Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

ABDULLAH-I İSFEHÂNÎ (Kutbüddîn-i İsfehbezî)

Hoş geldin! pasalarinpasasi tarafından topluluğumuza katılmaya davet edildiniz. Kaydolmak için lütfen burayı tıklayın.
ABDULLAH-I İSFEHÂNÎ (Kutbüddîn-i İsfehbezî)
0
175

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,678
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
37
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
95
ABDULLAHI İSFEHÂNÎ (Kutbüddîni İsfehbezî)

İsfehan'da yetişen evliyânın büyüklerinden ve meşhûrlarından Ebü'lAbbâsı Mürsî'nin üç büyük talebesinden biridir İsmi, Abdullah bin Şemseddîn Muhammed bin Eymen enNûrî elİsfehânî elİsfehbezî, künyesi Ebû Muhammed'dir Lakabı Kutbüddîn ve Necmeddîn'dir Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir Doğum târihi bilinmemektedir Vefât târihinde de kaynaklarda öbür rivâyetler bulunmaktadır NefehâtülÜns'te 1321 (H721) olarak bildirilen bu vefât târihi Keşfüzzünûn'da 1361 (H763) olarak bildirilmektedir İlim öğrenmek için Şam'a ve diğer yerlere gidip oralarda yer alan âlimlerden ilim öğrendi Kendisinden de çoğu kimse istifâde etti

Abdullahı İsfehânî hazretleri, Acem beldesinde ders okutan bir âlimin kendisine Mısır'a gitmesini, orada zamânın kutbu olan büyük âlim ile görüşmesini söylemesi üstüne yola düştü Bu Arada yolda kendisini câsus zannederek yakalayıp bağladılar ve hapsettiler Bundan sonrasını kendisi şöyle anlatmıştır:

Beni hapsedip yalnız bıraktıkları vakit, nûr yüzlü bir mübârek zât havadan yürüyerek geldi Yanımda durdu Beni çözdü ve; Gel ey Abdullah! Senin matlûbun, aradığın, istediğin kimse benimdedi ve gözden kayboldu Lakin, ben o zâtın kim olduğunu bilemedim Dışarı çıkıp oradan uzaklaştım Mısır'a ulaştığımda, aradığım zâtın kim olduğunu ve nerede bulunduğunu bilmiyordum Aradan bir müddet geçti Birlikte kaldığımız dervişler; Bulunduğumuz beldeye Ebü'lAbbâsı Mürsî hazretleri gelmiş Haydi gelin, kendisini ziyâret edelim, sohbetinde bulunalımdediler Gittik Ebü'lAbbâsı Mürsî hazretlerini gördüğümde, yolda beni zindandan kurtaran zât olduğunu anladım Bundan sonradan kendisine bağlandım Vefâtına dek sohbetinde ve hizmetinde bulundum

Abdullahı İsfehânî, hocası Ebü'lAbbâsı Mürsî hazretlerinin sohbet ve hizmeti ile şereflenerek, tasavvufta yetişti Evliyâlık yolunda çok üstün derecelere, anlaşılamıyan yüksekliklere kavuştu

Hocasının vefâtından daha sonra oralarda duramayıp, Mekkei mükerremeye doğru yola çıktı Yolda, hocasının hocası olan Ebü'lHasanı Şâzilî hazretlerinin kabrini ziyâret etti Bu esnâda Ebü'lHasanı Şâzilî hazretleri kabrinden seslenerek; Mekkei mükerremeye git! Orada otur!buyurdu Bu emir üstüne Mekkei mükerremeye varıp, Haremi şerîfin etrâfına ulaştığında, gizliden bir sesin kendisine hitâb ettiğini duydu O ses; O Kadar bir beldeye geldin ama, o belde, uğurlu bir beldedir Fakat bu beldede bulunanlar bu beldenin kıymetini bilemiyorlardiyordu

Abdullahı İsfehânî hazretleri, vefâtına kadar orada ikâmet etti Vefâtında Fudayl bin Iyâd hazretlerinin yakınına defn olundu

Evliyâdan bir zât şöyle anlatmıştır:

Mekkei mükerremeden Medînei münevvereye gittim Resûlullah efendimizin kabrini ziyâret ettim Cümbür Cemaat Abdullahı İsfehânî'nin Mekke'den ayrılmadığını, orada bulunduğunu söylüyorlardı Ben ise; O büyük zâtın Resûlullah efendimizi ziyârete gelmemesi olası değildirdiye düşündüm Bu düşünceler içinde yoluma devâm ediyordum Bir ara başımı yukarıya kaldırmıştım bundan başka ne göreyim Abdullahı İsfehânî havada yürüyor Resûlullah efendimizin kabri şerîfini ziyâret için Medînei münevvereye geliyordu Bana ismimle hitâb etti Bâzı şeyler konuştuk Sonra ayrıldı Yolumuza devâm ettik

Abdullahı İsfehânî hazretleri, Allahü teâlânın velî kullarından birinin cenâzesinde bulundu Cenâze defnedildikten, kabre konulduktan sonradan, birisi telkine başlıyacaktı Telkîn için kalkınca, Abdullahı İsfehânî hazretleri gülümseme etti Talebelerinden birisi sebebini sordu Buyurdu oysa:

O öğretmen telkîne başlayınca, kabre koyduğumuz bu mübârek zât bana; Ey Necmüddîn! Hiç şaşırma etmiyor musun ki, kalbi ölü olan bu hoca, hakîki hayâta yeni başlayan diri bir kimseye telkîn veriyordedi Bunun için gülümseme ettim *
 

Similar threads

MEVLÂNÂ HÂLİDİ BAĞDÂDÎ On sekizinci yüzyılın sonu ve on dokuzuncu yüzyılın başında Irak ve Şam'da yetişmiş büyük velîlerden İnsanlara adalet yolu göstererek hakîki saâdete, kurtuluşa kavuşturan ve Silsilei aliyye adı bahşedilen âlimler ve velîler zincirinin yirmi dokuzuncusudur Asrının...
Cevaplar
0
Görüntüleme
172
ABDULLAHI DEHLEVÎ Hindistan evliyâsından Silsilei aliyye denilen büyüklerden olup, seyyiddir 1745 (H 1158)'te Hindistan'ın Pencab şehrinde doğdu 1824 (H 1240) senesinde Delhi'de vefât etti Kabri Şâhcihân Câmii yakınındaki dergâhındadır Binlerce seveni defalarca ziyâret edip, feyz almaktadır...
Cevaplar
0
Görüntüleme
165
ABDULLAHI İLÂHÎ Anadolu evliyâsının büyüklerinden Şahı Nakşibend Behâeddîni Buhârî hazretlerinin yolunu Buhârâ'da Ubeydullahi Ahrâr'dan alarak Anadolu'ya ilk olarak getirip yayan âlim Germiyanoğulları beyliğinin sınırları dâhilinde olan Kütahya'nın Simav kasabası civârında bir köyde doğdu 1491...
Cevaplar
0
Görüntüleme
205
ABDULLAH HAYDERÎ Bağdâd'da yetişen büyük velîlerden Ubeydullah Hayderî diye de bilinir Büyük velî Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretlerinin birincil hilâfet verdiği talebesidir Doğum ve vefât târihleri kesin olarak bilinememektedir Bağdâd'da doğdu ve orada vefât etti On dokuzuncu yüzyılın birincil...
Cevaplar
0
Görüntüleme
183
ABDULLAH YÂFİÎ On dördüncü asırda Yemen'de yetişen Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve evliyâdan İsmi, Abdullah bin Es'ad bin Ali bin Süleymân bin Fellâh'tır Yâfiî nisbesiyle meşhûr olmuştur Künyesi Ebû Muhammed, Ebü'lBerekât lakabı Afîfüddîn'dir Kutbi Mekke diye de bilinir 1298 (H698)...
Cevaplar
0
Görüntüleme
142
858,506Konular
982,848Mesajlar
33,081Kullanıcılar
sadrazamcaSon üye
Üst Alt