iltasyazilim
FD Üye
Değerli kardeşlerimiz;
Tevhit inancı: Bütün kâinatın yaratıcısı olan Allah’ın bir tek ilah olduğuna, onun ne zatında, ne fiillerinde, hiçbir ortağı olmadığına iman etmek anlamına gelir
Tevhit inancının sağlam bir zemine oturtulması, tevhit anlayışının değişik yönlerden doğru algılanmasına bağlıdır Aksi takdirde, “Allah’ın zatında şeriki yok deyip de, ibadete layık tek hak mabut olduğunu ifade eden ilahlığında veya fiilî icraatlarında bu tevhidi zedeleyecek düşünce ve eylemelere girmek hakikî tevhit anlayışıyla bağdaşmaz Bu tür yanlışların önüne geçmek için, İslam alimleri Kur’an ve Sünnetin ışığında konuyu daha da açmak, detaylandırmak ve açıklamak üzere tevhit hakikatini değişik yönlerden ele almış ve farklı taksimata tabi tutmuşlardır Bunların bir özetini maddeler halinde sunmaya çalışacağız:
a Kâinatın Rabbi olmakla onun hak mabuduİlahı olmak arasındaki bağlantıyı gösteren taksimat:
Tevhidi Rububiyet:
İlk defa Fatiha Suresi'nde yer alan “Rabbu’lâlemîn vasfı, Allah’ın kâinatın tek sahibi, bütün varlıktaki mülkün mutlak maliki, her şeyin tek yaratıcısı, yegâne iradecisi olduğunu ifade etmektedir Bu anlayış, hakikî tevhit dersini verip, varlıkta ne varsa deyim yerindeyse iğneden ipliğe her şeyin yegâne yaratıcısının Allah olduğunu gösterir
Tevhidi Üluhiyet:
Bütün varlıkta, ibadet edilmeye layık yegâne mabut ve ilah Allah olduğunu ilan eden bu kavram da ilk defa Fatiha Suresi'nde “İyyake nabudu ifadesiyle insanlığa ders verilmiştir “Yalnız sana ibadetkulluk ederiz manasına gelen “İyyake nabudu ifadesindeki hitap, “Rabbu’lâlemîn olan Allah’a ait olduğu için, bu iki tevhit bağlantısı da açıkça söz konusu edilmiştir Bu bağlantının özeti şudur: Tek başına bütün kâinatı yaratan kim ise, bütün varlığın gerçek mabudu da odur Bunun mefhumu muhalifi şudur: Tek başına bütün kâinatı yaratamayan gerçek mabut olamaz
b Düşünce ve söz planında tevhit inancına sahip olmakla, davranış ve fiiliyat planında tevhit inancına sahip olmak arasındaki zorunlu bağlantıyı gösteren taksimat:
Tevhidi Akval:
Düşünceve sözlü Tevhit anlayışı, İslam Dini'ne girmenin olmazsa olmaz şartıdır Allah tek yaratıcıdır, yegâne mabuttur İhlas Suresi, bu tevhidi ders vermektedir
Tevhidi Efal:
Diliyle Allah’ın birliğini ilan eden, onun yegâne yaratıcı ve mabut olduğunu savunan kimse, eğer fiil ve davranış biçimiyle de bu inancını pekiştirmezse gerçek muvahhit olamaz Fiilleriyle sözlerini tekzip eden kimsenin tevhit anlayışında sakatlık var demektir Bu tevhit anlayışını da Kâfirun Suresi ders vermektedir
c Bunların dışında “Tevhidi Kayyûmiyyet, Tevhidi Sermedîyet, Tevhidi Celâlgibi daha başka tevhit çeşitlerine de yer verilmiştir Bunların bir özetini Risalei Nur’da görmekteyiz
Risalei Nur'da İhlâs Sûresi'nin tevhid açısından yapılan kısa bir tefsiri özetle şöyledir:
Sûrenin birinci cümlesinde yer alan hüvedeki karinesiz işaretin gösterdiği itlak, bir ta'yini, o da teayyünü gösterir Bu ise tevhîdin şühûd mertebesine işarettir(SözlerLemeât)
Yani: İhlâs Sûresi'nin ilk cümlesi Kul hüvenin anlamı: De ki: O'durşeklindedir Her zamirin mutlaka bir mercii vardır Buradaki merci, açık olarak ifade edilmeyip, mutlak bırakılmıştır Bu makamda mutlak bırakılan zamirin mercii ancak bir mutlak varlık olabilir Mutlak bir varlık Allah'tan başkası olmadığına göre, buradaki mutlak zamirin mercii de ancak O'na ait olup, O'nu gösterebilir İtlakta ta'yin ve tayinde de taayyün'ün mânâsı budur
İkinci cümle, Tevhidi Ülûhiyeti gösteriyor Üçüncü cümle, Tevhidi Rubûbiyyet ve Tevhidi Kayyûmiyyete işaret ediyor Dördüncü cümle, Tevhidi Celâli ihtiva etmektedir Beşinci cümle, Tevhidi Sermedîye işarettir Altıncı cümle, Tevhîdi Câmi'i, ihtiva etmektedir Ne zâtında nazîri, ne ef'âlinde şerîki ve ne de sıfatında şebîhi vardır (agy)
Bilindiği gibi İhlâs Sûresi'nin altı cümlesi vardır ve meâlleri şöyledir:
1 De ki: O, (Allah)'dır 2 Allah birdir 3 Allah Sameddir 4 O doğurmamıştır 5 Ve doğmamıştır 6 O'nun hiç bir dengi yoktur
Bediüzzaman, bir değerlendirmesinde altı cümleden ibaret olan bu İhlâs Sûresi'nin;
Yedi çeşit şirki (Üzeyirperestlik, İsaprestlik, melekperestlik, akılperestlik, esbabperestlik, yıldızperestlik, sanemperestlik gibi putperestlikleri) reddeden ve;
tevhidi şuhud (görünen her şeyde Allah’ın birliğinin görülmekte olduğunu ifade eder),
tevhidi ulûhiyet,
tevhidi rubûbiyyet,
tevhidi kayyûmiyet (her varlık başkasına muhtaç olmasıyla, kendisini ayakta tutan Allah’ın birliğine şahadet etmekte olduğunu ifade eder),
tevhidi celâl (bütün varlıklar, mahiyeti itibariyle âciz, fakir, güçsüz olmasına rağmen taşıdığı güç ve izzet bu tevhide işaret eder),
tevhidi sermediyyet (her şeyinde, her işinde muhtaç olan yaratıkların ihtiyaçlarının giderilmesi, bu tevhide işaret eden bir dildir)
ve tevhidi câmi (gibi, bunun anlamı şudur; Allah’ın ne zâtında nazîridengi, ne ef'âlinde şerîkine fiillerinde ortağı ve ne de sıfatında şebîhibenzeri vardır) gibi tevhidin yedi mertebesini gösterdiğini ifade etmiştir (agy)
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Tevhit inancı: Bütün kâinatın yaratıcısı olan Allah’ın bir tek ilah olduğuna, onun ne zatında, ne fiillerinde, hiçbir ortağı olmadığına iman etmek anlamına gelir
Tevhit inancının sağlam bir zemine oturtulması, tevhit anlayışının değişik yönlerden doğru algılanmasına bağlıdır Aksi takdirde, “Allah’ın zatında şeriki yok deyip de, ibadete layık tek hak mabut olduğunu ifade eden ilahlığında veya fiilî icraatlarında bu tevhidi zedeleyecek düşünce ve eylemelere girmek hakikî tevhit anlayışıyla bağdaşmaz Bu tür yanlışların önüne geçmek için, İslam alimleri Kur’an ve Sünnetin ışığında konuyu daha da açmak, detaylandırmak ve açıklamak üzere tevhit hakikatini değişik yönlerden ele almış ve farklı taksimata tabi tutmuşlardır Bunların bir özetini maddeler halinde sunmaya çalışacağız:
a Kâinatın Rabbi olmakla onun hak mabuduİlahı olmak arasındaki bağlantıyı gösteren taksimat:
Tevhidi Rububiyet:
İlk defa Fatiha Suresi'nde yer alan “Rabbu’lâlemîn vasfı, Allah’ın kâinatın tek sahibi, bütün varlıktaki mülkün mutlak maliki, her şeyin tek yaratıcısı, yegâne iradecisi olduğunu ifade etmektedir Bu anlayış, hakikî tevhit dersini verip, varlıkta ne varsa deyim yerindeyse iğneden ipliğe her şeyin yegâne yaratıcısının Allah olduğunu gösterir
Tevhidi Üluhiyet:
Bütün varlıkta, ibadet edilmeye layık yegâne mabut ve ilah Allah olduğunu ilan eden bu kavram da ilk defa Fatiha Suresi'nde “İyyake nabudu ifadesiyle insanlığa ders verilmiştir “Yalnız sana ibadetkulluk ederiz manasına gelen “İyyake nabudu ifadesindeki hitap, “Rabbu’lâlemîn olan Allah’a ait olduğu için, bu iki tevhit bağlantısı da açıkça söz konusu edilmiştir Bu bağlantının özeti şudur: Tek başına bütün kâinatı yaratan kim ise, bütün varlığın gerçek mabudu da odur Bunun mefhumu muhalifi şudur: Tek başına bütün kâinatı yaratamayan gerçek mabut olamaz
b Düşünce ve söz planında tevhit inancına sahip olmakla, davranış ve fiiliyat planında tevhit inancına sahip olmak arasındaki zorunlu bağlantıyı gösteren taksimat:
Tevhidi Akval:
Düşünceve sözlü Tevhit anlayışı, İslam Dini'ne girmenin olmazsa olmaz şartıdır Allah tek yaratıcıdır, yegâne mabuttur İhlas Suresi, bu tevhidi ders vermektedir
Tevhidi Efal:
Diliyle Allah’ın birliğini ilan eden, onun yegâne yaratıcı ve mabut olduğunu savunan kimse, eğer fiil ve davranış biçimiyle de bu inancını pekiştirmezse gerçek muvahhit olamaz Fiilleriyle sözlerini tekzip eden kimsenin tevhit anlayışında sakatlık var demektir Bu tevhit anlayışını da Kâfirun Suresi ders vermektedir
c Bunların dışında “Tevhidi Kayyûmiyyet, Tevhidi Sermedîyet, Tevhidi Celâlgibi daha başka tevhit çeşitlerine de yer verilmiştir Bunların bir özetini Risalei Nur’da görmekteyiz
Risalei Nur'da İhlâs Sûresi'nin tevhid açısından yapılan kısa bir tefsiri özetle şöyledir:
Sûrenin birinci cümlesinde yer alan hüvedeki karinesiz işaretin gösterdiği itlak, bir ta'yini, o da teayyünü gösterir Bu ise tevhîdin şühûd mertebesine işarettir(SözlerLemeât)
Yani: İhlâs Sûresi'nin ilk cümlesi Kul hüvenin anlamı: De ki: O'durşeklindedir Her zamirin mutlaka bir mercii vardır Buradaki merci, açık olarak ifade edilmeyip, mutlak bırakılmıştır Bu makamda mutlak bırakılan zamirin mercii ancak bir mutlak varlık olabilir Mutlak bir varlık Allah'tan başkası olmadığına göre, buradaki mutlak zamirin mercii de ancak O'na ait olup, O'nu gösterebilir İtlakta ta'yin ve tayinde de taayyün'ün mânâsı budur
İkinci cümle, Tevhidi Ülûhiyeti gösteriyor Üçüncü cümle, Tevhidi Rubûbiyyet ve Tevhidi Kayyûmiyyete işaret ediyor Dördüncü cümle, Tevhidi Celâli ihtiva etmektedir Beşinci cümle, Tevhidi Sermedîye işarettir Altıncı cümle, Tevhîdi Câmi'i, ihtiva etmektedir Ne zâtında nazîri, ne ef'âlinde şerîki ve ne de sıfatında şebîhi vardır (agy)
Bilindiği gibi İhlâs Sûresi'nin altı cümlesi vardır ve meâlleri şöyledir:
1 De ki: O, (Allah)'dır 2 Allah birdir 3 Allah Sameddir 4 O doğurmamıştır 5 Ve doğmamıştır 6 O'nun hiç bir dengi yoktur
Bediüzzaman, bir değerlendirmesinde altı cümleden ibaret olan bu İhlâs Sûresi'nin;
Yedi çeşit şirki (Üzeyirperestlik, İsaprestlik, melekperestlik, akılperestlik, esbabperestlik, yıldızperestlik, sanemperestlik gibi putperestlikleri) reddeden ve;
tevhidi şuhud (görünen her şeyde Allah’ın birliğinin görülmekte olduğunu ifade eder),
tevhidi ulûhiyet,
tevhidi rubûbiyyet,
tevhidi kayyûmiyet (her varlık başkasına muhtaç olmasıyla, kendisini ayakta tutan Allah’ın birliğine şahadet etmekte olduğunu ifade eder),
tevhidi celâl (bütün varlıklar, mahiyeti itibariyle âciz, fakir, güçsüz olmasına rağmen taşıdığı güç ve izzet bu tevhide işaret eder),
tevhidi sermediyyet (her şeyinde, her işinde muhtaç olan yaratıkların ihtiyaçlarının giderilmesi, bu tevhide işaret eden bir dildir)
ve tevhidi câmi (gibi, bunun anlamı şudur; Allah’ın ne zâtında nazîridengi, ne ef'âlinde şerîkine fiillerinde ortağı ve ne de sıfatında şebîhibenzeri vardır) gibi tevhidin yedi mertebesini gösterdiğini ifade etmiştir (agy)
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız