iltasyazilim
FD Üye
VELAYET MAKAMLARI
22 Basamak
1Fena Makamı
Ruhumuz Allah’ın Zat’ında yok olduğu zaman 22 basamaktayız Velâyetin birinci makamı olan Fena makamındayız Allah’ın Zat’ında ifna olduğu an ruhumuz Allah’a teslim olmuştur ve Evliyaullah’ın birinci mertebesi olan birinci makamı olan Fena makamına ulaşmıştır
Bütün dinlerin ilk ortak özelliğine, ruhu Allah’a teslim etmek şerefine ulaşılır Allah’ın evliyasından olmak şerefine erilir
Velayetin birinci makamı Fena makamıdır Burada Allah’a kul olduk Birinci kulluğa ulaşmış olduk, birinci takvanın sahibi olduk, Allah’ın evliyası olduk ve cennet saadetinin mutlak olarak sahibiyiz 28 basamağın habercisi olan Vel Asr Sûresine bakıyoruz “Asra, zamana yemin ederim diyor Allahû Teâlâ “İnsanlar muhakkak ki hüsrandadırlar, gidecekleri yer cehennemdir Ama âmenû olanlar, ilk yedi basamağı aşanlar, Allah’a ulaşmayı dileyip de kalplerindeki ekinnet alınanlar, kulaklarındaki vakra alınanlar, kalplerine ihbat konulanlar, irşad makamıyla aralarındaki Hicabı Mesture alınanlar Onlar hariç diyor “Onlar cennete girerler
Ve amilüssalihat, yapanlar, 14basamakta nefs tezkiyesine başlayanlar da hariçdiyor “Onlar da Allah’ın cennetine girerler Ve şimdi söylediğimiz yere ulaşıyoruz Hakk’ı, Allah’ı tavsiye edenler Kim tavsiye edebilir? Allah’a ulaşmak şerefine nail olanlar, bu tecrübeyi geçirip de bunun mutluluğunu yaşayan ve bu sebeple başkalarına bu muhteşem hususu anlatabilmek mevkiinde olanlar
Burası velâleyetin ilk makamıdır Bütün dinlerde olduğu noktanın ilk teslimi tamamlanmıştır, aynı olan bu noktada ilk teslim (ruhun teslimi) tamamlanmıştır 3 teslimin birincisi burada gerçekleşir 22 basamakta Allah’ın Zat’ında ruh yok olur, Allah’a teslim olur
23 Basamak
2Beka Makamı
Bundan sonra Allahû Tealâ bizim ruhumuz için bir taht ihsan eder Altın bir taht Kime böyle bir taht ihsan edilmişse o kişinin ruhu sonsuza kadar orada bâki olacağı için bu tahtın sahiplerine Beka makamının, tahtın üzerinde kalma makamının sahipleri deniyor Burası velâyetin 2 makamıdır En’am Sûresinin 129 âyeti kerimesinde Allahû Teâlâ insanların ruhlarına verilen bir teslim yurdundan bahsediyor, bir tahttan bahsediyor
6 EN’AM127 : Lehüm dârüsselâmi ınde rabbihim ve hüve veliyyühüm bimâ kânû ya’melûn
Onlar için Rab’leri’nin indinde (huzurunda) teslim yurdu (altın tahtlar) vardır Ve O (Allah) amellerinden dolayı onların mevlâsı (velîsi, dostu) olmuştur
Enam 129
Adına eraik deniyor, yerden 4 metre yükseklikten başlayan altın tahtlar, o tahtlardan bir tanesi size ihsan ediliyor Velayetin ikinci makamı Beka makamıdır Daha çok zikredilir Bu arada bu nefsin kalbinde biriken nurlara baktığımız zaman bir insan 21 basamağa ulaştığında nefsinin kalbindeki nurlar %51 olur 22 basamakta %10 artıyor, bu %61 oluyor Bekâ makamında bir %10 daha artış söz konusu; %71 oluyor
24 Basamak
3Zühd Makamı
Bundan sonra Zühd makamına geçilir Ne zaman nefsinizin kalbindeki nurlar %81 olursa, %71’i aştığı andan itibaren Zühd makamındayız Ne zaman günün yarısından daha fazla Allah’ı zikretmeye başlarsak o zaman kalbimizdeki nurlar % 71’i aşar Zühd makamının sahiplerine, Zahid denir Zühd müessesesi Yusuf Sûresinin 20 âyeti kerimesinde şekillenmiş
12 YUSUF20 : Ve serevhü bisemenin bahsin derâhime ma’dûdeh , ve kânû fiyhi minezzâhidiyn
Ve onu (Yusuf’u) az bir fiyatla birkaç dirheme sattılar, çünkü ona karşı zahidlerden idiler
Negatif Zühd’ten bahsediyor, Allahû Teâlâ Yusuf’un ağabeyleri, Yusuf’a karşı zahittiler Bu sebeple Yusuf’u, ona karşı zühd sahibi oldukları için, ona değer vermedikleri için az bir bedelle bir kaç dirheme esir tüccarına sattılar, diyor Bütün dinler pozitif zühdten dem vurur Pozitif zühd, negatif zühd’ün mevfru mualifidir zıttıdır Yâni bir insan her gün 12 saatten daha fazla zikir yapmadıkça pozitif zühdün sahibi olamaz Zahid olamaz Zahid olmanın temeli günün yarısından daha fazla zikir yapmaktır, ne zaman zikrimizi günün yarısından daha öteye çıkartırsak, mesela; 13 saat her gün zikir yapmaya başlarsak, hiç bir gün günün yarısının altına zikrimizi düşürmemek kaydıyla, işte o zaman zühd sahibi oluruz ve (nefsimizin kalbindeki nurlar %71’den başlamıştı) burada %81’e kadar ulaşır
25 Basamak
4Muhsinler Makamı
Nefsin kalbindeki nurlar %81’i aştığı zaman fizik vücud Allah’a teslim olmak için hazır hale gelmiştir Muhsinler makamının sahibi oluruz Fizik vücudumuzun Allah’a teslim olduğu makamdır Allahû Teâlâ Nisa Sûresinin 125 âyeti kerimesinde diyor ki,
4 NİSA125 : Ve men ahsenü diynen mimmen esleme vechehü lillâhi ve hüve muhsinün vettebe'a millete ibrâhiyme haniyfâ, vettehazallahü ibrâhime haliylâ
O kişiden vechi (fizik vücudu) dînde daha ahsen kim vardır? O kişi ki vechini (fizik vücudunu) Allah'a teslim etmiş ve muhsinlerden olmuştur Ve hanif olarak Hz İbrâhîm'in dînine tâbî olmuştur Ve Allah Hz İbrâhîm'i dost ittihaz etmiştir
Burada nefsin kalbinde halâ karanlıklar var Bu karanlıklara rağmen kişi nefsin kalbinde kalan %9 civarındaki karanlıkları hiçe sayıyor Onlara hiç değer vermiyorNefsinin kalbi %81 ile 91 arasında nurlarla dolu ve sonunda %91 nura ulaşıyor, ama nefsinin kalbinde bu noktada da halâ %9 karanlık var Velayetin 4 makamı muhsinler makamı 25 basamaktırBu basamakta fizik vücud Allah’a teslim olur Fizik vücud Allah’ın bütün emirlerini mutlaka yerine getiren, yasak ettiği fiilleri hiç bir şekilde işlemeyen bir özelliğin sahibi olur Bu sebeple ahsen olmuştur, ikinci tesliminiz gerçekleşmiştir Allahû Teâlâ bütün sahabenin ruhlarını Allah’a teslim ettiklerini, hidayete erdiklerini, Zümer Sûresinin 18 âyeti kerimesinde ifade ediyor;
39ZÜMER18: Elleziyne yestemi’ûnelkavle feyettebi’ûne ahseneh, ülâikelleziyne hedâhümullahü ve ülâike hüm ûlül’elbâb
Onlar (Sahabe) sözleri işitirler ve onların (sözlerin) ahsen olanına (Peygamber Efendimiz SAV tarafından söylenilenine) tâbî olurlar İşte onlar hidayete erenlerdir (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıranlardır) Ve onlar ulûlelbâb’tır (daimi zikrin sahipleridir)
Sözün ahsen olanından Allah’ın muradına baktığımız zaman karşımıza ahsen olanı söyleyen bir tek kişi çıkıyor; kendisine Kur’anı Kerim indirilen HzMuhammed SAV efendimizdir Ahsen’in lugat mânası güzellerin en güzeli demektir Hüsün, hasene, muhsin, ahsen, hep aynı kökten gelmektedir Bir ikinci mânası da, aksiyon açısından, Allah’ın bütün söylediklerini yerine getiren yasak ettiği fiilleri asla işlemeyen bir yapının sahibi olmayı ifade eder
Tüm sahabe ruhlarını Allah’a ulaştırmışlar, Allah’ın evliyaullah’ından olmuşlardır Birinci teslimlerini ruhlarını Allah’a teslim etmeyi başarmışlardır Ruh ahsendir Allah’ın bütün emirlerini mutlaka yerine getirecek olan hasletler, ruhumuzun içinde, Allah kendi istikametlerinde hangi emri vermişse onu mutlaka yerine getirmek üzere programlanmıştır
Bir diğer açıdan meseleye bakarsak Allah neyi yasak etmişse, ahsen hüviyette olan varlık onu asla işlemez İnsanın üç vücudundan biri olan nefs de ahsen midir?
Değildir çünkü kişi doğduğu andan itibaren nefs sadece afetlerle doludur Peygamber Efendimiz (SAV) ahsendi, çünkü kalbinde Kur’anı Kerim’i taşıyordu Allahû Teâlâ bütün Kur’anı Kerim’i kalbine indirerek ve kalp hafızasına kaydederek herşeyi vücuda getirmiştiDiyordu ki ona «Sana şiir yazdırmadık Yakışmazdı da Ama sen apaçık bir Kur’anı Kerim’sin» Allahû Teâlâ Kur’anı Kerim’i indirirken Peygamber Efendimiz (SAV)’e diyordu ki: «Habibim sana âyetleri indirdiğimizde ne diye âyetleri ezberleyeceğim diye kendini helak ediyorsun
Onu senin kalbine indirmeye muktedir olan Rabb’in onu senin kalbine yerleştirmeye de muktedirdir Peygamber Efendimiz (SAV) kendisinden bir şey söylemeyip ne söylerse Allah’ın ona söylettirdikleri olduğu için ahsendir
Allahû Teâlâ o ahsene tâbî olan tüm sahabe için onların hepsi hidayete erdiler, buyuruyor Bütün sahabenin fizik vücudlarını da Allah’a teslim ettiklerini biliyoruz Âli İmran Sûresinin 20 âyeti kerimesinde Allahû Teâlâ buyuruyor:
3 âLİ İMRAN 20: Fe in hâccûke fe kul eslemtü vechiye lillâhi ve menittebe’an Ve kul lillezine ütül kitâbe velümmiyyîne e’eslemtüm Fe in eslemû fe kad ihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel belag Vallahü basirun bil’ıbâd
Eğer, seninle tartışmaya kalkarlarsa, o zaman de ki: “Ben ve bana tâbî olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah’a teslim ettik O kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: “Siz de (fizik vücudunuzu Allah’a ) teslim ettiniz mi? Eğer teslim ettilerse; o zaman (onlar) andolsun ki hidayete ermişlerdir Eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen (görev) ancak tebliğdir Allah kullarını Basir’dir (görendir)
Burası bütün dinlerde müşterek olan fizik vücudun Allah’a teslim olduğu makamdır Bu nokta Allah’a teslim olmanın ikinci safhasıdır
Bütün sahabe Peygamber Efendimiz SAV ile birlikte fizik vücudlarını Allah’a teslim etmişler, ikinci teslimlerinide tamamlamışlar
Velâyetin 4 makamı muhsinler makamıdır Âli İmran sûre’sinin 131, 132, 133, 136 ayetlerinin hepsi Allah’a teslimle alâkalıdır
3 âLİ İMRAN 131:Vettekunnârelleti u’ıddet lilkâfirîn
Kâfirler için hazırlanan o ateşten sakının
3 âLİ İMRAN 132: Ve etı’ullâhe verresûle le’alleküm türhamûn
Allah’a ve Resûl’e itaat edin ki böylece (Allah’ın) rahmeti üzerinize olsun (ve merhamet edilenlerden olun)
3 âLİ İMRAN 133: Ve sâri’u ilâ mağfiretin min rabbiküm ve cennetin arduhassemâvâtü velardu, u’ıddet lilmüttekîn
Rabb’inizden mağfiret’e ve eni göklerle yer kadar olan cennet’e koşuşun ki (o cennet) takva sahipleri için hazırlanmıştır
3 âLİ İMRAN 136: Ülâike cezaühüm mağfiretün min rabbihim ve cennâtün tecrî min tahtihal’enhâru hâlidîne fîhâ Ve nı’me ecrul’âmilîn
İşte onların mükâfatları, Rabb’lerinden bir mağfiret ve altlarından ırmaklar akan içlerinde ebedi kalacakları cennet’lerdir Ne güzeldir böyle amel edenlerin mükâfatları
26 Basamak
5UlulElbab Makamı
Velayetin beşinci makamı Ulûl’Elbâb makamıdır Burada kişi daimi zikre ulaşmıştır Görülüyor ki İbrâhîm peygamberin teslimi İsmail’e ve torunlarına vasiyeti, Yakup’un vasiyeti, sahabenin hiç bir kitabı ayırd etmeyişi, Allah’ın insanlar için seçtiği dinin sadece teslim dîni olmasındandır
Nefsinin kalbinde %91’den %100 nura ulaşan kişinin nefsinin kalbi tamamen nurlarla dolar Zikir gece gündüz devam edeceği için artık zulmani kapının açılması hiç mümkün olmadığı cihetle kalbin içine yeniden karanlıkların girmesi mümkün değildir Nefsin kalbi tamamen nurlarla aydınlanmış olacaktır İşte burası Ulûl’Elbâb makamıdır Allahû Tealâ Ulûl’Elbâb’ı tarif ediyor
3 ÂLİ İMRAN190: İnne fi halkıssemâvâti velardı vahtilâfilleyli vennehâri leâyâtin liûlilelbâb
Hiç şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, elbette ulûl’elbâb için nice deliller vardır
3 ÂLİ İMRAN191: Ellezine yezkürûnallahe kıyâmen ve ku’ûden ve alâ cünûbihim, ve yetefekkerûne fi halkıssemâvâti vel’ardı, rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ, sübhâneke fekınâ azâbennâr
O (ulûl’elbâb) ki (lüblerin, Allah’ın sır hazinelerinin sahipleri) onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'ı zikrederler Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler (ve derler ki); “ Ey Rabbimiz! Sen bunları batıl olarak (boşuna) yaratmadın Seni tespih (tenzih) ederiz Bizi ateş azabından koru
Zaten Zümer suresinin 18 âyetinde ise Rabbimiz bütün sahabenin Ulûl’Elbâb olduğunu söylüyor Ulûl’Elbâb makamında kişi hikmet sahibi olur Kişi tezekkür sahibidir Kalp gözü açılmıştır, kalp kulağı açılmıştır, Allahû Teâlâ ile konuşur
Allahû Teâlâ’nın söylediklerini işitir Allah’ın kalp gözüyle gösterdiği fizik ötesi her şeyi görür ve Allahû Teâlâ’nın o gösterdikleri şeyler konusunda ki ayetlerini ona artık öğretmesi söz konusudur
Hikmetin sahibi olan ulul’elbâb aynı zamanda hüküm sahibidir, tezekkür sahibidir, bir de hayır sahibidir Niçin hayır sahibidir? Çünkü bütün davranışları, nefsinde afetler mevcut olmadığı için ruhunun ve ruh hüvviyetine geçmiş olan nefsinin davranışları olacaktır Her yaptığından sadece derecat kazanacaktır, kaybetmesi mümkün değildir
Hikmetin birinci makamı olan Ulûl’Elbâb makamında Yüce Rabbimiz il’mel Yakîn’in aşıldığının kesin işaretini vermektedir Kişi Aynel Yakîn’dedir Kalp gözü, kalp kulağı mutlak olarak açılmıştır ve Allahû Teâlâ bu kişiye zemin katı göstererek ihsanda bulunuyor Nefsinizin kalbi tamamen aklanmıştır, nurlarla tamamen dolmuştur %100 nurla kaplanmıştır
Fazıllar nefsin kalbini işgal etmiştir 19 afetin hepsi gitmiş, yerine 19 tane haslet gelip yerleşmiştir Ulûl’Elbâb zemin kattan yukarısını göremez Zemin katta da ana dergahın bütün özellikleri gösterilir
27 Basamak
6İhlas Makamı
Ne zamanki 1 gök katını Allah’ın gösterdiğini göreceğiz Bu Ulûl’Elbâb makamından ihlas makamına geçtiğimizi gösteren işarettir
Allahû Teâlâ Beyyine Sûresinin 5 âyeti kerimesinde şöyle buyuruyor;
98BEYYİNE5: Ve mâ ümirû illâ liya’büdullahe muhlisıyne lehüddiyne hünefâe ve yükıymussalâte ve yü’tüzzekâte ve zâlike diynülkayyime
Onlar emrolunmadılar Sadece hanifler olarak Allah için dinde halis (nefslerini halis kılmış) kullar olmakla emrolundular Ve namaz kılmakla ve zekât vermekle emrolundular İşte kayyum olan din budur
Rabbimiz halis kul olmayı hanif fıtratlarıyla başardılar buyuruyor Bu noktadan sonra 1 gök katı gösterilmeye başlanır Bu kişi Ulûl’Elbâb makamını bitirmiştir, İhlas makamının sahibi olmuştur İhlas makamı nefsin tamamen tasfiye edildiği bir özellik taşır Gök katları birer birer gösterilir
Zemin kattaki secde işlemi gösterilir Sonra altın kapıdan çıkış gösterilir 1 gök katına nasıl ulaşıldığı gösterilir Nasıl secde edildiği, 2 gök katında suvarılma işleminin o şeffaf havuzlarda nasıl gerçekleştiği, nasıl Peygamber Efendimiz (SAV)’ in ve devrin imamının elinin öpüldüğü gösterilir 3 gök katında ki secde gösterilir 3 gök katıyla 4 gök katını birbirine bağlayan mihenk menfezi gösterilir 4 gök katındaki Beytül Maktes’inMakdes’in, Mescidi Aksa’nın aslı gösterilir 5 gök katında Beytül Haram’ın (haccı, dünya üzerinde yaptığınız Mescüdül Mescidil Haram’ın) aslı gösterilir Ve 7 gök katının altın kapısı 7 kattaki Kader Hücreleri, Ümmül Kitap, Kudret Denizi sonra Divanı Salihiyn, makamı Makamı mahmut Mahmut zikir Zikir hücreleri Hücreleri ve İndi İlahi gösterilir Son gösterilen yer Sidretül Münteha’dır Buradan Allah’a doğru yükselme söz konusudurBurası aslında tek bir din olan bütün dünya dinlerinin 3 üncü teslim olan nefslerini de Allah’a teslim ettikleri noktadır 3 teslim burada tamamlanır Sonsuz bir mutluluğa ulaşılır
Bir O gün ihlas makamının sahibi olan bu kişi kalp gözüyle kulağıyla işiterek Allah’u Tealâ tarafından Tövbei Nasuh’a davet edilir Velayetin 1 makamı olan Fena makamında ruhunu teslim etmiş , velayetin 4 makamı olan Muhsinler makamında ikinci teslimini yapmış, fizik vücudunu Allah’a teslim etmiştir
Velayetin 6 makamı olan İhlas makamında nefsini de Allah’a teslim etmiş ve üç teslimi de tamamlamıştır Salâh makamına davet bâabında Allahû Teâlâ onu Tövbeİ i Nasuh’a davet etmiştir Allah’ın söylediği kelimeleri tek tek Allah’ın huzurunda tekrar ederek kişi Tövbeİ i Nasuh’unu tamamlar Bu noktadan itibaren o kişi ihlas makamını da bitirmiştir Velayetin en üst makamı olan Salâh makamının sahibi olmuştur3 teslim de tamamlanmıştır
Yüce Rabbimiz kişiyi Salâh makamında mutlaka salâh nuruyla mükafatlandırır Başının üzerinde buluta benzer bir nur oluşur Bu nur 30 cm’lik bir çapa kadar küçülebilir, çok kesif bir nur halini alır Veya en büyük salonları bile kuşatacak kadar genişler ve kesabeti kesafeti de azalır
O zaman da gene aynı nurdur, gene salâh nurudur Tahrim Sûresinin 8 âyeti kerimesi ;
66 TAHRİM8: Yâ eyyühelleziyne âmenû tûbû ilallahi tevbeten nasûhâ, asâ rabbüküm en yükeffire anküm seyyiâtiküm ve yüdhıleküm cennâtin tecriy min tahtihel’enhâr, yevme lâ yuhziyllahünnebiyye velleziyne âmenû ma’ah, nûrühüm yes’â beyne eydiyhim ve bieymânihim yekuûlûne rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfirlenâ, inneke alâ külli şey’in kadiyr
Ey âmenû olanlar! Allah’a nasuh tövbesiyle tövbe edin ki Allah sizin günahlarınızı örtsün ve sizi altından nehirler akan cennetlere koysun O gün Allah Nebileri ve Onlarla birlikte âmenû olanları utandırmayacaktır (o gün) Onlar nurları önlerinde ve sağlarında olarak yürürler ve (Nasuh Tövbesini yaptıkları gün) Rabbimiz nurumuzu tamamla bizleri bağışla, muhakkak ki sen herşeye kadirsin, derler
Allahû Tealâ Tövbei Nasuh’a davetten, insanların üzerinde nurları olduğundan bahsediyor İşte bu nur salâh nurudur Allah’a teslim olmanın üç safhası tamamlandı ve kişi velayetin son makamına (salâh makamına) ulaştı İşte Allah’ın bütün dinlerinin müşterek özelliği budur
Bu özellik Allah’a teslimi bütün boyutlarıyla mümkün kılacak bir özelliktirAllahû Teâlâ 1 teslimde kişiyi mutlak olarak cennet saadetinin sahibi kılar, 2 teslimde dünya saadetinin de %80’i ilave edilir, 3 teslimde o kişinin nefsini de Allah’a teslimi mümkün olur
Cennet saadetine, dünya saadeti de eklenir Kişi Zülcenahayn olur İki kanatlı Böyle bir noktaya ulaştığınız zaman nefsinizin kalbindeki bütün afetler kaybolmuştur Yerine ruhunuzun bütün hasletleri gelmiş ve yerleşmiştir Bu dizayna dikkatle bakalım; işte aslında tek bir din olan bütün dinlerinde Allahû Teâlâ sizlerden bu güzellikleri yaşamanızı ister Sonuca ulaştığınız zaman güzellerin en güzelini yaşarsınız Salâh makamı velayetin en üst makamı mutluluğunuzun sonsuz olduğu makamdır
Gelecek yıllarda bütün dünyada, tek Allah’a inanan ve üç vücudunu da Allah’a teslim eden, Allah dostlarının hanif dini altında bir esasa dönüşü gerçekleştirdiklerini görecek ve yaşayacaksınız Allahû Teâlâ’nın muradına bakalım Ne diyordu? “Biz insanları ve cinleri başka bir şey için değil, bize kul olsunlar diye yarattık Ruhunuzu Allah’a teslim ettiğiniz zaman birinci kulluğu yaşarsınız Allah’a kul olursunuz
Fizik vücudunuzu Allah’a teslim ettiğiniz zaman Ekber kul olursunuz Nefsinizi Allah’a teslim ettiğiniz zaman Aziym kul olursunuz
Takva içinde aynı şey söz konusudur Ruhunuzun Allah’a tesliminde takva sahibi olursunuz, fizik vücudunuzun Allah’a tesliminde Ekber takvanın sahibi olursunuz ve nefsinizin de Allah’a tesliminde Aziym takvanın sahibi olursunuz Teslimlerin birincisinde teslim sahibi olursunuz, ruhunuzu Allah’a teslim etmişsinizdir; ikincisinde fizik vücudunuzu Allah’a teslim etmişsinizdir; üçüncüsünde nefsinizi Allah’a teslim etmişsinizdir ve nefsinizi Allah’a teslim ettiğiniz zaman kainatın en büyük üç tane muhteşem müjdesi size verilir
Siz orada Hazzül Aziymin sahibi olursunuz Siz orada Fevzül Aziymin sahibi olursunuz Siz orada Ecrül Aziymin sahibi olursunuz En büyük mükâfat Fevzül Aziymdir Allah’ın insanlara vereceği en büyük mükafat size de verilir Sonsuz bir dünya saadeti Hazzül Aziym’dir
Kesintisiz bir mutluluk yaşarsınız ve Ecrün Aziym’de size ödenecek olan ücretlerin en büyük ücret olduğunu ifade eder Bütün sahabe Fevzul Aziym’in de, Hazzül Aziym’in de, Ecrül Aziym’in de sahibi oldular Neden sahabeyi misâl olarak veriyoruz? Çünkü Kur’anı Kerim’in muhtevası indiğinden beri hiç değişmedi Ayrıca diğer bütün kitaplarda da Allahû Teâlâ sahabeyi örnek vermiştir
48FETİH29: Muhammedün resûlullah, velleziyne ma’ahû eşiddâü alelküffâri rühamâü beynehüm terâhüm rükke’an süccedâ, yebteguûne fadlan minallahi ve rıdvânen siymâhüm ve vücûhihim min eserissücûd, zâlike meselühüm fittevrât, ve meselühüm fiyl’inciyl, kezer’ın ahrece şat’ehü feâzerehü festagleza festevâ alâ sûkıhî yü’cibüzzürrâğ, liyegıyza bihimülküffâr, ve’adallahülleziyne âmenû ve amilûssâlihâti minhüm magfireten ve ecren azıymâ
Muhammed (SAV), Allah’ın Resûl’üdür O'nunla beraber olanlar, kâfirlere karşı sert, birbirlerine karşı merhametlidirler Onları rukû ederken, secde ederken, Allah’tan lûtuf ve rıza dilerken görürsün Yüzlerinde secdelerin izleri vardır İşte bu onların Tevrat’ta anılan vasıflarıdır İncil’de de şöyle vasıflandırılmışlardır Onlar filizi çıkarmış, gittikçe kuvvetlenerek kalınlaşmış, gövdesi üzerinde dikilmiş, ekincilerin hoşuna giden ekin gibidirler Kâfirleri ashaba öfkelendirmek içindir Onlardan mü’min olup ıslah edici amel işleyenlere Allah mağfiret ve büyük mükâfat vadedmiştir
Bu sebeple bu sahih âyetler bize Allah’ın kimse tarafından değiştirelememiş olan gerçeklerini söylüyor Tavsiyelerini söylüyor, kademeleri söylüyor, 28 basamakta her şeyin en güzeline ulaşılıyor
Allahû Teâlâ kâinatı yaratmış, 6 âlem ve yokluk 7 âlem İşte Allahû Teâlâ insanı yaratmış Bütün kâinatı zahiri âlemiyle, gayb âlemiyle, emr âlemiyle ve onun karşıtlarıyla hepsini insanoğlu için yaratmış
Bütün hayvanlar, cinler bütün muhteva hep bu hedefe yönelik olarak yaratılmış Allahû Teâlâ’nın söylediklerine dikkatle bakalım o herşeye kâdir’dir, insanların en güzele ulaşması onun temel hedefidir En güzele ulaşmak neyi ifade eder? Allahû Teâlâ insanlara cennet saadetini çok kolay sebeplerle derhal teslim etmeye hazır Allah’a ulaşmayı dileyen herkes cennet saadetinin otomatik olarak sahibi olur
Ama bir insanın dünya saadetinin sahibi olabilmesi bunu %100 elde edebilmesi ancak Allah’a üç teslimin de tamamlamasıyla tahakkuk eder Hepimiz için böyle bir olgu var bu olguyu bir dizayn içinde tahakkuk ettirmeliyiz Allahû Teâlâ teslim olmayı üzerimize farz kıldığına göre, Allah’a teslim olmak farz mı? Elbette farz Açık ve kesin olarak Allah’a teslim olmanın farz olduğunu görüyoruz
Nisa 58’de Allahû Teâlâ;
4 NİSA 58: İnnallahe ye’mürüküm en tüeddûl’emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtüm beynennâsi en tahkümû bil’adl, innallahe ni’immâ ye’izuküm bih, innallahe kâne semiy’an basıyrâ
Allah emanetleri sahibine teslim etmenizi emreder İnsanlar arasında hakemlik ettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder Muhakkak ki Allah bununla size bir nimet veriyor Ve Allah işiten ve bilendir
Emanetleri çoğul kullanmış ama sahibini tekil kullanıyor Bir tane sahibi var Bütün emanetlerin Ruh, fizik vücud ve nefs Allah’a teslim olmak mecburiyetindedir Bütün dinlerin müşterek özelliği budur Öyleyse daha birinci teslimde cennet saadetini kazanan, üçüncü teslimde dünya saadetinin de bütününe ulaşacaktır
Önümüzdeki yıllarda, bütün dünya için cennet mutluluğu ve dünya mutluluğu bu teslimlerle beraber tahakkuk edecektir Cennet; çağlayanlar, nehirler, çiçeklerin envayi türlüsü, şeffaf evler, altın evler , büyük metrelerce uzanan sofralar, hizmetler, bütün güzellikler cennette ve sonsuz bir hayat Öyleyse Allahû Teâlâ’nın muradı sadece cennet saadeti mi? Bir çok insan öyle zanneder Dünya’da rahat yoktur diyerek konuyu bitirirler Oysaki Allahû Teâlâ insanların Allah’a kul olmasını emrederek, Allah’a teslim olmasını emrederek sadece cennet saadetine ulaşmalarını yeterli görmediğini dünya saadetine de mutlaka ulaşmaları lazım geldiğini ifade ediyor
Allahû Teâlâ bütün kainatı insanlar için yarattığını söylüyor;
45 CASİYE 13: Ve sehhare leküm mâ fiyssemâvâti ve mâ fiyl’ardı cemiy’an minh, inne fiy zâlike leâyâtin likavmin yetefekkerûn
O’dur ki , O yüce Allah’tır ki bütün göklerde ve bütün arzlarda (hayat olan alemlerde yarattığı) her şeyi katından sizlerin (insanların) emrine musahhar kıldı Muhakkak ki bunda düşünen bir kavim için âyetler vardır
Cinlerin de haberdar olduğu Kur’anı Kerim gereğince cinler biliyorlar ki bütün cinler insanlar için yaratılmıştır; bütün melekler biliyorlar ki bütün melekler insanlar için yaratılmıştır İnsan, Allah’ın katında en değerli mahluktur Allahû Teâlâ mevcut bütün dinlerin müntesiplerinden mutlaka Allah’ın cennetine gitmelerini ve mutlaka dünya saadetine de ulaşmalarını ister Nedir dünya saadeti?
Dünya saadeti; üç vücudunuzla da yaşadığınız muhteşem bir dizaynı ifade eder İç aleminizde mutluluk, dış aleminizde, başka insanlarla ilişkilerinizde mutluluk ve Allah ile olan ilişkilerinizde mutluluk Mutluluğun tanımı; üç alemde de kesintisiz bir sûlh ve sükûn hali Bunu kim sağlayabilirse işte mutluluğa ulaşan kişi odur Hem iç âleminde, hem dış âleminde yani insanlarla olan ilişkilerinde, hem de Allah ile olan ilişkilerinde sonsuz bir mutluluğu kesintisiz yaşamaktır yaşayacaktır Neden başlangıçta insanlar mutsuzdur da daimi zikre ulaştıkları zaman hem iç âlemlerinde, hem dış âlemlerinde, hem de Allah ile olan ilişkilerinde sonsuz bir mutluluğun sahibi oluyorlar?
Muhtevaya baktığınız zaman, şunu görüyoruz insanlar Allah’ı tanımadıkları sürece, Allah’ın sadece kendilerini mutlu kılmak için yarattığını bilemedikleri sürece kendilerine düşeni yapmak gereğini duymazlar Ne yazık ki cehenneme gidecek olan mahluklardır Peygamber efendimiz 73 gruptan 72’sinin cehenneme gideceğini bildirmiştir İnsanların büyük kısmının cehenneme gitmesi sözkonusu
Cennete gidecek olan insanlar, “bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? suâl’inin cevabını teşkil edenlerdir Allah’a ulaşmayı dileyenler, Allah’a teslim olmayı dileyenler, ve ilk teslimlerinde yani Allahû Teâlâ’ya ulaşmayı diledikleri anda cennet saadetinin sahibi olanlar, en son teslim olan nefslerini de Allah’a teslim ettikleri oldukları zaman 100% dünya saadetinin de sahibi olanlar olurlar
22 Basamak
1Fena Makamı
Ruhumuz Allah’ın Zat’ında yok olduğu zaman 22 basamaktayız Velâyetin birinci makamı olan Fena makamındayız Allah’ın Zat’ında ifna olduğu an ruhumuz Allah’a teslim olmuştur ve Evliyaullah’ın birinci mertebesi olan birinci makamı olan Fena makamına ulaşmıştır
Bütün dinlerin ilk ortak özelliğine, ruhu Allah’a teslim etmek şerefine ulaşılır Allah’ın evliyasından olmak şerefine erilir
Velayetin birinci makamı Fena makamıdır Burada Allah’a kul olduk Birinci kulluğa ulaşmış olduk, birinci takvanın sahibi olduk, Allah’ın evliyası olduk ve cennet saadetinin mutlak olarak sahibiyiz 28 basamağın habercisi olan Vel Asr Sûresine bakıyoruz “Asra, zamana yemin ederim diyor Allahû Teâlâ “İnsanlar muhakkak ki hüsrandadırlar, gidecekleri yer cehennemdir Ama âmenû olanlar, ilk yedi basamağı aşanlar, Allah’a ulaşmayı dileyip de kalplerindeki ekinnet alınanlar, kulaklarındaki vakra alınanlar, kalplerine ihbat konulanlar, irşad makamıyla aralarındaki Hicabı Mesture alınanlar Onlar hariç diyor “Onlar cennete girerler
Ve amilüssalihat, yapanlar, 14basamakta nefs tezkiyesine başlayanlar da hariçdiyor “Onlar da Allah’ın cennetine girerler Ve şimdi söylediğimiz yere ulaşıyoruz Hakk’ı, Allah’ı tavsiye edenler Kim tavsiye edebilir? Allah’a ulaşmak şerefine nail olanlar, bu tecrübeyi geçirip de bunun mutluluğunu yaşayan ve bu sebeple başkalarına bu muhteşem hususu anlatabilmek mevkiinde olanlar
Burası velâleyetin ilk makamıdır Bütün dinlerde olduğu noktanın ilk teslimi tamamlanmıştır, aynı olan bu noktada ilk teslim (ruhun teslimi) tamamlanmıştır 3 teslimin birincisi burada gerçekleşir 22 basamakta Allah’ın Zat’ında ruh yok olur, Allah’a teslim olur
23 Basamak
2Beka Makamı
Bundan sonra Allahû Tealâ bizim ruhumuz için bir taht ihsan eder Altın bir taht Kime böyle bir taht ihsan edilmişse o kişinin ruhu sonsuza kadar orada bâki olacağı için bu tahtın sahiplerine Beka makamının, tahtın üzerinde kalma makamının sahipleri deniyor Burası velâyetin 2 makamıdır En’am Sûresinin 129 âyeti kerimesinde Allahû Teâlâ insanların ruhlarına verilen bir teslim yurdundan bahsediyor, bir tahttan bahsediyor
6 EN’AM127 : Lehüm dârüsselâmi ınde rabbihim ve hüve veliyyühüm bimâ kânû ya’melûn
Onlar için Rab’leri’nin indinde (huzurunda) teslim yurdu (altın tahtlar) vardır Ve O (Allah) amellerinden dolayı onların mevlâsı (velîsi, dostu) olmuştur
Enam 129
Adına eraik deniyor, yerden 4 metre yükseklikten başlayan altın tahtlar, o tahtlardan bir tanesi size ihsan ediliyor Velayetin ikinci makamı Beka makamıdır Daha çok zikredilir Bu arada bu nefsin kalbinde biriken nurlara baktığımız zaman bir insan 21 basamağa ulaştığında nefsinin kalbindeki nurlar %51 olur 22 basamakta %10 artıyor, bu %61 oluyor Bekâ makamında bir %10 daha artış söz konusu; %71 oluyor
24 Basamak
3Zühd Makamı
Bundan sonra Zühd makamına geçilir Ne zaman nefsinizin kalbindeki nurlar %81 olursa, %71’i aştığı andan itibaren Zühd makamındayız Ne zaman günün yarısından daha fazla Allah’ı zikretmeye başlarsak o zaman kalbimizdeki nurlar % 71’i aşar Zühd makamının sahiplerine, Zahid denir Zühd müessesesi Yusuf Sûresinin 20 âyeti kerimesinde şekillenmiş
12 YUSUF20 : Ve serevhü bisemenin bahsin derâhime ma’dûdeh , ve kânû fiyhi minezzâhidiyn
Ve onu (Yusuf’u) az bir fiyatla birkaç dirheme sattılar, çünkü ona karşı zahidlerden idiler
Negatif Zühd’ten bahsediyor, Allahû Teâlâ Yusuf’un ağabeyleri, Yusuf’a karşı zahittiler Bu sebeple Yusuf’u, ona karşı zühd sahibi oldukları için, ona değer vermedikleri için az bir bedelle bir kaç dirheme esir tüccarına sattılar, diyor Bütün dinler pozitif zühdten dem vurur Pozitif zühd, negatif zühd’ün mevfru mualifidir zıttıdır Yâni bir insan her gün 12 saatten daha fazla zikir yapmadıkça pozitif zühdün sahibi olamaz Zahid olamaz Zahid olmanın temeli günün yarısından daha fazla zikir yapmaktır, ne zaman zikrimizi günün yarısından daha öteye çıkartırsak, mesela; 13 saat her gün zikir yapmaya başlarsak, hiç bir gün günün yarısının altına zikrimizi düşürmemek kaydıyla, işte o zaman zühd sahibi oluruz ve (nefsimizin kalbindeki nurlar %71’den başlamıştı) burada %81’e kadar ulaşır
25 Basamak
4Muhsinler Makamı
Nefsin kalbindeki nurlar %81’i aştığı zaman fizik vücud Allah’a teslim olmak için hazır hale gelmiştir Muhsinler makamının sahibi oluruz Fizik vücudumuzun Allah’a teslim olduğu makamdır Allahû Teâlâ Nisa Sûresinin 125 âyeti kerimesinde diyor ki,
4 NİSA125 : Ve men ahsenü diynen mimmen esleme vechehü lillâhi ve hüve muhsinün vettebe'a millete ibrâhiyme haniyfâ, vettehazallahü ibrâhime haliylâ
O kişiden vechi (fizik vücudu) dînde daha ahsen kim vardır? O kişi ki vechini (fizik vücudunu) Allah'a teslim etmiş ve muhsinlerden olmuştur Ve hanif olarak Hz İbrâhîm'in dînine tâbî olmuştur Ve Allah Hz İbrâhîm'i dost ittihaz etmiştir
Burada nefsin kalbinde halâ karanlıklar var Bu karanlıklara rağmen kişi nefsin kalbinde kalan %9 civarındaki karanlıkları hiçe sayıyor Onlara hiç değer vermiyorNefsinin kalbi %81 ile 91 arasında nurlarla dolu ve sonunda %91 nura ulaşıyor, ama nefsinin kalbinde bu noktada da halâ %9 karanlık var Velayetin 4 makamı muhsinler makamı 25 basamaktırBu basamakta fizik vücud Allah’a teslim olur Fizik vücud Allah’ın bütün emirlerini mutlaka yerine getiren, yasak ettiği fiilleri hiç bir şekilde işlemeyen bir özelliğin sahibi olur Bu sebeple ahsen olmuştur, ikinci tesliminiz gerçekleşmiştir Allahû Teâlâ bütün sahabenin ruhlarını Allah’a teslim ettiklerini, hidayete erdiklerini, Zümer Sûresinin 18 âyeti kerimesinde ifade ediyor;
39ZÜMER18: Elleziyne yestemi’ûnelkavle feyettebi’ûne ahseneh, ülâikelleziyne hedâhümullahü ve ülâike hüm ûlül’elbâb
Onlar (Sahabe) sözleri işitirler ve onların (sözlerin) ahsen olanına (Peygamber Efendimiz SAV tarafından söylenilenine) tâbî olurlar İşte onlar hidayete erenlerdir (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıranlardır) Ve onlar ulûlelbâb’tır (daimi zikrin sahipleridir)
Sözün ahsen olanından Allah’ın muradına baktığımız zaman karşımıza ahsen olanı söyleyen bir tek kişi çıkıyor; kendisine Kur’anı Kerim indirilen HzMuhammed SAV efendimizdir Ahsen’in lugat mânası güzellerin en güzeli demektir Hüsün, hasene, muhsin, ahsen, hep aynı kökten gelmektedir Bir ikinci mânası da, aksiyon açısından, Allah’ın bütün söylediklerini yerine getiren yasak ettiği fiilleri asla işlemeyen bir yapının sahibi olmayı ifade eder
Tüm sahabe ruhlarını Allah’a ulaştırmışlar, Allah’ın evliyaullah’ından olmuşlardır Birinci teslimlerini ruhlarını Allah’a teslim etmeyi başarmışlardır Ruh ahsendir Allah’ın bütün emirlerini mutlaka yerine getirecek olan hasletler, ruhumuzun içinde, Allah kendi istikametlerinde hangi emri vermişse onu mutlaka yerine getirmek üzere programlanmıştır
Bir diğer açıdan meseleye bakarsak Allah neyi yasak etmişse, ahsen hüviyette olan varlık onu asla işlemez İnsanın üç vücudundan biri olan nefs de ahsen midir?
Değildir çünkü kişi doğduğu andan itibaren nefs sadece afetlerle doludur Peygamber Efendimiz (SAV) ahsendi, çünkü kalbinde Kur’anı Kerim’i taşıyordu Allahû Teâlâ bütün Kur’anı Kerim’i kalbine indirerek ve kalp hafızasına kaydederek herşeyi vücuda getirmiştiDiyordu ki ona «Sana şiir yazdırmadık Yakışmazdı da Ama sen apaçık bir Kur’anı Kerim’sin» Allahû Teâlâ Kur’anı Kerim’i indirirken Peygamber Efendimiz (SAV)’e diyordu ki: «Habibim sana âyetleri indirdiğimizde ne diye âyetleri ezberleyeceğim diye kendini helak ediyorsun
Onu senin kalbine indirmeye muktedir olan Rabb’in onu senin kalbine yerleştirmeye de muktedirdir Peygamber Efendimiz (SAV) kendisinden bir şey söylemeyip ne söylerse Allah’ın ona söylettirdikleri olduğu için ahsendir
Allahû Teâlâ o ahsene tâbî olan tüm sahabe için onların hepsi hidayete erdiler, buyuruyor Bütün sahabenin fizik vücudlarını da Allah’a teslim ettiklerini biliyoruz Âli İmran Sûresinin 20 âyeti kerimesinde Allahû Teâlâ buyuruyor:
3 âLİ İMRAN 20: Fe in hâccûke fe kul eslemtü vechiye lillâhi ve menittebe’an Ve kul lillezine ütül kitâbe velümmiyyîne e’eslemtüm Fe in eslemû fe kad ihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel belag Vallahü basirun bil’ıbâd
Eğer, seninle tartışmaya kalkarlarsa, o zaman de ki: “Ben ve bana tâbî olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah’a teslim ettik O kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: “Siz de (fizik vücudunuzu Allah’a ) teslim ettiniz mi? Eğer teslim ettilerse; o zaman (onlar) andolsun ki hidayete ermişlerdir Eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen (görev) ancak tebliğdir Allah kullarını Basir’dir (görendir)
Burası bütün dinlerde müşterek olan fizik vücudun Allah’a teslim olduğu makamdır Bu nokta Allah’a teslim olmanın ikinci safhasıdır
Bütün sahabe Peygamber Efendimiz SAV ile birlikte fizik vücudlarını Allah’a teslim etmişler, ikinci teslimlerinide tamamlamışlar
Velâyetin 4 makamı muhsinler makamıdır Âli İmran sûre’sinin 131, 132, 133, 136 ayetlerinin hepsi Allah’a teslimle alâkalıdır
3 âLİ İMRAN 131:Vettekunnârelleti u’ıddet lilkâfirîn
Kâfirler için hazırlanan o ateşten sakının
3 âLİ İMRAN 132: Ve etı’ullâhe verresûle le’alleküm türhamûn
Allah’a ve Resûl’e itaat edin ki böylece (Allah’ın) rahmeti üzerinize olsun (ve merhamet edilenlerden olun)
3 âLİ İMRAN 133: Ve sâri’u ilâ mağfiretin min rabbiküm ve cennetin arduhassemâvâtü velardu, u’ıddet lilmüttekîn
Rabb’inizden mağfiret’e ve eni göklerle yer kadar olan cennet’e koşuşun ki (o cennet) takva sahipleri için hazırlanmıştır
3 âLİ İMRAN 136: Ülâike cezaühüm mağfiretün min rabbihim ve cennâtün tecrî min tahtihal’enhâru hâlidîne fîhâ Ve nı’me ecrul’âmilîn
İşte onların mükâfatları, Rabb’lerinden bir mağfiret ve altlarından ırmaklar akan içlerinde ebedi kalacakları cennet’lerdir Ne güzeldir böyle amel edenlerin mükâfatları
26 Basamak
5UlulElbab Makamı
Velayetin beşinci makamı Ulûl’Elbâb makamıdır Burada kişi daimi zikre ulaşmıştır Görülüyor ki İbrâhîm peygamberin teslimi İsmail’e ve torunlarına vasiyeti, Yakup’un vasiyeti, sahabenin hiç bir kitabı ayırd etmeyişi, Allah’ın insanlar için seçtiği dinin sadece teslim dîni olmasındandır
Nefsinin kalbinde %91’den %100 nura ulaşan kişinin nefsinin kalbi tamamen nurlarla dolar Zikir gece gündüz devam edeceği için artık zulmani kapının açılması hiç mümkün olmadığı cihetle kalbin içine yeniden karanlıkların girmesi mümkün değildir Nefsin kalbi tamamen nurlarla aydınlanmış olacaktır İşte burası Ulûl’Elbâb makamıdır Allahû Tealâ Ulûl’Elbâb’ı tarif ediyor
3 ÂLİ İMRAN190: İnne fi halkıssemâvâti velardı vahtilâfilleyli vennehâri leâyâtin liûlilelbâb
Hiç şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, elbette ulûl’elbâb için nice deliller vardır
3 ÂLİ İMRAN191: Ellezine yezkürûnallahe kıyâmen ve ku’ûden ve alâ cünûbihim, ve yetefekkerûne fi halkıssemâvâti vel’ardı, rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ, sübhâneke fekınâ azâbennâr
O (ulûl’elbâb) ki (lüblerin, Allah’ın sır hazinelerinin sahipleri) onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'ı zikrederler Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler (ve derler ki); “ Ey Rabbimiz! Sen bunları batıl olarak (boşuna) yaratmadın Seni tespih (tenzih) ederiz Bizi ateş azabından koru
Zaten Zümer suresinin 18 âyetinde ise Rabbimiz bütün sahabenin Ulûl’Elbâb olduğunu söylüyor Ulûl’Elbâb makamında kişi hikmet sahibi olur Kişi tezekkür sahibidir Kalp gözü açılmıştır, kalp kulağı açılmıştır, Allahû Teâlâ ile konuşur
Allahû Teâlâ’nın söylediklerini işitir Allah’ın kalp gözüyle gösterdiği fizik ötesi her şeyi görür ve Allahû Teâlâ’nın o gösterdikleri şeyler konusunda ki ayetlerini ona artık öğretmesi söz konusudur
Hikmetin sahibi olan ulul’elbâb aynı zamanda hüküm sahibidir, tezekkür sahibidir, bir de hayır sahibidir Niçin hayır sahibidir? Çünkü bütün davranışları, nefsinde afetler mevcut olmadığı için ruhunun ve ruh hüvviyetine geçmiş olan nefsinin davranışları olacaktır Her yaptığından sadece derecat kazanacaktır, kaybetmesi mümkün değildir
Hikmetin birinci makamı olan Ulûl’Elbâb makamında Yüce Rabbimiz il’mel Yakîn’in aşıldığının kesin işaretini vermektedir Kişi Aynel Yakîn’dedir Kalp gözü, kalp kulağı mutlak olarak açılmıştır ve Allahû Teâlâ bu kişiye zemin katı göstererek ihsanda bulunuyor Nefsinizin kalbi tamamen aklanmıştır, nurlarla tamamen dolmuştur %100 nurla kaplanmıştır
Fazıllar nefsin kalbini işgal etmiştir 19 afetin hepsi gitmiş, yerine 19 tane haslet gelip yerleşmiştir Ulûl’Elbâb zemin kattan yukarısını göremez Zemin katta da ana dergahın bütün özellikleri gösterilir
27 Basamak
6İhlas Makamı
Ne zamanki 1 gök katını Allah’ın gösterdiğini göreceğiz Bu Ulûl’Elbâb makamından ihlas makamına geçtiğimizi gösteren işarettir
Allahû Teâlâ Beyyine Sûresinin 5 âyeti kerimesinde şöyle buyuruyor;
98BEYYİNE5: Ve mâ ümirû illâ liya’büdullahe muhlisıyne lehüddiyne hünefâe ve yükıymussalâte ve yü’tüzzekâte ve zâlike diynülkayyime
Onlar emrolunmadılar Sadece hanifler olarak Allah için dinde halis (nefslerini halis kılmış) kullar olmakla emrolundular Ve namaz kılmakla ve zekât vermekle emrolundular İşte kayyum olan din budur
Rabbimiz halis kul olmayı hanif fıtratlarıyla başardılar buyuruyor Bu noktadan sonra 1 gök katı gösterilmeye başlanır Bu kişi Ulûl’Elbâb makamını bitirmiştir, İhlas makamının sahibi olmuştur İhlas makamı nefsin tamamen tasfiye edildiği bir özellik taşır Gök katları birer birer gösterilir
Zemin kattaki secde işlemi gösterilir Sonra altın kapıdan çıkış gösterilir 1 gök katına nasıl ulaşıldığı gösterilir Nasıl secde edildiği, 2 gök katında suvarılma işleminin o şeffaf havuzlarda nasıl gerçekleştiği, nasıl Peygamber Efendimiz (SAV)’ in ve devrin imamının elinin öpüldüğü gösterilir 3 gök katında ki secde gösterilir 3 gök katıyla 4 gök katını birbirine bağlayan mihenk menfezi gösterilir 4 gök katındaki Beytül Maktes’inMakdes’in, Mescidi Aksa’nın aslı gösterilir 5 gök katında Beytül Haram’ın (haccı, dünya üzerinde yaptığınız Mescüdül Mescidil Haram’ın) aslı gösterilir Ve 7 gök katının altın kapısı 7 kattaki Kader Hücreleri, Ümmül Kitap, Kudret Denizi sonra Divanı Salihiyn, makamı Makamı mahmut Mahmut zikir Zikir hücreleri Hücreleri ve İndi İlahi gösterilir Son gösterilen yer Sidretül Münteha’dır Buradan Allah’a doğru yükselme söz konusudurBurası aslında tek bir din olan bütün dünya dinlerinin 3 üncü teslim olan nefslerini de Allah’a teslim ettikleri noktadır 3 teslim burada tamamlanır Sonsuz bir mutluluğa ulaşılır
Bir O gün ihlas makamının sahibi olan bu kişi kalp gözüyle kulağıyla işiterek Allah’u Tealâ tarafından Tövbei Nasuh’a davet edilir Velayetin 1 makamı olan Fena makamında ruhunu teslim etmiş , velayetin 4 makamı olan Muhsinler makamında ikinci teslimini yapmış, fizik vücudunu Allah’a teslim etmiştir
Velayetin 6 makamı olan İhlas makamında nefsini de Allah’a teslim etmiş ve üç teslimi de tamamlamıştır Salâh makamına davet bâabında Allahû Teâlâ onu Tövbeİ i Nasuh’a davet etmiştir Allah’ın söylediği kelimeleri tek tek Allah’ın huzurunda tekrar ederek kişi Tövbeİ i Nasuh’unu tamamlar Bu noktadan itibaren o kişi ihlas makamını da bitirmiştir Velayetin en üst makamı olan Salâh makamının sahibi olmuştur3 teslim de tamamlanmıştır
Yüce Rabbimiz kişiyi Salâh makamında mutlaka salâh nuruyla mükafatlandırır Başının üzerinde buluta benzer bir nur oluşur Bu nur 30 cm’lik bir çapa kadar küçülebilir, çok kesif bir nur halini alır Veya en büyük salonları bile kuşatacak kadar genişler ve kesabeti kesafeti de azalır
O zaman da gene aynı nurdur, gene salâh nurudur Tahrim Sûresinin 8 âyeti kerimesi ;
66 TAHRİM8: Yâ eyyühelleziyne âmenû tûbû ilallahi tevbeten nasûhâ, asâ rabbüküm en yükeffire anküm seyyiâtiküm ve yüdhıleküm cennâtin tecriy min tahtihel’enhâr, yevme lâ yuhziyllahünnebiyye velleziyne âmenû ma’ah, nûrühüm yes’â beyne eydiyhim ve bieymânihim yekuûlûne rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfirlenâ, inneke alâ külli şey’in kadiyr
Ey âmenû olanlar! Allah’a nasuh tövbesiyle tövbe edin ki Allah sizin günahlarınızı örtsün ve sizi altından nehirler akan cennetlere koysun O gün Allah Nebileri ve Onlarla birlikte âmenû olanları utandırmayacaktır (o gün) Onlar nurları önlerinde ve sağlarında olarak yürürler ve (Nasuh Tövbesini yaptıkları gün) Rabbimiz nurumuzu tamamla bizleri bağışla, muhakkak ki sen herşeye kadirsin, derler
Allahû Tealâ Tövbei Nasuh’a davetten, insanların üzerinde nurları olduğundan bahsediyor İşte bu nur salâh nurudur Allah’a teslim olmanın üç safhası tamamlandı ve kişi velayetin son makamına (salâh makamına) ulaştı İşte Allah’ın bütün dinlerinin müşterek özelliği budur
Bu özellik Allah’a teslimi bütün boyutlarıyla mümkün kılacak bir özelliktirAllahû Teâlâ 1 teslimde kişiyi mutlak olarak cennet saadetinin sahibi kılar, 2 teslimde dünya saadetinin de %80’i ilave edilir, 3 teslimde o kişinin nefsini de Allah’a teslimi mümkün olur
Cennet saadetine, dünya saadeti de eklenir Kişi Zülcenahayn olur İki kanatlı Böyle bir noktaya ulaştığınız zaman nefsinizin kalbindeki bütün afetler kaybolmuştur Yerine ruhunuzun bütün hasletleri gelmiş ve yerleşmiştir Bu dizayna dikkatle bakalım; işte aslında tek bir din olan bütün dinlerinde Allahû Teâlâ sizlerden bu güzellikleri yaşamanızı ister Sonuca ulaştığınız zaman güzellerin en güzelini yaşarsınız Salâh makamı velayetin en üst makamı mutluluğunuzun sonsuz olduğu makamdır
Gelecek yıllarda bütün dünyada, tek Allah’a inanan ve üç vücudunu da Allah’a teslim eden, Allah dostlarının hanif dini altında bir esasa dönüşü gerçekleştirdiklerini görecek ve yaşayacaksınız Allahû Teâlâ’nın muradına bakalım Ne diyordu? “Biz insanları ve cinleri başka bir şey için değil, bize kul olsunlar diye yarattık Ruhunuzu Allah’a teslim ettiğiniz zaman birinci kulluğu yaşarsınız Allah’a kul olursunuz
Fizik vücudunuzu Allah’a teslim ettiğiniz zaman Ekber kul olursunuz Nefsinizi Allah’a teslim ettiğiniz zaman Aziym kul olursunuz
Takva içinde aynı şey söz konusudur Ruhunuzun Allah’a tesliminde takva sahibi olursunuz, fizik vücudunuzun Allah’a tesliminde Ekber takvanın sahibi olursunuz ve nefsinizin de Allah’a tesliminde Aziym takvanın sahibi olursunuz Teslimlerin birincisinde teslim sahibi olursunuz, ruhunuzu Allah’a teslim etmişsinizdir; ikincisinde fizik vücudunuzu Allah’a teslim etmişsinizdir; üçüncüsünde nefsinizi Allah’a teslim etmişsinizdir ve nefsinizi Allah’a teslim ettiğiniz zaman kainatın en büyük üç tane muhteşem müjdesi size verilir
Siz orada Hazzül Aziymin sahibi olursunuz Siz orada Fevzül Aziymin sahibi olursunuz Siz orada Ecrül Aziymin sahibi olursunuz En büyük mükâfat Fevzül Aziymdir Allah’ın insanlara vereceği en büyük mükafat size de verilir Sonsuz bir dünya saadeti Hazzül Aziym’dir
Kesintisiz bir mutluluk yaşarsınız ve Ecrün Aziym’de size ödenecek olan ücretlerin en büyük ücret olduğunu ifade eder Bütün sahabe Fevzul Aziym’in de, Hazzül Aziym’in de, Ecrül Aziym’in de sahibi oldular Neden sahabeyi misâl olarak veriyoruz? Çünkü Kur’anı Kerim’in muhtevası indiğinden beri hiç değişmedi Ayrıca diğer bütün kitaplarda da Allahû Teâlâ sahabeyi örnek vermiştir
48FETİH29: Muhammedün resûlullah, velleziyne ma’ahû eşiddâü alelküffâri rühamâü beynehüm terâhüm rükke’an süccedâ, yebteguûne fadlan minallahi ve rıdvânen siymâhüm ve vücûhihim min eserissücûd, zâlike meselühüm fittevrât, ve meselühüm fiyl’inciyl, kezer’ın ahrece şat’ehü feâzerehü festagleza festevâ alâ sûkıhî yü’cibüzzürrâğ, liyegıyza bihimülküffâr, ve’adallahülleziyne âmenû ve amilûssâlihâti minhüm magfireten ve ecren azıymâ
Muhammed (SAV), Allah’ın Resûl’üdür O'nunla beraber olanlar, kâfirlere karşı sert, birbirlerine karşı merhametlidirler Onları rukû ederken, secde ederken, Allah’tan lûtuf ve rıza dilerken görürsün Yüzlerinde secdelerin izleri vardır İşte bu onların Tevrat’ta anılan vasıflarıdır İncil’de de şöyle vasıflandırılmışlardır Onlar filizi çıkarmış, gittikçe kuvvetlenerek kalınlaşmış, gövdesi üzerinde dikilmiş, ekincilerin hoşuna giden ekin gibidirler Kâfirleri ashaba öfkelendirmek içindir Onlardan mü’min olup ıslah edici amel işleyenlere Allah mağfiret ve büyük mükâfat vadedmiştir
Bu sebeple bu sahih âyetler bize Allah’ın kimse tarafından değiştirelememiş olan gerçeklerini söylüyor Tavsiyelerini söylüyor, kademeleri söylüyor, 28 basamakta her şeyin en güzeline ulaşılıyor
Allahû Teâlâ kâinatı yaratmış, 6 âlem ve yokluk 7 âlem İşte Allahû Teâlâ insanı yaratmış Bütün kâinatı zahiri âlemiyle, gayb âlemiyle, emr âlemiyle ve onun karşıtlarıyla hepsini insanoğlu için yaratmış
Bütün hayvanlar, cinler bütün muhteva hep bu hedefe yönelik olarak yaratılmış Allahû Teâlâ’nın söylediklerine dikkatle bakalım o herşeye kâdir’dir, insanların en güzele ulaşması onun temel hedefidir En güzele ulaşmak neyi ifade eder? Allahû Teâlâ insanlara cennet saadetini çok kolay sebeplerle derhal teslim etmeye hazır Allah’a ulaşmayı dileyen herkes cennet saadetinin otomatik olarak sahibi olur
Ama bir insanın dünya saadetinin sahibi olabilmesi bunu %100 elde edebilmesi ancak Allah’a üç teslimin de tamamlamasıyla tahakkuk eder Hepimiz için böyle bir olgu var bu olguyu bir dizayn içinde tahakkuk ettirmeliyiz Allahû Teâlâ teslim olmayı üzerimize farz kıldığına göre, Allah’a teslim olmak farz mı? Elbette farz Açık ve kesin olarak Allah’a teslim olmanın farz olduğunu görüyoruz
Nisa 58’de Allahû Teâlâ;
4 NİSA 58: İnnallahe ye’mürüküm en tüeddûl’emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtüm beynennâsi en tahkümû bil’adl, innallahe ni’immâ ye’izuküm bih, innallahe kâne semiy’an basıyrâ
Allah emanetleri sahibine teslim etmenizi emreder İnsanlar arasında hakemlik ettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder Muhakkak ki Allah bununla size bir nimet veriyor Ve Allah işiten ve bilendir
Emanetleri çoğul kullanmış ama sahibini tekil kullanıyor Bir tane sahibi var Bütün emanetlerin Ruh, fizik vücud ve nefs Allah’a teslim olmak mecburiyetindedir Bütün dinlerin müşterek özelliği budur Öyleyse daha birinci teslimde cennet saadetini kazanan, üçüncü teslimde dünya saadetinin de bütününe ulaşacaktır
Önümüzdeki yıllarda, bütün dünya için cennet mutluluğu ve dünya mutluluğu bu teslimlerle beraber tahakkuk edecektir Cennet; çağlayanlar, nehirler, çiçeklerin envayi türlüsü, şeffaf evler, altın evler , büyük metrelerce uzanan sofralar, hizmetler, bütün güzellikler cennette ve sonsuz bir hayat Öyleyse Allahû Teâlâ’nın muradı sadece cennet saadeti mi? Bir çok insan öyle zanneder Dünya’da rahat yoktur diyerek konuyu bitirirler Oysaki Allahû Teâlâ insanların Allah’a kul olmasını emrederek, Allah’a teslim olmasını emrederek sadece cennet saadetine ulaşmalarını yeterli görmediğini dünya saadetine de mutlaka ulaşmaları lazım geldiğini ifade ediyor
Allahû Teâlâ bütün kainatı insanlar için yarattığını söylüyor;
45 CASİYE 13: Ve sehhare leküm mâ fiyssemâvâti ve mâ fiyl’ardı cemiy’an minh, inne fiy zâlike leâyâtin likavmin yetefekkerûn
O’dur ki , O yüce Allah’tır ki bütün göklerde ve bütün arzlarda (hayat olan alemlerde yarattığı) her şeyi katından sizlerin (insanların) emrine musahhar kıldı Muhakkak ki bunda düşünen bir kavim için âyetler vardır
Cinlerin de haberdar olduğu Kur’anı Kerim gereğince cinler biliyorlar ki bütün cinler insanlar için yaratılmıştır; bütün melekler biliyorlar ki bütün melekler insanlar için yaratılmıştır İnsan, Allah’ın katında en değerli mahluktur Allahû Teâlâ mevcut bütün dinlerin müntesiplerinden mutlaka Allah’ın cennetine gitmelerini ve mutlaka dünya saadetine de ulaşmalarını ister Nedir dünya saadeti?
Dünya saadeti; üç vücudunuzla da yaşadığınız muhteşem bir dizaynı ifade eder İç aleminizde mutluluk, dış aleminizde, başka insanlarla ilişkilerinizde mutluluk ve Allah ile olan ilişkilerinizde mutluluk Mutluluğun tanımı; üç alemde de kesintisiz bir sûlh ve sükûn hali Bunu kim sağlayabilirse işte mutluluğa ulaşan kişi odur Hem iç âleminde, hem dış âleminde yani insanlarla olan ilişkilerinde, hem de Allah ile olan ilişkilerinde sonsuz bir mutluluğu kesintisiz yaşamaktır yaşayacaktır Neden başlangıçta insanlar mutsuzdur da daimi zikre ulaştıkları zaman hem iç âlemlerinde, hem dış âlemlerinde, hem de Allah ile olan ilişkilerinde sonsuz bir mutluluğun sahibi oluyorlar?
Muhtevaya baktığınız zaman, şunu görüyoruz insanlar Allah’ı tanımadıkları sürece, Allah’ın sadece kendilerini mutlu kılmak için yarattığını bilemedikleri sürece kendilerine düşeni yapmak gereğini duymazlar Ne yazık ki cehenneme gidecek olan mahluklardır Peygamber efendimiz 73 gruptan 72’sinin cehenneme gideceğini bildirmiştir İnsanların büyük kısmının cehenneme gitmesi sözkonusu
Cennete gidecek olan insanlar, “bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? suâl’inin cevabını teşkil edenlerdir Allah’a ulaşmayı dileyenler, Allah’a teslim olmayı dileyenler, ve ilk teslimlerinde yani Allahû Teâlâ’ya ulaşmayı diledikleri anda cennet saadetinin sahibi olanlar, en son teslim olan nefslerini de Allah’a teslim ettikleri oldukları zaman 100% dünya saadetinin de sahibi olanlar olurlar