Efsane Hikayeleri
kısa Efsane Hikayeler
Anadolu efsaneleri
Ağlayan kaya Manisa
Manisa'nın, sırtını dayadığı Spil Dağı pek cok efsanenin de kaynağıdır Ama Ağlayan Kaya Niobe efsanesi şuphesiz bunların en meşhurudur
Yarıtanrı Tantalos'un kızı Niobe Manisa'da doğmuş, tanrıca Hera ile birlikte cocuklukları bu yorede gecmiştir Daha sonra Niobe'nin yedisi kız, yedisi erkek 14 cocuğu olur Cocukluk arkadaşı ve Zeus'un eşi Hera'nın ise Apollon ve Artemis olmak uzere iki cocuğu vardır Her fırsatta cocuklarının sayısı ile gururlanan Niobe, topu topu iki cocuğu olduğunu soyleyerek kucumsediği Hera'yı ofkelendirir Hera cocuklarından, Niobe'yi cezalandırmalarını ister Apollon ve Artemis de oklarıyla Niobe'nin butun cocuklarını oldurur Niobe, cocuklarının cesetleri başında gunlerce ağlar Sonunda Tanrı Zeus, Niobe'nin haline acır ve ıstırabına son vermek icin onu ağladığı yerde taş haline getirir
Spil yamacındaki kadın başı şeklindeki bu kayanın, goz cukurunu andıran girintilerinden sızan daha doğrusu, yakın zamanda kuruduğu icin artık sızmayan su, Niobe'nin gozyaşları olarak yorumlanır Halk buraya 'Ağlayan Kaya' der Yakından bakıldığında sıradan doğal bir kaya oluşumu; batı yonunde biraz uzaklaşılarak bakıldığında ise kadın başı şeklinde gorunen bu kaya, hala cok ziyaret edilen bir yerdir Manisa'nın sarı uzumlerinin ilk olarak Niobe'nin gozyaşlarıyla sulanan bağlarda yetiştiği soylenir
KarayahıtDenizli
Cok eski zamanlarda, guzeller guzeli bir genc kız, gonlunu koyun cobanına kaptırmış Ama talihsizlik bu ya, koyun beyinin oğlunun da kızda gozu varmış Evlilik hazırlığına başlayan kız, bir gun atına binmiş cobana yemek gotururken, yolda beyin oğlunun atıyla ona yaklaştığını gormuş Kız başına gelecekleri anlamış, cobandan başka birine yar olmamak icin de Tanrı'ya yakarmış: 'Tanrım taş keseyim, yeter ki beni bu bey oğluna yar etme' Kızın duası kabul olmuş ve oracıkta atı ile birlikte taşa donuşmuş
İşte o gunden beri, evliliğe hazırlanan kızlar ve yeni gelinler, Karahayıt'taki bu kayaya gelerek, mutlu bir evlilik surmek icin dua eder
Taş kesen coban Kars
Kars'ın Kağızman İlcesi'nin Kızılokuz koyunde, taş kesen bir cobanın efsanesi anlatılır Bu coban gecimini koy halkının koyunlarını otlatıp cobanlık yaparak sağlarmış Yazın en sıcak gunlerinde bu coban, koyunlarını en guzel ve en yuksek otlağa cıkarak otlatmaya koyulmuş Ancak o civarda bir damla su bulunmazmış Hem hayvanlar hem de coban cok susamış Susuzluktan bağrı yanan coban 'Ya rabbim, sana yedi kurban keseyim, yeter ki şuradan su cıkartıp, şu kulunun ve aciz hayvanların susuzluklarını gider' diye yakarmış Cobanın bulunduğu yerin hemen yakınında o anda yerden su kaynamış Sevincinden cılgına donen coban o buz gibi sudan kana kana icip hayvanlarına da icirerek susuzluklarını gidermiş Ancak coban sozunde durmamış 'Koyunlar benim değil Bunun yerine yedi bit oldurup adağımı gercekleştiririm' diye duşunmuş ve oyle de yapmış Oldurduğu bitleri de kaynağa atmış Ne var ki kısa sure sonra coban ve koyunlar bulundukları yerde taş kesmişler Cobanın ve koyunların geri gelmemesi uzerine meraka duşen koyluler cobanı aramaya cıkmışlar Cobanın ve butun koyunların yeni kaynağın yanında taşa donuştuğunu gormuşler Bugun de o kaynağın civarındaki kayaların, taşlaşmış cobanla koyunlarının kalıntıları olduğuna inanılır
Yamactaki ejderha Sivas
Sivas'a bağlı Caygoren ve Kupecik koylerine giden yolun kıyısındaki tepeciklerden birinin yamacında, aşağıya inen bir ejderhaya benzeyen bir taş vardır Yorede bu taşa dair bir efsane anlatılır:
Cok eskiden bu koyde yaşayan bir karıkoca, sabana koştukları bir cift okuzle tarlalarını surerken tepeden bir ejderhanın uzerlerine geldiğini gorur ve cok korkarlar O esnada adam, 'Ey Allahım, bu musibeti başımızdan al Ben de sana bir okuz kurban edeyim' der Allah da ejderhayı taşa donuşturur Karıkoca evlerine doner ve okuzun birini kurban etmeden ertesi gun okuzleri ile tarlaya gelip calışmaya koyulurlar Derken birden bir gurultu kopar, bir de bakarlar ki dun taş kesen ejderha canlanmış, uzerlerine geliyor Kadın kocasına sinirlenerek 'Dun sen okuzun birini kurban edeceğim dedin, ama etmedin Şimdi okuzun birini buracıkta kendi ellerimle kurban edip koye dağıtacağım' der, ve oyle de yapar Ejderha ikinci kez taşa donuşur
Rivayete gore taş kesen ejderhanın burun deliklerinin birinden su, diğerinden de cok eskiden irin gibi bir sıvı sızarmış Bu irinin, ciftin adadıkları kurbanı hemen kesmedikleri icin sızdığı soylenir İrinin sızdığını goren kimse artık hayatta değilse de, suyun aktığını goren coktur Son donemlerde ejderhanın baş kısmı tahrip olarak bozulmuş; burnundan sızan su da kurumuştur Ancak aynı kaynaktan beslendiği tahmin edilen ince bir su yamacın dibinde hala akmaktadır
Kızlar sinisi Sivas
Kızılırmak, Kızıldağ'dan doğar Kızıldağ'da 'Beş Gozeler' denilen su kaynağının yakınlarında, peri bacalarına benzeyen kayalıklar vardır Halk arasında buranın adı 'Kızlar Sinisi'dir
Efsaneye gore cok eski zamanlarda bir gelin alayı, Kızıldağ yamaclarından gecerken eşkiya hucumuna uğrar Eşkıya duzlukteki yolu kestiği icin, duğun alayı Kızıldağ'a tırmanmaya başlar Gelin, eşkiya elinden kurtulamayacağını anlayınca Allah'a yalvarır 'Ya onları taş kes, ya beni taş kes' der Duğun alayı o anda Kızıldağ'ın yamacında taş kesilir
Gercekten de o yorede, uzaktan bakıldığında, dağın yamaclarına yayılmış ve bir duğun alayını anımsatan irili ufaklı kayalar gorulur; hatta bunların arasında bir ceyiz sandığı bile vardır
kısa Efsane Hikayeler
Anadolu efsaneleri
Ağlayan kaya Manisa
Manisa'nın, sırtını dayadığı Spil Dağı pek cok efsanenin de kaynağıdır Ama Ağlayan Kaya Niobe efsanesi şuphesiz bunların en meşhurudur
Yarıtanrı Tantalos'un kızı Niobe Manisa'da doğmuş, tanrıca Hera ile birlikte cocuklukları bu yorede gecmiştir Daha sonra Niobe'nin yedisi kız, yedisi erkek 14 cocuğu olur Cocukluk arkadaşı ve Zeus'un eşi Hera'nın ise Apollon ve Artemis olmak uzere iki cocuğu vardır Her fırsatta cocuklarının sayısı ile gururlanan Niobe, topu topu iki cocuğu olduğunu soyleyerek kucumsediği Hera'yı ofkelendirir Hera cocuklarından, Niobe'yi cezalandırmalarını ister Apollon ve Artemis de oklarıyla Niobe'nin butun cocuklarını oldurur Niobe, cocuklarının cesetleri başında gunlerce ağlar Sonunda Tanrı Zeus, Niobe'nin haline acır ve ıstırabına son vermek icin onu ağladığı yerde taş haline getirir
Spil yamacındaki kadın başı şeklindeki bu kayanın, goz cukurunu andıran girintilerinden sızan daha doğrusu, yakın zamanda kuruduğu icin artık sızmayan su, Niobe'nin gozyaşları olarak yorumlanır Halk buraya 'Ağlayan Kaya' der Yakından bakıldığında sıradan doğal bir kaya oluşumu; batı yonunde biraz uzaklaşılarak bakıldığında ise kadın başı şeklinde gorunen bu kaya, hala cok ziyaret edilen bir yerdir Manisa'nın sarı uzumlerinin ilk olarak Niobe'nin gozyaşlarıyla sulanan bağlarda yetiştiği soylenir
KarayahıtDenizli
Cok eski zamanlarda, guzeller guzeli bir genc kız, gonlunu koyun cobanına kaptırmış Ama talihsizlik bu ya, koyun beyinin oğlunun da kızda gozu varmış Evlilik hazırlığına başlayan kız, bir gun atına binmiş cobana yemek gotururken, yolda beyin oğlunun atıyla ona yaklaştığını gormuş Kız başına gelecekleri anlamış, cobandan başka birine yar olmamak icin de Tanrı'ya yakarmış: 'Tanrım taş keseyim, yeter ki beni bu bey oğluna yar etme' Kızın duası kabul olmuş ve oracıkta atı ile birlikte taşa donuşmuş
İşte o gunden beri, evliliğe hazırlanan kızlar ve yeni gelinler, Karahayıt'taki bu kayaya gelerek, mutlu bir evlilik surmek icin dua eder
Taş kesen coban Kars
Kars'ın Kağızman İlcesi'nin Kızılokuz koyunde, taş kesen bir cobanın efsanesi anlatılır Bu coban gecimini koy halkının koyunlarını otlatıp cobanlık yaparak sağlarmış Yazın en sıcak gunlerinde bu coban, koyunlarını en guzel ve en yuksek otlağa cıkarak otlatmaya koyulmuş Ancak o civarda bir damla su bulunmazmış Hem hayvanlar hem de coban cok susamış Susuzluktan bağrı yanan coban 'Ya rabbim, sana yedi kurban keseyim, yeter ki şuradan su cıkartıp, şu kulunun ve aciz hayvanların susuzluklarını gider' diye yakarmış Cobanın bulunduğu yerin hemen yakınında o anda yerden su kaynamış Sevincinden cılgına donen coban o buz gibi sudan kana kana icip hayvanlarına da icirerek susuzluklarını gidermiş Ancak coban sozunde durmamış 'Koyunlar benim değil Bunun yerine yedi bit oldurup adağımı gercekleştiririm' diye duşunmuş ve oyle de yapmış Oldurduğu bitleri de kaynağa atmış Ne var ki kısa sure sonra coban ve koyunlar bulundukları yerde taş kesmişler Cobanın ve koyunların geri gelmemesi uzerine meraka duşen koyluler cobanı aramaya cıkmışlar Cobanın ve butun koyunların yeni kaynağın yanında taşa donuştuğunu gormuşler Bugun de o kaynağın civarındaki kayaların, taşlaşmış cobanla koyunlarının kalıntıları olduğuna inanılır
Yamactaki ejderha Sivas
Sivas'a bağlı Caygoren ve Kupecik koylerine giden yolun kıyısındaki tepeciklerden birinin yamacında, aşağıya inen bir ejderhaya benzeyen bir taş vardır Yorede bu taşa dair bir efsane anlatılır:
Cok eskiden bu koyde yaşayan bir karıkoca, sabana koştukları bir cift okuzle tarlalarını surerken tepeden bir ejderhanın uzerlerine geldiğini gorur ve cok korkarlar O esnada adam, 'Ey Allahım, bu musibeti başımızdan al Ben de sana bir okuz kurban edeyim' der Allah da ejderhayı taşa donuşturur Karıkoca evlerine doner ve okuzun birini kurban etmeden ertesi gun okuzleri ile tarlaya gelip calışmaya koyulurlar Derken birden bir gurultu kopar, bir de bakarlar ki dun taş kesen ejderha canlanmış, uzerlerine geliyor Kadın kocasına sinirlenerek 'Dun sen okuzun birini kurban edeceğim dedin, ama etmedin Şimdi okuzun birini buracıkta kendi ellerimle kurban edip koye dağıtacağım' der, ve oyle de yapar Ejderha ikinci kez taşa donuşur
Rivayete gore taş kesen ejderhanın burun deliklerinin birinden su, diğerinden de cok eskiden irin gibi bir sıvı sızarmış Bu irinin, ciftin adadıkları kurbanı hemen kesmedikleri icin sızdığı soylenir İrinin sızdığını goren kimse artık hayatta değilse de, suyun aktığını goren coktur Son donemlerde ejderhanın baş kısmı tahrip olarak bozulmuş; burnundan sızan su da kurumuştur Ancak aynı kaynaktan beslendiği tahmin edilen ince bir su yamacın dibinde hala akmaktadır
Kızlar sinisi Sivas
Kızılırmak, Kızıldağ'dan doğar Kızıldağ'da 'Beş Gozeler' denilen su kaynağının yakınlarında, peri bacalarına benzeyen kayalıklar vardır Halk arasında buranın adı 'Kızlar Sinisi'dir
Efsaneye gore cok eski zamanlarda bir gelin alayı, Kızıldağ yamaclarından gecerken eşkiya hucumuna uğrar Eşkıya duzlukteki yolu kestiği icin, duğun alayı Kızıldağ'a tırmanmaya başlar Gelin, eşkiya elinden kurtulamayacağını anlayınca Allah'a yalvarır 'Ya onları taş kes, ya beni taş kes' der Duğun alayı o anda Kızıldağ'ın yamacında taş kesilir
Gercekten de o yorede, uzaktan bakıldığında, dağın yamaclarına yayılmış ve bir duğun alayını anımsatan irili ufaklı kayalar gorulur; hatta bunların arasında bir ceyiz sandığı bile vardır