Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Bilgi Felsefesi Konu Anlatımı

Bilgi Felsefesi Konu Anlatımı
0
133

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Bilgi Felsefesinin Temel Kavramları,


Bilgi Felsefesi Nedir?

BİLGİ FELSEFESİ
Bilgi Felsefesinin Konusu:

Akıl ve sezgi gibi yetiler gercekten insan zihninde var mıdır? Varsa, gorunuşlerin otesinde kalan varlığı bilmemizi sağlayabilirler mi? turunden sorular bilgi felsefesinin konusunu oluşturur

Bilgi kuramı (Epistemoloji) : Bilgi kuramı bilginin ne olduğunu, hangi yolla elde edildiğini, amacını araştırı Bir yandan bilginin ozunu, ilkelerini, kokenini, yapısını, kaynağını araştırır, diğer yandan bilginin yontemini, gecerliliğini, koşullarını, olanak ve sınırlarını sorgular

Bilgi kuramının temel kavramları:

Doğruluk : Doğruluk, bilginin, bilgisi edinilen şeyle tam uygunluğunu dile getirir Buna gore doğruluk; algılar, kavramlar ve bilimsel kuramlarla nesnel gercek arasındaki uygunluktur

Gerceklik (Realite) : Varlığın, varoluş tarzıdır Bilincten bağımsız olarak var olandır

Temellendirme : Ortaya atılan bir soru ya da ileri surulen bir sav icin dayanak, gerekce, temel bulma işidir

Bilgi kuramının temel soruları : Bilgi nedir? Kac turlu bilgi vardır? Bilgi edinmenin amacı nedir? Bilgi edinme surecinin ilkeleri nelerdir? Hakkında bilgi edinilen nesne ile bilgi edinen ozne arasında ne gibi bir ilişki vardır? Kac ceşit bilgi edinme yolu vardır?

Mantık : Duşuncenin temel yasalarını (ozdeşlik, celişmezlik, yeter neden ilkesi gibi) saptar; doğrunun olcutlerini arar

Bilgi Kuramının Temel problemi

Doğru bilginin imkansızlığı : İnsan aklının (ya da yetilerinin) gerceği bilemeyeceğini, herkes icin genel gecer bilginin imkansız olduğunu ileri suren goruşlerdir

Sofistler : İnsanın doğru bilgiye herkes icin gecerli olabilecek bilgiye ulaşılamayacağını, bilginin kişiden kişiye değiştiğini ileri suren filozoflardır

Protagoras : İnsan her şeyin olcusudurder Protagoras'a gore tum bilgilerimiz duyumdan gelir Duyum insandan insana değişir Bir şey bana nasıl gorunuyorsa benim icin oyledir Ruzgar uşuyen icin soğuk, uşumeyen icin soğuk değildir

Gorgias : Hicbir şey var değildir Var olsaydı bile bilinemezdi Bilinse bile başkalarına aktarılamaz Sozleriyle bilginin bilinemeyeceğini ileri surer

Septikler : Herhangi bir konu hakkında doğru ya da yanlış şeklinde yargıda bulunulamayacağını ileri suren goruştur En onemli temsilcileri, Pyrrhon, Timon, Karneades, Arkesilaos'tur

Septiklerin bu goruşleri gunluk olaylar ve pratik işlerle ilgili değil, felsefi gercekler ve ilkeler hakkındadır Septisizm gerceği butunuyle inkar etmek değildir Cunku inkar da bir yargıdır Oysa Septikler hicbir konuda kesin yargıda bulunmazlar

Doğru bilginin imkanı

Rasyonalizm : Rasyonalizm, bilginin akıl ve onun bir işlevi olan duşunme gucu ile oluştuğunu benimseyen, doğru bilginin olcutunu de duyular da değil akıl da bulan bir oğretidir Rasyonalizme gore insan aklı birtakım ilkeler ya da yetilerle donatılmıştır Evreni oluşturan tum nesneler hakkında kesin bilgi edinmemiz icin sadece bu ilkelere uygun bir bicimde mantığımızı kullanmamız yeterlidir

* Sokrates (MO 469 399 ) : Ahlaki doğruların ve erdemlerin bilgisinin insanın ahlaklı olabilmesinin zorunlu koşulu olarak gorduğu bilgidir Sokrates'e gore bu bilgi doğuştandır yani insan dunyaya bu bilgiyle gelir Fakat insan bu dunyaya geldiğinde bunları unutmuştur Bu yuzden bu bilgilerin hatırlanması ve bilinc duzeyine cıkarılması gerekir Bunun Sokrates maiotik (doğurtma) yontemi kullanır

* Platon (MO 427 347) : Platon'un bilgi felsefesi varlık goruşune dayanır Platon'a gore varlık gorunuşler dunyası ve idealar dunyası olmak iki evren vardır Gercek bilgi, ideaların bilgisidir İdealar değişmez, gozle gorulemez, duyularla algılanamaz olan varlıklardır İdealar ancak akıl yoluyla bilinebilir Bunu da filozoflar yapabilir

* Aristoteles (MO 384 322) : Aristoteles'e gore var olan bir şeyle ilgili olarak gercek bir bilgiye sahip olabilmek icin onun varlığa gelişini sağlayan dort nedenin bilinmesi gerekir Bunlar; maddi neden, formel neden, fail neden, amacsal nedendir Aristoteles'e gore, bilimin asıl amacı ve genel anlamı, tekili bilmektir Bunun icin yapılması gereken tekil ve tumel arasında bağ kurmak, tekili tumelden cıkarmaktır Aristoteles'e gore, akılda bilgi uretme yetisi vardır Varlığı varlığa getiren genel nitelikler o varlığın kendisindedir, icindedir Masa masadır

* Farabi (870 950) : Akılda bir sezgi gucu bulunduğunu, insan zihninde doğuştan getirilen duşunceler olduğunu kabul eder Farabi bilginin uc kaynağı olduğunu soyler Bunlar duyu, akıl ve nazardır İşte Farabi'nin nazar dediği doğuştan fikirlerdir Farabi'ye gore ayrıca insan zihninde sezgi adı verilen bir guc vardır Sezgi, apacık ve kesin bilgiye ulaşma aracıdır

* Descartes (1596 1650) : Bilginin kaynağında yalnızca aklın olduğunu ve insan zihninde doğuştan duşunceler bulunduğunu savunurDescartes'a gore insan zihninin iki temel gucu vardır Bunlar sezgi ve tumdengelimdir Sezgi, zihinde hicbir kuşkuya yer bırakmayan ve en yuksek derecede acık olan bir kavrayış faaliyetidir İnsan sezgi yoluyla bazı şeyleri acık secik olarak bilirTumdengelim ise sezgi yoluyla acık secik olarak bilinen doğrulardan ve tam bir kesinlikle bilinen olgulardan sonuc cıkarmadır

* Hegel (1770 1831) : Hegel'e gore insan; varlık hakkında duyuları hic kullanmaksızın yalnızca akıl yoluyla gercek ve kesin bir bilgiye ulaşabilir Cunku aklın yasalarıyla varlığın yasaları bir aynıdır Bunu da Akla uygun olan gercek, gercek olan da akla uygundurşeklinde acıklamıştır Hegel aklın ve varlığın yasaları konusunda geleneksel mantık ilkelerini reddederek diyalektik yasalar adını verdiği yasalar ortaya koymuştur Bu yasalara gore varlığın kendini tezantitezsentez şeklinde actığını savunur (Varlıkyoklukoluş) Bu aşamanın sonunda Mutlak Ruh vardır Mutlak ruh gelişim aşamasını tamamlamış ve varlık dunyasını kavramıştır

Ampirizm : Ampirizm, bilgimizin kaynağında yalnızca deneyin bulunduğunu soyleyen goruştur Ampirizme gore insan zihni doğuştan boş bir levha gibidir Bu boş levha sonradan deney yoluyla dolar

* Locke (1632 1704) : Ampirizmin kurucudur Locke'a gore tum duşuncelerimizin ve bilgilerimizin kaynağında deney vardır Locke iki turlu deney olduğunu soyler Birincisi dış deney, diğeri ic deneydir Dış deneyde dış dunyadaki varlıklar, duyularla denenir İc deneyde ise insanın kendi zihninde ve ruhunda olup bitenlerin bilincine varılır

Locke'a gore, insan zihninde kompleks duşuncelerin ve dolayısıyla bilginin meydana gelmesi icin şu yetilere ihtiyac vardır: Algı, bellek, ayırt etme, karşılaştırma, birleştirme ve soyutlama yetileri Locke uc turlu bilgi kabul eder Sezgisel bilgi, kendi varlığının bilgisine sahip olmasını sağlar

Duyusal bilgi, dış dunyadaki nesnelerin bilgisine sahip olmayı sağlar

Tanıtlayıcı bilgi, Tanrının varolduğunu kanıtlamayı sağlar

* David Hume (1711 1776) : Hume, insanın her şeyi algı yoluyla bildiğini soyler Ona gore algılar iki şekilde ortaya cıkar Bunlar; İzlenimler, İdeler (kavramlar ve duşunceler)

Zihinde bulunan her şeyin, tum izlenim, kavram ve duşuncelerin temelinde, dış dunyanın duyular yoluyla algılanması vardır Bu algılarda belli ozellikler bulunduğu zaman bunlar birbirleriyle birleştirilir

Buna bağlı olarak Hume, nedensellik ilkesinin deneyin sonucu olan bir duşunce olması gerektiğini soyler Yani nedensellik bir zorunluluk değil, bizim bir alışkanlığımızdır

Kritisizm : İnsan zihninin guclerine ve insanın neyi bilip bilemeyeceğine ilişkin bir araştırmadan meydana gelen felsefi yaklaşımdır Kurucusu Kant'tır

* Immanuel Kant (1724 1804) : Felsefede rasyonalizm ve ampirizm akımlarının bir sentezini yapmıştır Kant'a gore, bilgi deneyle başlar fakat deneyle sona ermez Kant, insan zihninde apriori (onsel) bir bilgi olduğunu savunur Bir kısım bilgi de aposteriori olarak sonradan elde edilir

İnsan, bilgi surecinde, pasif olmayıp aktif bir bicimde duyular yoluyla gelen izlenimleri sınıflar, kalıplara yerleştirir ve yorumlar Kant'a gore insan bilgisi sınırlıdır İnsan zihni, nesneleri ve olayları gercekte oldukları şekliyle bilemez Nesneler, zihnin imkanlarına, yapısına ve formlarına gore bilinebilir İnsan zihni fenomenleri (gorungu) bilebilir

Entuisyonizm : Bilginin, doğrudan ve aracısız bir bilme tarzına karşılık gelen sezgi yoluyla elde edilebileceğini savunan goruşe entuisyonizm (sezgicilik) denir Sezgiye onem veren filozoflar, rasyonel bilginin uygulama ve eylem icin onem taşıdığını kabul eder Ancak akla dayanan bilgi, nesnelerle kurulan doğrudan ve aracısız temasın sonucunda ortaya cıkan sezgisel bilginin tamlığından ve kesinliğinden yoksundur

* Gazali (1058 1111) : Ona gore insan, bilgi yolunda duyulardan da akıldan da yararlanabilir ancak bu yetiler insana gercek varlığın bilgisini veremezZira, gercek ve kesin bilgi, sezgi yoluyla elde edilir Bu bilgi turu, insan gonlune yuce ve manevi bir algı olarak iner Gazali, iki goz ya da akıl bulunduğunu savunur Bunlardan birincisi, normal fiziki goz ya da akıldır İnsan bununla maddi dunyaya yonelir ve birtakım bilgilere ulaşılır

İnsanda bir de kalp gozu vardır Kalbin kendisi manevi bir toz olduğu icin insan onunla yani sezgiyle gercekleri butun acıklığıyla kavrar

* Bergson (1859 1941) : Ona gore gercekten varolan, durağan madde değil suredir Başka deyişle gerceklik hayattır ve bunu yalnızca sezgi kavrayabilir Bergson'a gore bilmenin birbirlerinden tumuyle farklı olan iki yolu vardır:

Bilimlerde gecerli olan analitik yol : Akıl yada zeka yoluyla bilmeye karşılık gelen bu bilme tarzında gercekliğin maddeden oluştuğu duşunulur Bilimler varlık alanını parcalara ayırır Her bilimin araştırdığı alan farklıdır Bilimler varlığın ozune nufuz edemez

Varlığın ozune nufuz eden sezgi : Bergson'a gore sezgi, gercekliğin temelinde yaratıcı yaşam atılımının bulunduğunu yaşayarak anlar Sezgi, gercekliği yani sureyi, yaşamı icten ice duyup yaşayarak kavrar

Pozitivizm : İnsan icin bilgide onemli olanın yalnızca olguları araştırmak olduğunu savunan akıma pozitivizm denir Kurucusu A Comte'tur

* A Comte (1798 1857) : Comte, toplumu bilim yoluyla yeni baştan duzenlemeyi amaclamıştır Ona gore duşuncelerdeki anarşinin toplumda karmaşaya yol actığı bir cağda, toplumun kurtuluşunu sağlayacak tek cozum pozitivizmdirComte, insan icin olumlu ve yapıcı olanın, yalnızca olguları gozlemleyerek tasvir etmek olduğunu one surer

Analitik Felsefe : Neo pozitivizm yada mantıkcı pozitivizm olarak da bilinen bu anlayışa gore felsefenin asıl uğraş alanı dildir Bu yaklaşıma gore; felsefe, varlık, değer ve Tanrı ustune doğruluğu test edilemeyen oğretiler one surmemelidir Felsefenin gorevi dildeki kavramları cozumlemektir

* Wittgenstein (1889 1951) : Wittgenstein, dili cevremizde olup biten bir şey, karmaşık insan faaliyetlerinin oluşturduğu bir butun olarak gormuştur Butun felsefe problemlerini bir dil problemine indirgeyen Wittgenstein, felsefenin ozunde bir kuram değil faaliyet olduğunu soyler

Pragmatizm (Faydacılık) : Doğruyu ve gercekliği eylemlerin sonucları değerlendiren ve onlara fayda acısından yaklaşan felsefi akımdır Bu akıma gore bir duşuncenin değeri, o duşuncenin pratik amaclarına bağlıdır Savunucuları James ve Dewey'dir

* William James (1842 1910) : Butun kavramlar, bilgiler insan yaşamına, insan amacına yardımcı oldukları zaman doğrudur James'e gore bir duşunce yararlıdır, cunku doğrudur; bir duşunce doğrudur cunku yararlıdırDoğru bilginin olcutu yararlı olmasıdır

* John Dewey (1859 1952) : Dewey'e gore kişiye yararlı olan ve ona mutluluk veren duşunceler doğrudur Ona gore duşunce cevreye uymayı, doğadan yararlanmayı ve mutlu olmayı sağlayan bir alettir Bilimsel yasalar ve kuramlar başarılı olursa, yani uygulamada bir işe yararsa iyi ve doğrudur, aksi olursa yanlıştır

Fenomenoloji : Kurucusu Edmund Husserl'dir Fenomenoloji ozun bilinebileceğini ileri suren bir goruştur Bu goruşe gore oz fenomenin icinde vardır ve bilinc onu yakalayabilir Oz bilgisine varabilmek icin once butun verilmiş bilgileri parantez icine alıp ortadan kaldırmak, yok saymak gerekir Yani insan gunluk yaşamdan edindiği bilgileri, onyargıları, din, bilim vb yolla elde ettiği tum goruşleri bir tarafa bırakarak, onlardan arınarak, duyularla algılanan nesnelerin otesinde bulunan ideal ozlukler alanına ulaşabilir
 

Similar threads

Epistemolojik Teoriler Nelerdir Epistemolojik Teoriler Hakkında Bilgi Sofizm Sofistler herşeyin merkezine insanı aldıklarından dolayı gorecelilikten bahsederler Bu nedenle İnsanların hepsinin uzerinde birleşeceği bir bilginin olamayacağını savunurlar Sofistlerin en unlulerinden biri...
Cevaplar
0
Görüntüleme
338
Veri Felsefesinin Temel Kavramları, Bilgi Felsefesi Nedir? BILGI FELSEFESİ Data Felsefesinin Konusu: Hafıza ve seziş gibi yetiler fiilen insan zihninde var mıdır? Varsa, görünüşlerin ötesinde kalan varlığı bilmemizi sağlayabilirler mi? tarzında sorular data felsefesinin konusunu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
220
Epistemoloji Ne Demek Epistemoloji Hakkında Bilgi Epistemoloji Ne Demek Epistemoloji Hakkında Bilgi Epistemoloji, bilginin doğası, kapsamı ve kaynağı ile ilgilenen felsefe dalıdır Bilgi felsefesi olarak da adlandırılmaktadır İlk cağlarda Thales gibi filozoflar metafizik ile...
Cevaplar
0
Görüntüleme
175
Felsefe tarihinde bilginin kaynağı ve gerceğin kavranması konusunda ortaya atılan sorunlar, birer dizge niteliği kazanmış, değişik duşunme yontemlerine bağlanan cığırların doğmasına yol acmıştır Bilginin duyularla sağlanan bir veri olduğunu ileri suren cığırlar, genellikle maddecilik, deneycilik...
Cevaplar
0
Görüntüleme
102
Sezgicilik Sezgicilik Nedir Sezgicilik Akımı Sezgicilik (Entuisyonizm), felsefi bir kavram olarak sezgiye akıl, zihin ve soyut duşunme karşısında hem oncelik, hem de ustunluk tanıyan felsefe akımıdır Henri Bergson akımın kurucusudur, bu nedenle kimi zaman felsefe tarihinde Bergsonculuk...
Cevaplar
0
Görüntüleme
112
858,500Konular
982,373Mesajlar
32,973Kullanıcılar
Üst Alt