Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Yanlış ve sistemsiz beslenme alışkanlıkları, çeşitli ilaçların tasarrufu, ağır gerilim, hareketsiz ömür üslubu, metabolizmanın yavaş yahut sistemsiz çalışması ve çeşitli hormonel marazlar çokça kilo sorunun yaşanmasına neden olur.
Bireylerin kilo aldığını hissetmesine karşın hala mevcut beslenme tertibine devam etmesi ile birlikte obezite sorunu ağırlaşır. Bundan bir vade öncesine dek obezite yalnızca kardiyovasküler illetler için bir risk faktörü olarak kabul edilirken günümüzde başlı başına öldürücü bir sıhhat sorunu haline gelmiştir.
Kişinin obezite olması ile birlikte şeker, yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı ve nefes darlığı üzere birçok hastalık ismine risk oluşturur. Bunun dışında şişmanlık teneffüs meseleleri, uyku bozuklukları, osteoartroz, kolelithiasis, karaciğer yağlanması üzere sıhhat sıkıntılarını beraberinde getirir. Endometrium, kolon, göğüs kanseri de obez kişilerde daha sık görülür.
Tüm bu sıhhat risklerinden ötürü obez kişilerde gayrı kişilere orantıyla mortalite ve morbidite artışı kelam hususudur. Şişmanlığın bir numara basamak tedavisi farmakolojik olmayan tedavidir. Her yaş kümesinde meydana gelebilecek olan obezite ile karşı zıdda gelmemek için kesinlikle sağlıklı bir biçimde beslenilmesi ve egzersiz yapılması gerekir. 2. tedavi formülü farmakolojik tedavi 20.yüzyılın başlarında troid ekstrelerinin kullanılması ile başlamış o periyottan beri kimi tesirli, kimi etkisiz, kimi zararlı pek çok ajan kullanılmıştır. ADA (Amerikan Diyet Derneği ) bunu başarabilen insan sayısının % 15’ler, kaybettiği kiloları 2 yıldan uzun koruyabilen insan sayısının %3-5 civarında olduğunu bildirmiştir. Diyet, egzersiz, ilaç tedavisinin muvaffakiyete ulaşamadığı durumlarda kesin ve en tesirli yol cerrahi pratiktir.
