Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Peygamberimizin (s.a.v) Evlenmesi

Peygamberimizin (s.a.v) Evlenmesi
0
265

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
14
Peygamberimizin (sav) Evlenmesi

Muhammed aleyhisselâm yirmibeş yaşında iken başlangıçta Hazreti Hatice ile evlendi Hazreti Hatice, Kureyş kabilesinin Esedoğulları kolundan kırk yaşında ve dul idi Fakat, malı, cemâli, aklı, ilmi, şerefi, nesebi, iffet ve yazınsal öyle artı bir hatun idi Yüksek ahlâkı ve üstün vasıfları nedeniyle Kureyş aralarında Tâhire (fazla pak), İslâmiyet geldikten sonra da “HadîcetülKübra ismiyle meşhûr olmuştu Hazreti Hatice mallarını Şam tarafına götürüp Busra ’da satan Muhammed aleyhisselâmın adaletini, üstün ahlâkını ve hakkında duyduğu, şahit olduğu hadîseler sebebiyle onu son derece takdir etmişti Bu hadîseden kısa bir süre sonradan, yakınlarının araya girmesiyle evlenmeleri kararlaştırıldı Peygamber efendimizin (sallâllâhü aleyhi ve sellem) bu sırada evlenecek kadar parası ve malı yoktu O vakit da dostça bir arkadaşı olan Hazreti Ebû Bekir ’e gidip borç istemeyi düşündü Bu maksadla Hazreti Ebû Bekir ’in dükkânına gitti Hazreti Ebû Bekir dükkânının önünde oturuyordu Peygamberimizi (sallâllâhü aleyhi ve sellem) uzakta görür görmez bu gelen benim samimi dostum ve fazla sevdiğim arkadaşımdır, dedi Derhal benden ne taleb ederse bol bol vereyim diye karar verdi Peygamberimiz (sallâllâhü aleyhi ve sellem) yanında yaklaşınca karamsar görüp, sebebini sordu Durumu anlayınca kasasını açıp, buyur istediğin değin al dedi Peygamber efendimiz (sallâllâhü aleyhi ve sellem) lâzım olduğu dek alıp nikâh için gerekli hazırlığı yaptı Nikâh meclisi Hazreti Hatice ’nin evinde kuruldu Ebû Tâlib ve Varaka bin Nevfel göre ibraz konuşmaları yapıldı Nikâhı Varaka bin Nevfel kıydı Kureyş kabilesinin ileri gelenleri de nikâh şahidi olarak bulundular Zamanının emsalsiz bir kadını olan Hazreti Hatice, evlilik hayatı her tarafında Muhammed aleyhisselâma her zaman hizmet edip yardımcısı oldu Muhammed aleyhisselâmın bu evliliği Hazreti Hatice ’nin vefâtına değin yirmibeş yıl sürdü Bunun onbeş senesi bi ’setten önce on senesi bi ’setten daha sonra idi Muhammed aleyhisselâm, ilk zevcesi Hazreti Hatice hayatta iken başka biri ile hiç evlenmemişti Muhammed aleyhisselâmın Hazreti Hatice ’den ikisi erkek, dördü kız elde etmek üzere altı çocuğu oldu Bunlar; Kâsım, Zeynep, Rukıyye, Ümmü Gülsüm, Fâtıma ve Abdullah (Tayyib) dır Peygamberliği sırasında evlendiği Hazreti Mâriye ’den de İbrâhim adlı oğlu olmuştu Öteki zevcelerinden çocuğu olmadı Zeynep, kızlarının en büyüğü idi En küçük kızı Fâtıma babasının en sevgilisiydi Hazreti Fâtıma Peygamberimiz (sallâllâhü aleyhi ve sellem) kırk yaşında iken doğdu Erkek evlâtları ufak yaşta vefât ettikleri gibi, Hazreti Fâtıma ’dan başka bütün kızları da O ’ndan önce vefât ettiler Hazreti Fâtıma da Muhammed aleyhisselâmdan altı ay sonradan vefât etti Hazreti Ali ile evlenmişti Muhammed aleyhisselâmın soyu Hazreti Fâtıma evlâdı, Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin ile devam etti Resûlullah (sallâllâhü aleyhi ve sellem) ikinci defa olarak, ellibeş yaşında iken, Ebû Bekir ’in (radıyallahu anh) kızı; Âişe ( radıyallahü anha) ile nikâhlanıp, üç sene sonradan da Medine ’de evlendi Bunu HaticetülKübra ’nın vefâtından bir sene sonra, Allahü teâlânın emri ile nikâh eylemişti, ölünceye dek, sekiz yıl onunla yaşadı Diğerlerini, defalarca Hazreti Âişe ’den sonra, dinî, siyasî sebeplerle ya da acıma ve ihsan ederek nikâh etti Bunların hepsi dul olup, çoğu yaşlı idi Meselâ, Mekke ’deki kâfirlerin, müslümanlara eziyet ve zararları dayanılamayacak bir dereceye geldikte, Eshâbı kirâmın bir kısmı Habeşistan ’a hicret etmişti Habeş padişahı Necâşî Hıristiyan idi Müslümanlara farklı alanlara yönlendirilmiş şeyler sorup, aldığı olgun cevaplara hayran kalarak imâna geldi Müslümanlara çok iyilik yaptı İmânı kuvvetsiz olan Ubeydullah bin Cahş, fakirlikten kurtulmak için, papazlara aldanıp mürted olmuş, dinini dünyâya değişmişti Resûlullahın (sallâllâhü aleyhi ve sellem) halasının oğlu olan bu mel ’ûn, karısı Ümmi Habîbeyi de ( radıyallahü anha) dinden çıkıp zengin olmağa cebr ve özendirme etti ise de, bayan, fakirliğe ve ölüme râzı olacağını fakat Muhammed aleyhisselâmın dininden çıkmayacağını söyleyince, bunu boşadı Sürünerek, sefaletten ölmesini bekliyordu Lakin, az zamanda kendi öldü Ümmi Habîbe, Mekke ’deki Kureyşin o zamanki baş kumandanı Ebû Süfyân ’ın kızı idi Resûlullah (sallâllâhü aleyhi ve sellem) o zamanlarda, kureyş orduları ile, çok çetin muharebelerle uğraşıyordu ve Ebû Süfyân, İslâmiyeti yok etmek için son gayreti ile çarpışıyordu Resûlullah (sallâllâhü aleyhi ve sellem), Ümmî Habîbe ’nin dininin kuvvetini ve başına gelen fazla acı hali işitti Necâşîye mektûb yazıp, (oradaki Ümmi Habîbe ile evleneceğim Nikâhımı yap! Sonra kendisini buraya gönder!) biçiminde talepte bulundu Necâşî daha önce müslüman olmuştu Mektuba fazla hürmet edip, oradaki müslümanları sarayına davet ederek, eğlence verdi Hicretin yedinci yılında nikâh yapılıp, hediyye ve ihsanlarda bulundu Bu suretle, Ümmi Habîbe, imânının mükâfatına kavuşarak, orada zengin ve sıcacık oldu Onun tamamen, oradaki müslümanlar da rahat etti Cennetde, kadınlar kocalarının yanına bulunacakları için, Cennetin en yüksek derecesi ile müjdelenmiş oldu oysa, dünyânın bütün hoşgörü ve nimetleri, bu müjde yanında o kadar minik kalır Bu nikâh, Ebû Süfyân ’ın ilerde müslüman olmakla şereflenmesini hazırlayan sebeplerden birisi oldu Görülüyor ancak, bu nikâh, kâfirlerin iftiralarının ne dek yanlış ve çürük olduğunu bildirdiği gibi, Resûlullahın (sallâllâhü aleyhi ve sellem) aklının, zekâsının, dehasının, ihsanının ve merhametinin derecesini de göstermektedir İkinci misâl olarak; Hazreti Ömer ’in (radıyallahu anh) kızı Hafsa ( radıyallahü anha) dul kalmıştı Hicretin üçüncü yılında, Hazreti Ömer, Hazreti Ebû Bekir ’e ve Hazreti Osman ’a kızımı alır mısın dedikde, düşüneyim, demişlerdi Bir gün, Resûlullah (sallâllâhü aleyhi ve sellem), her üçü ve başkaları yanında iken, (Yâ Ömer! Seni karamsar görüyorum, sebebi nedir?) diye sordu Bir şişedeki mürekkebin rengi kolay görüldüğü gibi, Resûlullah (sallâllâhü aleyhi ve sellem) de, herkesin düşüncesini, bir bakışta anlardı Gereksinim görürse sorardı Ona, hatta herkese içten söylememiz farz olduğundan, Hazreti Ömer de, (Yâ Resûlallah (sallâllâhü aleyhi ve sellem) kızımı Ebû Bekir ’e ve Osman ’a (radıyallahu anh) öneri ettim, almadılar) gibi yanıt verdi Resûlullah (sallâllâhü aleyhi ve sellem) en çok sevdiği üç Eshâbının üzülmesini hiç istemediğinden, onları sevindirmek için, hemen buyurdu ancak: (Yâ Ömer! Kızını, Ebû Bekir ’den ve Osman ’dan (radıyallahu anh) daha iyi birisine versem ister misin?) Hazreti Ömer şaşırdı Çünkü, Hazreti Ebû Bekir ’den ve Hazreti Osman ’dan daha iyi kimse olmadığını biliyordu (Evet, Yâ Resûlallah!) dedi (Yâ Ömer, kızını bana ver!) buyurdu Bu suretle, Hafsa ( radıyallahü anha), Hazreti Ebû Bekir ’in ve Hazreti Osman ’ın ve bütün mü ’minlerin anneleri oldu ve bunlar, ona hizmetçi oldu ve Hazreti Ebû Bekir ve Hazreti Ömer ve Hazreti Osman birbirlerine daha yakın ve daha sevgili oldular Üçüncü bir örnek, hicretin beş veya altıncı senesinde, Beni Mustalak kabilesinden alınan yüzlerce esir arasında, Cüveyriyye ( radıyallahü anha), kabilenin reisi Hârisin kızı idi Bunu satın alıp âzâd ederek, kendilerine nikâh edince, Eshâbı kirâmın (aleyhimürrıdvân) tümü, biz, Resûlullah (sallâllâhü aleyhi ve sellem) ailesinin, annemizin akrabasını cariye olarak, hizmetçi olarak kullanmaktan hayâ ederiz dedi Tümü, esirlerini âzâd etti Bu nikâh, yüzlerce esirin âzâd olmasına sebep oldu Cüveyriyye ( radıyallahü anha) bu hali daima söyleyerek öğünürdü Âişe ( radıyallahü anha) ve Cüveyriyye ’den daha hayırlı, daha bereketli bir bayan görmedim, derdi Resûlullah (sallâllâhü aleyhi ve sellem) ’ın fazla evlenmesinin önemli bir sebebi de, şerî ’ati (İslâm dinini) söylemek içindi Hicab âyeti gelmeden, yani kadınların örtünmeleri dikte olunmadan önce, kadınlar da Resûlullaha gelip, bilmediklerini sorar, öğrenirlerdi Resûlullah (sallâllâhü aleyhi ve sellem) birinin evine gitse, kadınlar da kazanç, oturur, dinler, istifade ederlerdi Hicâb âyeti gelip, kadınların yabancı erkeklerle oturmaları, konuşmaları yasaklanmış edilince, tanıdık olmayan kadınları kabul etmedi Onların, bilmediklerini, mübârek zevcesi Hazreti Aişe ’den sorup öğrenmelerini dikte eyledi Gelip soranların çokluğundan, Hazreti Âişe, hepsine yanıt yetiştirmeğe zaman bulamıyordu Bu mühim hizmeti kolaylaştırmak ve Hazreti Âişe ’nin yükünü rahatlatmak için lâzım olduğu değin hanımı nikâh etti Kadınlara ait yüzlerce kibar bilgileri, müslüman kadınlarına, mübârek zevceleri yolu ile bildirdi Zevceleri bir olsaydı, tüm kadınların ondan sorması kuvvet ve hatta imkânsız olurdu Allahü teâlânın dinini tamamiyle söylemek için, fazla evlenmek yükünü de omuzlarına aldı
Muhammed aleyhisselâm Hazreti Hatice ile evlendikten daha sonra da Mekke ’de ticâretle meşgul oldu Ticâreti, Saib bin Abdullah ile ortaklık şeklinde yürütürdü Kazançlarıyla misafirleri ağırlarlar, yetimlere ve fakirlere yardım ederlerdi Muhammed aleyhisselâm tekrar bu sıralarda Hazreti Hatice ’nin kölesi Zeydi himayesine alıp, onu kölelikten âzâd etti O süre ufak yaşta bulunan Hazreti Ali ’yi de yanında alıp evladı gibi yetiştirmiştir

Otuzbeş yaşında bulunduğu sırada Kâ ’be hakemliği yaptı O süre yağmur ve seller sebebiyle Kâ ’be ’nin duvarları ayrıntılarıyla yıpranmış, bir yangın sebebiyle de tahribata uğramıştı Bu durum üzerine Kureyş kabilesi Kâ ’beyi İbrâhim (aleyhisselâm) ’ın yaptığı temele değin yıkıp bitmiş yapmaya başlamıştı Her kabileye bir bölümünü vererek duvarları yükselttiler Bu işin büyük bir asalet olduğunu haberdar olan kabileler Hacerülesved taşını yerine geçen kimse hususunda anlaşamadılar Her kabile böyle bir şerefe sahip edinmek istediğinden arasında gitgide artan büyük bir anlaşmazlık çıktı Dört beş gün süren bu anlaşmazlık sebebiyle nerdeyse kan dökülecekti Bu sırada Abdulmuttalibin dayısı ve yaşlı bir zat olan Huzeyfe ’nin (Ey Kureyş topluluğu! Anlaşamadığınız meslek hakkında hüküm vermek üzere, şu kapıdan ilk girecek zatı aranızda hakem yapın) diyerek Kâ ’beye açılan Benî Şeybe kapısına işaret etti Orada bulunanlar bu teklifi kabul ettiler ve Benî Şeybe kapısına bakarak birincil girecek ve işin en kibar anında bu işi halledecek kimseyi beklemeye başladılar Nihayet kapıdan, doğruluğunu, üstün ahlâkını son derece takdir ettikleri ve ElKesin (güvenilir) dedikleri Muhammed aleyhisselâmın geldiğini gördüler (İşte ElBelirlenmiş onun hükmüne razıyız) dediler Şart Muhammed aleyhisselâma anlatılınca bir örtü istedi Hacerülesved ’i bir örtü üstüne koyup (Her kabileden bir birey bir ucundan tutsun) dedi Taşı konulacağı yere değin kaldırttı Daha Sonra da kendisi taşı kucaklayıp yerine koydu Mekke ’de çıkmak üzere olan büyük bir harbin böylece önlendiğini gören kabileler, onun bu hareketinden çok hoşnut oldular Daha Sonra da yarım kalmış olan duvarları yaparak tamamladılar *
 

Similar threads

Peygamberimizin (sav) İsimleri ve Künyeleri Peygamberimizin (sallâllâhü aleyhi ve sellem) en fazla söylenilen ismi (MUHAMMED) ’dir Bu ad, Kur ’ânı kerîmde Âli İmrân sûresi 144 âyette, Ahzab sûresi 40 âyette, Fetih sûresi 29 âyette, Muhammed sûresi 22, âyetinde edinmek üzere dört defa...
Cevaplar
0
Görüntüleme
301
Peygamberimizin Dünyaya Teşrifleri Muhammed aleyhisselâm Hicret ’deri 53 yıl evvel Rebî ’ülevvel ayının onikinci Pazartesi gecesi sabaha karşı Mekke ’nin Hâşimoğulları mahallesinde, Safa Tepesi yakınında bir evde doğdu Bu gün, miladı 571 yılına ve Nisan ayının yirmisine rastlamaktadır O gün...
Cevaplar
0
Görüntüleme
293
Peygamber Efendimizin Dünyaya gelişi hakkında veri Muhammed aleyhisselâm Hicret ’deri 53 yıl evvel Rebî ’ülevvel ayının onikinci Pazartesi gecesi sabaha karşısında Mekke ’nin Hâşimoğulları mahallesinde, Safa Tepesi yakınında bir evde doğdu Bu gün, miladı 571 yılına ve Nisan ayının yirmisine...
Cevaplar
0
Görüntüleme
198
Peygamberimizin Ecdadı Muhammed aleyhisselâmın nûru, Âdem aleyhisselâmdan itibaren pak babalardan ve temiz analardan geçerek gelmiştir Kur ’ânı kerîmde Şu ’arâ sûresi ikiyüzondokuzuncu (219) âyetinde, “Sen, ya ’ni senin nûrun, defalarca secde edenlerden dolaştırılıp, sana ulaşmıştır...
Cevaplar
0
Görüntüleme
312
Siyeri Nebi ne demektir? Peygamberimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) doğumundan ölümüne kadar geçen hayatı içindeki yaşayışı, ahlâkı, âdet ve davranışlarını inceleyen ilimdir Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) nerede, kaç tarihinde doğdu? Mekke’de, 571 yılında, Rebiulevvel ayının...
Cevaplar
0
Görüntüleme
323
858,505Konular
982,830Mesajlar
33,076Kullanıcılar
CvvhvvSon üye
Üst Alt