iltasyazilim
FD Üye
Müslüman, aşk insanıdır ve aşk yoğunlukludur
Müslüman, acı çeken insandır, hüzün insanıdır
Müslüman, sorumluluk sahibidir, dikkat sahibidir Müslüman, bilinç sahibidir, her ayrıntıyı önemser
Müslüman, yürek sahibidir, yüreğinde arınmışlık egemendir
Müslüman, insana değer verir ve önemser İnsan aziz bir varlıktır Müslüman insan bilge insan tipidir İnsana değer verir, insan olduğu için
Batı insanı düşünce bakımından çıkar duygusu üzerine kurulduğu ve emperyal bir ruh taşıdığından kendi tipinde değil, kendisine köle olacak insan tipi arıyor Köle olan bir Kunta Kinte tipi bile onlara çok gelir
Müslümanların bilinç düzeyleri yükseldikçe, bilgi ve duygu sahibi oldukça rahatsızlık verildi Batı insanı, kendini önceler Doğu insanı, insanı önceler Arada derin farklar bulunmaktadır Müslüman insan, ibadet etsin, yatsın kalksın, başını secdeden kaldırmasın, ama sakın ola ki sosyal hayatta yer almasın, insanın sorunlarıyla ilgilenmesin Sakın ola ki ekonomik düzeyin yükseltmesin Sinirleri alınmış bir insan tipi Batı ve batıcıların işine gelir “Suya sabuna dokunmayan insan olsun Kur’an’ın belirlemiş olduğu hükümlere yaslanmasın ondan beslenmesin, gerektiğinde o hükümleri Batı mantığı içinde algılasın
Batının Kutsal kitabı tanrısal bir özden değil insani bir özden yola çıkar Tekvin’in hemen ilk bölümünün ilk paragrafında bile bu belirir “Ve Allah dedi: Işık olsun; ve ışık oldu Ve Allah ışığın iyi olduğunu gördü; ve Allah ışığı karanlıktan ayırdı Tekvin, Bap 1 45 Burada Allah’ın yarattığı şeyin iyi olup olmadığını bile önceden bilmiyor Yaratıyor sonra yarattıklarının iyi ile kötü olduğunu fark ediyor, mantığı
İslâm ile Batı düşüncesi arasındaki en temel fark buradan itibaren başlıyor
Batı, insanı dinden ve Tanrı’dan soyutlamak için sekülerizmi icat etmiş bulunuyor Bu, insanı dinden ne denli uzaklaştırılabilirin yoludur İyi ile kötünün, güzel ile çirkinin ezeliliğini bilmeyen bir Tanrı anlayışından varılan sonuç budur
Müslümanlar, özleri bakımından ilâhi olandan hiçbir zaman uzaklaşmadılar Allah bilinci bir yücelik olarak yüreklerinde yer alır Soyutluk bir yücelik duygusu getiriyor
Son zamanlarda Müslümanlara dönük üretilen ve gündemde tutulan kavramların bütününde bu düşüncenin temeli bulunmaktadır “Siyasal İslâm, “İslâm fundamentalizmi ve Müslümanların kişiliğine, kılık kıyafetine değin hemen bütün üretilen kavramların temelinde yatan şey Müslüman insanların ancak birer köle olabileceğidir Bu, büyük ölçüde başarılmaktadır
Mücadelenin boyutu bu temel üzerine oturtulmuştur
Müslüman topluluklarda ırk sadece bir ayrıntıdır Asıl değildir Batı kurdu Müslümanların içine düşürüldükten sonra parçalanma süreci başladı Buna karşı bir karşı duruş gerçekleşti, ama bir süreç başladı Bu, giderek kavimlerin parçalanması bile yeterli görülmedi Bu kavmiyetçilik ruhu en ince ayrıntısına değin işletilmeye çalışılıyor
Uzun bir zaman Müslümanlar Batı düşüncesi içinde asimile edilmeye de çalışıldı İktidara taşıdıkları aracılığıyla birçok duyguları törpülendi, törpüleniyor
Geçen yüzyıldan itibaren cemaatler kullanılıyor
Müslüman insan tipinden yararlanılarak kendilerine makam ve mansıplar verilerek etkisizleştiriliyor
Müslümanlar yüreklerini daha donanımlı hale getirmek zorunda Daha çok okumak, daha çok düşünmek, daha çok çalışmak zorunda
Beslenme kaynaklarını iyi, doğru ve yerinde değerlendirmek zorunda
Her şeye karşın gerek siyasada, gerek düşüncede ve gerekse eylemde İslâm bilincinin odaklandığı yerde yer almak zorunda Güç birliği yapmak zorunda Bugüne ilişkin olan durumlar geçicidir Biz yarını ve öteyi düşünmek zorundayız Sinirleri gergin olmalı, acı çekmeli, hüzün yüklü olmalı Sevgisinde bile hüzün olmalı
Müslüman, acı çeken insandır, hüzün insanıdır
Müslüman, sorumluluk sahibidir, dikkat sahibidir Müslüman, bilinç sahibidir, her ayrıntıyı önemser
Müslüman, yürek sahibidir, yüreğinde arınmışlık egemendir
Müslüman, insana değer verir ve önemser İnsan aziz bir varlıktır Müslüman insan bilge insan tipidir İnsana değer verir, insan olduğu için
Batı insanı düşünce bakımından çıkar duygusu üzerine kurulduğu ve emperyal bir ruh taşıdığından kendi tipinde değil, kendisine köle olacak insan tipi arıyor Köle olan bir Kunta Kinte tipi bile onlara çok gelir
Müslümanların bilinç düzeyleri yükseldikçe, bilgi ve duygu sahibi oldukça rahatsızlık verildi Batı insanı, kendini önceler Doğu insanı, insanı önceler Arada derin farklar bulunmaktadır Müslüman insan, ibadet etsin, yatsın kalksın, başını secdeden kaldırmasın, ama sakın ola ki sosyal hayatta yer almasın, insanın sorunlarıyla ilgilenmesin Sakın ola ki ekonomik düzeyin yükseltmesin Sinirleri alınmış bir insan tipi Batı ve batıcıların işine gelir “Suya sabuna dokunmayan insan olsun Kur’an’ın belirlemiş olduğu hükümlere yaslanmasın ondan beslenmesin, gerektiğinde o hükümleri Batı mantığı içinde algılasın
Batının Kutsal kitabı tanrısal bir özden değil insani bir özden yola çıkar Tekvin’in hemen ilk bölümünün ilk paragrafında bile bu belirir “Ve Allah dedi: Işık olsun; ve ışık oldu Ve Allah ışığın iyi olduğunu gördü; ve Allah ışığı karanlıktan ayırdı Tekvin, Bap 1 45 Burada Allah’ın yarattığı şeyin iyi olup olmadığını bile önceden bilmiyor Yaratıyor sonra yarattıklarının iyi ile kötü olduğunu fark ediyor, mantığı
İslâm ile Batı düşüncesi arasındaki en temel fark buradan itibaren başlıyor
Batı, insanı dinden ve Tanrı’dan soyutlamak için sekülerizmi icat etmiş bulunuyor Bu, insanı dinden ne denli uzaklaştırılabilirin yoludur İyi ile kötünün, güzel ile çirkinin ezeliliğini bilmeyen bir Tanrı anlayışından varılan sonuç budur
Müslümanlar, özleri bakımından ilâhi olandan hiçbir zaman uzaklaşmadılar Allah bilinci bir yücelik olarak yüreklerinde yer alır Soyutluk bir yücelik duygusu getiriyor
Son zamanlarda Müslümanlara dönük üretilen ve gündemde tutulan kavramların bütününde bu düşüncenin temeli bulunmaktadır “Siyasal İslâm, “İslâm fundamentalizmi ve Müslümanların kişiliğine, kılık kıyafetine değin hemen bütün üretilen kavramların temelinde yatan şey Müslüman insanların ancak birer köle olabileceğidir Bu, büyük ölçüde başarılmaktadır
Mücadelenin boyutu bu temel üzerine oturtulmuştur
Müslüman topluluklarda ırk sadece bir ayrıntıdır Asıl değildir Batı kurdu Müslümanların içine düşürüldükten sonra parçalanma süreci başladı Buna karşı bir karşı duruş gerçekleşti, ama bir süreç başladı Bu, giderek kavimlerin parçalanması bile yeterli görülmedi Bu kavmiyetçilik ruhu en ince ayrıntısına değin işletilmeye çalışılıyor
Uzun bir zaman Müslümanlar Batı düşüncesi içinde asimile edilmeye de çalışıldı İktidara taşıdıkları aracılığıyla birçok duyguları törpülendi, törpüleniyor
Geçen yüzyıldan itibaren cemaatler kullanılıyor
Müslüman insan tipinden yararlanılarak kendilerine makam ve mansıplar verilerek etkisizleştiriliyor
Müslümanlar yüreklerini daha donanımlı hale getirmek zorunda Daha çok okumak, daha çok düşünmek, daha çok çalışmak zorunda
Beslenme kaynaklarını iyi, doğru ve yerinde değerlendirmek zorunda
Her şeye karşın gerek siyasada, gerek düşüncede ve gerekse eylemde İslâm bilincinin odaklandığı yerde yer almak zorunda Güç birliği yapmak zorunda Bugüne ilişkin olan durumlar geçicidir Biz yarını ve öteyi düşünmek zorundayız Sinirleri gergin olmalı, acı çekmeli, hüzün yüklü olmalı Sevgisinde bile hüzün olmalı