Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Türk Dil Kurumu Tarihçe

Türk Dil Kurumu Tarihçe

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Türk Dil Kurumu Tarihçesi




Türk Dil Kurumu, Türk Dili Muayene Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulmuştur Cemiyetin kurucuları, tümü de milletvekili ve dönemin meşhur edebiyatçıları olan Sâmih Rif'at, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir Kurumun ilk başkanı Sâmih Rif'at'tır Türk Dili Muayene Cemiyetinin amacı, Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana içeri almamak, onu yeryüzü dilleri aralarında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmekolarak tespit edilmiştir Atatürk'ün sağlığında, 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda ayrıca Kurumun yönetim organları seçilmiş, ayrıca dil politikası belli, keza de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır 26 Eylül5 Ekim 1932 tarihleri aralarında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun LügatIstılah, DilbilgisiSentaks, Derleme Eser, LenguistikFiloloji, Etimoloji, Yayınlamaadları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir Sonraki kurultaylarda bu kollardan bazıları bölünmüş, bazıları tekrar birleştirilmiş; fakat belli başlı çatı değiştirilmemiştir 1934'te yapılan kurultayda Cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olmuştur
Türk Dil Kurumu başlangıçtan beri çalışmalarını iki belli başlı mil üstünde yürütmüştür:
1 Türk dili üzerinde incelemeler gerçekleştirmek, yaptırmak;
2 Türk dilinin aktüel sorunlarıyla ilgilenerek çözüm yolları bulmak
Atatürk'ün kendisi de Türk dili üzerindeki yerli ve tanıdık olmayan araştırmaları bana kalırsa inceleyerek, dönemindeki bilginleri Türk dili üstünde incelemeler yapmaya yönlendirmiştir Nitekim Türk dilinin en eski anıtları olan Göktürk (Runik) yazılmış metinlerin ilk iki cildi onun sağlığında yayımlanmış; 1940'larda yayın hayatına çıkabilen Divanü Lügati'tTürk, Kutadgu Bilig gibi eserler üzerinde de yeniden onun sağlığında çalışılmaya başlanmıştır sonra çoğu cilt hâlinde ortaya çıkacak olan Tarama ve Derleme Eser Sözlüğü'yle ilgili araştırmalar da Atatürk'ün sağlığında başlamıştır Tarama Sözlüğü, 13 yüzyılda başlayan Batı Türkçesinin eski eserlerinin taranmasıyla; Derleme Sözlüğü, Anadolu ağızlarında kullanılan kelimelerin derlenmesiyle oluşturulmuş büyük sözlüklerdir Çağdaş Türkçenin grameri, sözlüğü, imlâsı ve terimleriyle ilgili araştırmalar da Atatürk göre ilgiyle izlenmiştir
Türk Dil Kurumunun kuruluşuyla birlikte çağdaş Türkçede çok seri bir arılaştırma akımı da başlamıştır Şahsen Atatürk'ün öncülük ettiği, Türk dilinin yabancı kökenli sözlerden temizlenmesi akımı 1935 güzüne kadar sürmüş; halkın diline girip kurulmuş kelimelerin dilden atılması işleminden bu tarihte vazgeçilmiştir Atatürk'ün ölümünden sonradan öz Türkçe akımı Türk aydınları arasında kesintisiz tartışılan bir konu olmuş ve bilhassa 1960'tan daha sonra Türk Dil Kurumu bu akımın öncülüğünü yapmaya devam etmiştir 1980'den sonradan tartışmalar durulmuş, bilimsel incelemeler hız kazanmıştır
Atatürk, ölümünden kısa bir süre önce yazdığı vasiyetname ile mülk varlığını Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumuna bırakmıştır Bu iki kurumun bütçesi bugün de Atatürk'ün mirasından karşılanmaktadır Bu miras bugün Türkiye'nin en büyük bankalarından biri olan Türkiye Iş Bankası sermayesinin %28,9'unu oluşturmaktadır
Türk Dil Kurumunun yapısıyla ilgili ilk kayda değer değiştirme 1951 yılındaki doğaüstü kurultayda yapılmıştır Atatürk'ün sağlığında Millî Eğitim Bakanının Kurum başkanı olmasını sağlayan tüzük maddesi 1951'de değiştirilmiş; böylece Kurumun devletle bağlantısı koparılmıştır İkinci kayda değer yapı değişikliği 19821983 yıllarında gerçekleştirilmiştir 1982'de kabul edilen ve şimdi da yürürlükte olan Anayasa ile Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, bir Anayasa kuruluşu olan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu çatısı altına gücenmiş; bu nedenle devletle olan bağlar yeniden ve daha şiddetle kurulmuştur
Atatürk, 1 Kasım 1936'da Türkiye Büyük Halk Müziği Meclisinin V dönem 2 yasama yılını açış konuşmasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun geleceği ile ilgili dileklerini şu sözlerle dile getirmişti:
Başlarında kıymetli Eğitim Bakanımız yer alan, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunun her gün yeni gerçek ufuklar açan, ciddî ve sürekli çalışmalarını iltifat ile anmak isterim Bu iki ulusal kurumun, tarihimizin ve dilimizin, karanlıklar içinde unutulmuş derinliklerini, dünya kültüründe başlangıcı temsil ettiklerini, kabul edilebilir bilimsel belgelerle ortaya koydukça, yalnız Türk ulusunun yok, tüm bilim dünyasının ilgisini ve uyanmasını sağlayan, tanrısal bir tahsis yapmakta olduklarını güvenle söyleyebilirim (Alkışlar)Tarih Kurumunun Alacahöyük'te yaptığı kazılar sonucunda, ortaya çıkardığı beş bin beş yüz yıllık maddî Türk tarih belgeleri, dünya kültür tarihinin yeni bitmiş incelenmesini ve derinleştirilmesini gerektirecektir Birçok Avrupalı bilim adamının katılması ile toplanan son Dil Kurultayının aydınlık sonuçlarını görmekle fazla mutluyum Bu milli kurumların eksik zaman içinde ulusal akademilere dönüşmesini dilerim Bunun için, işine düşkün tarih, dil ve bilim adamlarımızın, bilim dünyasınca tanınacak orijinal eserlerini görmekle mutlu olmanızı dilerim


Atatürk'ün bu dileği dikkate alınarak her iki kurum da bu nedenle akademik bir yapıya kavuşturulmuştur
Bugün Türk Dil Kurumu, 20'si Yüksek Öğretim Kurumu; 20'si Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yüksek Kurulu göre seçilen 40 esas üyeye sahiptir Üyelerin büyük çoğunluğu Türk üniversitelerinde çalışan Türkologlardır Başbakanın önerisiyle Cumhurbaşkanınca tayin edilen Kurum Başkanı ve 40 başlıca üye Bilim Kurulunu oluşturur Kurumun bilimsel çalışmaları bu komite tarafından plânlandığı gibi idare işlerini üstlenen Yürütme Kurulu ile bilimsel çalışmaları yürüten Kol ve Komisyonların üyeleri de bu komite tarafından seçilir
Bilimsel çalışmaları yürüten kollar şunlardır:

1 Sözlük Bilim ve Tatbik Kolu,
2 Gramer Bilim ve Başvuru Kolu,
3 Dil Bilimi Bilim ve Tatbik Kolu,
4 Terim Bilim ve Dilekçe Kolu,
5 Ağız Araştırmaları Bilim ve Tatbik Kolu,
6 Kaynak Eserler Bilim ve Tatbik Kolu
Türkiye Türkçesinin modern sözlüğünü sürekli geliştirerek yayımlayan ve Genel Ağ ortamında sürekli güncelleyen Türk Dil Kurumu, Yazım Kılavuzu'nu 2000 yılında yayımlamış olup, 2004 yılında İlköğretim Okulları için Yazım Kılavuzu' nu yayımlamıştır 1998 yılı içinde 9 baskısı çıkmış olan Türkçe Sözlük'te 75000 civarında sözcük yer almıştır
Son dönemde, yılda 3040 bilimsel eseri yayın dünyasına kazandıran Türk Dil Kurumunun üç süreli yayını da bulunmaktadır Güncel dil konularını ve geniş kitlenin anlayacağı dilde yazılı araştırmaları içine alan Türk Dili dergisi ayda bir yayımlanmaktadır Altı ayda bir yayımlanan Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi; Kazak, Kırgız, Tatar vb Türk topluluklarının dil ve edebiyatlarıyla ilgili araştırmalara yer verir Türk Dili Araştırmaları YıllığıBelleten ise tamamen bilimsel araştırmaları içine alır ve yılda bir sayı yayımlanır
Türk Dil Kurumunda derhal, üç proje yürütülmektedir:


1 Türklük Bilimi (Türkoloji) Alanında Yabancıların Eserlerinin Türkçeye Çevrilmesi Projesi,
2 Türk Dünyası Destanlarının Tespiti, Türkiye Türkçesine Aktarılması ve Yayımlanması Projesi,
3 Mühendislik Terimleri Sözlüğü Projesi
Kurumumuzun biten projeleri ise şunlardır:

1 Türkiye Türkçesi Sözlükleri Projesi,
2 Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri ve Şiveleri Sözlüğü ve Grameri Saha Araştırması Projesi,
3 Türkiye Türkçesi ve Tarihî Devirler Yazı Dilleri Grameri Projesi,
4 Göktürk (Runik) Yazılı Doküman, Yazıt ve Anıtların Albümü Projesi
Türk Dil Kurumu 800'e ulaşan yayını, 40 Bilim Kurulu üyesi, 17 uzmanı, 56 çalışanı ve zengin bir araştırma kütüphanesiyle Türkiye'nin saygın bilim kuruluşlarından biri olarak çalışmalarını sürdürmektedir *
 
858,505Konular
982,765Mesajlar
33,064Kullanıcılar
kazimdemirSon üye
Üst Alt