Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

tut beni ey oruc

tut beni ey oruc
0
61

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
tut beni ey oruc &quotTut Bizi Ey Oruç ! Hayatın dağdağasında kaçımız dağılmaktan korunabiliyoruz fakat? Aklımız dağılıyor Düşüncemiz dağılıyor Duygularımız dağılıyor En beteri hayatımız dağılıyor İç bütünlüğümüzü kaybediyoruz Yani, kendimizi kaybediyoruz Kendimizi kaybedince, insanı da, hayatı da, eşyayı da kendi bütünlüğü içinde göremiyor, okuyamıyor, algılayamıyor ve anlayamıyoruz Parçanın parça olduğunu gözden kaçırıyor, parçayı bütün sanıyoruz Parçayı tüm farzetmek, hem parçaya keza bütüne haksızlık oluyor Zira parçadan bütünün rolünü üstlenmesini bekliyoruz Parça bu ağır yükü kaldıramıyor Sonuçta, parça ile bütün arasındaki kopmaz ilişkiyi gözden kaçırıyoruz Varolan irtibatı dağılan ve dağıtan tasavvurumuzla biz koparıyoruz Parçayı parça olarak görseydik parçanın aşağıda ezilmeyecek, parçadaki olumsuzluğa takılıp bütündeki güzelliği ayrım edecektik Parçada “şer gibi görünenin bütünde “hayır olduğunu anlayacaktık Parçada zeval suretinde tecelli edenin bütünün kemalinden kaynaklandığını fehmedecektik Bu yüzden gündelik yaşıyoruz Günü yaşamakla gündelik yaşamak arasında sera ile süreyya arasındaki fark değin fark var Gündelik yaşamak, “mutlak zamanı (dehr) gözden kaçırmak demek Gündelik yaşamak, zamanı aşan bir zamanın olduğunu ayrım etmemek çağırmak Gündelik yaşamak, organizmaya teslim olup ruhu teslim almaya cesaret etmek çağrıda bulunmak Arif “vaktin çocuğudur, “günün çocuğu değil Gündelik yaşayanlar, hayatı kendi bütünlüğü içinde göremezler Hayatı kendi bütünlüğü içinde göremeyen, hayatın çok mertebeli bir gerçeklik olduğunu, kendi yaşadıkları yaşam basamağının, birçok mertebeden sadece biri olduğunu fark edemezler Yaşadıkları mertebeyi hayatın bütünü sanırlar Parçayı bütün sanan cümbür cemaat gibi cezalandırılırlar Cezaları, bir ömrü bir gün değin bereketsiz yaşamaktır Gündelik yaşayanlar, zamanın esiri, hatta oyuncağı olurlar Esirin ruhu var, oyuncağın ruhu yoktur Günün getirdiklerine maruz kalırlar Git gide günlükten hemen olan yaşamaya geçerler Kendilerine bakteri muamelesi yaparlar Tepkileri, sevgileri, aşkları, nefretleri, ilgileri, dikkatleri, rikkatleri, iradeleri, sevinçleri ve hüzünleri anlık ya da günlüktür İşte bir ömrü bir gün değin bereketsiz kılmanın formülü budur Kur’lahza, bu tiplerin ahiretinden bir pencere açarak şu diyalogu nakleder: Dünyada ne değin kalmıştınız? Bir gün ya da bir günün yarısı değin? İşte bereketsizlik dediğim şey de bu Bir ömür yaşayacaksınız, fakat bir gün kadar bereketsiz geçecek Peki, bunun tersi de mümkün mü? Kesinlikle, bir günügeceyi bir ömür kadar verimli yapmak mümkündür İşte Ramazan, bize bir geceyi bir ömür değin bereketli yapmanın formülünü sunan ilahi bir imkândır Ramazan bize dağılmışımızı toplamak için gelir Başta kendimizi toplamayı öğretir Aklımızı, duygu ve fikir dünyamızı, ruh ve hatta bedenimizi toplamayı öğretir Ramazan bize parçamızı bütünlemek için gelir Parçaladığımız hakikatin hakikat olmaktan çıktığını öğretir Mukayyet zamanı mutlak zamana dikmemiz için elimize bir gök iğnesi tutuşturur Nasıl ama namaz dünya astarını ahiret atlasına günün beş yerinden dikme talimiyse, oruç da bunun yıllık talimidir Ramazan bize unuttuklarımızı hatırlatmak için kazanç Ilk Önce kendimizi unuturuz Ramazanın en fazla hatırlattığı da kendimizdir En büyük amacı ise “tanık olan ben idraki inşa etmektir Tanık olan ben, şehadet kelimesini yalnızca diliyle okumaz, varlığıyla okur Yalnızca okumakla kalmaz, kelimei şehadet onun varlığında okunur O bundan böyle keza okuyan, ayrıca okunandır Ayrıca tanık olan, hem tanık olunandır Kendisi bu kutsal kelimenin yazılı olduğu fiili ve aktif bir levha olur İşte o vakit her bir hücresi şu gerçeği haykırır: Biz bu cihana sahip edinmek için değil, şahitlik etmek için geldik Ramazan bize kaybettiklerimizi buldurmak için kazanç En çok kaybettiğimiz de kendi benliğimizdir Sahi, kendini kaybeden neyi kazanır fakat? “Ben demeyi adalet edecek bir ben idrakine ulaşmayanın “benim demesi ne değin da gülünçtür Böyle birinin “benim dediği hiçbir şey gerçekte kendinin değildir O yoktur fakat, onun olsun İşte onun için hakikat şudur: Oruç bizi miktar Ancak biz, orucu tuttuğumuzu sanırız Bir yere değin doğrudur Zira orucu gerçekten tutanları oruç da tutar Dik miktar, diri tutar, kendinde ve agâh miktar Ve işte bütün bu nedenle: Oruç yetişmek kendini tutmaktır “Ramazanınız mübarek olsun demeyeceğim O zaten öyledir Ramazan bizi kutsal kılsın &quotalintidir  
 
858,505Konular
982,750Mesajlar
33,062Kullanıcılar
miko4267Son üye
Üst Alt