Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Yusuf'un bahçesini sulayan bulut

Yusuf'un bahçesini sulayan bulut

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Saatlerdir yürüyordu Çok yorulmuş ve yorgun düşmüştü Güneş de tam tepesinde bütün sıcaklığını cömertçe sergiliyordu Gölgelik bir yer arayıp orada dinlenmek istiyordu Daha bir günlük yolu vardı
Az ileride ağaçlık bir yer gördü Oraya gidip ağacın gölgesi altına uzandı O yorgunlukla hemen uykuya dalıverdi Aradan biraz zaman geçmişti ki, “Yusuf’un bahçesini sula! diye gaipten bir ses duydu Bu sesle irkilip uyandı “Herhalde rüya görüyordum! dedi Tekrar uykuya dalmaya hazırlanırken aynı sesi bir daha duydu Sesin geldiği tarafa dikkatlice baktı Ses yukarıdan geliyordu Kafasını yukarı kaldırınca yağmur dolu bir bulut gördü Çok şaşırmıştı Bu güneşli havada bu bulut nereden çıkmıştı? Ses kime aitti? Yusuf kimdi? Biraz hayret, biraz da korku içinde merakını gidermeye karar verdi Bulutun gittiği yeri takip edecek ve bu karmaşık hadiseyi çözecekti

Bulutu takip etmeye başladı Esrarengiz bir ses, buluttan Yusuf’un bahçesini sulamasını istiyordu Önlerinde tepelik bir arazi vardı Bulut bu araziyi aşıp arkasındaki yere taşıdığı yağmuru boşaltmaya başladı Tepelik yeri aştığında bahçede bir adam gördü Adamın yanına gitti Selam verdi ve onunla konuşmaya başladı Evet, adamın adı Yusuf’tu Peki bu adam ne yapmıştı da böyle Allah’ın hususi bir yardımına hak kazanmıştı?

Adam, başından geçen hadiseyi tek tek Yusuf’a anlattı Yusuf,

Sen hele gel Önce bir karnını doyur Susamışsındır, su da iç Sonra ben sana her şeyi anlatırım, dedi Adam bir güzel karnını doyurdu Bu sırada Yusuf, adamı daha fazla merakta bırakmamak için konuşmaya başladı:

Ben yıllardır bahçe işiyle uğraşan biriyim Şu gördüğün bahçeyi eker, biçer, maişetimi onunla kazanırım Bir konuda aşırı hassasımdır Bahçemden elde ettiğim ürünü üçe bölerim Birini fakir ve senin gibi yolu buraya düşen yolculara ayırırım İkinci kısmından ailemle beraber istifade ederim Geri kalan kısmı ise bahçeye tekrar tohumluk yapmak üzere saklarım

Adam işin sırrını şimdi kavramıştı Demek ki Yusuf’un bu taksiminden Allah razı olmuştu Özellikle de malının üçte birini Allah yolunda infak etmesi Allah’ın bu yardımına sebep oluyordu


Hikâyeden çıkarılacak dersler


1 Mü’min daima veren olmalıdır Mü’min, Allah ahlakıyla donanmasının bir gereği olarak daima verici olmalıdır İçtimai meselelerde olduğu gibi bu vericilik, onun maddi alemine de yansımalı ve o, başkalarının huzur içinde yaşayabilmesi için elindeki imkanları rahatlıkla ve bütünüyle seferber edebilmelidir Mü’minin maddi imkanlarını Allah yolunda dağıtmasına “infak denilmektedir İşte bu infak sayesinde fani olan mal, kalıcı olmakta ve ahiret adına ciddi bir yatırım haline gelmektedir Gerek ayeti kerimeler, gerekse de hadisi şeriflerde infak yani vermek teşvik edilmiş ve vermenin mü’minlik alameti olduğu vurgulanmıştır Nitekim “Sevdiğiniz şeyleri infak etmedikçe iyilikte zirveye ulaşamazsınız (Âli İmran, 392) ayeti kerimesi bu hakikati dile getirmektedir

2 İnfak edilen mal ebedî sermayedir Allah yolunda infakta bulunulan mal, ahiret adına ebedileşmektedir Peygamberimiz’in (sas), Tekâsür Sûresi’ni okurken, bu mevzuya işaretle şöyle dediğini görmekteyiz: “Ademoğlu ‘malım malım’ der Halbuki ey Ademoğlu! Senin malından (sana kalan sadece) yeyip bitirdiğin, giyinip eskittiğin ve sadaka olarak verip bıraktığından başkası değildir (Müslim, Zühd, 3; Tirmizî, Zühd, 31)



Demek ki şu fani alemde sermaye olarak kullanılan malın, baki aleme ait bir sermaye haline getirilmesi mümkündür ve bunun yolu da, ihtiyaç sahiplerine verilen mallardır Malını Allah yolunda infak eden insan, içtimai hayatta itibar ve saygınlık kazanırken diğer yanda, hem canı hem de malı itibarıyla bir korunmanın altına girmektedir Allah Rasûlü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) ifadeleri içinde, her gün yeryüzüne iki melek inmekte ve onlardan biri, infak edenler için hayır duada bulunup infakta bulunanların mallarını artırmasını talep ederken, diğeri de, cimrilik yapıp kısanların mallarının telef olmasını istemektedirler (Buhari, Zekat, 37; Müsned, 6306, 347) Allah Rasûlü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) Hafsa validemize söylediği şu sözleri de, bu meyanda dikkat çekicidir:

“İnfak et, cömert davran ve daima etrafına dağıt Sakın ola ki, malı elinde tutup saklama ve elinde bulunan fazlalığı cimrilikle saklama, yoksa Allah da sana karşı kısar ve verme hususunda böyle davranır (Tirmizi, Zühd, 17; Müsned, 4231)



ALİ DEMİREL
 
858,505Konular
982,672Mesajlar
33,048Kullanıcılar
Mega00Son üye
Üst Alt