Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Ümmü Umâre (r.a)

Ümmü Umâre (r.a)
0
71

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Ümmü Umâre (ra) Ümmü Umâre Arial,Verdana, Arial, Helvetica, sansserif(ra) Ümmü Umâre radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize Akabe’de birincil bey’beygir eden Medine’li iki bayan sahabîden biri Savaş meydanlarında gösterdiği kahramanlıklarıyla tanınmakta İki oğlu ve kocasıyla birlikte Uhud’da müşrik oklarına aleyhinde Efendimizi korumak için canhıraş bir şekilde önünde çarpışan, iltifatlarına, duâlarına mazhar olan bir fedakâr hanım sahâbî O, Medine’li olup Hazrec kabilesine mensuptur Mâzin bin Neccar oğullarından Annesi Rebab binti Abdullah’tır Babası Ka’b ibni Amr’dır Ana adı Nesîbe’dir Ümmü Ümare künyesidir Ilk evliliğini Yesrib’in sayılı delikanlılarından Zeyd İbni Âsım ile yaptı Abdullah ve Habîb adlarında iki erkek çocukları oldu bu arada beklenen son peygamberin geldiği haberi duyuldu Mekke semâları İslâm’ın nûruyla aydınlanmaya başlamış, Yesrib’e de bu nûr ulaşmıştı Nesibe ile kocası Zeyd’de Mus’ab İbni Umeyr (ra) vasıtasıyla bu nûra kavuşanlardandı 1549033074 1549033074 ummuumrera5c545e77745a1ummuumrera5c545e77745a1 http:wwwbirizbizsahabilerkadsah4 Nesîbe Hatun ve Zeyd (ranhüm) karıkoca benzer inancı paylaşmanın mutluluğunu tattılar İslâm’ı nefislerinde yaşamak ve çevrelerine yaymak konusunda İslâm’ın birer neferi oldular Gelecek sene Hac mevsiminde Allah Rasûlü, İki Kâinat Güneşi efendimizle yine görüşürüz Mekke’ye gidecek olan Yesrib’li müslüman kafilesine katılmaya karar verdiler Mus’ab ibni Umeyr (ra) başkanlığında 72 Medine’li müslüman, İki Evren Güneşi efendimizi kendi memleketlerine davet etmek üzere Hac mevsiminde Mekke’ye geldiler Akabe’de ikinci defa görüşen Medine’li müslümanlar Rasûlullah (sa) efendimizi kendi canları ve malları gibi koruyacaklarına söz verdiler Teker teker bu laf üzere bey’beygir ettiler Allah ve Rasûlü yolunda her şeylerini feda edeceklerini taahhüt ettiler Nesîbe ve kocası Zeyd (ra) da bu biat edenler arasındaydı Medine’li müslümanlar yeni bir coşku, yeni bir ruhla Yes’rib’e döndüler Nesibe Hatun bütün vaktini, gayretini, hizmetini konut işlerine, çocuklarının İslâm terbiyesi üzere yetişmesine ve çevresindeki insanları Allah’a ve Rasûlü’ne davete harcamaktaydı İslâm’ı yaşama konusunda gösterdikleri titizlik ve kararlılıkları, tanıdıkları ve çevrelerindeki diğer insanlara tebliğdeki coşku ve mutlulukları onları İslâm’ın bir neferi haline getirmişti Fahri Kâinat (sa) efendimizin kendi memleketlerine hicret etmelerini hasretle beklemekteydiler Uzun bir süre geçmeden İki Evren Güneşi efendimiz Yesrib topraklarına üçgenin taban olmayan kenarı bastı Yesrib’li müslümanlar son dînin son peygamberine, vahyin kaynağına kavuşmuş oldu Hepsinin gönlünde büyük bir sevinç ve sevinç vardı Allah Rasûlü (sa) Hicaz ülkesinde Yesrib’i yeni dînin eğlence merkezi yapmıştı İslâm’ın nûrunu buradan ülkelere yayacaktı Artık Yesrib Medine olmuştu Medine’li müslümanlar da bundan büyük haysiyet duymuştu Canlarıyla, mallarıyla Allah ve Rasûlü yolunda amaçlamak üzere laf vermişlerdi Kureyş’in zulmûnden kaçan müslümanlar Medine’de zor birliği yapmışlar ve Bedir’de Mekke müşriklerine aleyhinde ilk zaferi elde etmişlerdi Nesîbe Hatun’un oğlu Abdullah da genç bir delikanlı olarak Bedir’e katılmıştı Onların ailecek Uhud günü gösterdikleri fedakârlık ve kahramanlıkları dillere epope olmuştu Sergiledikleri cesaret ve bahadırlıklarını Nesibe Hatun kendisi şöyle anlatır: “Uhud’a gitmiştim Müslümanlar ne durumda bir bakayım dedim Yanıma bir kırba su aldım Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin yanına kadar gittim Başarı müslümanlardaydı Lakin çok geçmeden Kureyş okçuları tarafından etrafımız sarıldı Allah rasûlünün çevresinde şiddetli çarpışmalar oldu Ona bir zarar gelmemesi için gözü önünde müşriklerle çarpışmağa başladım Elime ne geçtiyse kılıçla, okla düşmanı Efendimiz’den uzaklaştırmaya çalıştım bu vesileyle yaralandım Rasûlullah (sa)’ın önünde ben, oğullarım ve kocam birlikte canlı kalkan olduk Gelen oklara, hücumlara karşısında vûcudumuzu siper ettik Rahmet Peygamberi Efendimiz benim yanımda kalkanımın bulunmadığını görünce ashabtan birine: “Ey kalkan sahibi, kalkanını çarpışana bırak buyurdu Ben o kalkanı alıp, kendimi korumaya başladım Bir taraftan çarpışmağa devam ediyorduk Bir ara müşriklerden bir atlı bana dürüst hamle etti Onun saldırısını kalkanla savuşturup atının ayaklarına bir kılıç çaldım At arka üstü yıkıldı Düşmanın yere serildiğini gören İki Kâinat Güneşi efendimiz oğluma seslendi: “Ey Ümmü Ümâre’nin oğlu! Annene bak! Annene yardıma koş! buyurdu Abdullah da derhal koştu ve annesinin düşmanı öldürmesine takviye etti Savaş devam ediyordu Bir ara Abdullah da sol kolundan yaralandı Şefkat Peygamberi Efendimiz ona da: “Yaranı sar! buyurdu Bu sefer annesi oğlunun yanında koştu ve yarasını sardı Sonra oğluna: “Kalk yavrucuğum! Müşriklerle çarpışmaya devam et dedi Rahmet Peygamberi efendimiz Nesîbe Hatun’un bu fedakârâne sözünü işitince: “Ey Ümmü Ümâre! Senin katlandığın, dayanabildiğin şeye herkes katlanabilir, dayanabilir mi? buyurarak iltifatta bulundu Ümmü Ümâre (ranhâ)’nın oğlu hemencecik ayağa kalktı ve müşriklerle çarpışmaya başladı Bir ara oğlunu yaralayan müşrik oradan geçiyordu İki Âlem Güneşi efendimiz annesine: “İşte oğluna vuran! buyurdu Nesîbe Hatun derhal harekete geçti ve düşmana saldırdı Bacaklarına indirdiği bir kılıç darbesiyle adamı yere devirdi Efendimiz bu görüntü karşısında ön dişleri görününceye kadar gülümsedi ve bu kahraman hanım sahâbîsine: “Ey Ümmü Ümâre! Adamı biçare ettin! iltifatında bulundu Peşinden: “Hamd olsun Allah’a oysa, düşmanına muzaffer kılıp, gözünü aydınlatılmış etti Öcünü almayı sana gözünle gösterdi buyurdu Müşrikler her yandan saldırıyordu Bir ara iri yarı azılı bir müşrik İbni Kamia İki Kâinat Güneşi Efendimizin yanında değin sokuldu Kutsal yüzünü yaralayıp iki dişini şehid etti İşte bu sırada Nesîbe Hatun tüm cesâret ve şecaatiyle bu bedbaht kişiye bir kaç kılıç darbesi savurdu Lakin düşman iki zırhı üst üste giymişti Bu sebeble vuruşları ona etki etmedi İbni Kamia müşriğinin kılıç darbesiyle Nesibe Hatun omuzundan yaralandı Sahâbiler yetişip müşriği geri püstürttüler Rahmet ve şefkat peygamberi Efendimiz Nesibe Hatun’un yaralandığını görür görmez oğlu Abdullah’a: “Annenin yarasını sar! buyurdu Sonradan bu bahtiyar âileye şu müjdeyi vedi: “Konut halkınızı Allah kutsal kılsın, senin ve anenenin makamı filan ve filanların makamından hayırlıdır Allah sizin ailenize rahmet etsinbuyurdu Nesîbe Hatun bu müjdeleri duyunca Efendimize: “Ya Rasûlallah! Duâ et de Cennette sana komşu olalım ricâsında bulundu Fahri Cihan (sa) efendimiz de hemencecik: “Allah’ım! Bunları, Cennette bana komşu ve arkadaş eyle! diye duâ buyurdu Ümmü Ümâre (ranhâ) bu duâdan o kadar memnun oldu ve: “Bu bana yeter! Artık dünyada ne musîbet gelirse gelsin! Hiç ehemmiyeti yok diyerek sevincini açığa vurdu Yaralarının acısını duymaz oldu İki Evren Güneşi Efendimiz savaş ardından onun gösterdiği kahramanlığı ümmetine şöyle duyurdu: “Uhud Günü ne vakit sağıma, soluma baksam beni korumak için çarpışan Nesîbe’yi görüyordum buyurdu Uhud günü Rasûlullah (sa)’in daima yanıbaşında çarpışan bu kahraman hanım sahâbî onikionüç yerinden yaralanmıştı Bunların en ağırı omuzundan aldığı yaraydı Bir sene onun tedavîsi ile uğraştı Fahri Âlem (sa) efendimiz zaman zaman Nesîbe Hatun’un ailesine ziyarete giderdi Bir gün “geçmiş olsun demek için varmıştı Yarasının ne durumda olduğunu sordu Bir müddet sohbet etti sırası gelmişken Nesîbe Hatun sofra hazırlayıp getirdi Lakin kendisi sofraya oturmadı Efendimiz: “Gel! Sen de ye buyurdu O da oruçlu olduğunu söyledi Bunun üzerine Efendimiz: “Bir oruçlunun yanında yemek yenildiği vakit, yemekten kalkasıya dek, melekler oruçluya duâ ederler buyurdu Onun ibadete gösterdiği hassasiyetten memnun oldu Nesîbe Hatun, Hayber ve Huneyn savaşlarında, Ümretü’lKaza, Bey’ati Rıdvan’da bulundu Hz Ebû Bekir (ra) vaktinde dinden dönen, kendini peygamber duyuru eden palavracı Museylime’ye aleyhinde hazırlanan orduya oğlu Abdullah ile birlikte katıldı Yemame harbinde de büyük kahramanlıklar gösterdi Müseylime’nin öldürülmesinde Barbar’ye asistan oldu Ümmü Ümâre künyesiyle ünlü olan Hazreti Nesîbe (ranhâ) fedakâr cefâkar, şecaat ve cesaret sahibi kahraman bir anne idi Çocuklarını da kahramanlık duygularıyla büyütüp cihad meydanlarına salıverdi Birlikte savaş meydanlarında Allah ve Rasûlü yolunda kılıç salladılar ve İslâm’ı savunma, İslâm’ı yayılma uğrunda ihlâs ve sadâkatle çalıştılar Canları ve mallarına karşılık cenneti satın aldılar Hz Ömer (ra) devrinden sonra Medine’de vefat eden bu örnek hanım sahabînin Bakî kabristanlığına defnedildiği söylenti edilmektedir Rabbimizden şefaatlerini niyaz ederiz Amin  
 
858,500Konular
982,385Mesajlar
32,978Kullanıcılar
brk0079Son üye
Üst Alt