Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Renklerin insan omurundaki rolünü görmezlikten gelmek mümkün değildir. İnsan psikolojisi üzerine olumlu ve/veya olumsuz tesirleri bulunan renklerin, beslenme ve şişmanlık ile münasebeti ise literatürlere geçmemiş, deneyimlerle hudutlu kalan bir bahis olarak tarafını korumaktadır. Taban algılamayı etkileyen bir faktördür. Beyaz renkte bir tabak içerisine pirinç pilavı, makarna koymak; sarı renkte bir tabağa patates kızartması koymak algılama üzerine az ya da çok üzere bir kanı oluşmasına köstek olmaktadır. Öte yandan psikologlara nazaran mavi renkte tabak tasarrufu az yemeyi sağlamaktadır. Zira mavi renkte bir besin bulma talihiniz yoktur. Ayrıyeten, tıpkı ölçüde küçük ve büyük tabak içerisine konulan besinler de algıda farklılıklar yaratabilir. Kilo sorunu olanların küçük ölçü kapları ve tabakları kullanmalarını önerme nedenimiz budur.
Yeşil renk tabiatı gereği rahatlatıcı tesirler gösterir. Bilgisayarlarda art plan olarak yeşil renk tasarrufunun önerilmesinin nedeni de gözleri ziyade yormamasından kaynaklıdır. Bilhassa yeşil renkli sebzeler hudut sistemi üzerine de tesirli olabilecek birtakım besin öğelerini içerdiklerinden dolayı tavsiye edilmektedir. Al ise acıktıran bir renk olarak görülmektedir. Sizce neden fast food restoranlarında da bu renk tercih edilmektedir?
Evde zayıf ve kansız biri varsa pancar, domates, al lahana üzere kırımızı yiyecekleri seçerek bu bireye eski gücü verilebilir kelamı için şunlar söylenebilir: Kansızlık yani demir eksikliği tedavisinde demir içeriği yüksek olan (karaciğer, dalak, al et, beyaz et, kuru baklagiller, yağlı tohumlar, yumurta sarısı, pekmez, koyu yeşil yapraklı sebzeler gibi) besinler önerilmektedir.
Biz diyetisyenler her hengam için besin çeşitliliğine değer veririz. O nedenle salatalarda ve gayri yemeklerde tek tip beslenmekten kaçınılması taraftarıyız. Daima birebir zerzevat yahut meyveyi tercih etmektense, 4 mevsimin yaşandığı memleketimizde geniş bir yelpazede eser bulma imkanı varken farklı renkteki alternatifleri bir araya getirmeye çalışmak her hengam için daha sağlıklı olacaktır.
Yeşil ve al mercimek arasında da besin bedeli açısından pek farklılıklar bulunmamaktadır. Mısır, mahsusen glisemik indeksi biraz yüksek olması nedeniyle uzak durulması gereken bir besin olarak görülse de salatalara vs renk katması emeliyle eklenmesinden hiçbir zarar gelmez. Şeker ve böbrek illeti üzere rastgele bir sıhhat sorunu olmayan bireyler ara sıra 1 koçan mısırı rahatlıkla yiyebilirler. Tabi ziyade tuzlu olmamak koşulu ile
Yeşil zeytinin kuvveti siyah zeytine nazaran birazcık daha düşük üzere görünse de kayda kıymet bir fark olmadığını belirtmekte yarar vardır. Öte yandan medyada bir diyet listesi yahut örnek mönü verilecekse bu örneğin hangi yaş öbeğinde, hangi cinsiyette, hangi vücut yükü ve uzunluk uzunluğundaki bireylere hitaben hazırlandığı, sağlık meselesi olmayan bireyler için örnek niteliğindedir halinde ibarelerin bulunması gerektiği unutulmamalı, velev bu işin diyetisyenlere bırakılması gerektiği değer taşımaktadır.
Günümüzde birçok kronik marazın temel nedenini oluşturan şişmanlığın tedavisinde diyetisyen en yetkili ve aktif meslek mensubudur. Şişmanlığın ve birçok kronik illetin tedavisi, sıhhat yerine mensup bireylerden oluşan ve ekip çalışması prensipleri çerçevesinde tedavi edilmesi gereken komplike bir sıhhat meselesidir. Multifaktöriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Sıhhat ekibinin temel direği olan tabip hastanın gerekli muayenesini yapar, tahlillerini yaptırır ve diyetisyen, kişinin özelliklerine münâsib beslenme modelleriyle sıradan tartıya iniş sürecini başlatır. Tıbbi tedavi tabibin işi, diyet yazma, tatbik ve takip ise diyetisyenlerin işidir. Bu tedavide fizik tedavi mütehassısı yahut fizyoterapist egzersiz konusunda, psikolog yahut psikiyatr da ruhsal destek açısından tedavi ekibinde bölge almalıdır. Münasebetiyle obezite için önerilen her diyet emniyetli değildir. Diyet kişiye özel olarak hazırlanmalıdır.
Yeşil renk tabiatı gereği rahatlatıcı tesirler gösterir. Bilgisayarlarda art plan olarak yeşil renk tasarrufunun önerilmesinin nedeni de gözleri ziyade yormamasından kaynaklıdır. Bilhassa yeşil renkli sebzeler hudut sistemi üzerine de tesirli olabilecek birtakım besin öğelerini içerdiklerinden dolayı tavsiye edilmektedir. Al ise acıktıran bir renk olarak görülmektedir. Sizce neden fast food restoranlarında da bu renk tercih edilmektedir?
Evde zayıf ve kansız biri varsa pancar, domates, al lahana üzere kırımızı yiyecekleri seçerek bu bireye eski gücü verilebilir kelamı için şunlar söylenebilir: Kansızlık yani demir eksikliği tedavisinde demir içeriği yüksek olan (karaciğer, dalak, al et, beyaz et, kuru baklagiller, yağlı tohumlar, yumurta sarısı, pekmez, koyu yeşil yapraklı sebzeler gibi) besinler önerilmektedir.
Biz diyetisyenler her hengam için besin çeşitliliğine değer veririz. O nedenle salatalarda ve gayri yemeklerde tek tip beslenmekten kaçınılması taraftarıyız. Daima birebir zerzevat yahut meyveyi tercih etmektense, 4 mevsimin yaşandığı memleketimizde geniş bir yelpazede eser bulma imkanı varken farklı renkteki alternatifleri bir araya getirmeye çalışmak her hengam için daha sağlıklı olacaktır.
Yeşil ve al mercimek arasında da besin bedeli açısından pek farklılıklar bulunmamaktadır. Mısır, mahsusen glisemik indeksi biraz yüksek olması nedeniyle uzak durulması gereken bir besin olarak görülse de salatalara vs renk katması emeliyle eklenmesinden hiçbir zarar gelmez. Şeker ve böbrek illeti üzere rastgele bir sıhhat sorunu olmayan bireyler ara sıra 1 koçan mısırı rahatlıkla yiyebilirler. Tabi ziyade tuzlu olmamak koşulu ile
Yeşil zeytinin kuvveti siyah zeytine nazaran birazcık daha düşük üzere görünse de kayda kıymet bir fark olmadığını belirtmekte yarar vardır. Öte yandan medyada bir diyet listesi yahut örnek mönü verilecekse bu örneğin hangi yaş öbeğinde, hangi cinsiyette, hangi vücut yükü ve uzunluk uzunluğundaki bireylere hitaben hazırlandığı, sağlık meselesi olmayan bireyler için örnek niteliğindedir halinde ibarelerin bulunması gerektiği unutulmamalı, velev bu işin diyetisyenlere bırakılması gerektiği değer taşımaktadır.
Günümüzde birçok kronik marazın temel nedenini oluşturan şişmanlığın tedavisinde diyetisyen en yetkili ve aktif meslek mensubudur. Şişmanlığın ve birçok kronik illetin tedavisi, sıhhat yerine mensup bireylerden oluşan ve ekip çalışması prensipleri çerçevesinde tedavi edilmesi gereken komplike bir sıhhat meselesidir. Multifaktöriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Sıhhat ekibinin temel direği olan tabip hastanın gerekli muayenesini yapar, tahlillerini yaptırır ve diyetisyen, kişinin özelliklerine münâsib beslenme modelleriyle sıradan tartıya iniş sürecini başlatır. Tıbbi tedavi tabibin işi, diyet yazma, tatbik ve takip ise diyetisyenlerin işidir. Bu tedavide fizik tedavi mütehassısı yahut fizyoterapist egzersiz konusunda, psikolog yahut psikiyatr da ruhsal destek açısından tedavi ekibinde bölge almalıdır. Münasebetiyle obezite için önerilen her diyet emniyetli değildir. Diyet kişiye özel olarak hazırlanmalıdır.
