nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım
Hatta babanım bile anahtarı yoktu Annem evimizin bir parçası gibiydi,her zaman evdeydi
Heryere birlikte giderdik, zaten pek fazla da gidilecek bir yer yoktu ancak
En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı
Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani
Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüye yürüye gelirdik
Servis falan yoktu Ayakkabılarımız eskirdi
Hatta o kadar olurdu ancak; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle bizlere ekmek
arası bir şeyler hazırlar gönderirdi
Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi Susayınca girer evlerine su içerdik
ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz benzer bardaktan kana kana içerdik
Kısacacı evine girip gelen ( oysa yalnızca çişi gelen giderdi evine ) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi
Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi
Bu ara sıra bir kurabiye bazen bir meyve olurdu
Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık
Çok ilginç lakin kimse almazdı Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi
Fikir kaldırırlar, tartışma edince barıştılırdık Polisler gelmezdi
kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı
Daha Sonra kavgalarımız da o kadar ustura, falçata ile olmaz, onlar nedir
bilmezdik bile, katiyen kanla falan da bitmezdi, azami saçlarımızdan
çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, tekrar oyuna dalardık
Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık
Bilye oynamaktan parmaklarımız kanar gerçi mikrop kapmazdık
Azarlama işitip, acillere taşınmazdık Düşerdik ekmek çiğner basarlardı
alnımıza, oyuna devam ederdik Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik
Ben bizim çocukluğumuzu fazla özledim
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sözde Komşumu tanımıyorum ama evinin camında,
temizliğe gelen kadını haftada bir görür basit gelsin der konuşurum
Onun dıştan orada kim oturur hiç bilmem
Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç kuruş
hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri
Evlerimiz var içinde yaşayan değil Parklarımız var içinde oynayan çocuk değil
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl
vitrinler, girip çıkan yapay millet
Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz
Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara büyükbaba, nene diye
hatırını soran çocuklarımız yok oldu
Ben kapılarında ' vale ' lerin, ' bady ' lerin beklediği yerlerden hep
korkmuş çekinmişimdir
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği
arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine saptamak zıt gelir bana
Benim değildir bu kültür
Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder
Nedir bunlar?
Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş millet olduk
Birbirimize tanıdık olmayan, yalnızlıklarımızla yaşar olduk
İyi de niçin böyle olduk ?
Biz mi istemiştik?
Yoksa adalet mı ettik?
Yazarı :Saime Eren
SEShttp:wwwfiledencomfiles2008641944322huzunsesimp3SES
*
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım
Hatta babanım bile anahtarı yoktu Annem evimizin bir parçası gibiydi,her zaman evdeydi
Heryere birlikte giderdik, zaten pek fazla da gidilecek bir yer yoktu ancak
En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı
Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani
Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüye yürüye gelirdik
Servis falan yoktu Ayakkabılarımız eskirdi
Hatta o kadar olurdu ancak; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle bizlere ekmek
arası bir şeyler hazırlar gönderirdi
Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi Susayınca girer evlerine su içerdik
ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz benzer bardaktan kana kana içerdik
Kısacacı evine girip gelen ( oysa yalnızca çişi gelen giderdi evine ) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi
Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi
Bu ara sıra bir kurabiye bazen bir meyve olurdu
Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık
Çok ilginç lakin kimse almazdı Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi
Fikir kaldırırlar, tartışma edince barıştılırdık Polisler gelmezdi
kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı
Daha Sonra kavgalarımız da o kadar ustura, falçata ile olmaz, onlar nedir
bilmezdik bile, katiyen kanla falan da bitmezdi, azami saçlarımızdan
çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, tekrar oyuna dalardık
Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık
Bilye oynamaktan parmaklarımız kanar gerçi mikrop kapmazdık
Azarlama işitip, acillere taşınmazdık Düşerdik ekmek çiğner basarlardı
alnımıza, oyuna devam ederdik Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik
Ben bizim çocukluğumuzu fazla özledim
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sözde Komşumu tanımıyorum ama evinin camında,
temizliğe gelen kadını haftada bir görür basit gelsin der konuşurum
Onun dıştan orada kim oturur hiç bilmem
Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç kuruş
hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri
Evlerimiz var içinde yaşayan değil Parklarımız var içinde oynayan çocuk değil
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl
vitrinler, girip çıkan yapay millet
Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz
Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara büyükbaba, nene diye
hatırını soran çocuklarımız yok oldu
Ben kapılarında ' vale ' lerin, ' bady ' lerin beklediği yerlerden hep
korkmuş çekinmişimdir
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği
arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine saptamak zıt gelir bana
Benim değildir bu kültür
Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder
Nedir bunlar?
Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş millet olduk
Birbirimize tanıdık olmayan, yalnızlıklarımızla yaşar olduk
İyi de niçin böyle olduk ?
Biz mi istemiştik?
Yoksa adalet mı ettik?
Yazarı :Saime Eren
SEShttp:wwwfiledencomfiles2008641944322huzunsesimp3SES
*