Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

TaŞlaŞan Şehİr Halki :pompeİ

TaŞlaŞan Şehİr Halki :pompeİ
0
56

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
TaŞlaŞan KENT Halki :pompeİ italya pompei şehri pompei şehri italya pompeyin pompeo halkı pompeo İÖ 79 yılında Vezuv yanardağından yükselen dumanlar birkaç saat içinde Pompei kentini büyük bir mezarlığa dönüştürdü İki yüz bini aşkın insan yok oldu Ahali lavların içinde kavrulup iki bin yıl baştan başa taşlaşmış bir halde kaldılar Pompe’indeki rahat düzeyinin tekrar yakalanması için 1900 sene daha ummak gerekecekti İtalyada’daki Pompei, Napoli’nin 25 kilometre değin uzağındaydı 1711 yılında bir İtalyan köylüsünün bağda bir çukur kazarken rastladığı duvar, 1700 sene her tarafında toprak altında uyuyan bir medeniyetin ortaya çıkmasını karşılayan birincil ipucuydu Venüz yanardağındaki püskürme iki gün sürdü Pompei bu iki gün sonunda 67 metre derine gömülmüştü Batık kentinin diğer kısımları da XVI yy’ın ikinci yarısında bölgeye bir su kanalı yapmak üzere gelen mimar Bomenico Fontana tarafından keşfedildi Ilk kazılar 1709’da Herculaneum’da başladı 1’ta kazının yönetimi İtalyan kazıbilimci Fioreki’ye verildi Uzun araştırmalar sonucunda,kentin yedi kapısı, güneydoğu kuzeybatı yönündeki belli başlı caddesi ve diğer kayda değer caddeleri, çok sayıda ev ve casalar (yüksek sınıf evleri),şehir duvarları ortaya çıkarıldı Dünya bugüne kadar böyle bir felaketi ne duymuş ne de görmüştü Dönemin en güzel evlerini, eşyalarını ve sanat eserlerini bünyesinde barındıran Pompei, dakikalara sığabilecek bir süre diliminde yerle bir olmuştu Akdeniz’in hafif deniz rüzgarlarını bölge bu sevimli şehir halkı , karşısında yer alan Capri adası gibi cennetten bir köşeydi hemen hemen Roma’nın bütün zengin, aristokrat ve nufuzlu insanları Pompei’ne yerleşmeye başlamışlardı Pompei’nin birkaç binlik nufusu kısa zamanda yüzbinleri aşmıştı Kent, güzelliğinin yanına bir ağlence ve kumar merkezi durumundaydı Pompei şehri Vezuv yanardağının eteğinde, Napoli körfezi yakınlarında, eski bir lav tabakasının üzerine İÖ beşbin yıllarında kurulmuştu Şehrin lavlar aşağı kalmasından 159 sene önce Romalılar’a geçmişti Pompei’i sekiz kapılı büyük bir duvar çeviriyordu Şehir Halki gece gündüz gelen tüccarlarla dolup taşıyordu Her kapı iki kapı şeklinde inşaa ediliyor, insanların ve hayvanların gitmesi için farklı meren ve kapılar bulunuyordu Sokakalar daha önce ancak patlamalarda şehrin dört bir yanına savrularak donmuş lav tabakalarıyla döşenmişti Bu sokaklardaki araba tekerleklerinin izi bügün bile görülebilmektedir Şehrin ortasındaki Forum’da her hafta ayrıbir davet düzenleniyor; düzenlenen eğlenceler kimi süre bir kölenin diğer bir köleyle ya da bir arslanla ölümüne dövüşmesi biçiminde oluyordu İnsanların ve hayvanların vefat çığlıkları Pompei halkının gözünü daha da karartıyor beğeni ve bağırışlarını daha da artırıyordu Vahşetin her türlüsü Forum’da Pompeililer’e sergileniyor; Pompei’nin en kayda değer binaları bu yüzden Forum meydanına bakıyordu Bunlar aralarında iki tiyatro binası, bir gladyöter alanı, hamamlar,tapınaklar vardı Şehrin ikliminin,manzaralarının güzelliği, birçok zengin Romalı’nın burada yerleşmesine ,fazla süslü evler,köşkler yaptırmasına yol açmıştı Buranın esas gelirini ise şarap ve yağ ticareti uluşturuyordu Antik kent İÖaltıncı yüzyılda Osk’lar tarafından kuruldu İÖ 89 yılında Romalılar tarafından işgal edilerek koloni haline getirildi İÖ I Yyda Romalılar şehri gelince Pompei eşi güya görülmemiş bir gösteri merkezi haline getirdiler Yapılan kazılardan anlaşıldığına göre zenginliğin ve debdebenin akılalmaz boyutlara yükseldiği Pompei, günden güne gayrı ahlaki bir duruma giriyor, şehrin her köşesinde fuhuş evleri tepe gösteriyordu Forum, tapınaklar, tiyatrolar, amfitiyatrolar, bazilikalar caddeler,atölyeler,kenar mahalleler, bu mahallelerin dükkanları ve minik karanlık hamamları,meyhaneler, çamaşırhaneler,darı öğütmek için kullanılan değirmenler,fırınlar,evlerin ve hamamların ısıtma sistemleri, kumarhaneler, batakhaneler,hanlar, şehri gezenler kadar bugün bile ayrım edilebiliyor Duvarlardaki seçim sloganları, tiyotra oyunlarının ilanları, kentin hemencecik dışındaki ufak hanlar, geceyi burada geçirenlerin duvarlara yazdığı yazılar ve çizdiği resimler de rahatlıkla görülebiliyor Ve sonunda da, kenti baştanbaşa kaplayan lavlardan kaçmaya çalışan insan ve hayvanların vucutlarıyla yüzyüze geliniyor Burada tarihin en trajik olaylarından birine tanık oluyorsunuz Bir yanda soyluların görkemli villaları, öteki yanda hizmetçi ve kölelerin fakir evleri VE KIYAMET KOPUYOR Vezuv yanardağı Ağustos ayında büyük bir gürültüyle patladı Kimsenin farkında olmadığı bir sırada havadan, taşlar, kaya parçaları ve dargın lavlar yağmaya başladı 200000 civarındaki Pompei halkı ne yapacağını şaşırdı Panik sırasında hiç kimsenin aklına ihtiyarları,sakatları, hastaları kurtarmak gelmiyor, herkes sadece kendini düşünüyordu Yer yer kalınlığı üç dört metreye varan küller,kükürtsü buharlar insanı hareket edemez ülkü getiriyordu Şarap pazarında toplanan halk gerçekleşen buhran sonucu ağırlıkların aşağıda kalıp öldüler İki gün süren dehşet patlamalar sonunda büyük kasaba, kalınlığı yer yer sekiz metreyi bulan lavların aşağıda kaldı Etnograf Prof Carlo Giardano, yetmiş dokuz yılının 24 Ağustos günü saat on üçte Pompei’de olup bitenleri bakın nasıl anlatıyor: ‘O gün öğle vakti volkanın ağazından ani olarak yükselen bir kül bulutu birkaç saat içerisinde tüm Pompei kaplayıvermişti Böylece kent fazla uzun bir sükunet uykusuna girdi Şehrin uykusu, taşları,eşyaları ve sanat eserlerini her yerde hayata kavuşturan kazılara kadar yüzyıllar boyu sürdü Burada yaşayan binlerce insanın tehlikenin bu dek yakınında oldukları halde tedbirsiz avlanmış olmaları o tarihlerde Vezüv’ün bambaşka bir görünüm altında olmasından ileri gelmiştir Yamaçları meşhur politikacıların villalarıyla süslü olan Vezüv,bağlar, bahçelerle cepheli ormanlık bir yerdi Napoli körfezine, Capri adasına baktığı için aralıksız deniz kokulu esintiler altındaydı Tepesindeki kalkerleşmiş taşlardan başka eski zamanların dramlarını hatırlatan herhangi bir hali yoktu Ama daha önceleri Vezüv’de yine bir püskürme olmuştu Lakin o tarihlerde yeryüzünde hiçbir insan yaşamıyordu Bu püskürmeyi çok daha sonra Yunan çoğrafyacısı Strabon, kraterleri tahlil etmek suretiyle keşfetmişti Ama bundan bahsetmemeyi yerinde bulmuştu Hoş söyleseydi de ona kimse inanmazdı Çünkü insanların gözü para ve zevkten diğer bir şey görmüyordu Şu var ki İÖ 62’de meydana gelen ve şehri derhal tamamıyla yıkan bir deprem zeka bu felaketin habercisi sayılabilirdi Zelzeleler de o kadar sık oluyordu ama bundan böyle Pompei halkı bunlara alışkın önemsememeye başlamıştı DEĞIL OLDUĞU GÜN İÖ 79’da Vezüv yanardağından dumanlar yükselmeye başladı Bir patlama olacağını analayan halk limana dürüst kaçmaya çabaladı Gemilere binebilenler yeniden dönmemek üzere kentten uzaklaşmaya başladılar Sarsıntılar başlayınca yirmi dakikadar süren büyük bir şaşma yaşandı Insanlar paniğe kapıldı ve bir hareketle 600 metre uzaktan olan Sarno nehrinin ağzındaki limana içten atıldılar Belki burada daha öncekiler gibi denize başlatmak muhtemel olabilecekti Ne eyvah fakat bu düşünceye sahip olanların yollarını bir deniz kabarması kesti Dev dalglar bindikleri gemileri birer çöp gibi yukarıya kaldırıyor ve şehrin surlarının içindeki dargın lav denizinin içine içten fırlatıyordu Zaten giderken gökten iri kum taneleri büyüklüğünde fazla kavgalı küçük taşlar yağmaya başlamıştı Anında arkasında da gaz yüklü iri siyah taşlar düşmeye koyuldu Bu sonuncular yere bedel değmez patlıyor ve ilk kayıpların verilmesine sebeb oluyordu Gökyüzü kararmış olduğundan şehirde manzara mesafesi sıfıra düşmüştü Şehrin insanları tesadüfen sağa sola koşup duruyorlardı İçlerinde farkında olan olmadan Vezüv’e dürüst koşanlar bile vardı Kurtuluşu evlerinde görenler volkandan meydana çıkan müthiş sıcaklık yüzünden havadaki oksijenin kısmen gaz karbonik ayla dönüşmesi neticesinde boğuluyorlardı; yahut da evlerinin volkandan fışkıran taşlarla öteki maddelerin ağırlığına dayanamayıp çökmesi neticesinde yok oluyorlardı Yarılmış olan yerden çıkan ağır ve zehirli gazlar bu yarıklara düşmek yada eğmek şansızlığına uğruyanları sonsuz uykularına yolluyordu Daha Sonra art arda Pompei’nin üzerine kavgalı küller yağmaya başladı Ve ilk ölenlerin üstünü yorgan gibi örttü Birkaç saat içinde güzel ve canlı Pompei büyük bir mezarlığa döndü İki yüz bin insan aniden değil oldu Takriben iki bin yıl o görkemli villalar, heykeller,duvar resimleri,mozaikler tapınaklar ve pazarlar dokunulmadan gömülü olarak kaldı Arkeoloklar kenti keşfettiklşerinde son gün,pişmiş ekmeği bile fırında buldular Pompei’nin üzerine düşen dargın küller üç gün siyah bir kar gibi yağmaya devam etti O andan itibaren de Pompei ayrıntılarıyla sessizliğe gömüldü Kazılardan anlaşıldığı kadaryla Pompei halkı art arda gelen öncü minik patlamaları ciddiye almamıştı Pompeililer taş olarak çıkarıldıkları vakit vefat derhal ne yapıyorlarsa o halde bulundular Kimi başını ellerinin arasına alarak biçare bie şekilde lavların karşısına oturmuş,kimi şehrin fuhuş yuvalarında, kimi de çocuklarıyla çarşıda alışveriş yaparken lavların altında kalmışlardı Bir duvarın üzerinde ise bugün de görülebilecek olan Sodom ve Gomore yazısı bulunmaktadır Tarihçilere tarafından Pompei de yaşayan yahudi köleler Pompei’nin bu durumunu görüp Sodom ve Gomore’yi yâd etmek için bu ibareyi yazmışlardı Taşlaşmış halk 1’da İtalyan bilim adamı Giuseppe Fiovelli taşlaşan küllerin arasında bir boşluğa rastlantı edince buraya açılan delikten istikrarsız alçı döktürerek içerideki boşluğun kalıbını çıkardı 19 yy’ın ikinci yarısında Giuseppe Fiovelli’nin başkalığında yapılan kazılarda ilk önce ilmi yöntemler uygulandı aynı zamanda Pompei’de çalışan arkeoloklar lavlar aşağıda kalan insan ve hayvan vucutlarını ortaya çıkarmak için acayip bir yöntem geliştirmişlerdi Sert bir cisimle taşlamış lavla dolgun kabarık yerlere vuruyorlar altta başıboşluk olduğu vakit duyulan ses öbür olduğundan böyle bir yere rastlandığında küçük bir delik açıyorlardıbu delikten içeriye değişken alçı döküp donmasını bekliyorlar daha sonra üst taşlaşmış lav kaldırılıyor ve alçıyla biçimlenen vucut ortaya çıkmış oluyordu Vezüv’ün lavlarından kurtulamayan asiller, köleler, çocuğuna sarılmış annaelr, yaşlılar, gençler, köpekler ve atlar oldukları meydana çıkmışlardı Taşlaşmış insan vucutları,duvar resimleri, mozaikler,mobilyalar ve mutfak eşyaları Napoli’nin ünlü müzesinde hemen sergilenmektedir  
 
858,505Konular
982,805Mesajlar
33,076Kullanıcılar
CvvhvvSon üye
Üst Alt