iltasyazilim
FD Üye
Ramazana Özel Hoş Yazılar
Ramazan Özel Konu
Ramazan ve Orucun Hikmeti
“Allah, kimin göğsünü İslam ’a açmışsa, bundan böyle o, Rabbinden bir nur üzerindedir, (pek) değil mi? Fakat Allah ’ın zikrinden (yanlamasına) kalpleri katılaşmış olanların vay haline İşte onlar, anlaşılır biçimde bir sapıklık içindedirler (Zümer Suresi, 22)
ORUCUN BİR HİKMETİ: NİMETLERİN KIYMETİNİ TAKDİR EDEBILMEK
Bu kutlu Ay ’ın, bütün Müslüman kardeşlerimize hayır ve bolluk getirmesini Cenabı Haktan niyaz ediyoruz
Rabbimiz ’in Kuran ile insanlara bildirdiği tüm hükümlerinde olduğu gibi, orucun da ırk için fazla artı hayır ve hikmetleri vardır Ramazan Ayı, iman edenlerin bu hikmetleri görüp düşünmelerine ve bu şekilde imanda derinleşmelerine vesile olmaktadır
Orucun hikmetlerinden biri, insanların Rabbimiz ’in üzerimizdeki nimetlerini ve rahmetini daha derin kavramalarına ve daha fazla şükretmelerine vesile olmasıdır Insan yaşadığı her lahza Rabbimiz ’in kendisine sunduğu böylece fazla nimetle muhatap olur Allah (cc) kara bir topraktan insanlara rengi, şekli, kokusu ve lezzeti çok iyi olan rızıkları hazırlanmış olarak sunmaktadır Eğer Allah (cc) dileseydi bize tek bir çeşitlilik rızık yaratabilir ve bu rızkın lezzeti de çıktığı toprağa uygun bir şekilde acı veya nahoş olabilirdi Ama Allah (cc) ’ın kullarına merhametinin bir gereği olarak sahip olduğumuz yiyecekler, sayamayacağımız değin çok çeşitte ve lezzettedir Bediüzzaman bu konuyu insanların unuttuğuna dikkat çekmiş ve Ramazan Ayı ’nın Allah (cc) ’ın Rahman ve Rahim isminin tecellisi olan bu nimet çeşitliliğinin hatırlandığı bir zaman olduğunu belirtmiştir Çünkü Ramazan Ayı ’nda halk müziği kısa bir vakit için de olsa bu nimetlerden uzakta kalırlar Oruçlarını tamamladıklarında ise Rabbimiz ’in kendilerine lütfettiği nimetlerin değerini daha iyi kavrama imkanı elde ederler
Bediüzzaman Said Nursi Mektubat adlı eserinde orucun hikmetlerini açıkladığı 29 Mektup ’unda bu gerçeğe şu sözleriyle uyarı çekmiştir:
İşte, Ramazanı Şerif ’teki oruç, hakikî ve hâlis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır Çünkü, sair (diğer) vakitlerde mecburiyet tahtında olmayan insanların birçok, hakikî açlık hissetmedikleri süre, fazla nimetlerin kıymetini derk (algı) edemiyor Kuru bir tutam ekmek, tok olan adamlara, hususan (bilhassa) varlıklı olsa, ondaki derecei nimet (nimetin derecesi) anlaşılmıyor Halbuki, iftar zamanında, o kuru ekmek, bir mü ’minin nazarında (gözünde) fazla kıymettar (değerli) bir nimeti İlâhiye (Allah (cc) ’ın verdiği bir nimet) olduğuna kuvvei zâikası (ağız tadı duyusuyla) şehadet (tanıklık) eder Padişahtan tâ en fukaraya değin cümbür cemaat, Ramazanı Şerif ’te o nimetlerin kıymetlerini anlamakla bir şükrü mânevîye (manevi şükre) mazhar olur (kavuşur)
Ayrıca gündüzdeki yemekten memnûiyeti cihetiyle (yemeğin yasak olması açısından), “O nimetler benim mülküm yok Ben bunların tenâvülünde (kullanlımasında) bağımsızlık değilim Seslenmek başkasının malıdır ve in ’âmıdır (ihsan ettiği nimetidir); O ’nun emrini bekliyorum diye, nimeti nimet bilir, bir şükrü mânevî eder (manevi şükreder) İşte, bu suretle oruç çok cihetlerle (açıdan) hakikî vazifei insaniye (insanın gerçek vazifesi) olan şükrün anahtarı hükmüne geçer *
Ramazan Özel Konu
Ramazan ve Orucun Hikmeti
“Allah, kimin göğsünü İslam ’a açmışsa, bundan böyle o, Rabbinden bir nur üzerindedir, (pek) değil mi? Fakat Allah ’ın zikrinden (yanlamasına) kalpleri katılaşmış olanların vay haline İşte onlar, anlaşılır biçimde bir sapıklık içindedirler (Zümer Suresi, 22)
ORUCUN BİR HİKMETİ: NİMETLERİN KIYMETİNİ TAKDİR EDEBILMEK
Bu kutlu Ay ’ın, bütün Müslüman kardeşlerimize hayır ve bolluk getirmesini Cenabı Haktan niyaz ediyoruz
Rabbimiz ’in Kuran ile insanlara bildirdiği tüm hükümlerinde olduğu gibi, orucun da ırk için fazla artı hayır ve hikmetleri vardır Ramazan Ayı, iman edenlerin bu hikmetleri görüp düşünmelerine ve bu şekilde imanda derinleşmelerine vesile olmaktadır
Orucun hikmetlerinden biri, insanların Rabbimiz ’in üzerimizdeki nimetlerini ve rahmetini daha derin kavramalarına ve daha fazla şükretmelerine vesile olmasıdır Insan yaşadığı her lahza Rabbimiz ’in kendisine sunduğu böylece fazla nimetle muhatap olur Allah (cc) kara bir topraktan insanlara rengi, şekli, kokusu ve lezzeti çok iyi olan rızıkları hazırlanmış olarak sunmaktadır Eğer Allah (cc) dileseydi bize tek bir çeşitlilik rızık yaratabilir ve bu rızkın lezzeti de çıktığı toprağa uygun bir şekilde acı veya nahoş olabilirdi Ama Allah (cc) ’ın kullarına merhametinin bir gereği olarak sahip olduğumuz yiyecekler, sayamayacağımız değin çok çeşitte ve lezzettedir Bediüzzaman bu konuyu insanların unuttuğuna dikkat çekmiş ve Ramazan Ayı ’nın Allah (cc) ’ın Rahman ve Rahim isminin tecellisi olan bu nimet çeşitliliğinin hatırlandığı bir zaman olduğunu belirtmiştir Çünkü Ramazan Ayı ’nda halk müziği kısa bir vakit için de olsa bu nimetlerden uzakta kalırlar Oruçlarını tamamladıklarında ise Rabbimiz ’in kendilerine lütfettiği nimetlerin değerini daha iyi kavrama imkanı elde ederler
Bediüzzaman Said Nursi Mektubat adlı eserinde orucun hikmetlerini açıkladığı 29 Mektup ’unda bu gerçeğe şu sözleriyle uyarı çekmiştir:
İşte, Ramazanı Şerif ’teki oruç, hakikî ve hâlis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır Çünkü, sair (diğer) vakitlerde mecburiyet tahtında olmayan insanların birçok, hakikî açlık hissetmedikleri süre, fazla nimetlerin kıymetini derk (algı) edemiyor Kuru bir tutam ekmek, tok olan adamlara, hususan (bilhassa) varlıklı olsa, ondaki derecei nimet (nimetin derecesi) anlaşılmıyor Halbuki, iftar zamanında, o kuru ekmek, bir mü ’minin nazarında (gözünde) fazla kıymettar (değerli) bir nimeti İlâhiye (Allah (cc) ’ın verdiği bir nimet) olduğuna kuvvei zâikası (ağız tadı duyusuyla) şehadet (tanıklık) eder Padişahtan tâ en fukaraya değin cümbür cemaat, Ramazanı Şerif ’te o nimetlerin kıymetlerini anlamakla bir şükrü mânevîye (manevi şükre) mazhar olur (kavuşur)
Ayrıca gündüzdeki yemekten memnûiyeti cihetiyle (yemeğin yasak olması açısından), “O nimetler benim mülküm yok Ben bunların tenâvülünde (kullanlımasında) bağımsızlık değilim Seslenmek başkasının malıdır ve in ’âmıdır (ihsan ettiği nimetidir); O ’nun emrini bekliyorum diye, nimeti nimet bilir, bir şükrü mânevî eder (manevi şükreder) İşte, bu suretle oruç çok cihetlerle (açıdan) hakikî vazifei insaniye (insanın gerçek vazifesi) olan şükrün anahtarı hükmüne geçer *