iltasyazilim
FD Üye
Türkiye de Geometri Alanında Yapılan Çalışmalar nelerdir
Geometri Alanında Türkiyede Yapılan Incelemeler
Geometri Alanında Türkiyede fakat Yenilikler
Atatürk'ün Geometri Aanında Yaptığı Araştırmalar
ATATÜRK VE GEOMETRİ
Türk Dil Kurumu başuzmanı olan ve kendisine Mustafa Kemal kadar Dilaçar soyadı verilen Agop Dilaçar a tarafından; Geometri kitabını Atatürk, ölümünden bir buçuk sene değin önce, 1936 1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe sarayında kendi elleriyle yazmıştır Askerlik ocağından gelen Atatürk aynı anda büyük bir eğitimci de olup yurdun kültür sorunlarıyla da fazlasıyla ilgilenmiştir
Türk Dil Kurumu başuzmanı olan ve kendisine Mustafa Kemal tarafından Dilaçar soyadı bahşedilen Agop Dilaçar a göre; Geometri kitabını Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl kadar önce, 1936 1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe sarayında kendi elleriyle yazmıştır Askerlik ocağından gelen Atatürk aynı anda büyük bir eğitimci de olup yurdun kültür sorunlarıyla da fazlasıyla ilgilenmiştir Tarih baştan başa yabancı ülkelerde büyük sanını şampiyon asker devlet başkanları, uluslarına eğitim alanında da liderlik etmişler, kendi kalemleriyle öğretici yapıtlar meydana getirmişlerdir İngilizlerin büyük Alfredi(Alfred the Great, 849899) ve Almanların büyük Friedrichi(Freidrich der Grosse, 17121786) bu gerçeğin iki büyük kanıtıdır
Geometri kitabının kapağında önemle belirtildiği üzere, Atatürk ün bu yapıtı, geometri öğretenlerle, bu konuda kitap yazacaklara kılavuz olarak Kültür Bakanlığınca neşredilmiştir Kapakta yazar adı yoktur, fakat yazının ruhu ve tutumu, onun Atatürk ün elinden çıkmış olduğunu açıkça gösterir
Geometri, eski terimle Hendese, eğitim sistemimizde kayda değer bir yer tuttuğu halde, terimleri çok ağdalı ve çapraşıktı Arapça ve Farsça okul programından kaldırılmış, fakat Arapça üstüne resmileşmiş olan terimler kalmıştı Mesela, müsellesi mütesaviyül adlayı hangi öğrenci anlayabilirdi oysa Atatürk, öğrencinin kavrama yolundaki tıkanıklığı açtırmak için bu terimi eşkenar üçgene çevirdi İşte bu 44 sayfalık küçük kitapta ebat, uzay, yüzey, seviye, çap, yarıçap, kesek, kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, içters açı, dışters açı, taban, eğik, kırık, çekül, yatay, dikey, düşey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, yanal, yamuk, artı, eksi, çarpı, bölü, eşit, toplam, oran, orantı, türev, bölge, varsayı, mazeret gibi terimler daima bu amaçla Atatürk göre türetilip daha sonra da Türkçeye yerleşmişlerdir
Atatürk eleştirileri her zaman memnunlukla karşılamış ve ortaya koyduğu yeni sözcük ve terimlere bir deneme hakkı tanıdığını belirtmiştir Amacı daima daha uyguna dürüst ileri gitmek olmuş, önerilen değişiklikleri mantıklı görünce anında benimsemiştir Atatürk ün ortaya koyduğu terimlerden birkaçı bugün kullanılıştan çıkmış, yerlerini daha uygunlarına bırakmışlardır Tümey açı yerine tümler açı, bütey açı yerine bütünler açı bunlara örnektir Mustafa Kemal ilke insanı olduğu için bunları hoş görmüş, hatta sevinmiştir de Yeter oysa ortaya koyduğu ilkeler sarsılmasın ve tekrar zaviyetanı mütekabiletanı dahiletan ( içters açılar) gibi terimlere dönülmesin
Hemen bu kitaptan bazı alıntılar yapalım:
GEOMETRİ:
Çizgilerin, yüzeylerin ve hacimlerin belirlenmiş bir ölçü ile genliklerini ölçmeyi öğreten bir ilimdir
ÇEMBER:
1 Çember, düzey üstünde o kadar kapalı bir eğridir ki üzerindeki her nokta, onun içinde yer alan ve merkez denilen bir noktadan aynı uzaklıktadır
2 Çemberin kapadığı düzeye daire denir Çember yerine birçok defalar daire dendiği de olur
3 Yay çemberin herhangi bir parçasıdır
4 Çember, 360 eşit parçaya ayrılır Bunlardan parça başına derece denir Her derece dahi 60 eşdeğer parçaya ayrılır Bunlardan adam başına dakka denir Dakka da 60 eşit parçaya ayrılır Bunların parça başına saniye denir
Dereceyi uygulamak için, dereceyi gösteren rakamın sağ üstüne ufak bir sıfır konur Dakka, rakamının sağ üzerine, sağdan sola eğik küçük bir çizgi ile ve saniye de, böyle yan yanlamasına konmuş iki çizgi ile gösterilir
Örnek: 54 derece, 45 dakika, 18 saniye şöyle yazılır:
54o 45 18
Çember ve dayire ile ilgili çizgiler şunlardır:
Çap, dayirenin merkezinden geçerek çemberin iki noktasına ulaşan bir dürüst çizgidir
Yarıçap, merkezi, çemberin bir noktasına bağlıyan bir dürüst çizgidir
Yay, çemberin herhangi bir parçasıdır
Kiriş, yayınlama uçlarını birleştiren içten çizgidir
Ok, yayınlama ortasını, kirişin ortasına bağlıyan bir dürüst çizgidir
Kesek, daireyi herhangi iki parçaya ayıran bir dürüst çizgidir
Değme, bir çizginin çemberin herhangi bir noktasına değmesine denir O noktaya değme noktası, değen çizgiye de teğet denir
POLİGONLAR:
Bol, yani birçok kenarlarla çitlenmiş olan bir seviye parçasına Atış Yeri denir
Üçgen, üç taraflı bir poligondur
Dörtgen, dört kenarlı bir poligondur
Beşgen, beş çevrili bir poligondur
Altıgen, altı çevrili bir poligondur vb
Bir poligonun çevresi, onu çevreleyen kırık çizgidir Dayirenin çevresi çemberdir
Bir poligonun köşegeni, o poligonun ast yandan olmayan köşelerini birleştiren içten çizgilerdir
Yüzey: İki boyutlu olarak, yayıldığı, genişlediği düşünülen bir uzamdır Bu boyutlar uzunluk ve genişliktir
Bir yüzey değerini değerlendirmek için, o yüzey, birim olmak üzere seçilmiş bir yüzeyle oranlanır Yüzey birimi, genel olarak, metrekaredir Metrekare, her kenarı bir metre olan karedir
Düşey dörtgen: Düşey dörtgenin alanı tabanı ile yüksekliğinin çarpımına eşittir Misal: Tabanı 6 metre ve yüksekliği 3 metre olan bir düşey dörtgen düşünelim Onun tabanı olan 6 metreyi, yüksekliği olan 3 metre ile çarparsak elde edeceğimiz 18 metrekare, bu dikey dörtgenin alanı olur
Paralelkenar: Paralelkenarın alanı, tabanı ile yüksekliğinin çarpımına eşittir Örnek: Tabanı 24 metre ve yüksekliği 16 metre olan bir paralelkenar düşünelim 24 ile 16nın çarpımı olan 384 metrekare, bu paralelkenarın alanıdır
Kare: Karenin alanı, bir kenarının kendisi ile olan çarpımına eşittir Misal: Kenarı 4 metre olan bir kare düşünelim 4ü 4le çarparız Elde edeceğimiz 16 metrekare, bu karenin alanı olur
Eşkenar dörtgen: Eşkenar dörtgenin alanı, onun iki köşegeninin çarpımının yarısına eşittir Misal: Köşegenleri 6 metre ve 10 metre uzunluğunda olan bir eşkenar dörtgende 10un 6 ile çarpımı olan 60ın yarısı alınırsa elde edilen 30 metrekare bu eşkenar dörtgenin alanı olur
Üçgen: Bir üçgenin alanı tabanı ile güya yüksekliğinin çarpımına eşittir hut ta bir üçgenin alanı yüksekliği ile güya tabanının çarpımına eşittir Misal: Tabanı 14 metre ve yüksekliği 6 metre olan bir üçgen düşünelim
Tabanını yüksekliğinin yarısı ile çarparız ve şunu elde ederiz: 14*3 42 metrekare
Yüksekliğini, tabanının yarısı ile çarparız ve şunu elde ederiz: 6*7 42 metrekare
Yamuk: Bir yamuğun alanı, iki taban toplamının yarısı ile yüksekliğinin çarpımına eşittir Örnek: Yüksekliği 7 metre ve tabanları 10 ve 16 metre olan bir yamuk düşünelim: İki taban toplamının yarısı şuna eşittir (16+10)2 13 Yamuğun alanı da 13*7 91 metrekaredir
Herhangi bir poligon: Herhangi bir poligonun alanı, birçok yollarla elde edilir
yol: Poligon üçgenlere parçalanır, her üçgenin alanı ayrı araştırılır ve bu alanların toplamı bulunur
yol: Atış Yeri tepede olan üçgenlere ve tepede olan yamuklara parçalanır Bunun için, poligonun iki uzakta köşesini birleştiririz ve öteki köşelerden bu dürüst çizgi üstüne dikeyler çizeriz Ortaya çıkacak dikey üçgenler vedik yamukların alanlarını buluruz ve bunların toplamını hesaplarız
Düzgün Atış Yeri: Bir düzgün poligonun alanı, iç teğet çemberinin yarıçapının yarısı ile çevresinin çarpımına eşittir Örnek: Kenarları 7 metre ve iç teğet çemberinin yarıçapı 6 metre olan akıcı bir altıgeni göz önüne alalım Çevresi 7*6 42 metredir Çevresi ile iç teğet çemberinin yarıçapının yarısının çarpımı 42*(62) 42*3 126dır Bu sürükleyici altıgenin alanı 126 metrekaredir
*
Geometri Alanında Türkiyede Yapılan Incelemeler
Geometri Alanında Türkiyede fakat Yenilikler
Atatürk'ün Geometri Aanında Yaptığı Araştırmalar
ATATÜRK VE GEOMETRİ
Türk Dil Kurumu başuzmanı olan ve kendisine Mustafa Kemal kadar Dilaçar soyadı verilen Agop Dilaçar a tarafından; Geometri kitabını Atatürk, ölümünden bir buçuk sene değin önce, 1936 1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe sarayında kendi elleriyle yazmıştır Askerlik ocağından gelen Atatürk aynı anda büyük bir eğitimci de olup yurdun kültür sorunlarıyla da fazlasıyla ilgilenmiştir
Türk Dil Kurumu başuzmanı olan ve kendisine Mustafa Kemal tarafından Dilaçar soyadı bahşedilen Agop Dilaçar a göre; Geometri kitabını Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl kadar önce, 1936 1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe sarayında kendi elleriyle yazmıştır Askerlik ocağından gelen Atatürk aynı anda büyük bir eğitimci de olup yurdun kültür sorunlarıyla da fazlasıyla ilgilenmiştir Tarih baştan başa yabancı ülkelerde büyük sanını şampiyon asker devlet başkanları, uluslarına eğitim alanında da liderlik etmişler, kendi kalemleriyle öğretici yapıtlar meydana getirmişlerdir İngilizlerin büyük Alfredi(Alfred the Great, 849899) ve Almanların büyük Friedrichi(Freidrich der Grosse, 17121786) bu gerçeğin iki büyük kanıtıdır
Geometri kitabının kapağında önemle belirtildiği üzere, Atatürk ün bu yapıtı, geometri öğretenlerle, bu konuda kitap yazacaklara kılavuz olarak Kültür Bakanlığınca neşredilmiştir Kapakta yazar adı yoktur, fakat yazının ruhu ve tutumu, onun Atatürk ün elinden çıkmış olduğunu açıkça gösterir
Geometri, eski terimle Hendese, eğitim sistemimizde kayda değer bir yer tuttuğu halde, terimleri çok ağdalı ve çapraşıktı Arapça ve Farsça okul programından kaldırılmış, fakat Arapça üstüne resmileşmiş olan terimler kalmıştı Mesela, müsellesi mütesaviyül adlayı hangi öğrenci anlayabilirdi oysa Atatürk, öğrencinin kavrama yolundaki tıkanıklığı açtırmak için bu terimi eşkenar üçgene çevirdi İşte bu 44 sayfalık küçük kitapta ebat, uzay, yüzey, seviye, çap, yarıçap, kesek, kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, içters açı, dışters açı, taban, eğik, kırık, çekül, yatay, dikey, düşey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, yanal, yamuk, artı, eksi, çarpı, bölü, eşit, toplam, oran, orantı, türev, bölge, varsayı, mazeret gibi terimler daima bu amaçla Atatürk göre türetilip daha sonra da Türkçeye yerleşmişlerdir
Atatürk eleştirileri her zaman memnunlukla karşılamış ve ortaya koyduğu yeni sözcük ve terimlere bir deneme hakkı tanıdığını belirtmiştir Amacı daima daha uyguna dürüst ileri gitmek olmuş, önerilen değişiklikleri mantıklı görünce anında benimsemiştir Atatürk ün ortaya koyduğu terimlerden birkaçı bugün kullanılıştan çıkmış, yerlerini daha uygunlarına bırakmışlardır Tümey açı yerine tümler açı, bütey açı yerine bütünler açı bunlara örnektir Mustafa Kemal ilke insanı olduğu için bunları hoş görmüş, hatta sevinmiştir de Yeter oysa ortaya koyduğu ilkeler sarsılmasın ve tekrar zaviyetanı mütekabiletanı dahiletan ( içters açılar) gibi terimlere dönülmesin
Hemen bu kitaptan bazı alıntılar yapalım:
GEOMETRİ:
Çizgilerin, yüzeylerin ve hacimlerin belirlenmiş bir ölçü ile genliklerini ölçmeyi öğreten bir ilimdir
ÇEMBER:
1 Çember, düzey üstünde o kadar kapalı bir eğridir ki üzerindeki her nokta, onun içinde yer alan ve merkez denilen bir noktadan aynı uzaklıktadır
2 Çemberin kapadığı düzeye daire denir Çember yerine birçok defalar daire dendiği de olur
3 Yay çemberin herhangi bir parçasıdır
4 Çember, 360 eşit parçaya ayrılır Bunlardan parça başına derece denir Her derece dahi 60 eşdeğer parçaya ayrılır Bunlardan adam başına dakka denir Dakka da 60 eşit parçaya ayrılır Bunların parça başına saniye denir
Dereceyi uygulamak için, dereceyi gösteren rakamın sağ üstüne ufak bir sıfır konur Dakka, rakamının sağ üzerine, sağdan sola eğik küçük bir çizgi ile ve saniye de, böyle yan yanlamasına konmuş iki çizgi ile gösterilir
Örnek: 54 derece, 45 dakika, 18 saniye şöyle yazılır:
54o 45 18
Çember ve dayire ile ilgili çizgiler şunlardır:
Çap, dayirenin merkezinden geçerek çemberin iki noktasına ulaşan bir dürüst çizgidir
Yarıçap, merkezi, çemberin bir noktasına bağlıyan bir dürüst çizgidir
Yay, çemberin herhangi bir parçasıdır
Kiriş, yayınlama uçlarını birleştiren içten çizgidir
Ok, yayınlama ortasını, kirişin ortasına bağlıyan bir dürüst çizgidir
Kesek, daireyi herhangi iki parçaya ayıran bir dürüst çizgidir
Değme, bir çizginin çemberin herhangi bir noktasına değmesine denir O noktaya değme noktası, değen çizgiye de teğet denir
POLİGONLAR:
Bol, yani birçok kenarlarla çitlenmiş olan bir seviye parçasına Atış Yeri denir
Üçgen, üç taraflı bir poligondur
Dörtgen, dört kenarlı bir poligondur
Beşgen, beş çevrili bir poligondur
Altıgen, altı çevrili bir poligondur vb
Bir poligonun çevresi, onu çevreleyen kırık çizgidir Dayirenin çevresi çemberdir
Bir poligonun köşegeni, o poligonun ast yandan olmayan köşelerini birleştiren içten çizgilerdir
Yüzey: İki boyutlu olarak, yayıldığı, genişlediği düşünülen bir uzamdır Bu boyutlar uzunluk ve genişliktir
Bir yüzey değerini değerlendirmek için, o yüzey, birim olmak üzere seçilmiş bir yüzeyle oranlanır Yüzey birimi, genel olarak, metrekaredir Metrekare, her kenarı bir metre olan karedir
Düşey dörtgen: Düşey dörtgenin alanı tabanı ile yüksekliğinin çarpımına eşittir Misal: Tabanı 6 metre ve yüksekliği 3 metre olan bir düşey dörtgen düşünelim Onun tabanı olan 6 metreyi, yüksekliği olan 3 metre ile çarparsak elde edeceğimiz 18 metrekare, bu dikey dörtgenin alanı olur
Paralelkenar: Paralelkenarın alanı, tabanı ile yüksekliğinin çarpımına eşittir Örnek: Tabanı 24 metre ve yüksekliği 16 metre olan bir paralelkenar düşünelim 24 ile 16nın çarpımı olan 384 metrekare, bu paralelkenarın alanıdır
Kare: Karenin alanı, bir kenarının kendisi ile olan çarpımına eşittir Misal: Kenarı 4 metre olan bir kare düşünelim 4ü 4le çarparız Elde edeceğimiz 16 metrekare, bu karenin alanı olur
Eşkenar dörtgen: Eşkenar dörtgenin alanı, onun iki köşegeninin çarpımının yarısına eşittir Misal: Köşegenleri 6 metre ve 10 metre uzunluğunda olan bir eşkenar dörtgende 10un 6 ile çarpımı olan 60ın yarısı alınırsa elde edilen 30 metrekare bu eşkenar dörtgenin alanı olur
Üçgen: Bir üçgenin alanı tabanı ile güya yüksekliğinin çarpımına eşittir hut ta bir üçgenin alanı yüksekliği ile güya tabanının çarpımına eşittir Misal: Tabanı 14 metre ve yüksekliği 6 metre olan bir üçgen düşünelim
Tabanını yüksekliğinin yarısı ile çarparız ve şunu elde ederiz: 14*3 42 metrekare
Yüksekliğini, tabanının yarısı ile çarparız ve şunu elde ederiz: 6*7 42 metrekare
Yamuk: Bir yamuğun alanı, iki taban toplamının yarısı ile yüksekliğinin çarpımına eşittir Örnek: Yüksekliği 7 metre ve tabanları 10 ve 16 metre olan bir yamuk düşünelim: İki taban toplamının yarısı şuna eşittir (16+10)2 13 Yamuğun alanı da 13*7 91 metrekaredir
Herhangi bir poligon: Herhangi bir poligonun alanı, birçok yollarla elde edilir
yol: Poligon üçgenlere parçalanır, her üçgenin alanı ayrı araştırılır ve bu alanların toplamı bulunur
yol: Atış Yeri tepede olan üçgenlere ve tepede olan yamuklara parçalanır Bunun için, poligonun iki uzakta köşesini birleştiririz ve öteki köşelerden bu dürüst çizgi üstüne dikeyler çizeriz Ortaya çıkacak dikey üçgenler vedik yamukların alanlarını buluruz ve bunların toplamını hesaplarız
Düzgün Atış Yeri: Bir düzgün poligonun alanı, iç teğet çemberinin yarıçapının yarısı ile çevresinin çarpımına eşittir Örnek: Kenarları 7 metre ve iç teğet çemberinin yarıçapı 6 metre olan akıcı bir altıgeni göz önüne alalım Çevresi 7*6 42 metredir Çevresi ile iç teğet çemberinin yarıçapının yarısının çarpımı 42*(62) 42*3 126dır Bu sürükleyici altıgenin alanı 126 metrekaredir
*