Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Hangi mallardan zekat verilir ve bu verilecek zekatın miktarı ne kadardır
Nisâb, koyun ve keçide kırk, sığır ve mandada otuz, devede ise beştir Altın için nisâb 81 gram,18 gümüş için ise nisâb 561 gramdır Altın ve gümüş için nisâb değişmez ise de (kırkta bir) hayvanlarla ilgili nisâb ve verilecek zekât miktarı rakam arttıkça değişir Tafsîlatlı veri için ilmihâl kitaplarına mürâcaat edilmelidir Deniz ürünleri ve mâdenlerden de zekât verilir Bunların çeşitleri ve miktarları fıkıh kitaplarında detaylı bir şekilde ele alınmıştır
Kazanç getiren menkul ve gayrı menkul bütün servetler zekâta tâbîdir Gayrı menkullerde kira getirenlerin senelik gelirleri hesap edilir, masrafları düşüldükten daha sonra kalanının zekâtı verilir İleride satmak gâyesi ile alınmış arsalar, birincil alış fiyatları üzerinden (belki enflasyon farkı varsa ilâve edilerek), satılmak üzere yapılan daireler ise mâliyetleri üzerinden (yine enflasyon farkı göz önünde bulundurularak) zekâta tâbîdir
Şirketlerde, hissedarlar ayrı ayrı yok de şirket olarak zekâtlarını verecek olurlarsa, bunun hesaplanmasında şöyle bir yol izlerler:
Ilk Olarak yılın başında veya sonunda kazançgider hesaplarını yaparlar Elde ettikleri miktara, kesin olarak alabileceklerine inandıkları alacaklarını da eklerler Bu yekûndan demirbaş ve varsa borçlarını düşerler Geri kalan miktardan, belki takvim hesap dökümü kamerî yıla tarafından ise % 2,5; milâdî yıla kadar ise % 2,6 hesabıyla zekâtlarını verirler
Uyarı edilecek öteki önemli bir nokta da şudur: Zekât, sadece kârdan yok, demirbaş olmayan öz sermâyeden de verilir
Fabrikalar, atölyeler ve imalathâne gibi sanâyi kuruluşları müessese olarak zekâtlarını hesaplamak isterlerse şöyle hareket ederler:
1 Demirbaş olarak kullanılan her çeşitlilik cihaz ve âletedevat için zekât gerekmez Ama bu âletler altın veya gümüşten ise, onların değerleri hesaplanarak zekâtları verilir
2 İşletme sermâyesi zekâta tâbîdir Bu sermayeden her türlü harcama, işçi ücretleri ve borçlar düşüldükten sonradan kalan miktardan zekât verilir
3 Sanayi kuruluşlarında ücretler aylık ödeniyorsa, 12 aylık vakit içinde ortaya meydana çıkan dalgalanmalar dikkate alınmaz, yalnızca sene sonunda yapılan hesaba bakılır
Para olarak verilecek zekâtın hesaplanmasında dikkate alınması gereken manâlı bir husus da enflasyondur Bugün yılda % 70 ile % 100 ’e yakın bir bedel kaybı sebebiyle zekâtın bir sene içinde muhtelif zamanlarda îfâsı hesâba katılınca, farziyeti ânındaki değere sâdık kalabilmek için zekâta âit meblağın, sâbit bir değere endekslenmesi de zarûrîdir Somurtkan hâlde zekât meblağı, kırkta birin altına düşer Fakir mağdur edilmiş olur; zekât ibâdeti de yetersiz îfâ edilmiş olur
İslâm, itibâriyle zekâtı aynî olarak emretmiştir Yâni altını olan altın verir, gümüşü olan gümüş verir, koyunu olan koyun verir, buğdayı olan buğday verir, kumaşı olan da kumaş verir Fakat kanımca Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ’in sonra da Hazreti Ebû Bekir ve Hazreti Ömer ’in devirlerindeki tatbikatta aynî olarak alınan zekâtların, nakdî olarak alındığı da görülmüştür Bu itibarla bugün de fakire mal yerine onun değeri dek para vermekte bir beis yoktur *
Nisâb, koyun ve keçide kırk, sığır ve mandada otuz, devede ise beştir Altın için nisâb 81 gram,18 gümüş için ise nisâb 561 gramdır Altın ve gümüş için nisâb değişmez ise de (kırkta bir) hayvanlarla ilgili nisâb ve verilecek zekât miktarı rakam arttıkça değişir Tafsîlatlı veri için ilmihâl kitaplarına mürâcaat edilmelidir Deniz ürünleri ve mâdenlerden de zekât verilir Bunların çeşitleri ve miktarları fıkıh kitaplarında detaylı bir şekilde ele alınmıştır
Kazanç getiren menkul ve gayrı menkul bütün servetler zekâta tâbîdir Gayrı menkullerde kira getirenlerin senelik gelirleri hesap edilir, masrafları düşüldükten daha sonra kalanının zekâtı verilir İleride satmak gâyesi ile alınmış arsalar, birincil alış fiyatları üzerinden (belki enflasyon farkı varsa ilâve edilerek), satılmak üzere yapılan daireler ise mâliyetleri üzerinden (yine enflasyon farkı göz önünde bulundurularak) zekâta tâbîdir
Şirketlerde, hissedarlar ayrı ayrı yok de şirket olarak zekâtlarını verecek olurlarsa, bunun hesaplanmasında şöyle bir yol izlerler:
Ilk Olarak yılın başında veya sonunda kazançgider hesaplarını yaparlar Elde ettikleri miktara, kesin olarak alabileceklerine inandıkları alacaklarını da eklerler Bu yekûndan demirbaş ve varsa borçlarını düşerler Geri kalan miktardan, belki takvim hesap dökümü kamerî yıla tarafından ise % 2,5; milâdî yıla kadar ise % 2,6 hesabıyla zekâtlarını verirler
Uyarı edilecek öteki önemli bir nokta da şudur: Zekât, sadece kârdan yok, demirbaş olmayan öz sermâyeden de verilir
Fabrikalar, atölyeler ve imalathâne gibi sanâyi kuruluşları müessese olarak zekâtlarını hesaplamak isterlerse şöyle hareket ederler:
1 Demirbaş olarak kullanılan her çeşitlilik cihaz ve âletedevat için zekât gerekmez Ama bu âletler altın veya gümüşten ise, onların değerleri hesaplanarak zekâtları verilir
2 İşletme sermâyesi zekâta tâbîdir Bu sermayeden her türlü harcama, işçi ücretleri ve borçlar düşüldükten sonradan kalan miktardan zekât verilir
3 Sanayi kuruluşlarında ücretler aylık ödeniyorsa, 12 aylık vakit içinde ortaya meydana çıkan dalgalanmalar dikkate alınmaz, yalnızca sene sonunda yapılan hesaba bakılır
Para olarak verilecek zekâtın hesaplanmasında dikkate alınması gereken manâlı bir husus da enflasyondur Bugün yılda % 70 ile % 100 ’e yakın bir bedel kaybı sebebiyle zekâtın bir sene içinde muhtelif zamanlarda îfâsı hesâba katılınca, farziyeti ânındaki değere sâdık kalabilmek için zekâta âit meblağın, sâbit bir değere endekslenmesi de zarûrîdir Somurtkan hâlde zekât meblağı, kırkta birin altına düşer Fakir mağdur edilmiş olur; zekât ibâdeti de yetersiz îfâ edilmiş olur
İslâm, itibâriyle zekâtı aynî olarak emretmiştir Yâni altını olan altın verir, gümüşü olan gümüş verir, koyunu olan koyun verir, buğdayı olan buğday verir, kumaşı olan da kumaş verir Fakat kanımca Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ’in sonra da Hazreti Ebû Bekir ve Hazreti Ömer ’in devirlerindeki tatbikatta aynî olarak alınan zekâtların, nakdî olarak alındığı da görülmüştür Bu itibarla bugün de fakire mal yerine onun değeri dek para vermekte bir beis yoktur *
