Sait Faik Abasıyanıkın Anlatım Ozellikleri
Sait Faik Abasıyanık Hikayeciliğinin Ozellikleri
Modern Turk hikayeciliğinin onculerinden olan Sait Faik getirdiği yeniliklerle koku kendisinde olanbir yazar olarak kabul edilir Klasik oyku tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit samimi hem iyi hem kotu taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlattı Bunu yaparken diğer coğu Cumhuriyet sonrası sanatcısı gibi Batı'daki gelişmelere bağlı kalmadı hicbir edebi anlayışın etkisinde hareket etmedi ve belli bir tarzın takipcisi olmadı
Sanat aslında insandır` diyen Sait Faik, eserlerinde genel anlamıyla insanı işlemiştir Konusu da, kaynağı da, malzemesi de, duygusu da insandır Onda guneş goren bir evin insana acılan butun pencereleri vardır Dulger balığını anlatırken bile aslında insanı konu edinir Dulger balığının icine, insanı oyle titiz bir ustalıkla yerleştirmiştir ki, bundan etkilenmemek mumkun değildir Bu duruma yol acan etkeni, Sait Faik`teki dinmez insan sevgisine bağlamamız oldukca yerinde olacaktır O, hayatı insan temelinde algılar Butun yollar insana uzar onun anlayışında Her şey insan icin vardır, insansız dunya ve hayat anlamsız olacaktır: `İnsansız hicbir şeyin guzelliği yok, her şey onun sayesinde onunla guzel Bu dakikada, bu gunun guzelliği gokte ay, uzakta guneşin bir billur bahce gibi pırıltısı; hicbir şey değil`
Sait Faik`in toplumsal bakışı da yine insan teki uzerinden işler Aslında insanı vermekle toplumu verdiğine inanır Bireyin kişisel sorunlarını, ic sıkıntılarını, duygularını, sevinclerini, kızgınlıklarını işleyerek, insan teki uzerinden toplumsal yaklaşımın toplu fotoğrafını cekmiş olur
Sait Faik`in bireyciliği, `nevi şahsına munhasır bireyciliktir` dememiz bizi yanıltmayacaktır Dış anlatımla gercekustu anlatımın birleşmesi Sait Faik`in hikayesinin temel noktalarından biridir `Havada Bulut` hikayesindeki insan ozune odaklanan tavrı aynı duzlemde devam eden; `Haritada bir nokta`, `Ermeni balıkcı ile topal martı`, `Dulger balığının olumu` gibi hikayelerinde de fazlasıyla gorulebilir Bu hikayelerdeki gercekustu anlatım da dikkate değerdir
Hikayelerindeki şiirsel anlatım, bircok şairi kıskandıracak ustalıktadır Hikayelerinde zaman zaman, şiir mi yoksa hikaye mi okuduğunu unutturabilecek satırlarla karşılaştırır okuyucuyu Sait Faik`i okurken; `Elinin ustundeki mavi damarlar bir dostluk denizine akıyordu`, `Şu Sirkeci`nin otelleri her Anadolu kasabasından eşya ve merhaba taşır`, `İstanbul`da tifus, memlekette zelzele, dışarıda harp, ben sana aşıkım` gibi yuzlerce şiir mısrasıyla karşılaşmak mumkundur
Eserlerini daha cok konuşma diliyle yazması ve ic monologlara oldukca fazla yer vermesi, kendi doneminde Sait Faik`in ayırt edici ozelliği olarak okunabilir Hikayelerindeki kişilerin eylemleri, genellikle ic tedirginlikle oluşur Oluşmak; bu da yazarın dış goruntuden cok ice donuk izlenimlerin peşinde olan bir sanatcı oluşuyla acıklanabilir
Hikayelerindeki karakterler fazlasıyla canlıdır Bu fazlalık, hikayelerinin hayatın herhangi bir bolumunde soluk alıp vermesine olanak sağlıyor Kitabın kapağını kapattıktan sonra, odadan cıkarken yeni tanıştığınız bir Sait Faik karakteriyle karşılaşmanız işten bile değil Karakterlerinin `diri` olması, sokakta karşılaştığımız ya da muhtemel karşılaşacağımız izlenimini bırakması hikayenin kaynağının yine sokakta olduğunun bariz ispatıdır
Sait Faik Abasıyanık Hikayeciliğinin Ozellikleri
Modern Turk hikayeciliğinin onculerinden olan Sait Faik getirdiği yeniliklerle koku kendisinde olanbir yazar olarak kabul edilir Klasik oyku tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit samimi hem iyi hem kotu taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlattı Bunu yaparken diğer coğu Cumhuriyet sonrası sanatcısı gibi Batı'daki gelişmelere bağlı kalmadı hicbir edebi anlayışın etkisinde hareket etmedi ve belli bir tarzın takipcisi olmadı
Sanat aslında insandır` diyen Sait Faik, eserlerinde genel anlamıyla insanı işlemiştir Konusu da, kaynağı da, malzemesi de, duygusu da insandır Onda guneş goren bir evin insana acılan butun pencereleri vardır Dulger balığını anlatırken bile aslında insanı konu edinir Dulger balığının icine, insanı oyle titiz bir ustalıkla yerleştirmiştir ki, bundan etkilenmemek mumkun değildir Bu duruma yol acan etkeni, Sait Faik`teki dinmez insan sevgisine bağlamamız oldukca yerinde olacaktır O, hayatı insan temelinde algılar Butun yollar insana uzar onun anlayışında Her şey insan icin vardır, insansız dunya ve hayat anlamsız olacaktır: `İnsansız hicbir şeyin guzelliği yok, her şey onun sayesinde onunla guzel Bu dakikada, bu gunun guzelliği gokte ay, uzakta guneşin bir billur bahce gibi pırıltısı; hicbir şey değil`
Sait Faik`in toplumsal bakışı da yine insan teki uzerinden işler Aslında insanı vermekle toplumu verdiğine inanır Bireyin kişisel sorunlarını, ic sıkıntılarını, duygularını, sevinclerini, kızgınlıklarını işleyerek, insan teki uzerinden toplumsal yaklaşımın toplu fotoğrafını cekmiş olur
Sait Faik`in bireyciliği, `nevi şahsına munhasır bireyciliktir` dememiz bizi yanıltmayacaktır Dış anlatımla gercekustu anlatımın birleşmesi Sait Faik`in hikayesinin temel noktalarından biridir `Havada Bulut` hikayesindeki insan ozune odaklanan tavrı aynı duzlemde devam eden; `Haritada bir nokta`, `Ermeni balıkcı ile topal martı`, `Dulger balığının olumu` gibi hikayelerinde de fazlasıyla gorulebilir Bu hikayelerdeki gercekustu anlatım da dikkate değerdir
Hikayelerindeki şiirsel anlatım, bircok şairi kıskandıracak ustalıktadır Hikayelerinde zaman zaman, şiir mi yoksa hikaye mi okuduğunu unutturabilecek satırlarla karşılaştırır okuyucuyu Sait Faik`i okurken; `Elinin ustundeki mavi damarlar bir dostluk denizine akıyordu`, `Şu Sirkeci`nin otelleri her Anadolu kasabasından eşya ve merhaba taşır`, `İstanbul`da tifus, memlekette zelzele, dışarıda harp, ben sana aşıkım` gibi yuzlerce şiir mısrasıyla karşılaşmak mumkundur
Eserlerini daha cok konuşma diliyle yazması ve ic monologlara oldukca fazla yer vermesi, kendi doneminde Sait Faik`in ayırt edici ozelliği olarak okunabilir Hikayelerindeki kişilerin eylemleri, genellikle ic tedirginlikle oluşur Oluşmak; bu da yazarın dış goruntuden cok ice donuk izlenimlerin peşinde olan bir sanatcı oluşuyla acıklanabilir
Hikayelerindeki karakterler fazlasıyla canlıdır Bu fazlalık, hikayelerinin hayatın herhangi bir bolumunde soluk alıp vermesine olanak sağlıyor Kitabın kapağını kapattıktan sonra, odadan cıkarken yeni tanıştığınız bir Sait Faik karakteriyle karşılaşmanız işten bile değil Karakterlerinin `diri` olması, sokakta karşılaştığımız ya da muhtemel karşılaşacağımız izlenimini bırakması hikayenin kaynağının yine sokakta olduğunun bariz ispatıdır