Stoacılık Ne Demek
Antikcağ Yunan felsefesinin kamutanrıcı (Panteist N) ve ozdekci doğa oğretisi
Stoacılığın kurucusu Kıbrıslı Zenon ’dur (İO 336264) Ancak stoacılık yuzyıllar ve kuşaklar boyunca işlenmiş ve gelişmiş bir oğretidir Eski stoa Zenon, Kleantes (İO 331233) ve Krisippos ’un (İO 280206) oğretilerini kapsar Orta stoa Panitios (İO 180110) ve Poseidonios ’un (İO13551 oğretilerinde belirir Roma stoasının temsilcileriyse Cicero (İO 10643), Annaeus Seneca (365), Epiktetos (50130) ve Marcus Aurelius ’tur (121180)
Stoacılık, Hıristiyanlıkla savaşmış ve Hıristiyanlığı bircok bakımlardan etkilemiş bir oğretidir Hıristiyan felsefesinin patristik doneminde kilise babaları, Hıristiyanlığın ilk duşunsel savunmalarını stoacılığa karşı yapmışlardır Hıristiyanlık, bu savaşta kazanabilmek pahasına, ilkelerinden bircoğunu stoacılığa bağışlamak zorunda kalmıştır Stoacılığın buyuk ilkesi doğaya uygun davranmak ’tır Doğa, eşdeyişle her şey tanrıdır (vahdeti vucut, panteizm) Doğaya uygun davranmak, usa uygun davranmak ve dolayısıyla insanın kendi kendisine uygunluğu demektir En doğru secen, sabırla katlanan, en olculu ve en adaletli uleştirici doğadır (Zenon ’un dort ana erdemi: Doru secme, sabırla katlanma, olculu olma, adaletle uleştirme) Mutluluk bilgelite, bilgelik doğaya uygun davranmaktadır Doğa ozdektir (madde) Asıl gercek; cisimsel olan, ozdeksel olandır Cunku ancak ozdeksel olan etkin ve edilgin olabilir İlk nedenin de etkin ve edilgin olması gerektiğine gore ozdeksel olması lazımdır Bilgeliğe teorik ve pratik erdemi elde ederek varılır Teorik erdem, nesnelerin kendiliği ustunde doğru bilgi edinmektir Pratik erdem, usa uygun davranmaktır Bu iki erdem birbirlerine sıkıca bağlıdırlar Nesnelerin kendiliği uzerinde doğru bilgi edinilmezse usa uygun davranılamaz Bilge, kendi kendine yeterlidir Doğalaşan bilge bir kaya parcasının mutluluğuna erişmiştir, artık onu hicbir şey sarsamaz ve yıkamaz Tasarımlardan (katalepsis) ve sanılardan (doxa) kurtulmuş bir akıl, acık secik doğa bilgisini (episteme) edinebilir Acık secik doğa bilgisi de insana yaşamak ve mutlu olmak icin en doğru olcuyu verecektir Stoacılık, halka inmemiş olmakla beraber, okur yazar sınıfları geniş capta etkilemiş bir dindir Dinsel kuralları, tapma bicimleri, din adamları vardır Bu dine bağlı olanlar uzun sakal bırakırlar ve uzun mantolar giyerlerdi Stoa dininin ana ilkesi, doğa yasalarına boyun eğmek ve evrensel duzene uymaktır Her turlu acılar, hastalıklar ve olum doğaldır; bunlara karşı kayıtsız kalmak ve sabırla katlanmak gerekir Oysa insansal yanılmalar, kotulukler, oldurmeler, iğrenilmesi ve savaşılması gereken şeylerdir Doğru duşunmesini ve doğaya uygun davranmasını bilen insan hicbir davranışında yanılmaz, butun bedensel tutkularını yenebilir Doğadan gelen her şeye boyun eğmeli, insandan gelen her şeye karşı koymalıdır Doğru duşunen kişi, doğalaşmış ve bundan oturu de tanrılaşmış kişidir ki insanın ereği boylesine bir doğru duşunmeye varmak olmalıdır Doğal olcu, insanı bağımsızlığa ve eşitliğe goturur İnsanlar arasındaki ayrılıklar, doğaya aykırı ve yapma (suni) ayrılıklardır İnsanları ceşitli alanlarda birbirlerinden ayırmış olan insansal olculer, doğal olcu karşısında silinip gitmek zorundadırlar Doğanın, eş deyişle aynı babanın cocukları olan insanlar kardeştirler ve bundan oturu de birbirlerine eşit ve ozgurdurler Aynı doğaya bağlı olmak, bireyi insanlığa (humanizm) ve evren yurttaşlığına (kozmopolitizm) goturur Stoacı Epiktetos ’un şu sozleri stoacılığı ozetler: Nasıl saat gunun bir parcasıysa ben de oylece butunun bir parcasıyım Saat gelir gecer, ben de gelir gecerim Gorevim elimde olanı yapmak ve ust yanına kulak asmamaktır Deniz yolculuğuna cıkarken gemiyi, kaptanı ve mevsimi secerim Bu, benim işimdir Yolda bir fırtına koparsa asla umursamam Bu benim işim değildir Kaptanı secmek benim elimdedir, fırtınayla uğraşmaksa kaptanın elindedir Bilgelik, bizim olanı ve olmayanı bilmek, ona gore davranmaktır
Stoa Yunanca, direklere dayanmış acık bir dehliz anlamındadır Zenon, derslerini, Atina ’da Poikile meydanında boyle bir dehlizde kurulmuş bir resim galerisinde vermişti (Stoa Poikile) Zenon stoa okulunu kurduğu zaman Atina ’da Ksenokrates Platon akademisini, Epikuros kendi oğretisini, Krates kinik okulu, Stilpon Megara okulunu surduruyordu Zenon, okulunu kurmadan once, oğrenci olarak oteki okulların tumunden gecmişti Bu bakımdan, oğretisi, şu Sokrates ilkesine dayanır: Doğru duşunmek İyi davranmak doğru duşunmekle mumkundur ve felsefe doğru duşunmeyi oğreten bir yaşama bilimidir Amac iyi yaşamaktır ve bilgiler (doğru duşunmek, doğru davranmak ve N) iyi yaşamak icin gereklidir İyi yaşamaksa titizlikle sınırlandırılmış bir toreyle (ahlak) mumkundur Bu toreye bulunacak tek olcu, doru duşunen icin, doğa olcusudur Oyleyse doğanın davrandığı gibi davranmalı ve doğaya asla karşı koymamalıdır
Antikcağ Yunan felsefesinin kamutanrıcı (Panteist N) ve ozdekci doğa oğretisi
Stoacılığın kurucusu Kıbrıslı Zenon ’dur (İO 336264) Ancak stoacılık yuzyıllar ve kuşaklar boyunca işlenmiş ve gelişmiş bir oğretidir Eski stoa Zenon, Kleantes (İO 331233) ve Krisippos ’un (İO 280206) oğretilerini kapsar Orta stoa Panitios (İO 180110) ve Poseidonios ’un (İO13551 oğretilerinde belirir Roma stoasının temsilcileriyse Cicero (İO 10643), Annaeus Seneca (365), Epiktetos (50130) ve Marcus Aurelius ’tur (121180)
Stoacılık, Hıristiyanlıkla savaşmış ve Hıristiyanlığı bircok bakımlardan etkilemiş bir oğretidir Hıristiyan felsefesinin patristik doneminde kilise babaları, Hıristiyanlığın ilk duşunsel savunmalarını stoacılığa karşı yapmışlardır Hıristiyanlık, bu savaşta kazanabilmek pahasına, ilkelerinden bircoğunu stoacılığa bağışlamak zorunda kalmıştır Stoacılığın buyuk ilkesi doğaya uygun davranmak ’tır Doğa, eşdeyişle her şey tanrıdır (vahdeti vucut, panteizm) Doğaya uygun davranmak, usa uygun davranmak ve dolayısıyla insanın kendi kendisine uygunluğu demektir En doğru secen, sabırla katlanan, en olculu ve en adaletli uleştirici doğadır (Zenon ’un dort ana erdemi: Doru secme, sabırla katlanma, olculu olma, adaletle uleştirme) Mutluluk bilgelite, bilgelik doğaya uygun davranmaktadır Doğa ozdektir (madde) Asıl gercek; cisimsel olan, ozdeksel olandır Cunku ancak ozdeksel olan etkin ve edilgin olabilir İlk nedenin de etkin ve edilgin olması gerektiğine gore ozdeksel olması lazımdır Bilgeliğe teorik ve pratik erdemi elde ederek varılır Teorik erdem, nesnelerin kendiliği ustunde doğru bilgi edinmektir Pratik erdem, usa uygun davranmaktır Bu iki erdem birbirlerine sıkıca bağlıdırlar Nesnelerin kendiliği uzerinde doğru bilgi edinilmezse usa uygun davranılamaz Bilge, kendi kendine yeterlidir Doğalaşan bilge bir kaya parcasının mutluluğuna erişmiştir, artık onu hicbir şey sarsamaz ve yıkamaz Tasarımlardan (katalepsis) ve sanılardan (doxa) kurtulmuş bir akıl, acık secik doğa bilgisini (episteme) edinebilir Acık secik doğa bilgisi de insana yaşamak ve mutlu olmak icin en doğru olcuyu verecektir Stoacılık, halka inmemiş olmakla beraber, okur yazar sınıfları geniş capta etkilemiş bir dindir Dinsel kuralları, tapma bicimleri, din adamları vardır Bu dine bağlı olanlar uzun sakal bırakırlar ve uzun mantolar giyerlerdi Stoa dininin ana ilkesi, doğa yasalarına boyun eğmek ve evrensel duzene uymaktır Her turlu acılar, hastalıklar ve olum doğaldır; bunlara karşı kayıtsız kalmak ve sabırla katlanmak gerekir Oysa insansal yanılmalar, kotulukler, oldurmeler, iğrenilmesi ve savaşılması gereken şeylerdir Doğru duşunmesini ve doğaya uygun davranmasını bilen insan hicbir davranışında yanılmaz, butun bedensel tutkularını yenebilir Doğadan gelen her şeye boyun eğmeli, insandan gelen her şeye karşı koymalıdır Doğru duşunen kişi, doğalaşmış ve bundan oturu de tanrılaşmış kişidir ki insanın ereği boylesine bir doğru duşunmeye varmak olmalıdır Doğal olcu, insanı bağımsızlığa ve eşitliğe goturur İnsanlar arasındaki ayrılıklar, doğaya aykırı ve yapma (suni) ayrılıklardır İnsanları ceşitli alanlarda birbirlerinden ayırmış olan insansal olculer, doğal olcu karşısında silinip gitmek zorundadırlar Doğanın, eş deyişle aynı babanın cocukları olan insanlar kardeştirler ve bundan oturu de birbirlerine eşit ve ozgurdurler Aynı doğaya bağlı olmak, bireyi insanlığa (humanizm) ve evren yurttaşlığına (kozmopolitizm) goturur Stoacı Epiktetos ’un şu sozleri stoacılığı ozetler: Nasıl saat gunun bir parcasıysa ben de oylece butunun bir parcasıyım Saat gelir gecer, ben de gelir gecerim Gorevim elimde olanı yapmak ve ust yanına kulak asmamaktır Deniz yolculuğuna cıkarken gemiyi, kaptanı ve mevsimi secerim Bu, benim işimdir Yolda bir fırtına koparsa asla umursamam Bu benim işim değildir Kaptanı secmek benim elimdedir, fırtınayla uğraşmaksa kaptanın elindedir Bilgelik, bizim olanı ve olmayanı bilmek, ona gore davranmaktır
Stoa Yunanca, direklere dayanmış acık bir dehliz anlamındadır Zenon, derslerini, Atina ’da Poikile meydanında boyle bir dehlizde kurulmuş bir resim galerisinde vermişti (Stoa Poikile) Zenon stoa okulunu kurduğu zaman Atina ’da Ksenokrates Platon akademisini, Epikuros kendi oğretisini, Krates kinik okulu, Stilpon Megara okulunu surduruyordu Zenon, okulunu kurmadan once, oğrenci olarak oteki okulların tumunden gecmişti Bu bakımdan, oğretisi, şu Sokrates ilkesine dayanır: Doğru duşunmek İyi davranmak doğru duşunmekle mumkundur ve felsefe doğru duşunmeyi oğreten bir yaşama bilimidir Amac iyi yaşamaktır ve bilgiler (doğru duşunmek, doğru davranmak ve N) iyi yaşamak icin gereklidir İyi yaşamaksa titizlikle sınırlandırılmış bir toreyle (ahlak) mumkundur Bu toreye bulunacak tek olcu, doru duşunen icin, doğa olcusudur Oyleyse doğanın davrandığı gibi davranmalı ve doğaya asla karşı koymamalıdır