Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Zonguldak Tarihi

Zonguldak Tarihi
0
80

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Zonguldak Tarihi zonguldak tarihi yerleri zonguldak tarihi data zonguldağın mekanları zonguldağın Antik Dönem Bilindiği gibi Tarih Devri, yazının bulanması ile başlar Anadoluya yazı Hititlerin (MÖ20001200), Asurlularla yaptıkları ticaret (Asur ticaret kolonisi: Kültepe, Kaniş, Kayseri) ile girmiştir İlkçağda (MÖ 3200MS 375) bugünkü Zonguldak topraklarında Paflagonya (Merkezi Kastamonu) ve Bitinya (Merkezi İzmit) denen bölgeler ve siyasal kuruluşlar vardı İlkçağdan günümüze (Yakınçağ) dek Zonguldak ve çevresinin tarihçesini, tarihsel kronolojiye uygun şekilde açıklayabiliriz Frigyalılar (Frigler) Döneminde (MÖ 1200750676) Zonguldak Yunanlıların (İyonlar ve Diğerleri) ve Lidyalıların Kolonileri Döneminde (MÖ 7 yy6 yy) Zonguldak Persler (Eski İranlılar) Döneminde (MÖ 555MÖ 333) Zonguldak Hellenizm (Makedonya İmparatorluğu Büyük İskender, Bitinya ve Pontus Krallıkları) Döneminde (MÖ 4 yyMÖ 1 yy) Zonguldak Romalılar Döneminde (MS 1 yy4 yy) Zonguldak Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu) Döneminde (4 Asır13 Asır) Zonguldak Anadolu Selçukluları (1075771308) Döneminde (1113yy) Zonguldak Beylikler Döneminde (13 yy15 yy) Zonguldak Osmanlı Döneminde (14 yy20yy) Zonguldak Hisarı yapılırken yıkıma uğradı (1452) Buradaki Ilk ve Ortaçağ harabelerinin değerli taş malzemeleri büyük mavnalarla (Gemilere yakın kıyılara siklet içeren güvertesiz büyük tekne) İstanbula taşındı Şehrin (ereğli) eski önemi kalmadı Kastamonu Eyaletinin (Eyalet: Osmanlı Devletinde esas yönetim birimidir Yöneticisi Beylerbeyidir) Bolu Sancağına (Sancak: Yöneticisi Sancakbeyidir Emniyet işlerini Subaşılar, hak işlerini de Kadılar yürütürdü) emrindeki bir kaza merkezi olarak uzun bir sönük döneme girdi Gerçekten, Ereğli yöresi, Osmanlı yönetimine girdikten sonradan, tıpatıp Amasra (Bartın İlinin ilçesi) gibi, bir gerileme dönemine girmiştir Zonguldak ve çevresi için uzlaşma ve huzur ortamı da öyle uzun ömürlü olmadı Zonguldak havalisinde genel olarak 16, 17 ve 18 yüzyıllarda çok kayda değer olaylar yoktur Oysa, 18 yüzyılda bölgede Ayanların ortaya çıktığını görüyoruz Doğrusu Osmanlı İmparatorluğu, Anadolunun bir fazla köşesi gibi bu bölgeyi de kaderine terk etmiştir Osmanlı çağındaki adı ile Benderi Ereğli, Filyos (Hisarönü) ve Devrek, minik birer yönetim merkezi ve salt kendi çevrelerinin Pazar yeri durumunda kalmışlardır 18 yüzyıldan sonra Ereğlide yelkenli gemiciliğin tartı kazandığı görülür Fakat, bugüne kadar iyi iş yapan yerli armatörler (gemi işletenler), çağın gereklerine (gelişen teknolojiye) uymayı başaramadıkları için birer ikişer iflasa sürüklenmişlerdir 18 yüzyılın başlarında çevreyi geçen Uluslu İ Hamdi Efendi, Atlas adlı eserinde Zonguldak ormanlarının olağanüstü zenginliğini dile getirir 18yüzyılın ikinci yarısında Şile den Cide ye değin bir fazla iskelenin hatab ( odun) iskelesiyükümlülüğüne bağlandığı bilinmektedir Odun iskelelerinin başlıcaları;Karasu, Ereğli,Filyos, Bartın çayı, Amasra ve Cide dir Başkent İstanbul un yakımlık odun ihtiyacının yanı sıra bu iskelelerden Tersani Amire için gemi keresteleri, tomruk ve kutup sağlanmaktadır İç kesimlerde yaşamış halk müziği toprağa alt,tarım, ormancılık ve hayvancılıkla ilgilenmektedir 1825 de Bolu sancağı; Merkez, Çağa, Kıbrıscık, Mengen, Gerede, Viranşehir(EskiPazar), Traklıborlu (Safranbolu), Yenice, Yedian, Millet, Onikian (Bartın), Hızırbeyili, Mudurnu, Konuralp ve Ereğli kazalarından oluşmaktadır id Şimdiki Zonguldak şehir merkezi; Ereğli kazasına alt, deniz sahilinde Tahta İskelesi olan bir koydur Tahta İskele çevresinde depolanan kerestelerin, buradan İstanbul a Haliç Tersanesine gönderildiği bilinmektedir Çağın gereği olarak, deniz ulaşımında buhar gücü için zorunlu olan buhar kömürüdaha sonraki yıllarda tekrar bu sahillerden sağlanacaktır Yönetimle Ilgili yapılanmanın yanı sıra, Taşkömürü Havzasında askeri düzenlemeler görülmektedir Taşkömürü nün varlığı 1830 dan itibaren kesin olarak bilinmektedir1830 1848 tarihleri arasında arama ve işletmecilik faaliyetleri hakkında fazla detaylı bilgi olmamakla birlikte; 29 Temmuz 1843 (2 Recep 1259) tarih ve 3874 numaralı SadaretSadrazamlık Tezkeresi nde Ereğli ve Amasrada üretilen vapur kömürününİstanbul da pazarlanmasından laf ederek gerekli düzenlemelerin yapılmasından sonradan Devlet hazinesine sağlayacağı katkı maddesi anlatılmaktadır 1848 de yapılan çözümleme ve düzenlemelerle, taşkömürü yer alan yerlersaptanarak havza sınırlarıilk kez tanımlanmıştır IAbdülmecidin fermanıyla; Taşkömürü Havzası Evkafı Celilei Mülükane(Vakıflar İdaresi Mülkleri) topraklarına dahil edilmiş, IAbdülmecid Vakfı namına tapulanmıştır İdaresi ve işletilmesi de Hazine i Hassa ya (saray bütçesi) verilmiştirTaşkömürü Havzasından elde edilecek takvim kira bedeli Evkaf Nezareti ( vakıflarla ilgili işleri yürüten örgüt ) denetiminde, dini hayır kurumlarına tayin edilmiştir Taşkömürü havzasında üretimin arttırılması için işgüçü ve taşıma eksikliklerinin giderilmesi zorunluluğu doğmuştur Padişah I Abdülaziz in (18611876) emriyle, havzanın yönetimi 10 Şubat 1865 de Bahriye Nezaretine devredilerek, Maadini Hümayun Nazırı ve bununla beraber Ereğli Kaymakamı unvanıyla birlikte Mirliva (Tuğamiral) Dilaver Pata atanmıştır Havzasının yönetimini elinde bulunduran Bahriye idaresi kadar 26 Nisan 1867 tarihinde, Ereğli Madeni Hümayun İdaresinin Nizamnamesiyapılmıştır 1864 de Osmanlı taşra yönetimindeki yapılanma ile eyalet,bayrak,kaza ve ağa yerine vilayet (vali), sancak (mutasarrıf), kaza (kaymakam), Nahiye (müdür) ve Köy (muhtar) yönetimsel düzeni getirilmiştir 1867 tarihli bütün vilayetleri kapsayan Vilayet Nizamnamesine kadar Kastamonu Vilayetinin Merkez, Sinop, Çankırı ve Bolu edinmek üzere 4 sancağı, 21 kazası ve 30 nahiyesi bulunmaktadır Bolu Sancağının; Merkez, Göynük, Düzce, Ereğli, Bartın ve Gerede olmak üzere 6 kazası ve 30 nahiyesi bulunmaktadır Bu düzenleme ile Amasra nahiyesi de, 58 köyü bulunan Bartın kazasına bağlanmıştır Bartın ve Amasra nın Dilaver Paşa Nizamnamesi (Teamülname) gereği Ereğli Kaymakamlığı sınırları içinde olması taşkömürü havza sınırları ile ilgilidir 1865 de Dilaver Pata, Maadini Hümayun Nazırı ve bununla birlikte Ereğli Kaymakamı unvanıyla birlikte atanmıştır Ama, bu tarihlerde Ereğli Kaymakamlığı ve Maden Müdürlüğü ünvanlarının birbirinden ayrıldığı anlaşılmaktadır TBMM Hükümeti, 20 Nisan 1920 de Devrek, Ereğli, Mudurnu, Bartın, Göynük ve Zonguldakı Bolu Egemen mutasarrıflığından ayırarak, Kastamonu vilayetine bağladı 14 Mayıs 1920 de de Zonguldak kazasını mutasarrıflık haline getirilerek, Kaza Kaymakamı Ahmet Cevdet Bey mutasarrıf vekili olarak görevlendirilmiştir TBMM nin ilk mutasarrıflık yaptığı ilçe olarak tarihdeki yerini alacaktır Türkiye Cumhuriyetinin Birincil İli Zonguldak; 1 Nisan 1924 tarih ve 491 sayılı Teşkilat ı Esasiye Kanunu nun 60 maddesine göre sancaklar kaldırılınca, Zonguldak bağımsız mutasarrıflığı, Vilayet yapılmıştır Zonguldak Adının Kaynağı ; Zonguldak isminin verilişi çeşitli rivayetlere dayanmaktadır; sazlık ve kamışlık anlamına gelen zongalıktan, sıtmanın titremesini tarifen zonklamaktan ve bir başka rivayete kadar de, sisli bir havada gemisiyle buraya giren kaptanın sis kalktıktan daha sonra burası zongalıkmış demesinden, semer otuna (kemer otu, kındıra otu) zongura denmesinden, Zonguldak isminin verildiği söylenmektedir Kent adını, Sandraka Sandrakeadıyla tanıdık ikâmetgâh, adını Sandra Çayından alarak Zonguldaka dönüşmüştür Bir başka görüşe göre; Göldağı nın nirengi noktası alınması sonucu , Göldağı kesimi veya bölgesi anlamına gelen Zone Ghuel Dagh ın Türkçe okunuşundan almıştır Necdet Sakaoğlunu tespitine göre de; Daha çok şimdiki Zonguldakın bulunduğu yerde ocaklar açan Fransız girişimciler yörelerinin fazla engebeli ve sık ağaçlık oluşu nedeniyle buralara Jungle (Cangıl) adını vermişler, buna yerli halkın orman anlamında kullandıkları dav dağ kelimesi de eklenince zamanla Zonguldak biçimini alacak olan JungleDağismi doğmuştur ZONGULDAK'IN TARİHİ YERLERİ KdzEreğli (MariandinMarianydn,Herakleia Pontike) MÖ VI Yüzyılda Frig soyundan gelen Ereğli'nin ilk adı Mariandyn'dır daha sonra Herakleia Pontike adını alan kenti, söylenceye kadar mitolojinin ünlü kahramanı yarı tankı Herakles (Herkül) kurmuştur Mitolojide Herakleiaadıyla sabit yedi kentten biri ve en önemlisi olan Herakleia Pontike; Roma, Bizans Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı uygarlıklarını yaşamasına rağmen tarihin çeşitli dönemlerinde yağmalanmıştır Rastlantı veya inşaat evresinde ortaya çıkan mezarlar, lahitler, sütunlar ve Çeştepe mevkiindeki tümülüs, Bozhane Cami, Halil Paşa Cami, Kırmanlı Cami, Molla Halil Cami, Ali Molla Cami, İskele Cami, Ağa Cami, Hacı Eşref ve Akarca Mescitleri, Kayabaşı Ziyaretgahı, Aktaş Şeyhi Türbesi, Seyit Nasrullah Efendi Türbesi, Keşif Tepedeki (Çeştepe) Demirci Büyükbaba, Kentteki Kuştepe ve kıyıdaki Mersin Dede yatırları, Hacı Mehmet Çeşme ve Murtaza Mahallesi Çeşmesi yanına, on sekiz adet sivil mimarlık örneği yapı KdzEreğli'deki tescilli ekinsel değerlerdir Acheron Vadisi Ören Yeri Cehennemağzı Mağaralarının bulunduğu yöredir Yörede dikkati çeken harabeler birincil hıristiyanların ibadethane olarak kullandığı mağaradır Sur Kalıntıları Hellenistik döneme ait olan sur parçalarında çok sert, gri, renkli kireçtaşından kocaman ve kalın blok taşları kullanılmıştır Bu taş bloklar emrindeki yandan ve harçsız yerleştirilerek, aradaki küçük taş bloklar yatay hatlarıyla desteklenmiştir KdzEreğli Kalesi KdzEreğli'nin büyük kasaba surlarının çevrelediği üstte bulunmaktadır Bizans Dönemi'nde XIII Yüzyıl başlarında yapılan kale ve çevre duvarları vardır Herakles (Herkül) Sarayı Iri kesme taş bloklarla ve özenli bir işçilikle inşa edilen bu inşa kalıntısı antik döneme ait olup, iki cephedeki duvar kalıntıları dıştan tümüyle yıkık durumdadır Su Tesisleri Antik çağda kentin su gereksinimini karşılamak üzere yapı edilen su tesislerinin Roma Dönemine ait olduğu sanılmaktadır Kandilli yakınlarından başlayan (Balı Köyü) ve takriben 16 km bir hat boyunca kente ulaşan su şebekesi kent sularının yakınında yer alan bir havuzda toplanmakta ve havuzdan çıkan bir kaç kolla, kanalla su şehir alanının merkezine aktarılmaktadır Çettepe Fener Kulesi KdzEreğli'nin kuzeyinde Çeştepe'de deniz seviyesinden takriben 200 m yükseklikte yer alan kulenin Hellenistik Dönemde yapıldığı ve Bizans Döneminde de tekrar inşa edildiği anılmaktadır Bizans Sarnıcı Kalıntısı KdzEreğli Akarca mahallesinde bulunan ve Bizans döneminden kalma olduğu görünürde sarnıcın adeta tümü toprak aşağıda bulunmaktadır Bir hafriyat çalışması esnasında ortaya meydana çıkan sarnıcın tahribata uğramaması için doldurulmuş, oysa açık kalan bölümü imha olmuştur Krispos Anıt Mezarı KdzEreğli'de gösteriler yapan ve orada ölen eski Mısırlı pandomim sanatçısı Krispos'un anısına yapılmıştır Kaidesi ile birlikte 210 m yükseklikte yer alan anıtın önünde 19 satırdan oluşan ve kazılarak yazılı bir şiir bulunmaktadır Bizans Kilisesi KdzEreğli Akarca Mahallesinde bulunan kilisenin bulunduğu yerde 1942 yılında yapılan Çelikel Camii yeralmaktadır Bizans dönemine ait kilisenin döşeme mozaiği ve duvarının bir bölümünde bulunan fresko kalıntıları caminin bodrumunda bulunmaktadır Ayasofya Kilisesi (Orta Cami) Sularla buruşuk büyük kasaba alanının içinde Bizanslılar tarafından inşa edilen Hagia Sophia (Tanrısal Zihin) kilisesi, camiye çevrildikten sonra Orhan Gazi veya Cami olarak anılmaktadır Filyos (Tieion,Teion,Tion) Filyos Nehri' nin Karadeniz'e döküldüğü alanda kurulu Filyos antik kenti, önceleri Billaius adıyla biliniyordu Bu ad, su geçiti olan yer anlamına gelen Pailaios sözcüğünden türemiştir Kentin en yaygın adı Tieion' dur Bu kelime, kentin kurucusu, din adamı Tios' tan gelmektedir Günümüzde birinci ve ikinci derece sit alanları yer alan Filyos' ta, arkeolojik yüzey araştırmalarına tarafından, antik Tieion kenti bir akrapol, iki nekrapol alan ve sular altında kalan antik bir mendirekten limandan oluşmuştur Romalılar döneminde yapılan kale, enkaz durumunda bir mabet (tapınak),amfiteatr ve büyük bir yapıya ait olduğu sayılan üç kemerli bir duvar, Otlak Mağarası' ndan çıkan suyu kente taşyan su kemeri kalıntıları günümüze değin ulaşabilen kültür değerleridir Bu tarihsel eserlerden kale ve amfiteatr 2001 yılında restore edilmeye başlanmış ve incelemeler halen sürmektedir Birkaçtanede fotoğraf ekleyelim istedim arkadaşlarım 1548926998 1548926998 zonguldaktarihi5c52c01c5e1bczonguldaktarihi5c52c01c5e1bc zonguldaktarihi5c52c01c5e1bc 1548926998 1548926998 zonguldaktarihi5c52c01c648cbzonguldaktarihi5c52c01c648cb zonguldaktarihi5c52c01c648cb 1548926998 1548926998 zonguldaktarihi5c52c01c6a2c8zonguldaktarihi5c52c01c6a2c8 zonguldaktarihi5c52c01c6a2c8  
 
858,505Konular
982,672Mesajlar
33,048Kullanıcılar
Mega00Son üye
Üst Alt