Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Şehir geceyi giydiğinde...

Şehir geceyi giydiğinde...
0
100

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Gecenin ücra köşelerinde, insanların sokaklardan, caddelerden, meydanlardan el ayak çektikleri saatlerde dolaşmak gerek Saatlerin ilerlemediği, derin karanlık bir uykuya daldığı saatlerde Şehirlerin en çıplak, en sakınmasız, en telaşsız saatlerinde
Koskoca bedeniyle hırıldayan, külçe gibi yığılmış, yorgun hayata bir yabancı gibi bakmak gerek Işıkların azaldığı, seslerin azaldığı, kıpırtıların azaldığı, sözlerin hiç kalmadığı o ıssız saatlerde görmek lazım hayatı
Ne zaman çıksam gecenin bir yarısı sokaklara, oradan caddelere, oradan şehrin kenar köşesine, loş bir koğuşta nefes darlığı çeken sarı benizli bir hasta gibi geliyor bana hayat

Ne yaptığımızı iyice bir görmenin, açıkça görmenin, yalansız görmenin bir yolu da bu Gündüzün illüzyonundan kaçmak Her şeyi kendi karanlığı içinde görmek Bir hasta yatağının sararan çarşaflarına sinen o ağırlığı hissetmek Zamanın asfalta, soğuk demirlere, solgun ışıklara yayılan titremesine dokunmak Taze et gibi seğiren zamana dokunmak En ufak bir sesin nasıl çoğaldığına, nasıl sokak sokak, cadde cadde, meydan meydan şehri dolaştığına kulak vermek şaşırmak boş bir şişe gibi çaresizleşen şehre Boşaldığında bu kadar çaresizleşen bir şehri sabahla doldurmak için kaç milyon yalana ihtiyacımız oluyor kimbilir? Kaç milyar yalana?
Geceleri el ayak çekildiğinde sokaklardan, caddelerden, meydanlardan, sinsi çöp arabaları gelip topluyor poşetlere doldurup ağızlarını sımsıkı bağladığımız yalanlarımızı Her sabah onların yokluğundan cesaret bularak başlıyoruz yeni yalanlar aramaya Yeni yalanlara inanmaya
Bütün canlılar ağır bir uykuyla eksildiğinde dolaşmak gerek hayatı Bir uçtan öbür uca Elinde tuttuğu, avuçlarında sıktığı, her şey bir yönüyle ölüme benzerken Hayat, ölümle yan yana durmak zorunda kaldığında
şehir geceyi giyindiğinde, gündüzü düşünmek gerek Sabahın ilk ışıklarıyla ruhumuzu saran, bedenimizi kıskıvrak kuşatan o uyuşmayı Zihnimizi dolduran o dayanılmaz karıncalanmayı Yalnız koşuşturarak, yalnız çılgınca kendi etrafımızda dönüp durarak, yalnızca konuşmakla susturabildiğimiz o sözsüzlüğü düşünmek gerek Gecenin varlığımızı hırpalayan o soğuk kaba dokunuşlarıyla yüzleşmek gerek
Gece, yalanların karanlığa yenildiği bir yer Şehrin üstüne giydiği bir röntgen filmi Bütün tümörlerin çiçek açtığı, bütün yaraların kanadığı, bütün zaafların zincirlerinden boşandığı soğuk bir mevsim Hayatın bütün arızalarını, bütün düğümlerini, bütün pıhtılaşmalarını görünür kılan karanlık şua Öğretici zehir Yakıcı soğuk Dondurucu sıcak Gece bütün esrarı çözen esrar
Dolaşmak gerek geceyi köşe bucak Parmak ucuyla dokunmak gerek o kıpırtısızlığa O seğirmeye, titremeye
Yoksa gündüz tümden süpürecek şuurumuzdan geriye kalanları Ölümden habersiz ölüler gibi olacağız, hayattan habersiz canlılar olarak kalacağız yoksa!
Uykuya teslim olmamak gerek! Tefekkür kuşunu gezmeye çıkarmak gerek karanlık düzlüklerde
Alıntıdır
 
858,505Konular
982,809Mesajlar
33,076Kullanıcılar
CvvhvvSon üye
Üst Alt