iltasyazilim
FD Üye
Candide Voltaire
Candide kitap özeti
Candide, Voltaire'in Klasikler dizisinde çıkan üçüncü kitabıdır Bundan önce Safoğlandiye çevrilen Ingenuile Felsefe Sözlüğüdiye çevrilen Le Dictionnaire philosophiqueadındaki yapıtları, Voltaire'i, iki yönüyle Türk okuyuculara tanıtmıştı: Biri hikâyeci, diğeri filozof Voltaire Candide, Voltaire'in bu iki yönünü ansızın ifade eden bir hikâyedir
Bu hikâyesinde Voltaire, genç ve her şeyden habersiz Candide'e, Alman düşünürü Leibniz'in felsefesini temsil eden Pangloss ve sağduyunun temsilcisi olan filozof Martin'le birlikte tüm dünyayı dolaştırır Almanya'dan Hollanda'ya, İtalya'ya ve sonunda Türkiye'ye dışarı giden Candide, bu gezileri esnasında bin bir felaketle karşılaşır Almanya'da asker olur Hollanda'da koskocoman aşağılamalara uğrar, öğretmeni Pangloss'u amansız bir hastalığa yakalanmış olarak bulur; Portekiz'de bir engizisyon mahkemesinde acımasız bir cezaya çarptırılır; adam öldürür, Amerika'da yamyam yerliler tarafından yenilmek üzere iken son anda kurtulur; Fransa'da tuzağa düşer ve paralarını çaldırır; İtalya'da taçlarını, tahtlarını yitirmiş altı kralın serüvenlerini dinler ve sonunda Türkiye'de, yaşamanın ne demek olduğunu öğrenir
Başından geçen onca olaya rağmen filozof Pangloss'un dediklerine uyarak her şeyin iyiolduğuna inanır ve bu düşüncesinden ancak Türkiye'de vazgeçer Ona yaşamın amacını, yaşamın anlamını Türkiye'de tanıdığı bir dervişin bahçemizi yetiştirelimsözü öğretir O süre Candide, bunca zamanını boşu boşuna geçirdiğini anlar, bin bir felaketten sonra bir araya toplanan hikâyenin kahramanlarına birer meslek verir, hepsini bir uğraşa kavuşturur ve bahçesini yetiştirir
Hikâyeci Voltaire'in başlıca karakterini açığa vuran bu kitabıdır Burada alay son sınırına ulaşmıştır Ülkelerin, kralların, ulusların âdetleri, gelenekleriyle, insanların karakteriyle alay eden filozof iğnesini saplamak için en kuvvetsiz yanları bulmakta güçlük çekmiyor Örneğin engizisyonla alay etmek için hakiki bir olayı ele alıyor 1756 yılında Lizbon'da yaşanan bir yer sarsıntısını önlemek amacıyla engizisyon, benzer kentte iki Yahudiyi yakmaya karar verdiği sırada her yerde şiddetli bir yer sarsıntısının olduğunu aktarıyor Bu Nedenle XVI ve XVII yüzyıllarda sebepsiz yere engizisyonun hışmına uğrayan meslektaşlarının intikamını almış oluyor
Bu alay biçiminin dilini burada anlatmak oldukça şiddet bir meslek Sadece şunu söyleyelim ki Fransızcanın başka bir adı da Voltaire'in dilidir Bu dil kıvraktır; cümleler, sözcükler anlatılmak istenen olaylara uyumludur Ne klasiklerin ağır ve kuru dili, ne de romantiklerin uzun ve süslü cümleleri Voltaire'in diliyle karşılaştırılabilir Onun heykelini görenler ince dudaklarının kıyısında ve kocaman göz bebeklerinde insanı çıldırtan bir alaycılığı sezmekte zorluk çekmezler Onun dili bu gözlerde ve dudaklarda dokundurma edilen alayın kâğıda dökülmesidir Bu anlatım biçiminden tat almamak olanaksızdır İnsana kendi öz varlığının acı ve iyi yanlarını gösterdiği içindir fakat bu dil yılan gibi kıvrımlar oluşturarak ete saplanan bir iğne etkisi yapar
İnsanlığın olduğu değin toplumun da iyi ve fena yanlarını görebilen, Moliere kadar güldüren, Racine dek ağlatan Voltaire, Candidei bütün altmış beş yaşında yazmıştı Görülüyor ancak en olgun çağında yazdığı bu yapıt ağırlama olsun diye yazılan yapıtlarından fazla farklıdır Onun felsefesi belki eskimiştir, tiyatro oyunları artık oynanmayacak kadar bayatlamıştır, ama Candide, Voltaire'nin modası hiç geçmeyecek bir yapıtıdır Bugün hiç kimse,Candide'i okumadan, dünya edebiyatı hakkında her aydının edinmesi gereken bilgiye sahip olduğunu söyleyemez Daha ileri gideceğiz, Candideher aydının, Fransızların livre de chevetdedikleri, yani yatarken karıştıracağı ve birkaç sayfa okuyacağı bir başucu kitabı olmalıdır *
Candide kitap özeti
Candide, Voltaire'in Klasikler dizisinde çıkan üçüncü kitabıdır Bundan önce Safoğlandiye çevrilen Ingenuile Felsefe Sözlüğüdiye çevrilen Le Dictionnaire philosophiqueadındaki yapıtları, Voltaire'i, iki yönüyle Türk okuyuculara tanıtmıştı: Biri hikâyeci, diğeri filozof Voltaire Candide, Voltaire'in bu iki yönünü ansızın ifade eden bir hikâyedir
Bu hikâyesinde Voltaire, genç ve her şeyden habersiz Candide'e, Alman düşünürü Leibniz'in felsefesini temsil eden Pangloss ve sağduyunun temsilcisi olan filozof Martin'le birlikte tüm dünyayı dolaştırır Almanya'dan Hollanda'ya, İtalya'ya ve sonunda Türkiye'ye dışarı giden Candide, bu gezileri esnasında bin bir felaketle karşılaşır Almanya'da asker olur Hollanda'da koskocoman aşağılamalara uğrar, öğretmeni Pangloss'u amansız bir hastalığa yakalanmış olarak bulur; Portekiz'de bir engizisyon mahkemesinde acımasız bir cezaya çarptırılır; adam öldürür, Amerika'da yamyam yerliler tarafından yenilmek üzere iken son anda kurtulur; Fransa'da tuzağa düşer ve paralarını çaldırır; İtalya'da taçlarını, tahtlarını yitirmiş altı kralın serüvenlerini dinler ve sonunda Türkiye'de, yaşamanın ne demek olduğunu öğrenir
Başından geçen onca olaya rağmen filozof Pangloss'un dediklerine uyarak her şeyin iyiolduğuna inanır ve bu düşüncesinden ancak Türkiye'de vazgeçer Ona yaşamın amacını, yaşamın anlamını Türkiye'de tanıdığı bir dervişin bahçemizi yetiştirelimsözü öğretir O süre Candide, bunca zamanını boşu boşuna geçirdiğini anlar, bin bir felaketten sonra bir araya toplanan hikâyenin kahramanlarına birer meslek verir, hepsini bir uğraşa kavuşturur ve bahçesini yetiştirir
Hikâyeci Voltaire'in başlıca karakterini açığa vuran bu kitabıdır Burada alay son sınırına ulaşmıştır Ülkelerin, kralların, ulusların âdetleri, gelenekleriyle, insanların karakteriyle alay eden filozof iğnesini saplamak için en kuvvetsiz yanları bulmakta güçlük çekmiyor Örneğin engizisyonla alay etmek için hakiki bir olayı ele alıyor 1756 yılında Lizbon'da yaşanan bir yer sarsıntısını önlemek amacıyla engizisyon, benzer kentte iki Yahudiyi yakmaya karar verdiği sırada her yerde şiddetli bir yer sarsıntısının olduğunu aktarıyor Bu Nedenle XVI ve XVII yüzyıllarda sebepsiz yere engizisyonun hışmına uğrayan meslektaşlarının intikamını almış oluyor
Bu alay biçiminin dilini burada anlatmak oldukça şiddet bir meslek Sadece şunu söyleyelim ki Fransızcanın başka bir adı da Voltaire'in dilidir Bu dil kıvraktır; cümleler, sözcükler anlatılmak istenen olaylara uyumludur Ne klasiklerin ağır ve kuru dili, ne de romantiklerin uzun ve süslü cümleleri Voltaire'in diliyle karşılaştırılabilir Onun heykelini görenler ince dudaklarının kıyısında ve kocaman göz bebeklerinde insanı çıldırtan bir alaycılığı sezmekte zorluk çekmezler Onun dili bu gözlerde ve dudaklarda dokundurma edilen alayın kâğıda dökülmesidir Bu anlatım biçiminden tat almamak olanaksızdır İnsana kendi öz varlığının acı ve iyi yanlarını gösterdiği içindir fakat bu dil yılan gibi kıvrımlar oluşturarak ete saplanan bir iğne etkisi yapar
İnsanlığın olduğu değin toplumun da iyi ve fena yanlarını görebilen, Moliere kadar güldüren, Racine dek ağlatan Voltaire, Candidei bütün altmış beş yaşında yazmıştı Görülüyor ancak en olgun çağında yazdığı bu yapıt ağırlama olsun diye yazılan yapıtlarından fazla farklıdır Onun felsefesi belki eskimiştir, tiyatro oyunları artık oynanmayacak kadar bayatlamıştır, ama Candide, Voltaire'nin modası hiç geçmeyecek bir yapıtıdır Bugün hiç kimse,Candide'i okumadan, dünya edebiyatı hakkında her aydının edinmesi gereken bilgiye sahip olduğunu söyleyemez Daha ileri gideceğiz, Candideher aydının, Fransızların livre de chevetdedikleri, yani yatarken karıştıracağı ve birkaç sayfa okuyacağı bir başucu kitabı olmalıdır *