Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Yansı Kuramı Ne Demek

Yansı Kuramı Ne Demek
0
122

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Yansı Kuramı Ne Çağırmak

İmge kuramı olarak da bilinir

Içten bilginin, nesnel gerçekliğin insan beynindeki yansıması olduğunu tespit eden bilgi kuramı

Nasıl bilgi edinildiği sorunu felsefenin esas sorunlarından biridir ve felsefesel düşüncenin başlangıcından beri üzerinde düşünülmüştür

Antik Çağ Yunan felsefesinde Demokritos ’un açtığı özdekçi yolla Platon ’un açtığı düşünceci yolda geliştirilen bu sorun, ancak ve bilimsel olarak (eytişimsel ve tarihsel özdekçi felsefenin N) yansı kuramı ’yla açıklanabilmiştir

Antik Çağda Demokritos, özdeksel cisimlerin görünmez atomlar şeklinde ‘imge ’ler (Eidola) yaydıklarını ve bu imgelerin duyu organlarını etkileyerek veri sağladığını ilerisürmüştü Bu, özdekçi lakin çocuksu bir varsayımdı Antik Çağlı Platon ’sa bilginin, ruhun bedene girmeden önceki varoluşunda tanıdığı ruhsal idea ’ların bedenli ruhun anımsamasıyla oluştuğunu ilerisürmüştü Bu idealist ve bilimdışı bir varsayımdı Demokritos ’un çocuksu özdekçi varsayımı, İngiliz özdekçileri Hobbes, Locke; Fransız özdekçileri Baron d ’Holbach, Helvitius, Diderot; Alman özdekçisi Feuerbach tarfından geliştirildi Ne var ki tüm bu burjuva özdekçiliği, bilgilenme sürecinde duyumun rolünü saltıklaştırmış ve düşüncenin rolünü yadsımış ve duyumla hafıza arasındaki eytişimsel bağlantıyı keşfedememiştir

Platon ’un idealist ve bilimdışı varsayımı da ortaçağ skolastiğinde bilhassa gerçekçiler, yeniçağda Descartes ve Leibniz gibi usçularla benzer idealist ve bilimdışı bir doğrultuda geliştirilmiştir Bunlar da bilgiyi tümüyle düşüncenin ürünü sayarak bilgilenme sürecinde düşüncenin rolünü saltıklaştırmışlar, duyumun rolünü yadsımışlardır

Her iki kampın yanılgısı aynı nedene dayanır, bu neden de eytişimsel bilgiden yoksun bulunmaktır Bu yanılgılı özdekçi ve düşünceci data kuramları ‘yansı kuramı ’yla aşılmıştır

Yansıma ve yansıtma özdeğin bir özelliğidir Her özdek, müşterek etkileşiminde, başka bir özdekte yansır ve başka bir özdeği yansıtır Yansı, yansıtılan özdeğin etkilenen özdekte iç değişime uğratılarak tekrar üretilmesidir Data objektif gerçeğin insan beyninde yansımasıdır Ne var fakat bu yansıma, bir aynanın bir cismi veya bir kaya parçasının bir güneş ışınını yansıtması gibi yalın bir yansıma değildir İki basamaklıdır: 1 Nesnel gerçekliğin algılandığı (ya da deneyle veya hesapla saptama edildiği N) duyum basamağı, 2 Tarafsız gerçekliğin dönüşüme uğratılıp yeniden üretildiği hafıza basamağı Bilgi bu iki basamaktan geçmekle data olur Bilginin kaynağı toplumsal (veya kişisel N) pratik olduğu gibi amacı da toplumsal pratiktir ve doğru olup olmadığının ölçütü de (özdeksel, objektif, deneysel ve N) toplumsal pratiktir Aramak oysa veri gökten zembille inmez Toplumsal pratikten yansıyan bilgi, nesnel gerçekliği dönüşüme uğratma ve doğayı insan gereksinimlerine uydurma nedeniyle yine toplumsal pratikte kullanılır

Bilme, usun, tanımakta olduğu tarafsız gerçekliğe her adımda azıcık daha yaklaşımıdır; bilgisizlikten bilgiye, yetersiz ve yetkisiz (ve hatalı N) bilgiden daha bütün ve daha yeterli (daha dürüst N) bilgiye doğru sonsuzca ilerleyen bir süreçtir

Duyu organları insanın dış dünyaya açılan kapılarıdır Ne var oysa duyumsal bilgi, objektif gerçekliğin iç yapısını ve evrim yasalarını bildirmez Ama duyumsal data olmadan da objektif gerçekliğin iç yapısının ve evrimsel yasalarının bilgisine ulaşılamaz Bundan ötürüdür fakat duyumsal bilginin tamamlanabilmesi için, duyumlarımızla algıladığımız gereçlerin usumuzda değişime uğratılması gerekir Duyumlarımızla algıladığımız gereçler, usumuzda kavramlaşır, kavramlar, ussal bilgilenmenin temel biçimidir Usumuz duyumlarımızın getirdiği gereçleri ayıklar, benzer deyişle soyutlar, inceleme (analiz) ve bireştirme (sentez) işlemlerinden geçirerek kavramlar kurar Muhakkak kavramlar yargıları, yargılar da uslamlamaları oluşturur Kavramların, yargıların, uslamlamaların birliğinden bilginin en yüksek biçimleri olan varsayımlar ve kuramlar meydana kazanç Varsayımların ve kuramların dürüst olup olmadıkları, deneylerle, toplumsal pratikle (ve teknoloji üretimiyle N) denetlenir ve doğrulanır Bilgilenme süreci, bu vesile ile, en ilkel duyumlardan en gelişmiş kuramlara uzanır Bu süreç tarihsel ve toplumsal (ve mantıkla ilgili N) bir süreçtir bu süreçte halk müziği, kendilerinin dışarıya ve kendilerinden egemen olarak varbulunan özdeksel evreni, kuramsal ve kılgısal etkinliklerinin konusu yaparlar ve onu bilim, ideoloji, din, sanat vb gibi farklı alanlara yönlendirilmiş toplumsal bilinç biçimlerine dönüştürüp her tarafta üretirler, ‘ ’gözlemden görünmeyen düşünceye ve oradan da pratiğe; işte nesnel gerçekliği bilmenin eytişimsel yolu budur ’ ’ Bu süreçte özdeksel olan düşünsel olana dönüşür; fakat düşünsel olan da özdeksel olanla denetlenir ve doğrulanır, özdeksel olana uygulanır sırası gelmişken şu gerçeği yineleyelim: Bilim öncesi özdekçiliğin büyük yanılgısı sadece özdeksel olanı, idealizmin büyük yanılgısı yalnızca düşünsel olanı görmüş olmasıdır Bilimsel özdekçiliğin büyük başarısı, özdeksel olanla düşünsel olan arasındaki sıkı bağımlılığı meydana çıkarmaktır Bilgilenme sürecinin duyumsal ve düşünsel iki basamağı da birbiriyle sımsıkı bağımlıdırlar; duyumsal bilgide düşünsel öğeler bulunduğu gibi düşünsel bilgide de duyumsal öğeler vardır Irk algılarken (duyumsarken N) de düşünürler, benzeşen deyişle algıladıkları nesneyi anlayarak algılarlar Terbiyesizce örneklersek diyebiliriz ki; ellerle beyin birlikte çalışır

Duyumsal bilginin olanakları sınırlıdır Mesela ışığın saniyede üç yüz bin kilometrelik bir şipşak yolaldığını algılayamayız Ama bu bilgiyi çoğu duyumsal deneyler sonucunda akıl basamağında elde ederiz ve onu kuramsal hesaplarla ortaya koyarak pratikle denetler ve doğrularız Bu Vesile Ile somuttan soyuta yükselen bilgi, hakikatten uzaklaşmaz, tersine hakikate daha da yaklaşır Düşüncenin gücü, duyumsal algıların sınırlarını aşabilmesindedir Ne var ancak bu güç, duyumsal algılar olmaksızın katiyen gerçekleşmez Düşünsel bilgi bu yüzden, göreli bir özgürlük taşır, daha açık bir deyişle, düşünsel veri, doğrudan doğruya değil, dolaylı olarak tarafsız gerçekliğe bağlıdır Mesela doğada aklık yoktur; bizler aklığı oysa ak taş ak kuş, ak çiçek vb yoluyla görebiliriz İşte düşünsel bilginin bu göreli bağımsızlığıdır ki düşünceciliğe (idealizme) (Tanrı ’ya N)yol açmıştır Düşünce objektif gerçekliği yansıtırken her zaman tarafsız gerçeklikten kopmak ve birtakım kuruntular da düşlemek tehlikesiyle karşı karşıyadır Bu tehlike, eşdeyişle idealist yanılgılar, fikir ürünleri pratiğe vurularak ve pratikle denetlenerek önlenir bilim, düşüncenin durmadan pratikle etkileşimi yoluyla gelişmiştir Reel bilim, ancak ve oysa, kuramsal düşüncenin pratiğe (eş deyişle, tarafsız gerçekliğe) vurulmasıyla ilerler Bütün idealist saçmalıklar, düşünceyle duyum (eşdeyişle, kuramla kılgı, soyutla fiziki, varsayımla nesnel gerçeklik) arasındaki bağlantının koparılmasından meydana gelmiştir *
 

Similar threads

Yansı Kuramı Ne Demek İmge kuramı olarak da bilinir Doğru bilginin, nesnel gercekliğin insan beynindeki yansıması olduğunu saptayan bilgi kuramı Nasıl bilgi edinildiği sorunu felsefenin temel sorunlarından biridir ve felsefesel duşuncenin başlangıcından beri ustunde duşunulmuştur...
Cevaplar
0
Görüntüleme
124
Hipotez (Teori) Hakkında Veri Zihin alanındaki veri Eylem alanındaki data anlamını dile getiren kılgı terimi karşıtıdır Eylem alanına geçirilemeyen veri anlamını dile getiren tahmin terimiyle karıştırılmamalıdır Hipotez, eylem alanına geçirilmiş olacağı gibi geçirilememiş de olabilir, ama...
Cevaplar
0
Görüntüleme
133
Tin Ne Aramak Hakkında Bilgi Felsefe tarihi: öznenin duyusal yanıyla düşünsel yanını birbirinden ayırma eğilimi, antikçağ Yunan düşüncesinde başlar Aristoteles ’in birincil düşünür saydığı Homeros, canruh (Yu Psykhe) ’la zihinruh (YuThymos) ’u birbirinden ayırıyordu Milet ’lilerden Anaksimenes...
Cevaplar
0
Görüntüleme
116
Saltık Realite Ne Aramak Hakkında Veri Objektif gerçekliğin tam ve değişmez bilgisi… Realite, nesnel realite üzerinde edindiğimiz bilgidir Eytişimsel özdekçi doktrin, hakikatın, eş deyişle tarafsız realite üzerinde edindiğimiz bilginin keza göreli, ayrıca de saltık iki ast taşıdığını...
Cevaplar
0
Görüntüleme
92
Data Ne Demek? İnsanın, toplumsal emeğiyle meydana çıkardığı objektif dünyanın yasalı ilişkilerinin, düşüncesinde baştan üretimi İnsanla çevresi aralarında kurulan ilişki, eşanlamda 'bilgi', ilk düşüncelerden bu yandan dağıtılmış açılardan değerlendirilmiştir Kimileri bu ilişkinin asla...
Cevaplar
0
Görüntüleme
90
858,505Konular
982,663Mesajlar
33,047Kullanıcılar
felix66668Son üye
Üst Alt