Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Yüzyıllardır tartışmalara husus olan, gizemleri hala çözülemeyen binlerce sanat yapıtı artık internet sayesinde tek tıkla karşımıza geliyor. Biz de şahsen gezemediğimiz müzelerden kıymetli bir tabloyu incelemeye aldık: Bruegel'in 1563 tarihli 'Babil Kulesi' yapıtı. Merak edilen Babil Kulesi'nin öyküsüyle birlikte en ince ayrıntılarıyla sizin için derledik. Buyrun içeriğe! ????
Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link , görmek için
Giriş yap veya üye ol.
...Eski çağlar boyunca beşerler sanat yapıtlarını görmek maksadıyla uzun yollar kat etmiş, neredeyse servetler harcamış. Lakin bizler içinde bulunduğumuz teknoloji çağı sayesinde şahsen göremediğimiz yapıtların en ince ayrıntılarına tek tıkla ulaşabiliyoruz.
O yüzden sizinle birlikte pahalı bir tabloyu incelemeye alalım dedik!
Görmüş olduğunuz bu tablo Pieter Bruegel'e ilişkin. 1563 yılında çizildiği varsayım edilen yapıtın başlığı ise 'Babil Kulesi'.
Babil Kulesi, her köşesi çok ince ayrıntılarla donatılmış tablolardan bir tanesi. Tablo günümüzde Viyana Sanat Tarihi Müzesi'nde sergileniyor ve boyutları 114 cm x 155 cm.
Kulenin ortaya çıkışı Tevrat ve İncil'de geçen bir kıssadan geliyor; Allah'ı görmek isteyen beşerler bir kule inşa etmeye başlıyorlar, insanların kibrine kızan İlah ise kulenin yedinci katı yapılırken insanları cezalandırarak hepsine başka birer lisan veriyor.
Birbirleriyle bağlantı kuramayan emekçiler, dünyanın dört bir yanına dağılarak lisanları yayma vazifesini üstleniyorlar.
Toplam 90 metre uzunluğunda olduğu söylenen yedi katlı kulenin her bir katı farklı olguları simgeliyor.
Kulenin katları sırasıyla taş, ateş, bitkiler, hayvanlar, beşerler, gökyüzü ve son olarak da melekleri sembolize ediyor. Öyküye nazaran insanın lakin bu katları öğrenip yedi basamağı sırayla çıktığında Allah'a ulaşabileceği düşünülüyor.
Fotoğrafın sol alt köşesinde muhitiyle bir arada duran kişi Sümer hükümdarı Nemrud. İsmi kutsal kitaplarda geçmeyen hükümdarın kuleyi inşa etmek isteyen kişi olduğunu kanıtlayan ise tarihçi Flavius Josephus oluyor.
Kral ve muhitine biraz daha yakınlaştıralım;
Hükümdarın kendisine biraz daha yakından bakalım ????
Tablonun sağ tarafında gözümüze çarpan Flaman biçimdeki liman kenti ise kulenin gölgesi altında kalmış, binaların boyutları da kulenin ne kadar devasa olduğunu kanıtlıyor.
Sol tarafına baktığımızda surla kaplı bu kentteki meskenlerin ve tarım alanlarının devamını görebiliyoruz.
Surların arkasında bir yol, uzunca bir dere, ağaçlar, yel değirmenleri ve doruklar çarpıyor gözümüze.
Bruegel, limanda inşaat gereci taşıyan emekçi ayrıntılarıyla sahip olduğu fevkalâde teknik ve mekanik hususlarda bilgisini ve yeteneğini gözler önüne seriyor.
Limandaki personellere biraz yakından göz atalım...
Hatta daha da yakınlaştıralım... ????
Kule üzerinde ise inşaatta çalıştırılan vinçler, tuğla temeli ve şimdi tamamlanmamış bina iskeletini görüyoruz.
Fotoğrafın sağ alt kısmında inşaat yüzünden uzun periyodik kaldıkları düşünülen personel konutları,
Buna ilaveten Romanesk mimariyle harmanlanmış taş kule üzerine döşenen konutlar...
Ressamın eklediği kayalık yamaç sayesinde ise fotoğrafta durağan istikrar hali yaratılıyor.
Kulenin üst kısımlarına baktığımızda ise bir bozukluk göze çarpıyor. Bunun nedeni de sembolik olarak kulenin inşaatının asla tamamlanmayacağını anlatmak.
Siz ne düşünüyorsunuz bu etkileyici tablo hakkında? Yorumlarda buluşalım!
