iltasyazilim
FD Üye
Adolf Hitler'in İsmet İnönü'ye yazdığı Mektup
Hitler'in İsmet İnönü'ye Mektubu
Hitler'in İsmet İnönü'ye mektubu, Resmen 1 Eylül 1939 sabahleyin saat 545 ’te Alman ordularının Polonya sınırına saldırmasıyla başlayıp 2 Eylül 1945 ’te Japonya'nın teslimiyet belgesinin imzalanması ile sonuçlanan İkinci Dünya Savaşı esnasında, Almanya Devlet Başkanı Adolf Hitler'in Almanya Büyükelçisi Von Papen aracılığı ile Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye yazdığı 28 Şubat 1941 tarihli mektup
Bay Başkan,
Alman hükümetinin istek hilafına ve İngiltere ve Fransa'nın 3 Eylül 1939'daki savaş ilanı kararıyla Alman halkına empoze edilen savaşta, Alman Reichi'nin şu sıradaki hedefi, Avrupa kıtasında İngiliz nüfuzunu bertaraf etmektir Bu; yüz yılardan beri aralıksız Avrupadaki devletleri birbirine karşı oynayarak aşındırma metoduna son vermenin bir koşulunu oluşturmaktadır İngiltere'nin, Avrupanın dağıtılmış bölgelerinde askeri nüfuz kazanma yolundaki çabaları, Alman Reichi'ni, bu bölgelerde, toprak kazanma yönünde ya da siyasi nitelikte herhangi bir diğer amaca yönelik olmayan önlemleri almaya zorunlu kılmaktadır
Bu bakımdan Ekselans, size, Yunan topraklarına yerleşme yolundaki İngiliz önlemlerinin kademeli olarak tehditkar bir özellik aldığı şu sırada, bu koşulların gerektiği belirtilen müşterek önlemleri almaya karar verdiğimi açıklama yapmak isterim
bu nedenle Bulgar hükümetinden, Alman Silahlı Kuvvetleri'nin bir kısım birliklerine, bu yoldaki kayıtlı güvenlik önlemlerini göstermek için izin vermesini rica etmiş bulunuyorum Öteden beri Almanya'ya aleyhinde dostluk ilişkileri içinde bulunan Bulgaristan, bu ilişkileri, Üçlü Pakta bulunma suretiyle daha da destek etmiş ve alınacak önlemlerin Türkiye'ye yönelmeyeceğinden muhakkak olarak, bunların uygulanması için zorunlu izni vermiştir
Ben de Ekselans, size bu fırsattan yararlanarak resmen bildiririm ancak, Almanya'nın bu önlemleri, hiçbir şekilde Türkiye'nin toprak bütünlüğüne ya da siyasi yapısına yönelmiş değildir Tersine, birlikte yürüttüğümüz büyük ve hayati savaşın hatıralarıyla ve bu savaşı izleyen ıstıraplı yılların hatıralarıyla batmış olarak, size, Almanya ve Türkiye arasında hakiki dostluğa dayanan bir işbirliği için gelecekte deha tüm koşulların var olduğuna kesinkes inandığımı belirtmek isterim
Çünkü;
1 Almanya bu bölgelerde hiçbir toprak çıkarı gerisinde değildir Alman birlikleri, söz konusu tehlikelerin giderilmesinden hemencecik sonra Bulgaristan ve Devlet Başkanı Antenoscu ile harmoni içinde Romanya'yı terk edeceklerdir
2 Savaşın sona ermesinden sonra Avrupa'nın yaralarını sarma yolunda başlayacak idareli gelişme, Almanya'yı ve Türkiye'yi zorunlu olarak, bitmiş yakın ilişkiler içine sokacaktır
Bu alanda kayda değer bir faktör, Almanya'nın çıkarlarını, yalnız kendi endüstri mallarının satışında görmediği, bununla birlikte en büyük alıcı olma eğilimini de taşıdığıdır
Bunların dıştan inanıyorum oysa, savaştan daha sonra gerçekleşecek yeni anlayışlar düzeni, Almanya'yı hiçbir şekilde Türk hükümetinin hedefleriyle aleyhinde karşıya getirmeyecek, tersine, iki devletin yakınlaşması, bu alanda hem Türkiye'nin hem de Mihver Devletleri'nin çıkarına olacaktır
Bu bakımdan ben şimdi olduğu gibi gelecekte de, Almanya ile Türkiyeyi aleyhinde karşıya getirebilecek hiçbir niçin olmayacağı görüşündeyim Bu düşüncelerle, Bulgaristan'da ilerleyen Alman birliklerinin Türk sınırlarından, orada bulunmalarının amacı hakkında yanlış bir yorum bulunulmasına meydan vermeyecek değin uzak kalmalarını emrettim Şu kayıtla ancak, Türk hükümeti, bizi, bu tutumumuzda bir değiştirme yapmaya zorunlu kılacak önlemlere girişmeyi zorunlu görmesin Oysa böyle bir koşul deha, Almanya'nın Yunan topraklarına yerleşme amacını taşıyan İngiliz önlemlerine karşısında çıkma konusundaki isteğinde bir değişiklik yapmayacaktır
Bu mektubumu Ekselans, Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkileri hiçbir durum aşağıda kötüleştirmemek, tersine, muhtemel olan her şekilde iyileştirmek ve uzakta gelecekte dahi iki taraf için bereketli olacak şekilde aranje etmek yolundaki dürüst isteğimin bir dile getirilmesi olarak kabul ediniz *
Hitler'in İsmet İnönü'ye Mektubu
Hitler'in İsmet İnönü'ye mektubu, Resmen 1 Eylül 1939 sabahleyin saat 545 ’te Alman ordularının Polonya sınırına saldırmasıyla başlayıp 2 Eylül 1945 ’te Japonya'nın teslimiyet belgesinin imzalanması ile sonuçlanan İkinci Dünya Savaşı esnasında, Almanya Devlet Başkanı Adolf Hitler'in Almanya Büyükelçisi Von Papen aracılığı ile Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye yazdığı 28 Şubat 1941 tarihli mektup
Bay Başkan,
Alman hükümetinin istek hilafına ve İngiltere ve Fransa'nın 3 Eylül 1939'daki savaş ilanı kararıyla Alman halkına empoze edilen savaşta, Alman Reichi'nin şu sıradaki hedefi, Avrupa kıtasında İngiliz nüfuzunu bertaraf etmektir Bu; yüz yılardan beri aralıksız Avrupadaki devletleri birbirine karşı oynayarak aşındırma metoduna son vermenin bir koşulunu oluşturmaktadır İngiltere'nin, Avrupanın dağıtılmış bölgelerinde askeri nüfuz kazanma yolundaki çabaları, Alman Reichi'ni, bu bölgelerde, toprak kazanma yönünde ya da siyasi nitelikte herhangi bir diğer amaca yönelik olmayan önlemleri almaya zorunlu kılmaktadır
Bu bakımdan Ekselans, size, Yunan topraklarına yerleşme yolundaki İngiliz önlemlerinin kademeli olarak tehditkar bir özellik aldığı şu sırada, bu koşulların gerektiği belirtilen müşterek önlemleri almaya karar verdiğimi açıklama yapmak isterim
bu nedenle Bulgar hükümetinden, Alman Silahlı Kuvvetleri'nin bir kısım birliklerine, bu yoldaki kayıtlı güvenlik önlemlerini göstermek için izin vermesini rica etmiş bulunuyorum Öteden beri Almanya'ya aleyhinde dostluk ilişkileri içinde bulunan Bulgaristan, bu ilişkileri, Üçlü Pakta bulunma suretiyle daha da destek etmiş ve alınacak önlemlerin Türkiye'ye yönelmeyeceğinden muhakkak olarak, bunların uygulanması için zorunlu izni vermiştir
Ben de Ekselans, size bu fırsattan yararlanarak resmen bildiririm ancak, Almanya'nın bu önlemleri, hiçbir şekilde Türkiye'nin toprak bütünlüğüne ya da siyasi yapısına yönelmiş değildir Tersine, birlikte yürüttüğümüz büyük ve hayati savaşın hatıralarıyla ve bu savaşı izleyen ıstıraplı yılların hatıralarıyla batmış olarak, size, Almanya ve Türkiye arasında hakiki dostluğa dayanan bir işbirliği için gelecekte deha tüm koşulların var olduğuna kesinkes inandığımı belirtmek isterim
Çünkü;
1 Almanya bu bölgelerde hiçbir toprak çıkarı gerisinde değildir Alman birlikleri, söz konusu tehlikelerin giderilmesinden hemencecik sonra Bulgaristan ve Devlet Başkanı Antenoscu ile harmoni içinde Romanya'yı terk edeceklerdir
2 Savaşın sona ermesinden sonra Avrupa'nın yaralarını sarma yolunda başlayacak idareli gelişme, Almanya'yı ve Türkiye'yi zorunlu olarak, bitmiş yakın ilişkiler içine sokacaktır
Bu alanda kayda değer bir faktör, Almanya'nın çıkarlarını, yalnız kendi endüstri mallarının satışında görmediği, bununla birlikte en büyük alıcı olma eğilimini de taşıdığıdır
Bunların dıştan inanıyorum oysa, savaştan daha sonra gerçekleşecek yeni anlayışlar düzeni, Almanya'yı hiçbir şekilde Türk hükümetinin hedefleriyle aleyhinde karşıya getirmeyecek, tersine, iki devletin yakınlaşması, bu alanda hem Türkiye'nin hem de Mihver Devletleri'nin çıkarına olacaktır
Bu bakımdan ben şimdi olduğu gibi gelecekte de, Almanya ile Türkiyeyi aleyhinde karşıya getirebilecek hiçbir niçin olmayacağı görüşündeyim Bu düşüncelerle, Bulgaristan'da ilerleyen Alman birliklerinin Türk sınırlarından, orada bulunmalarının amacı hakkında yanlış bir yorum bulunulmasına meydan vermeyecek değin uzak kalmalarını emrettim Şu kayıtla ancak, Türk hükümeti, bizi, bu tutumumuzda bir değiştirme yapmaya zorunlu kılacak önlemlere girişmeyi zorunlu görmesin Oysa böyle bir koşul deha, Almanya'nın Yunan topraklarına yerleşme amacını taşıyan İngiliz önlemlerine karşısında çıkma konusundaki isteğinde bir değişiklik yapmayacaktır
Bu mektubumu Ekselans, Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkileri hiçbir durum aşağıda kötüleştirmemek, tersine, muhtemel olan her şekilde iyileştirmek ve uzakta gelecekte dahi iki taraf için bereketli olacak şekilde aranje etmek yolundaki dürüst isteğimin bir dile getirilmesi olarak kabul ediniz *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.