Sanat ve İnsan Becerikli kişi; ürünü geniş kitlelere ne kadar iyi tanıtabilir, sergileyebilirse o kadar da etkileşim olur Sonuçta sanatın çıkması bireydedir Etkisi doğmasının yankısı da toplumdan kazanç Kitle iletişim araçlarıyla, büyük insan topluluklarına doğru istenen şekilde ulaşılması mümkündür İnsanlardaki düşünme olgusu, onun çevrelerindeki olayları keşfedip tanımlanmasını ve sınırlandırılmasını sağlamıştır Bu depolanan data birikimi; hemcinsleriyle de alışverişte katılmak gereksinimiyle artmıştır İnsanı diğer yaratıklardan ayıran özelliklerin başında; düşünmenin doğal bir uzantısı olan iletişim gelir Belirtilen bir nesil insan ilişkisidir İleti alışverişi, açıklanmış bilgileri, düşünceleri, davranışları ve olayları kapsar Iletişim “Veri, fikir ve tutumların aktarılmasıyla açıklanmış bir insan topluluğu içinde benzeşme, birlik içeren bir ortaklık yaratılmasıdır İnsanın varolduğundan bu yana iletişim kurma çabası benliğinde vardır Ama iletişimin belirtilmiş bölgelerde kısıtlı imkanlarla yapılması, gruplaşması insan topluluklarının da birbirlerini tanımasını kısıtlamıştır şimdi ileri teknolojinin kitle iletişim araçlarına sahip olmasına rağmen ülkeler örf, adet ve dil gibi kendi öz toplumsal belirtilerini şöyle ya da böyle sürdürebiliyorlarsa bunun tek nedeni vaktiyle gelen köklü iletişimlerdir Eğer insan varolduğundan bu yandan ön yapısıyla, öteki yapıdaki sağlıklı başkalaşımlar içinde olan insanlarla irtibat kurabilseydi, tek bir toplum, tek bir geçmiş olacaktı Daha geniş kitlelere, çevrelere seslenebilmek için uğraş sarf eden insan, çağımızdaki teknolojik olanaklarla bu isteğine kavuşabilmiştir Günümüz toplumlarında genel irtibat; haber, bilgi aktarımı, bu niyet için yapılmış özel araçlarla gerçekleşmekte, bu araçların işleyişleri anında tüm toplumlarda kurumsal bir mekanizma ile yönetilmektedir Böylesi kurumlarla toplum arasındaki, iletişim olgusuna, kitle iletişimi denilmektedir Kitle iletişimin oluşabilmesi belirli koşulların doğmasıyla olasıdır Toplumun teknolojik düzeye gelmesi, basılı metinlerin varlığı ve bu metinleri tüketecek halk müziği kitlesine bağlıdır Sıralanan şartlar kitle iletişiminin toplumlardaki tarihsel gelişmesinin belirli bir evresinde ortaya çıktığını göstermektedir Bu işlem içerisinde oluşan iletişim kurumlarında giderek toplumsal – siyasi bir zor öğesi niteliği kazanmaktadırlar Audio – visual araçlarla direkt basın, sanatların kendi kendilerini kitleye iletmek yolundaki imkan ve sınırlarını aşarak kitleyle sanatlar arasındaki yaygın bağlantıyı kurarlar Bu da onların olguları kendi ifade kalıplarının sınırlarına zorlamaları sonucuna varır Bunun yanı sıra olguları basitleştirdikleri de söylenebilir Kitle yararına bir basitleştirme haklı görülebilir Oysa insan duyarlığının kompleks ürünleri olan ve defalarca insan özgürlüğünün hakkını arayan sanat eserleri bu kalıpları durmadan zorlayıp aşar, giderek onların nitelikçe daha üstün ve yoğun, yeni seviyelere ulaşmasını sağlar Dolayısıyla sanatla basın, radyo, TV gibi araçlara kendi seviyelerini kuvvetlendirmek imkanını da verirler Sanat eserleri müzeler veya koleksiyonlarda, saklanmak için meydana getirilmemişlerdir Sanat eserini yaratmakta böyle bir maksat yoktur Fiilen sanat eserlerinin korunma ve incelenme nedeniyle itimat edildikleri bu çeşitten kurumlarda kendi teknik araçları ve imkanlarıyla sanat eserlerini kitleye takdim etmek ve ona derin bir bilinç kazandırmakla yükümlüdürler Eserlerin direkt kendilerine sahip bulunmalarını, kurumlara ayrıca bu imkanı verir, hem de onları bundan sorumluluk sahibi kılar Buna karşılık sanatı kitleye iletmek görevini yüklenen haberleşme araçları bu iletişimi dolaylı yaptıkları için yapaydırlar Kayda Değer olan bu yapaylığın giderilmesi ve sanatın maddi niteliklerini kitleye doyurabilen tanıtıcı, devamlı kusur bulan bir tekniğin ve üslûbun geliştirilmesidir Haberleşme araçlarının kitlenin eğitimi yolunda sanatları konu edinmesi, kendi özel teknik yöntemleri ile insan varlığının kendi kendisi hakkında bir bilince kavuşmasını amaçlar Toplumsal düzenin tutarlı bütünlüğü de buna bağlıdır Haberleşme araçlarının eğitici rolü budur Oysa sözlüğün özel anlamı içinde bir sanat eğitimini okullar ve ilgili kurumlar yapar Sanat dünyasında meydana gelen olayların, sorunların, kayda değer ressam kişilerin tanıtılıp duyurulma imkanı adi eğitim düzeyinin gelişmesi ve yaygınlaşmasına bağlıdır Araçlar bu durumda bir bakıma oysa kitlenin isteklerini cevaplamaya hazırlanır, nasıl ki gazeteler dergiler yazma okuma öğreten araçlar değil, okuma yazma öğrenmiş kişileri ülke ve dünya gerçeklerinden haberdar eden, hatta bu gerçekler aralarında ilişki kurmalarını karşılayan araçlarsa Bu yoldan belli bir toplumsal realite olarak belirlenmiş, özleşmiş bir sanat realitesinin de anlaşılmasını muhtemel kılarlar seçme parça