilginç: Hemen hemen hiçbir fark yok Yani “dertler beni içiriyor diyenlerin dertleri, normal

insanların dertlerinden çok da fazla değil aslında Peki ne anlama geliyor bu? Demek ki aslında problem bu

kişilerin yaşadıkları olaylarda değil, olayları yorumlama biçimlerinde

Ondan sonra hastalarımı bu mantıkla değerlendirmeye başladım Gerçekten de öyleydi Bu kişiler herkesin

yaşayabileceği olayları, olabilecek en kötü şekilde değerlendiriyor ve kendi kendilerine azap çektiriyorlardı

aslında

Güzel, sevindirici bir olay yaşadıklarında dahi olabildiğince olumsuz yönlerini görüyor yada “bekleyelim

bakalım, mutlaka altından bir terslik çıkar diye mutluluğu erteliyorlardı Ve hep yakınıyorlardı: “Hiç gün

görmedim, hep darbe yedim

O arada (astrolojiyle de ilgilendiğimden) yay burcu ile ilgili bir tarifi hatırladım: “Tipik yay insanı hem iyimser

hem de şanslıdır Bir de oğlak burcu tarifi geldi aklıma: “Karamsar olurlar, pek de şanslı değillerdir Başarıları

hep uzun zahmetlerden, sıkıntılardan sonra gelir Astroloji bir yana, acaba iyimserlikle şanslı olmak,

karamsarlıkla da şanssızlık arasında bir bağ olabilir miydi?

Hayalen bir deney yaptım 2 kişi seçtim Bay iyimser ve bay kötümser Bir firmada işe girmek için

başvurmuşlardı Bay iyimser çok keyifliydi “Bu iş tam bana göre, kesin alırlar beni, beklediğim fırsat bu,

kendimi hemen gösterir, kısa zamanda yükselirim Bay kötümser ise çok farklı bir havadaydı “Yok canım, bu

işe beni almazlar, niye beni seçsinler ki, zaten işe alsalar da mutlaka bir problem çıkar, beni beğenmez,

huzurumu kaçırırlar

Sonuçta ne olacağı o kadar belliydi ki, hayalî deneyim çok kısa sürdü Bay iyimser işe alınacak, kısa

sürede yükselecek, aynı yeteneklere sahip olduğu halde bay kötümser ise, işe alınsa bile ilk terslikte

“biliyordum zaten diye pes edip istifa edecek, hayat boyu meslekî ve sosyal sıkıntılar çekecek ve “kötü

kaderine yanacaktı: “Benim işlerim hep ters gider

Evet işin püf noktası buydu Çoğu insanın depresyonunun sebebi de bu olmalıydı: Olayları çarpıtarak

yorumlamak, herşeyi “kara bir gözlükten görmek, olumsuz beklentiler içinde olmak ve moralini bozup kötü

olayları da bir anlamda davet etmek Ve o sıralarda öğrendim ki zaten bu bakış açısı “depresyonun kognitif

teorisi adıyla formüle edilmişti ve kullanılıyordu bile En “moda ve etkili psikoterapi yöntemi, kognitif terapiydi

zaten

Kişinin kendisi ile, çevresi ile, geleceği ile ilgili karamsar yorumları, mantıksız genellemeleri, kötü

beklentileri, otomatikleşmiş olumsuz düşünceleri fark edilmeli ve iradî olarak değiştirilmeliydi

Aslında bu formülasyonu Kur’an tefsirlerinde de pek üzerinde durmadan okuyorduk yıllardır ‘Sekizinci

Söz’de bir bahçeye giren iki kardeşin kıyaslamasında geçtiği gibi, “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen

hayatından lezzet alır; Fena düşünen fena hülyalar görür, hayatın lezzetini kaçırırdı

Sonuçta kulağımı tersten de olsa göstermiştim Artık hastalarıma da göstermeliydim bu püf noktasını

“Bakın Mahmut bey, yaşadığınız olaylar herhangi bir insanın yaşadıklarından çok farklı değil aslında Ama

siz sadece olumsuz yönlerini görüyor, güzel taraflarına hiç bakmıyorsunuz Olumsuz ayrıntılardan genelleme

yapıp “herşey kötü diyorsunuz Üstelik bu yüzden güzel şeyleri de atlıyor ve kaçırıyorsunuz

Mesela geçenlerde bir sohbette yaşadıklarınızı hatırlayın Ne anlatmıştınız bana? Beş arkadaş tatlı tatlı

sohbet ediyordunuz, bir ara arkadaşlarınızdan biri sizinle alay ediyormuş hissi uyandıran bir söz söylemişti ve

siz üzerinize alınıp çok üzülmüştünüz, ardından da içinize kapanmış, “kimse beni sevmiyor diye kendi

kendinize yorumlar yapmış, iyice moralinizi bozmuştunuz Oysa o sohbette o kadar kişi, o kadar zaman, size iyi

davranmışlar, hatta iltifatlar etmişlerdi Ama siz tek bir söz ile bütün iyi olayları unutup kendinize azap

çektirmiştiniz Hatırladınız değil mi? Evet, bu dünya cennet değil, ama cehennem de değil Evet, insanlar melek

değiller ama şeytan da değiller Herşeyin ya beyaz ya siyah olması da gerekmiyor zaten Gri tonları da var,

unutmayın Demiyorum herşey güzel

Burası cennet olmadığına göre çirkin, üzücü şeyler olacak muhakkak Ama güzel şeyleri görüp moralimizi

yüksek tutalım ki daha güzellerini de bulabilelim Ve biz, insan olduğumuza, melek olmadığımıza göre mutlaka

hatalarımız, eksiklerimiz olacak Ama en günahkâr insanların bile birçok faziletleri, yetenekleri vardır mutlaka

Onları da görmeye çalışmalıyız (gerek kendimizde, gerek başkalarında)

Az gayret edin; zihninizle, nefsinizle bir tür mücahede öneriyorum Aklınıza geldiği gibi değil, olması

gerektiği gibi düşünmelisiniz Aklınıza otomatik olarak gelen karamsar yorumları denetlemelisiniz Eldeki veriler

bu kadar karamsar olmayı destekliyor mu, yoksa bütünün küçük bir parçasına takılıp, sonra onu genelleyip

yanlış sonuçlara mı varıyorum diye kendi kendinizi sorgulamalısınız

İsterseniz, (dindar bir insan olduğunuza göre) şu şekilde de uygulayabilirsiniz bunu: Acaba Peygamberimiz

(asm) olsaydı nasıl düşünürdü?

Böyle kara kara yorumlar yapıp moralini mi bozardı, yoksa olayların iyi yönlerini görüp şükür mü ederdi?

Size bir ipucu olarak şu hadisi hatırlatmak isterim: Peygamberimiz (asm) bir gün Medine civarında ashabı

ile gezerken, çöplükte kokmuş bir köpek leşine rastlarlar Ashab, “ne kötü çürümüş, fena kokuyor vs

derken Peygamberimiz (asm) “dişlerine bakın, ne güzeldir buyurmuş

Sonuç olarak derim: Yeise, depresyona düşmemek için sadece davranışlarımızı değil, düşüncelerimizi de

sünnete uydurmamız lazım İşte o zaman hayatın güzel yönlerini görüp lezzetli bir ömür geçirebiliriz

Yani, “huz ma safa, da’ ma keder (Keyif vereni al, keder vereni bırak)




Bir Psikiyatristle Sohbetler Yusuf Karaçay Zafer Yayınları
 
858,505Konular
982,693Mesajlar
33,053Kullanıcılar
gakgunSon üye
Üst Alt