Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

ulubatlı hasannn!!!!

ulubatlı hasannn!!!!

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
29 Mayıs 1453 günü Konstantiniyye önlerindeki İslâm ordusunda büyük bir hazırlık göze çarpıyordu İslâm askerleri sabah namazından önce en temiz elbiselerini giymişler, birbirleriyle helalleşmişler, cemaatle namazı kıldıktan sonra ordudaki yerlerini almışlardı Kâinatın Efendisinin müjdelediği Mesud askerlerden olmak ve Cenabı Hakkın huzuruna şehid olarak gitmek için yanıp tutuşuyorlardı Hele içlerinden birisi vardı ki, heyecandan yerinde duramıyordu Bir gün önceden komutanlarına yalvarmış en ön saflarda vuruşan birlikte yer almak için çok dil dökmüştü



Ulubatlı Hasan adlı bu yiğit Bursa Karacabey'deki Ulubat gölünün kuzeybatı kıyısının yakınında bulunan Ulubat köyünde dünyaya gelmişti Yiğitler yiğidiydi At yarışlarında, ok atmada, güreşte birinciydi Daha sırtını yere getiren çıkmamıştı Öyle ki çoğu defa iki kişiyle birden güreşir, ikisini de yenerdi Ulubatlı Hasan'ın gönlü Allah için cihad etme aşkıyla yanıp kavrulmaktaydı İla'yi kelimetullahuğruna can vermek en büyük emeliydi

Büyük hücum'un yapılacağı gün en ön safta vuruşacağı için çocuklar gibi seviniyordu Otuz tane gözüpek yeniçeri seçmişti Hep birlikte aynı noktaya hücum edeceklerdi

Nihayet beklenilen an gelip çatmıştı Mehter hücumhavası çalınca Ulubatlı Hasan ve arkadaşları Allah Allahsesleriyle ileri atılmışlardı Ulubatlı'nın bir elinde sancak, diğer elinde kalkan vardı Sura dayanan merenlerden süratle tırmanıyordu


Atılan oklara, taşlara, üzerlerine dökülen kızgın yağlara kalkanını siper ediyordu Nihayet surların üzerine varmayı başarmıştı O anda kalkanını fırlatıp atmış, uzun palasını çekmiş, arslanlar gibi vuruşmaya başlamıştı Önüne çıkan düşman askerlerine vuruyor, vuruyordu Yahya Kemal'in tasvir ettiği gibiydi manzara Şöyle demektedir şair:

Vur pençei Alî'deki şemşîr aşkına

Gülbangi asmanı tutan pir aşkına

Ey leşkeri müfettihü'lebvâb vur bugün

Fethî mübîni zâmin o tebşir aşkına

Vur deyri küfrün üstüne rekzî hilâl içün

Gelmiş bu şehsüvârı cihangir aşkına

Düşsün çelengi Rûm'un eğilsün serî Firenk

Vur Türk'ü gönderen yedi takdir aşkına

Son savletinle vur ki açılsın bu sûrlar

Fecri hücum içindeki Tekbîr aşkına

Ulubatlı'nın şimşek gibi çakan kılıcından ürken düşman askerleri uzaktan ok yağdırmaya başlamışlardı Oklar peş peşe Hasan'ın vücuduna saplanıyordu Ayakta duramayacağını anlayan Ulubatlı sancağı Topkapı'daki surlann üzerine dikivermişti Sancağın surların üzerinde dalgalandığını gören askerler coşmuştu


Tekbir getirerek büyük bir gayretle surlara hücum ediyorlardı Ulubatlı Hasan da vücudunun oklarla delik deşik olmasına rağmen yaralı arslan gibi sancağın yanına düşman askerlerini yaklaştırmıyordu Nihayet diğer arkadaşlan yanına gelmiş, Hasan'ın etrafına halka olmuşlardı Sancağın artık emin ellerde olduğunu gören Hasan yüzünde mes'ud

bir tebessümle ruhunu Rahman'a teslim etmişti Kendisiyle birlikte surlara tırmanan arkadaşlarından 18'i de şehid olmuş, kalan 12'si sancağı düşürmemişti

Çok genç yaşta şehitlik rütbesini kazanan Ulubatlı Hasan'ın vücuduna 27 ok saplanmıştı Arkadaşlan bu okları çıkardılar ve bu mübarek şehidi Fatih'in huzuruna götürdüler Fatih, İslâmın bu bahadır evladına dua ettikten sonra şöyle demiştir: Ulubatlı Hasan'ım! Ne kadar şanlısın Eğer sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isterdim!


saygilar!!!
 
858,500Konular
982,385Mesajlar
32,977Kullanıcılar
spineless81Son üye
Üst Alt