Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Tarık b ziyadın ispanyayı Fethi (711)

Tarık b ziyadın ispanyayı Fethi (711)

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
müslümanların ispanya ’yı fethi ve ardından gerçekler

Kültürlü Talay


Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
NFKısakürek
1)Sulandırılan Kavramlar: Fetih ve Mücahede
Sekülerizmin ahtapot gibi hemen her sahaya dal budak salması ve maddî menfaatin şaha kalkmasının dokunaklı neticesi olarak milletleri diri tutan birçok kavramlar yarı renk ve muhteva değiştirdi Ya içi boşaltılmış söz salatası haline getirildi ya da yerine nefisleri rahatsız etmeyecek kolay terimler sokuluyor İşte bu kavramlardan ikisi fetih ve mücahededir
Müslümanların İspanya'ya 1293 yıl önce 711 senesinin Temmuz ayında çıkışı, yurdumuzda ilk olarak yıllar önce Ulusal Eğitim Bakanlığınca yayınlanmış İslam Ansiklopedisinde elde etmek üzere birçok ansiklopedi, kaynak, vaaz ve programlarda maalesef istila, uğraş ve despotluk tabirleriyle ele alınmaktadır Burada bunun dökümüne girecek değiliz Halbuki kıymetli okuyucularımızın takdir edeceği gibi istila, bir memleketin tüm değerlerini ayak altına olmak ve sırf kuru leziz üstünlüğünü ortaya belirlemek için ülkeye girmek ve yakıp yıkmaktır Halbuki fetihte açılmak, bir ülkeyi İslâm ’ın adaletine kavuşturmak anlamı yatar Aleyhinde koymamak kaydı ile bütün insanların, inanç sahiplerinin ırzı, malı, canını emniyete alıp, korumak esastır Tarih sayfaları buna şahittir Çaba kelimesi ise hiçbir zaman mücahede kavramının yerini dolduramaz Zira mücadele kavga esasını taşıyan cidal kökünden türemiştir Cihaddan gelen mücahedede ise sırf Allah ’ın emirleri tüm yaşayanlar için hakim olsun diye gösterilen üstün gayret ve cehd vardır Birinde nefsin hırslı arzularını canının istediği biçimde yerine getirmek, diğerinde ise hiçbir avantaj taslamadan ve işkence yapmadan Hakkın emrinin galibiyetini karşılamak esastır Nefislerin yoklama altına alınması ana prensiptir Onun için İspanya'ya müslümanların çıkışı bir fetih, fakat Hıristiyan Avrupa Devletlerinin burayı dünyada yarı görünmeyen bir zulümle geri almaları ise vahşet olmuştur Bu bölge için kiliseler göre hazırlanan ve Batılı yazarlara bol bol kullandırılan, İspanyolca Reconquista (yeniden fetih) kelimesi ise Batının İslam ’a karşısında hiç değişmeyen şark meselesinin bir parçası, peşin hüküm ve kinlerinin bir kılıfıdır (1)
2) Hicret ’in Üzerinden Bir Yüzyıl Geçmeden İspanya ’nın Fethi:
Allah ’ın ulu Resulünün (sav) Mekke'den Medine'ye hicretinin üzerinden bir insan ömrü değin kısa bir müddet oysa geçmiş; koca Arabistan, Afrika ve Asya'nın içlerine kadar uzanan fetih eli nihayet hicretin 79 yılında fatihinin adını taşıyan Cebeli Tarık boğazından İspanya'ya uzanmıştır Fransız yazarı Goye Koskocaman Devletler Karşısında İslamadlı eserinde Batılıların hepsini temsilcilik etmese de bir gerçeği haykırmaktadır: Afrikada İslam ’ın tez yayılmasının sebebi zenciyi istedikleri adalet ve eşitliğe kavuşturacak, onları sihirbazların ve kötü ruhların kâbuslarından kurtaracak yegâne kuvvetin İslam olduğuna inanmalarıdırBu sebepledir oysa, zulüm ve haksızlıkların hükümran olduğu ve her yönden fazla geri olan İber Yarımadası'na müslümanların cihadı yapılmasa ve İslamî eserler Batı dillerine çevirilmese Batılılar hâlâ ortaçağın karanlığında kalacaklardı Onun için İspanya'da o dönemin araştırılması öyle olası değildir
İnsaflı oryantalistlerden John W Draper Batı ülkelerinin acıklı durumuna temas ederken:700 sene sonrasında bile Londra'da bir tek sokak lambası bulunmazken, sonraki uzun asırlar boyu Paris'teki evinin eşiğinden yağmurlu bir günde adımını atan bir Paris'li ayak bileklerine değin çamura batarken, parlak ve pak sokaklarıyla Endülüs kentleri o kadar ileri ve gelişmiş bir görünüş talep ediyordu(2) demektedir
Avrupanın Rönesans ve Reform silkinme hareketini borçlu olduğu müslümanların 781 takvim Endülüs dönemi yalnızca Batıya değil, tüm hafıza ve medeniyet âlemine ışık saçmıştır İnsanı hiçe sayan ve din diye papaz kılıklı birtakım mutaassıp soyguncuların beygir oynattığı o zamanki ortamda Reform hareketi kaçınılmazdı Bu bakımdan Endülüs öncesi İspanya'nın üstün uygarlık eserlerinden bahsetmenin ve savunmanın imkânı yoktur Üzerine güneş batmayan ülke ve kral diye şişirilen Batılı hükümdarlar bile o dönemde yılda pat diye pozitif hamama girince cin çarpacağına inanıyor ve büyük abdestler leğenlerle pencereden sokaklara boşaltılıyordu İspanya ’da hüküm süren Vizigotlar ’da taht kavgaları, toplum içi çatışmalar ve yahudileri zor kullanarak hıristiyan yapma gibi fazla değişik problemler vardı (3)Bu sebeple Emevilerin Kuzey Afrika valisi Musa b Nusayr'ın öncü birlik ve peşinde bir yıl sonra da 7000 karakter Tarık b Ziyad kumandasındaki orduyu göndermesi gecikmedi O vali ki müslümanlar arasındaki tefrikaların başgösterdiği Sıffin Savaşına katılmamış ve yaptıkları iyilikleri karşılığı onu harbe zorlayan Muaviye'ye Bana senden daha artı faydası dokunan Rabbim bu savaşa katılmama manidiriyi kalpli cevabını vermiştir (4)Tarık b Ziyad ise bütün askerleri cûş u huruşa getiren ve: Arkanızda deniz, önünüzde düşman ve kaçacak bir yeriniz de yok! Ya katlanma ve sebat içinde erkek gibi savaşacak ya da denizin dibini boylayacaksınızdiye başlayan veciz konuşması ile askerinin imanına iman ve canına can katmıştı Onun kahraman kumandanları halkın da desteği ile Malaga, Elvira ve Kurtuba'yı aşarak başkent Toledo (Tuleytula) ’ya varmış ve iki sene içinde Pireneler aşılmıştı
Sekiz asra yakın süren İspanya'daki müslüman idaresi kısa bir fetih döneminin ardındaki Valiler, Emevi Hilafeti, Mülukü'tTavaif, Murabıtlar ve Muvahhidler diye dönemler geçirirken serâpa Allah ’ın rızası ile başlayan cihad nurunun yerini adım adım dünya sarhoşluğuna bıraktığını görüyoruz Mülk, mal, ziynet ve bolluk içinde gerçi sarsılmayan ve her lahza kendini lezzetli muhasebesine çeken bahadır yöneticiler yetersiz olmamıştır
788796 yılları aralarında Endülüs Emevi devleti hükümdarlığı yapan I Hişam, vali ve memurlarının haksızlığına meydan vermediği gibi, kendi çevresinde de her zaman ulemaya yer verirdi Kadı'nın mahkeme kararına hükümdar nezdinde itiraz eden bir yakınına şöyle demişti: Vallahi, eğer kadı şu tahtta bulunmamı hileli bulsa, hakka itaat etmek için hemen bu makamı terkederdim(5) Hükümdar I Hakem, halktan birinin kendi aleyhine açıp kazandığı dâvaya karar veren Kadı Mus'ab b İmran'ın vefatında sabaha değin ağlamış: Üzerimizde büyük bir musibet var Allah bana bir kadı lutfetmişti, onun doğru müslümanlara cefa edilemiyordu Oysa o şu anda vefat etti Bu gece bana onun gibi bir kadı nasip etmesi için Allah ’a dua ettimdiye açıklama etmişti(6)
Yeniden bu minvalde elde etmek üzere II Abdurrahman 822 yılında tahta çıktığı vakit çevresine devlet erkânı ve akrabalarını toplayarak kısa konuşmasında hamdele ve salvelede bulunduktan sonradan: Allah bize sabır versin Sizi bize emanet etti Biz ona verdiğimiz sözden cayacak değilizdemek basiretini gösterdiği gibi, aynı zamanda şımarmamış ve halkına aydınlık bir dönem yaşatmıştır Yerli ahali hangi inanca sahip olursa olsun öncelikle servet edinmek üzere İslam idaresini zaafa uğratmayacak her türlü hakka sahipti Kimseyi İslam ’a girmeye zorlamadıkları gibi müslüman olmayanlara da katiyen adaletsizlik yapmadılar yöneten ve edilenler dinç, ciddi bir eğitim ve salih amel baştan sona mukaddesâta saygı şuurunu kaybetmedi
Çoğalan İslam medeniyeti yalnızca birbirinden değerli devlet adamı ve komutan yetiştirmekle kalmayarak ilmî ve edebî gelişmede büyük hizmet verdi ve imkân hazırladı Endülüs Emevi denince tüm dünyada en kıymetli ilim ve teknik adamların ve en iyi ortamın bulunduğu gerçeği dilden dile yüzlerce yıl dolaştı
Dünyanın küresel olduğu fikrini geliştiren Ebu Ubeyde Müslim elBalansi, Valensiya ’lıdır Ebu İshak İbrahim ve Zerkali kadar hazırlanan Toledo Tabloları batı coğrafi bilgilerinin temelidir Küresel trigonometride ElBattani, sinüsler teorisinde Ebu Nasr silinmez isimlerdir İşbiliyye'li meşhur Cabir b Felah cebiri icat etti Mesleme el Mecriti, Abdurrahman b İsmail, İbn Sehl EdDarir matematikte birer zirvedir İbnü'l Heysem ve İbn Bacce Mekanik, Enerjik ve Optik biliminde çok uğurlu incelemeler yaptığı gibi, İbn Rüşd yalnızca felsefede değil değişik fen ilimlerinde de mahirdi Eczacılık konusunda İbnü'lVeteriner, ziraat dalında Ebu Abdullah Muhammed b Malik, kimya ve tıpda Abbas b Firnas, Yunus ElHarrani ve torunları meşhur birer hekim olarak sadece nefsi ve devleti için yok, bütün insanlığa mukaddes ilim emanetinden aldıkları ilhamla hizmet ettiler (7) Mide kanserini birincil tasvir eden Ebu Mervan Abdülmelik b Zuhr bununla birlikte İbn Rüşd'ün hocasıdır Botanikte İbn Bassal, İbnu'lVafid, tarih ilminde İbn Kutiyye, İbn Hayyan ve benzerleri bereketli araştırmalar ortaya koyduğu gibi Avrupa, edebiyat ve şiir güzelliğini Kurtuba'lı İbn Zeydun, İbn Abdi Rabbih ve İbn Hani'den öğrendi Endülüs ’de İslam sanat eserlerinden Kurtuba Ulu Camii, Medinetu'zZehra camii, Bib Mardun Camii, ElHamra ve Caferiyye Sarayı ziyaret edenleri mest eden bir mimari yapı ve estetiğe sahiptir
Üstün
*
 
858,500Konular
982,399Mesajlar
32,983Kullanıcılar
bkalkan68Son üye
Üst Alt