iltasyazilim
FD Üye
Türk Dilinin Gelişmesi
Türk Dilinin Gelişmesi Nasıl Oldu
Türk Dili Gelişimi
Türk Dilinin Gelişim Tarihi
Türk dilinin üstün niteliklerinin işlenerek gelişmesini geciktiren, bir de engelleyen durumlar tarih boyunca var olagelmiştir Türklerin Anayurt diye adlandırdığı Ortaasya bozkırında, doğa koşullarının zorlamasıyla oluşan göçebe yaşamı, yerleşik düzene geçmeyi önlemiştir Böylece kentlileşme (uygarlaşma ) zorlaştığından Türkçenin gelişmesi gecikmiştir Bozkırın sıkıcısıkıntılı yaşam koşulları ve olumsuz iklim değişmeleri yüzünden, çevre bölgelere ve bilhassa Batı ülkelerine içten göçen Türk boyları, ayrımlı toplumlarla karşılaşmışlardır O toplumların dillerinden ve kültürlerinden geniş biçimde etkilenmişlerdir
Çevre ile ilişkiler ve göçler sonucunda Türkler kendi öz şamanlık inançları yanına Buda dini, Zerdüşt dini, Mani dini, Hıristiyanlık ve Müslümanlık dinlerini benimsemişlerdirBu dinlerden din terimleri ve deyimleri aktarmışlar, benimsedikleri dinlerin gelenek ve göreneklerini kendilerininkilerle kaynaştırmışlardır
Türkler göçtükleri ülkelerde kimi süre bağımlı yaşayan, kimi süre egemen devletler kurmuşlardır Dıştan evlenme gelenekleri ve gittikleri çevreye armoni sağlamadaki aşırılıkları yüzünden, birtakım Türk boyları Türkçe konuşmayı unutma sonucu kimliklerini yitirmişlerdir A Z Velidi Togan'ın Umumi Türk Tarihine Antre adlı kitabında Eski Çinde egemenlik süren Türk soyları defalarca milliyetlerini yitirmişlerdir Bunlardan Topa soyu hükümdarları, kendi uyrukları olan Türkleri zor kullanarak Çinlileştirmişler ve Türkçe konuşmalarını ölüm cezası ile önlemişlerdir açıklaması yazılıdır Bulgar Türklerinin Slavlaşması, Suriyede yerleşen bir bölüm Türkün Araplaşması ve daha nice örnekler bu bağlamda sıralanabilir Özellikle müslümanlaşma sürecinde kimi Türk toplulukları, dillerini değiştirerek Acemleşmişler ve Araplaşmışlardır Oysaki bu süreçte Araplar kendi dillerini kutsal dil görünümüyle diğer uluslara benimsetmek, Acemler ise kendi dillerini İslam etkisinden gözetmek yolunu izlemişlerdir
Türk Dilinin Gelişim Süreci
Dil bilginlerince UralAltay dil ailesinden farzedilen Türk dili, bu ailenin Altay kolundandır Türkçe,öteki Altay dilleri ile birlikte, meşhur harf zenginliği, meşhur uyumu, sözcüklerde dişilikerillik ayırımının bulunmayışı, eylem tabanının buyurum durumunda ve ad tabanının tekil durumda oluşu, dilbilgisi anlatımlarının soneklerle sağlanması gibi ayırtkan özelliklere sahiptir
Türkçenin dil ürünleri, başka büyük dillere tarafından epeyce geç yazıya geçirilmiştir Hun kağanı Mete'nin ünü çevresinde oluştuğu farzedilen Oğuz Kağan Destanı, sözlü olarak yüzyıllarca Türk boylarınca söylenegelmiştir İÖ 750 ile 700 yılları arasında Ural Irmağını aşarak Güney Rusyaya gelen Saka (İskit) Türklerinin büyük kahramanı Yüksek Dağ Er Tunga namına oluşmuş sözlü epope parçaları, daha sonra yazıya geçirilmiş, tanıdık ilk Türk edebiyatı örneklerindendir İÖ III Yüzyılda Altay'ın doğusunda imparatorluk kuran Hunlardan ve daha sonra kurulan bir birim Türk devletlerinden zamanımıza yazılmış belge ulaşmamıştır
Türklerin dil yapısı, millet bilincine varmak ve devlet anlayışları konusunda bize data veren ilk yazılı örnekler, Göktürklerden kalma, Orhun yazıtlarıdırTonyukuk, Kültiğin ve Bilge Kağan adına bengütaşlara yazılmışlardır VIII yüzyılın ilk yarısında dikilen bu yazıtlarda Türk dili tarihinin en arı Türkçesi kullanılmıştır O dönemde Türkçe, tanıdık olmayan etkilerden uzaktır; milli sayılabilecek bir dinleri olduğu için din terimleri Türkçedir Orhun yazıtlarında koyu ulusçuluk anlayışı ortaya konur Yazıtlar tanıdık ilk Türk abecesi olan Göktürk abecesi ile yazılmıştır Keza Göktürkler Bozkurt ve Ergenekon destanlarını oluşturmuşlardır
Kırgızlardan kalma Yenisey yazıtları, minik bir zaman ayırımıyla, Orhun yazıtları döneminde yazılmıştır
Göktürklerin yerine bağımsızlık kuran Uygur Türkleri, oturmuş yaşama geçmeleri, kendi Uygur yazıları, benimsedikleri Buda ve Mani dinlerine ilişkin bıraktıkları bol sayıda dinsel metinlerle tanınırlar Uygurlar döneminde Türeyiş ve Göç destanları oluşmuştur
Anayurt kültürü döneminde Türk ozanlarının kopuzları eşliğinde, sesleriyle sözlerinin bütünleştiği koşuklar, sagular sonraki dönemlere Türk ırk sözlü edebiyatı olarak taşınmıştır
sonradan yöneticiler, seçkinler ve okumuşlar Anayurt kültüründen uzaklaşarak, göçler aracılığıyla ulaştıkları kültürlerin etkisine özellikle Arap ve Acem kültürlerinin etkisine girdiklerinden, Anayurdumuzun Türk dili ürünlerini işleyip geliştirmemişlerdir Üstelik bu ürünleri değersiz görerek, ArapçaFarsça karması, biraz da Türkçe ile tatlandırılmış bir melez dili geliştirme yanlışlığına düşüp kendi kültürlerine yabancılaşmaya yardım olmuşlardır
Arapların müslümanlığı yayma savaşlarında, İran'ı ele geçirdikten sonra Türk bölgelerine ulaşmaları sırasında çetin bir Türk direnişi ile karşılaşılmıştır Daha önce Abbasi halifesi Memun vaktinde(805807), Türklerden saray kolculuğu birliği kurulmasıyla başlayan TürkArap ilişkileri, Oğuz boylarının müslümanlığı benimsemesi(920950) ve Karahanlıların müslüman Türk devleti olarak örgütlenmeleri (960) ile, Türklerin kitleler halinde müslüman olma sürecine dönüşmüştür
Müslümanlaşma sürecinde Türkler, çabuk Batı ülkelerine içten yayılmaya, yeni yurtlar edinmeye ve giderken kendi kültürlerinden epeyce farklı Acem ve Arap kültürlerinin etkisine girmeye başlamışlardırKısa bir zaman sonra müslüman Türkler ile az önce müslümanlığı benimsemeyen Türkler aralarında kültür uçurumu oluşmaya başlamıştır Müslüman olan Türkler, Şamanlık, Buda dini, Mani dini gibi eski dinleriyle ilintili kültürlerini küfür sayıp toplum belleklerinden silmeye çalışmışlardır Türk anlayışı yerini müslümanlık anlayışına bırakmıştır Örneğin müslüman Oğuz Boyları Türkmen adıyla anılmaya başlanmışlar, müslümanlığı henüz benimsememiş öteki Oğuzları kendilerinden saymamışlardır
Sözkonusu din kaynaşmasında Arapların ve Acemlerin tavrı oldukça farklıdır:
Müslümanlığı kendi soylarının dini sayan Araplar, Kuran dilinin Arapça olması gerekçesine dayanarak, Arapçayı müslümanlığın yayıldığı her yerde egemen kılmaya çalışmışlardır Bu eğilim Emeviler döneminde çok güçlenmiş, en büyük devlet başkanları saydıkları Halife Abdülmelik vaktinde, Arap dili İslam İmparatorluğunun resmi dili yapılmıştır Kutsallaştırılan Arap dili etkisi ile kimi uluslar, örneğin Mısır Kıptileri, Irak Aramileri ve Kuzey Afrika Berberileri, tümden Araplaşmışlardır Bu Arada birtakım Türk boylarından Arap bölgelerine gidenler, mesela Suriyeye dışarı giden Türkler, dillerini unutarak Arapça konuşmaya başlayıp Araplaşmışlardır Müslümanlığı benimseyerek Arap kültürü etkisine giren başka soydan bilginler, İslam Dünyasının bilim dili durumuna getirilen Arapçaya hizmet etmeye başlamışlardır Ünlü Türk filozofu Farabi (870950), Yunanca felsefe terimlerine Arapça karşılıklar türetmiştir
Türkler, müslümanlığı benimsemeye başladıkları ilk yıllarda, din terimlerini Arapça veya Farsçadan almaya fazla cereyan göstermemişlerdir Çünkü daha önce benimsedikleri Zerdüşt ve Mani dinlerinde İslam dininin kavramlarının birçoğuna karşıgelen din terimlerine Türkçe karşılık türetmişlerdi X yüzyılda Karahanlılar döneminde üretilmiş Kuran çevirisinde din terimleri öz Türkçedir Bu çeviride, Kuran'da bulunan 2500 dolayındaki sözcükten yalnızca 9 adam başına Türkçe karşılık türetilmemiştir *
Türk Dilinin Gelişmesi Nasıl Oldu
Türk Dili Gelişimi
Türk Dilinin Gelişim Tarihi
Türk dilinin üstün niteliklerinin işlenerek gelişmesini geciktiren, bir de engelleyen durumlar tarih boyunca var olagelmiştir Türklerin Anayurt diye adlandırdığı Ortaasya bozkırında, doğa koşullarının zorlamasıyla oluşan göçebe yaşamı, yerleşik düzene geçmeyi önlemiştir Böylece kentlileşme (uygarlaşma ) zorlaştığından Türkçenin gelişmesi gecikmiştir Bozkırın sıkıcısıkıntılı yaşam koşulları ve olumsuz iklim değişmeleri yüzünden, çevre bölgelere ve bilhassa Batı ülkelerine içten göçen Türk boyları, ayrımlı toplumlarla karşılaşmışlardır O toplumların dillerinden ve kültürlerinden geniş biçimde etkilenmişlerdir
Çevre ile ilişkiler ve göçler sonucunda Türkler kendi öz şamanlık inançları yanına Buda dini, Zerdüşt dini, Mani dini, Hıristiyanlık ve Müslümanlık dinlerini benimsemişlerdirBu dinlerden din terimleri ve deyimleri aktarmışlar, benimsedikleri dinlerin gelenek ve göreneklerini kendilerininkilerle kaynaştırmışlardır
Türkler göçtükleri ülkelerde kimi süre bağımlı yaşayan, kimi süre egemen devletler kurmuşlardır Dıştan evlenme gelenekleri ve gittikleri çevreye armoni sağlamadaki aşırılıkları yüzünden, birtakım Türk boyları Türkçe konuşmayı unutma sonucu kimliklerini yitirmişlerdir A Z Velidi Togan'ın Umumi Türk Tarihine Antre adlı kitabında Eski Çinde egemenlik süren Türk soyları defalarca milliyetlerini yitirmişlerdir Bunlardan Topa soyu hükümdarları, kendi uyrukları olan Türkleri zor kullanarak Çinlileştirmişler ve Türkçe konuşmalarını ölüm cezası ile önlemişlerdir açıklaması yazılıdır Bulgar Türklerinin Slavlaşması, Suriyede yerleşen bir bölüm Türkün Araplaşması ve daha nice örnekler bu bağlamda sıralanabilir Özellikle müslümanlaşma sürecinde kimi Türk toplulukları, dillerini değiştirerek Acemleşmişler ve Araplaşmışlardır Oysaki bu süreçte Araplar kendi dillerini kutsal dil görünümüyle diğer uluslara benimsetmek, Acemler ise kendi dillerini İslam etkisinden gözetmek yolunu izlemişlerdir
Türk Dilinin Gelişim Süreci
Dil bilginlerince UralAltay dil ailesinden farzedilen Türk dili, bu ailenin Altay kolundandır Türkçe,öteki Altay dilleri ile birlikte, meşhur harf zenginliği, meşhur uyumu, sözcüklerde dişilikerillik ayırımının bulunmayışı, eylem tabanının buyurum durumunda ve ad tabanının tekil durumda oluşu, dilbilgisi anlatımlarının soneklerle sağlanması gibi ayırtkan özelliklere sahiptir
Türkçenin dil ürünleri, başka büyük dillere tarafından epeyce geç yazıya geçirilmiştir Hun kağanı Mete'nin ünü çevresinde oluştuğu farzedilen Oğuz Kağan Destanı, sözlü olarak yüzyıllarca Türk boylarınca söylenegelmiştir İÖ 750 ile 700 yılları arasında Ural Irmağını aşarak Güney Rusyaya gelen Saka (İskit) Türklerinin büyük kahramanı Yüksek Dağ Er Tunga namına oluşmuş sözlü epope parçaları, daha sonra yazıya geçirilmiş, tanıdık ilk Türk edebiyatı örneklerindendir İÖ III Yüzyılda Altay'ın doğusunda imparatorluk kuran Hunlardan ve daha sonra kurulan bir birim Türk devletlerinden zamanımıza yazılmış belge ulaşmamıştır
Türklerin dil yapısı, millet bilincine varmak ve devlet anlayışları konusunda bize data veren ilk yazılı örnekler, Göktürklerden kalma, Orhun yazıtlarıdırTonyukuk, Kültiğin ve Bilge Kağan adına bengütaşlara yazılmışlardır VIII yüzyılın ilk yarısında dikilen bu yazıtlarda Türk dili tarihinin en arı Türkçesi kullanılmıştır O dönemde Türkçe, tanıdık olmayan etkilerden uzaktır; milli sayılabilecek bir dinleri olduğu için din terimleri Türkçedir Orhun yazıtlarında koyu ulusçuluk anlayışı ortaya konur Yazıtlar tanıdık ilk Türk abecesi olan Göktürk abecesi ile yazılmıştır Keza Göktürkler Bozkurt ve Ergenekon destanlarını oluşturmuşlardır
Kırgızlardan kalma Yenisey yazıtları, minik bir zaman ayırımıyla, Orhun yazıtları döneminde yazılmıştır
Göktürklerin yerine bağımsızlık kuran Uygur Türkleri, oturmuş yaşama geçmeleri, kendi Uygur yazıları, benimsedikleri Buda ve Mani dinlerine ilişkin bıraktıkları bol sayıda dinsel metinlerle tanınırlar Uygurlar döneminde Türeyiş ve Göç destanları oluşmuştur
Anayurt kültürü döneminde Türk ozanlarının kopuzları eşliğinde, sesleriyle sözlerinin bütünleştiği koşuklar, sagular sonraki dönemlere Türk ırk sözlü edebiyatı olarak taşınmıştır
sonradan yöneticiler, seçkinler ve okumuşlar Anayurt kültüründen uzaklaşarak, göçler aracılığıyla ulaştıkları kültürlerin etkisine özellikle Arap ve Acem kültürlerinin etkisine girdiklerinden, Anayurdumuzun Türk dili ürünlerini işleyip geliştirmemişlerdir Üstelik bu ürünleri değersiz görerek, ArapçaFarsça karması, biraz da Türkçe ile tatlandırılmış bir melez dili geliştirme yanlışlığına düşüp kendi kültürlerine yabancılaşmaya yardım olmuşlardır
Arapların müslümanlığı yayma savaşlarında, İran'ı ele geçirdikten sonra Türk bölgelerine ulaşmaları sırasında çetin bir Türk direnişi ile karşılaşılmıştır Daha önce Abbasi halifesi Memun vaktinde(805807), Türklerden saray kolculuğu birliği kurulmasıyla başlayan TürkArap ilişkileri, Oğuz boylarının müslümanlığı benimsemesi(920950) ve Karahanlıların müslüman Türk devleti olarak örgütlenmeleri (960) ile, Türklerin kitleler halinde müslüman olma sürecine dönüşmüştür
Müslümanlaşma sürecinde Türkler, çabuk Batı ülkelerine içten yayılmaya, yeni yurtlar edinmeye ve giderken kendi kültürlerinden epeyce farklı Acem ve Arap kültürlerinin etkisine girmeye başlamışlardırKısa bir zaman sonra müslüman Türkler ile az önce müslümanlığı benimsemeyen Türkler aralarında kültür uçurumu oluşmaya başlamıştır Müslüman olan Türkler, Şamanlık, Buda dini, Mani dini gibi eski dinleriyle ilintili kültürlerini küfür sayıp toplum belleklerinden silmeye çalışmışlardır Türk anlayışı yerini müslümanlık anlayışına bırakmıştır Örneğin müslüman Oğuz Boyları Türkmen adıyla anılmaya başlanmışlar, müslümanlığı henüz benimsememiş öteki Oğuzları kendilerinden saymamışlardır
Sözkonusu din kaynaşmasında Arapların ve Acemlerin tavrı oldukça farklıdır:
Müslümanlığı kendi soylarının dini sayan Araplar, Kuran dilinin Arapça olması gerekçesine dayanarak, Arapçayı müslümanlığın yayıldığı her yerde egemen kılmaya çalışmışlardır Bu eğilim Emeviler döneminde çok güçlenmiş, en büyük devlet başkanları saydıkları Halife Abdülmelik vaktinde, Arap dili İslam İmparatorluğunun resmi dili yapılmıştır Kutsallaştırılan Arap dili etkisi ile kimi uluslar, örneğin Mısır Kıptileri, Irak Aramileri ve Kuzey Afrika Berberileri, tümden Araplaşmışlardır Bu Arada birtakım Türk boylarından Arap bölgelerine gidenler, mesela Suriyeye dışarı giden Türkler, dillerini unutarak Arapça konuşmaya başlayıp Araplaşmışlardır Müslümanlığı benimseyerek Arap kültürü etkisine giren başka soydan bilginler, İslam Dünyasının bilim dili durumuna getirilen Arapçaya hizmet etmeye başlamışlardır Ünlü Türk filozofu Farabi (870950), Yunanca felsefe terimlerine Arapça karşılıklar türetmiştir
Türkler, müslümanlığı benimsemeye başladıkları ilk yıllarda, din terimlerini Arapça veya Farsçadan almaya fazla cereyan göstermemişlerdir Çünkü daha önce benimsedikleri Zerdüşt ve Mani dinlerinde İslam dininin kavramlarının birçoğuna karşıgelen din terimlerine Türkçe karşılık türetmişlerdi X yüzyılda Karahanlılar döneminde üretilmiş Kuran çevirisinde din terimleri öz Türkçedir Bu çeviride, Kuran'da bulunan 2500 dolayındaki sözcükten yalnızca 9 adam başına Türkçe karşılık türetilmemiştir *