iltasyazilim
FD Üye
TÜRK TASAVVUF MÜZİĞİ
MevlanaMesnevi
İslam konusunda araştırma yapmak isteyenlerin karşısına oldukça karmaşık sorunlar çıkar Bu sorunların nedeni, dünyanın bir fazla coğrafi bölgesine yayılmış bu inancın kültüre kadar, uygulanış ve algılanış farkıdır Bu araştırmacıyı metod ve kaynak güvenirliği problemleri ile karşısında karşıya bırakır
İslam kaynaklarını incelemeye kastetmek oldukça baskı ve çetrefilli bir iştir Yüzlerce yılın birikimi sonucu oluşan bu literatür, araştırmacıyı ezecek dek birikime ulaşmıştır Araştırmaların bu nedenle genel olmamakla birlikte özel yani spesifik alanlarda yapılması, tümevarımcı bir usul izlenmesi esas olmalıdır Her araştırma ve incelemede olduğu gibi bu alanda da değişik sorunlar olacaktır Lakin konu inanç olduğunda diğer sorunlarla karşılaşırız Bunlar: Dil, kaynak, görecelik (kültürel açıklama), doğruluk vb sorunlardır
Bizim çalışmamız müzik odaklı bir alıştırma olduğu için öteki alanların sorunlarına değinmeği düşünmüyoruz Çünkü böyle bir yönelim yazının boyutlarını ve konunun boyutlarını genişleteceği gibi, bununla beraber haddimizi de aşmamıza niçin olabilir İslami kaynaklarda müzik konusu dağıtılmış tartışmalarla açıklanmaya çalışılmıştır Biz yazımızda konuyu daraltmak ve okuyucuyu yormamak için tasavvuf müziği üzerinde duracağız
İSLAM VE MÜZİK
Önceki yazımızda1 değindiğimiz tasavvuf kelimesi ve anlamı üstünde defalarca kısa bir hatırlatma ile yetinelim Kişinin inancı yorumlaması, kişisel olarak inanç sahibi olması veya gizemcilik ile açıklanan bir kelimedir2
Tasavvuf müziğinin doğuşunu dini müziğin doğuşundan ayrı tutmak dürüst değildir Gerçekten her ikisi de dindışı müziğin sonrasındadır Artan musikinin din lehine istifade edilmesinden daha tabii bir şey olamazdı Nitekim din dışı musikiye ait nağmelerin ve seslerin Kur'an'ın kıraatı üzerindeki tesirleri erken bir zamanda görülmeye başladı bununla birlikte zühdiyatı, yani ilahileri de bu nağmelerle söyleme temayülü gözüktü Bu devrede Arap musikisi üstünde Bizans ve İran musiki sanatlarının tesiri bariz bir şekilde kendisini gösterdiğinden benzer tesirler din dışı musiki vasıtasıyla Kur'an tilavetine ve ilahilerin: Ehli Kitabve Ehli Fıskın melodileriyle okunmaya başlandığını görebilen zühd ve takva sahibi Müslümanlar: 'Kur'an'ı ehli kitabın ve ehli fıskın melodileri ile okumak caiz değildir' tarzında bir prensip ortaya attılar ve bu prensibi daha sonra bir hadis biçiminde rivayete başladılarBu hadisin meali şudur: 'Kur'an'ı Arap dili musikisi (lühunü'l arap) ile okuyunuz, fasık ve günahkarlarla ehli kitap olan Musevilerin İsevilerin nağmeler (lühun)inden sakınınız3 Sayın Uludağ'ın çalışmasından da anlaşıldığı üzere müzik konusu islamiyet için önemli bir konu olmuş ve farklı alanlara yönlendirilmiş düşünceler ortaya çıkmıştır
Hicri II Asır sonuna doğru zühd4 devri yerini Tasavvuf'a bırakmıştır Bu devirde yavaşça tarikat ve tekkeler doğmaya yaygınlaşmaya başlamıştır Bu gelişmeler ile birlikte ortaya dini müzik çıkmış ve tasavvufta buna sema denmiştir kuruluş halinde yer alan dini musiki kalıcı surette fıkıh ve hadis alimlerinin tenkidine (dış tenkid) maruz kaldığı gibi bütün zahidlerin ve hatta bir takım sufilerin saldırı hedefi olmaktan (iç eleştiri) da kurtulamadı Tasavvufta 'Dini musiki' yerine ısrarla 'Sema' kullanılmıştır5 Bu kullanımın çeşitli nedenleri vardır En manâlı nedeni ise, keyf, ve leziz ehli ile karıştırıl6masını istememişlerdir
Meşhur İslam bilgini Gazali ise müziğin kendisinin nötr olduğunu söyler ahlaksızlığa yönlendirici ve usulsüz olduğu tarzlar hariç, müziğin yasaklığına dair bir açık delil bulunmadığı7 sonucuna varır Hem Gazali müziğin zamana, mekana ve içinde bulunulan gruba tarafından haram veya helal olma durumunun değiştiğini söyler
Yukarıdaki görüşlerden anlaşılacağı gibi müziğin İslamiyet içinde yasaklanmış olmadığı kesindir Müziğin insanları bir uyuşturucu gibi kötülüğe sevk etme durumu ortaya çıktığında ise yasağın sınırı başlamış olmaktadır
TASAVVUF MÜZİĞİ'NİN ÜLKEMİZDEKİ DURUMU
Geleneksel müziğimizde iki ana fark bulunmaktadır Birincisi enstrümantal müzik, diğeri ise edebi yanı olan sözlü müzik Sözlü müziğin incelenmesi ve anlamlandırılması, edebi yanından ötürü kolaydır Çünkü sözler, araştırmacıyı yön belirleme işlevi görür
Geleneksel müziğimizin İslamiyet ile birlikte çoğalan formuna, dini müzik, tekke müziği, tasavvuf müziği vb denir Sahiden ülkemizin kültürel durumu nedeni ile müzik türlerine yönelik adlandırmalar iyice tatmin edici değildir Sınırlar bariz ve bariz olmamakla beraber, vahşi da olsa cins sınıflaması yapılmaktadır Bu konuda en tanıdık türler: AleviBektaşi müziği, Mevlevi müziği, Tekke müziği ve Cami müziğidir Türk dini musikisi, nitelik bakımından cami musikisi ve tekke (tasavvuf) musikisi olmak üzere iki türde incelenmiştir8 Cami müziği ile tekke müziğini ayıran en önemli öğe; enstrümandır Cami müziği insan sesi haricen bir enstrüman kullanmaz (A capella) Tekke müziğinde ise enstrüman eşliğinde ibadet yapılır Oransay cami müziğini Çalgıya hiç yer vermeyen, İslam dinsel metinlerini ezgileyip etkin kılmaktan başka gaye taşımayan bir musiki9 diye tanımlar10
Geleneksel müziğimizin iki esas damarı, Insanlar ve olağan dediğimiz türleridir Bu ayrımdaki tanımlamalar konusunda bütün bir bakış birliği yoktur Örn Herzamanki müzik, saray müziği, sanat müziği vb ile, insanlar, bölgesel müzikler, ırksa müzik vb tanımlamalar yapılmaktadır11 genel olarak Türk müziği ve halk bilinen ayrımdır
Tasavvuf müziği denilince akla, Türk müziği makamları12 ile icra edilen müzik kazanç Aslında bu müzik türünü de ikiye parçalamak mümkündür Birincisi halkın yaptığı ibadetlerde kullandığı cins; daha fazla Alevi'lerde görülür İkincisi; Tekkelerde yapılan, Bektaşi, Mevlevi, vb tarikat müzikleri Mevleviler namaz dışında sema ile hem müzikli ibadet yaparlar Ayin denilen bu besteler, parça başına Selam denilen dört kısımdan meydana gelir Güfte, genel olarak Mevlana Celaleddini Rumi'nin şiirlerinden seçilir Araya başka tasavvuf şairlerinin bazı şiirleri de katılabilir Ama şiir sahiplerinde yine Mevlevilik aranır Mevlana'nın şiirleri Mesnevi veya Divanı Kebir isimli eserlerinden alınır Bu şiirler Farsça olduklarından, ayin güfteleri de Farsça'dır13 Ayinler dört kısımdan oluşur Bunlara; birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü selam denir Ayin esnasında dönen yani sema eden dervişlere Semazen, çalan ve okuyanların oturduğu yere Mutrıb; mutrıbdaki müzisyenlere Mutrıb Hey'eti denir Mutrıb'da görevlere göre de ayrım yapılır: Ney çalanlara Neyzen; kudüm çalanlara Kudümzen; ayin okuyanlara Ayinhan; nat okuyana Na'than denir Mutrıb hey'etinin başı Kudümzen başı'dır Neyzenlerin başı Neyzen Başı'dır14
Diğer türler ise: Na't, durak, Mi'raciye, İlahi, şugul'dur Ayrıca camilerde enstrumansız okunan mevlit, ilahi, kur'an'ın melodik okunuşu, Ezan vb tasavvuf müziği içinde değerlendirilebilir
Aleviler geleneklerini cem ve muhabbetlerde şiirmüzik eşlikli ibadet ve toplantılar ile aktarırlar Müzikli toplantılarda varolan hikayeleri ve geçmişe yönelik bilgileri aşıklar anlatır Aleviliğin uzun yıllar konumları gereği kamusal alanda yok sayılması nedeni ile, Vahit Lütfü salcı bunların müziğini Gizli Müzik tanımlaması ile anlatır Ahali edebiyatının açık kısmı Divan edebiyatçılarının ve Osmanlı lisancı ve terkibcilerinin gürültülerine ve tahakkümlerine boğularak iltifatsızlığa uğramış ve görünmemiş; gizli kısım ise alevi Türk kabilelerinin süregeldikleri (İslami Türk) dar mezhepciliğinin kuytu anane ve törelerine karışarak onlarla beraber meçhuliyete sürüklenmiş ve acilen de ortadan kaybolmak üzere bulunmuştur15 Aleviler müzikli ibadetlerinde ırk türünü kullanırlar16 Bektaşilerden müzikal açıdan ayrıldıkları nokta makamsal müziktir Aşıkların söylediği dini içerikli müzikli sözler, AleviBektaşi pirlerinin, dedelerinin şiirlerinden alınmadır Eşlik olarak bağlama kullanılmakta, hatta bağlamaya telli kur'an denmektedir Fundamentalistler, bağlamayı ve müzik aletlerini şeytan icadı diye eleştirdikleri dönemde, Aşık Ağlamaklı, şu dizeleri ile cevap vermiştir
Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler ne kadı
Bunu çalan anlar kendi
Iblis bunun neresinde
Alevi müziğinin bütün repertuarını tasavvufi bir boyuta indirgemek yanlış olur Aleviler de günlük yaşamlarında gizemli ögeler içermeyen türküler söylerler Alevi müziğini de sözlü ve sözsüz diye ikiye ayırabiliriz Sözsüz müzikte, cins olarak cuş havaları, peşrevler ve semahlar sayılabilir Sözlü müzikte ise: tabir, nefes, duvazı imam, miraçlama vb türler vardır17
Kısa bir miraçlama örneği:
Geldi cebrail çağırdı
Hak Muhammed Mustafa
Adalet seni Mirac'a okur
Davete kadir Huda
Şah Hatayi'm vakıf oldu
Bu sırrın ötesine
Hakk'ı inandıramadı
Özü çürük ervaha
Geleneksel müziğimiz içinde tasavvufi yanı olan müziğimiz ibadet esnasında topluca ya da bireysel olarak varlığını sürdürmektedir Değişen kültürel yapı müziğin melodik biçemini değiştirmekte sözler ise ağırlıklı olarak değişime direnmektedir DinselTasavvufi müziğin en manâlı unsuru olan ritm ve yazınsal alt müziğin efendisi olma özelliğini korumaktadır Bu müzikleri anlamanın birincil koşulu o guruba ait edinmek ya da mistik kodları çözmek için zorunlu kültürel donanıma sahip almak gerekir Sonuçta; ibadet de bir değişiklik katarsis işlevi görmekte, bunun aracısı, yapanlara göre değişmektedir *
MevlanaMesnevi
İslam konusunda araştırma yapmak isteyenlerin karşısına oldukça karmaşık sorunlar çıkar Bu sorunların nedeni, dünyanın bir fazla coğrafi bölgesine yayılmış bu inancın kültüre kadar, uygulanış ve algılanış farkıdır Bu araştırmacıyı metod ve kaynak güvenirliği problemleri ile karşısında karşıya bırakır
İslam kaynaklarını incelemeye kastetmek oldukça baskı ve çetrefilli bir iştir Yüzlerce yılın birikimi sonucu oluşan bu literatür, araştırmacıyı ezecek dek birikime ulaşmıştır Araştırmaların bu nedenle genel olmamakla birlikte özel yani spesifik alanlarda yapılması, tümevarımcı bir usul izlenmesi esas olmalıdır Her araştırma ve incelemede olduğu gibi bu alanda da değişik sorunlar olacaktır Lakin konu inanç olduğunda diğer sorunlarla karşılaşırız Bunlar: Dil, kaynak, görecelik (kültürel açıklama), doğruluk vb sorunlardır
Bizim çalışmamız müzik odaklı bir alıştırma olduğu için öteki alanların sorunlarına değinmeği düşünmüyoruz Çünkü böyle bir yönelim yazının boyutlarını ve konunun boyutlarını genişleteceği gibi, bununla beraber haddimizi de aşmamıza niçin olabilir İslami kaynaklarda müzik konusu dağıtılmış tartışmalarla açıklanmaya çalışılmıştır Biz yazımızda konuyu daraltmak ve okuyucuyu yormamak için tasavvuf müziği üzerinde duracağız
İSLAM VE MÜZİK
Önceki yazımızda1 değindiğimiz tasavvuf kelimesi ve anlamı üstünde defalarca kısa bir hatırlatma ile yetinelim Kişinin inancı yorumlaması, kişisel olarak inanç sahibi olması veya gizemcilik ile açıklanan bir kelimedir2
Tasavvuf müziğinin doğuşunu dini müziğin doğuşundan ayrı tutmak dürüst değildir Gerçekten her ikisi de dindışı müziğin sonrasındadır Artan musikinin din lehine istifade edilmesinden daha tabii bir şey olamazdı Nitekim din dışı musikiye ait nağmelerin ve seslerin Kur'an'ın kıraatı üzerindeki tesirleri erken bir zamanda görülmeye başladı bununla birlikte zühdiyatı, yani ilahileri de bu nağmelerle söyleme temayülü gözüktü Bu devrede Arap musikisi üstünde Bizans ve İran musiki sanatlarının tesiri bariz bir şekilde kendisini gösterdiğinden benzer tesirler din dışı musiki vasıtasıyla Kur'an tilavetine ve ilahilerin: Ehli Kitabve Ehli Fıskın melodileriyle okunmaya başlandığını görebilen zühd ve takva sahibi Müslümanlar: 'Kur'an'ı ehli kitabın ve ehli fıskın melodileri ile okumak caiz değildir' tarzında bir prensip ortaya attılar ve bu prensibi daha sonra bir hadis biçiminde rivayete başladılarBu hadisin meali şudur: 'Kur'an'ı Arap dili musikisi (lühunü'l arap) ile okuyunuz, fasık ve günahkarlarla ehli kitap olan Musevilerin İsevilerin nağmeler (lühun)inden sakınınız3 Sayın Uludağ'ın çalışmasından da anlaşıldığı üzere müzik konusu islamiyet için önemli bir konu olmuş ve farklı alanlara yönlendirilmiş düşünceler ortaya çıkmıştır
Hicri II Asır sonuna doğru zühd4 devri yerini Tasavvuf'a bırakmıştır Bu devirde yavaşça tarikat ve tekkeler doğmaya yaygınlaşmaya başlamıştır Bu gelişmeler ile birlikte ortaya dini müzik çıkmış ve tasavvufta buna sema denmiştir kuruluş halinde yer alan dini musiki kalıcı surette fıkıh ve hadis alimlerinin tenkidine (dış tenkid) maruz kaldığı gibi bütün zahidlerin ve hatta bir takım sufilerin saldırı hedefi olmaktan (iç eleştiri) da kurtulamadı Tasavvufta 'Dini musiki' yerine ısrarla 'Sema' kullanılmıştır5 Bu kullanımın çeşitli nedenleri vardır En manâlı nedeni ise, keyf, ve leziz ehli ile karıştırıl6masını istememişlerdir
Meşhur İslam bilgini Gazali ise müziğin kendisinin nötr olduğunu söyler ahlaksızlığa yönlendirici ve usulsüz olduğu tarzlar hariç, müziğin yasaklığına dair bir açık delil bulunmadığı7 sonucuna varır Hem Gazali müziğin zamana, mekana ve içinde bulunulan gruba tarafından haram veya helal olma durumunun değiştiğini söyler
Yukarıdaki görüşlerden anlaşılacağı gibi müziğin İslamiyet içinde yasaklanmış olmadığı kesindir Müziğin insanları bir uyuşturucu gibi kötülüğe sevk etme durumu ortaya çıktığında ise yasağın sınırı başlamış olmaktadır
TASAVVUF MÜZİĞİ'NİN ÜLKEMİZDEKİ DURUMU
Geleneksel müziğimizde iki ana fark bulunmaktadır Birincisi enstrümantal müzik, diğeri ise edebi yanı olan sözlü müzik Sözlü müziğin incelenmesi ve anlamlandırılması, edebi yanından ötürü kolaydır Çünkü sözler, araştırmacıyı yön belirleme işlevi görür
Geleneksel müziğimizin İslamiyet ile birlikte çoğalan formuna, dini müzik, tekke müziği, tasavvuf müziği vb denir Sahiden ülkemizin kültürel durumu nedeni ile müzik türlerine yönelik adlandırmalar iyice tatmin edici değildir Sınırlar bariz ve bariz olmamakla beraber, vahşi da olsa cins sınıflaması yapılmaktadır Bu konuda en tanıdık türler: AleviBektaşi müziği, Mevlevi müziği, Tekke müziği ve Cami müziğidir Türk dini musikisi, nitelik bakımından cami musikisi ve tekke (tasavvuf) musikisi olmak üzere iki türde incelenmiştir8 Cami müziği ile tekke müziğini ayıran en önemli öğe; enstrümandır Cami müziği insan sesi haricen bir enstrüman kullanmaz (A capella) Tekke müziğinde ise enstrüman eşliğinde ibadet yapılır Oransay cami müziğini Çalgıya hiç yer vermeyen, İslam dinsel metinlerini ezgileyip etkin kılmaktan başka gaye taşımayan bir musiki9 diye tanımlar10
Geleneksel müziğimizin iki esas damarı, Insanlar ve olağan dediğimiz türleridir Bu ayrımdaki tanımlamalar konusunda bütün bir bakış birliği yoktur Örn Herzamanki müzik, saray müziği, sanat müziği vb ile, insanlar, bölgesel müzikler, ırksa müzik vb tanımlamalar yapılmaktadır11 genel olarak Türk müziği ve halk bilinen ayrımdır
Tasavvuf müziği denilince akla, Türk müziği makamları12 ile icra edilen müzik kazanç Aslında bu müzik türünü de ikiye parçalamak mümkündür Birincisi halkın yaptığı ibadetlerde kullandığı cins; daha fazla Alevi'lerde görülür İkincisi; Tekkelerde yapılan, Bektaşi, Mevlevi, vb tarikat müzikleri Mevleviler namaz dışında sema ile hem müzikli ibadet yaparlar Ayin denilen bu besteler, parça başına Selam denilen dört kısımdan meydana gelir Güfte, genel olarak Mevlana Celaleddini Rumi'nin şiirlerinden seçilir Araya başka tasavvuf şairlerinin bazı şiirleri de katılabilir Ama şiir sahiplerinde yine Mevlevilik aranır Mevlana'nın şiirleri Mesnevi veya Divanı Kebir isimli eserlerinden alınır Bu şiirler Farsça olduklarından, ayin güfteleri de Farsça'dır13 Ayinler dört kısımdan oluşur Bunlara; birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü selam denir Ayin esnasında dönen yani sema eden dervişlere Semazen, çalan ve okuyanların oturduğu yere Mutrıb; mutrıbdaki müzisyenlere Mutrıb Hey'eti denir Mutrıb'da görevlere göre de ayrım yapılır: Ney çalanlara Neyzen; kudüm çalanlara Kudümzen; ayin okuyanlara Ayinhan; nat okuyana Na'than denir Mutrıb hey'etinin başı Kudümzen başı'dır Neyzenlerin başı Neyzen Başı'dır14
Diğer türler ise: Na't, durak, Mi'raciye, İlahi, şugul'dur Ayrıca camilerde enstrumansız okunan mevlit, ilahi, kur'an'ın melodik okunuşu, Ezan vb tasavvuf müziği içinde değerlendirilebilir
Aleviler geleneklerini cem ve muhabbetlerde şiirmüzik eşlikli ibadet ve toplantılar ile aktarırlar Müzikli toplantılarda varolan hikayeleri ve geçmişe yönelik bilgileri aşıklar anlatır Aleviliğin uzun yıllar konumları gereği kamusal alanda yok sayılması nedeni ile, Vahit Lütfü salcı bunların müziğini Gizli Müzik tanımlaması ile anlatır Ahali edebiyatının açık kısmı Divan edebiyatçılarının ve Osmanlı lisancı ve terkibcilerinin gürültülerine ve tahakkümlerine boğularak iltifatsızlığa uğramış ve görünmemiş; gizli kısım ise alevi Türk kabilelerinin süregeldikleri (İslami Türk) dar mezhepciliğinin kuytu anane ve törelerine karışarak onlarla beraber meçhuliyete sürüklenmiş ve acilen de ortadan kaybolmak üzere bulunmuştur15 Aleviler müzikli ibadetlerinde ırk türünü kullanırlar16 Bektaşilerden müzikal açıdan ayrıldıkları nokta makamsal müziktir Aşıkların söylediği dini içerikli müzikli sözler, AleviBektaşi pirlerinin, dedelerinin şiirlerinden alınmadır Eşlik olarak bağlama kullanılmakta, hatta bağlamaya telli kur'an denmektedir Fundamentalistler, bağlamayı ve müzik aletlerini şeytan icadı diye eleştirdikleri dönemde, Aşık Ağlamaklı, şu dizeleri ile cevap vermiştir
Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler ne kadı
Bunu çalan anlar kendi
Iblis bunun neresinde
Alevi müziğinin bütün repertuarını tasavvufi bir boyuta indirgemek yanlış olur Aleviler de günlük yaşamlarında gizemli ögeler içermeyen türküler söylerler Alevi müziğini de sözlü ve sözsüz diye ikiye ayırabiliriz Sözsüz müzikte, cins olarak cuş havaları, peşrevler ve semahlar sayılabilir Sözlü müzikte ise: tabir, nefes, duvazı imam, miraçlama vb türler vardır17
Kısa bir miraçlama örneği:
Geldi cebrail çağırdı
Hak Muhammed Mustafa
Adalet seni Mirac'a okur
Davete kadir Huda
Şah Hatayi'm vakıf oldu
Bu sırrın ötesine
Hakk'ı inandıramadı
Özü çürük ervaha
Geleneksel müziğimiz içinde tasavvufi yanı olan müziğimiz ibadet esnasında topluca ya da bireysel olarak varlığını sürdürmektedir Değişen kültürel yapı müziğin melodik biçemini değiştirmekte sözler ise ağırlıklı olarak değişime direnmektedir DinselTasavvufi müziğin en manâlı unsuru olan ritm ve yazınsal alt müziğin efendisi olma özelliğini korumaktadır Bu müzikleri anlamanın birincil koşulu o guruba ait edinmek ya da mistik kodları çözmek için zorunlu kültürel donanıma sahip almak gerekir Sonuçta; ibadet de bir değişiklik katarsis işlevi görmekte, bunun aracısı, yapanlara göre değişmektedir *