Ahiret inancı ve reenkarnasyon

Yeniden doğuş 'reenkarnasyon', ebedi mutluluğun tadılacağı ahiret inancına sahip İslam dininde asla yoktur İlk peygamber Hz Âdem'den (Aleyhisselam) itibaren son peygamber Hz Muhammed'e (SAV) kadar Cenabı Hakk'ın gönderdiği bütün dinlerin ortak adı Kur'anı Kerim'in ifadesiyle İSLÂMdır Allah katında DİN, İSLAM'dır (İnne'dDîne ınde'l lâhi'lİslâm)buyurulmak suretiyle bu husus belirtilmiştir Bu anlamda Hz Musa'nın getirdiği din de İslam'dır, Hz İsa'nın getirdiği din de İslâm'dır Burada İSLÂM, Vahye dayalı ilâhî dinolarak da ifade edilebilir İlâhî dinlerin orijinallerinde temel esaslar ortaktır Zaten farklı olmaları da düşünülemez Bu dinlerin ortak esaslarından en önemlisi, hepsinin de âhiret inancına sahip olmalarıdır

ÖLÜM SON DEĞİLDİR
Âhiret kelimesi bir şeyin ikinci yarısı, son kısmıanlamındadır Genel olarak Hayatı lineer (doğrusal) bir sürec olarak düşünürsek, hayatın bize yakın olan kısmına Dünyâdenir Bu kelime Yakın olan, bir şeyin bizim tarafımızdaki birinci yarısı, ilk kısmımanasındadır ElHayâtü'dDünyâ Bize yakın olan hayat, Dünyâ Hayâtıve elHayâtü'lÂhirah Hayatın bize uzak olan ikinci ve son kısmı, Âhiret Hayâtışeklinde kullanılır Görülüyor ki ilâhî dinlerde, Hayât, Allah'ın HayyHayât SahibiDiriolan isminin bir tecellisi olarak, devamlıdır, kesintisizdir, ebedidir Bu yüzden ölüm son değildir, hayatın birinci kısmının (Dünyâ), ikinci kısmına (âhiret) dönüşümü olayıdır Bu inanç, ilâhî dinleri diğer dinlerden ayıran en bariz unsurdur Diğer dinlerde Âhiret inancı bulunmadığı için ortaya çıkan boşluğu reenkarnasyon inancı doldurmuştur Kabaca, en genel hatlarıyla, insanın bu dünyada öldükten sonra, ruhunun tekrar bedenlenerek, yine bu dünyada hayatını, ikinci, üçüncü defa sürdürmesi inancı diyebileceğimiz tekrar bedenlenmemanasını taşıyan reenkarnasyon, ilâhî dinlerde bir iman esası olarak bulunan Âhiret inancının fonksiyonunu taşımaktadır Bu yüzdendir ki Âhiret inancına sahip olan dinlerde, özellikle İslâm dininde, reenkarnasyon inancına gerek de yoktur, yer de yoktur, imkân da yoktur Kur'anı Kerim'in bazı âyetlerini reenkarnasyonun bir türünü (çünkü bu inancın, eski Yunan'da, Mısır'da, Hindistan ve Uzak Doğu'da, Eski Amerika medeniyetlerinde, bâtınî İslam mezheplerinde, birbirinden çok farklı türleri versiyonları vardır) desteklemek amacıyla sürdürülen çabaların, Kur'anı Kerim'in bir bütün halinde açık nassları, ve temel mantığı açısından, bâtınî karakterli ve zorlama yorumlar olduğu, bu konunun derinlemesine ve bilimsel metodlarla incelenmesi halinde görülecektir Âhiret, dünyadaki düzenli ve mutlu bir hayatı sağlamak üzere vahiy ile gelen kısıtlamalar ve mükellefiyetlerin mükâfatlarının sonsuzlık içinde elde edileceği yerdir Âhiret, dünyada hazırlanılarak çaba gösterilerek kazanılan olgunluğun sonucu olan ebedi mutluluğun tadılacağı, gerçekleşeceği mekandır

DÜNYA AHİRETİN TARLASI
Âhiret, dünyadaki kötü davranışlara bağlı olarak, her yönden ilâhî adaletin yerini bulacağı yerdir Buna ebedi azab da dahildir Âhiret, dünyada yeterince olgunluğa ulaşamamış müminlerin, ilahi takdire bağlı olarak, gerekirse cezalandırılmak suretiyle, eğitimlerinin tamamlanacağı ve sonra mükafatlandırılacağı yerdir Bu yüzden Dünya âhiretin tarlasıdır Kur'anı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır Dünyâdaki nasibini unutmaksızın Âhiret yurduna sarılGörülüyor ki Kur'anı Kerim, hayatı kesintisiz bir bütün kabul ettiği içindir ki, Dünyâ Âhiret dengesini korumada azami titizlik tavsiye ediyor Ne dünyâsı için âhiretini ve ne de âhireti için dünyasını terketmeyitavsiye etmiyor Kabaca ve özetle yaptığımız bu açıklamalar neticesinde rahatça ifade edebiliriz ki Âhiret inancına sahip olanlar için, reenkarnasyon inancının bir anlamı yoktur Çünkü gerçek bir Âhiret inancı reenkarnasyon inancıyla asla bağdaştırılamaz

Takvim