Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Peygamberimiz (s.a.s.)’in Sevgi, Saygı ve Hoşgörüsü

Peygamberimiz (s.a.s.)’in Sevgi, Saygı ve Hoşgörüsü
0
102

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
İslâm, iman, ihsan ve aşka dayalı bir deruni tecrübenin dışa yansıyış biçimi olarak ‘ahlak nizamı’dır Bu nizamda en esaslı yer tutan ise insana saygıdır Yukarıda açıklamaya çalıştığımız gibi, insan, bir damla uzviyetten çıkarak Allah’a uzanan hareket iradesidir Bu yüzden İslâm’da her şey ‘insan’ içindir Kur’ân’da hiçbir ayrıma tabi tutulmadan mutlak manada ‘insan’ın halife olduğunun beyan edilmesi bunu göstermektedir

Yazımızın bu son bölümünde Peygamberimizin (sas) sevgi, saygı ve hoşgörüsünü gösteren bazı örnekleri nakledeceğiz

Enes (ra) anlatıyor: ‘Bir ara mescitte oturuyorduk Resulullah’ın herkesi mest eden sohbetini dinliyorduk Bir bedevi geldi Biraz Resulullah’ı dinledi Fakat sıkışmış olacak ki kalktı, mescidin bir köşesine idrarını yapmaya başladı Cemaat üzerine yürüdü Efendimiz (sas); ‘bırakın müdahale etmeyin, tamamlasın’ dedi Sonra adamı çağırdı; ‘bak’ dedi, burası mescid Burada namaz kılınır, Kur’ân okunur Allah’a ibadet edilir Senin şu yaptığın burada olmaz’ Resulullah sonra cemaatten birilerine bir kova su ile oranın temizlenmesini emretti

Resulullah birinin cenaze namazını kıldırmaya hazırlanırken Hz Ömer: ‘Hayır, siz bu adamın namazını kıldırmayın’ diyerek onun işlediği kötülüklerden örnekler vermeye başlamış Efendimiz cemaate dönmüş, ‘bir tane dahi olsa bu adamın iyiliğini gören kimse yok mu?’ deyince biri; ‘ben gördüm Ordu bir savaştan dönmüş, dinlenmeye çekilmişti Komutan gönüllü nöbetçiler istemişti İlk kabul eden bu adam oldu Sabaha kadar nöbet tuttu’ diye cevap vermiş Bunun üzerine Resulullah adamın namazını kıldırmış, kabrine kadar da refakat etmiştir Sonra Hz Ömer’i çağırmış; ‘Ey Ömer, biz insanların iyilikleri dururken onları kötülükleriyle değerlendirme hakkına sahip değiliz’ buyurmuştur

Rasullah’ın veda hutbesi de insana saygının evrensel düsturları ile doludur: ‘Ey insanlar unutmayınız ki hepiniz Âdem’densiniz Âdem de topraktandır Arabın Arap olmayana Arap olmayanın da Arap olana, beyazın siyaha, siyahın beyaza üstünlüğü yoktur Üstünlük ancak takva iledir (Kötülüklerden ve zulümden sakınarak olgun insan olmaya çalışmakladır) Allah Teala sizi değerlendirirken fiziki yapınıza, servetinize bakmaz Kalbinizde barındırdığınız imani değerlere ve işlerinize bakar’

Resulullah’ın sohbetlerine katılan Yahudi bir genç varmış Bir ara sohbetlerde görülmemiş Peygamberimiz sorunca ‘hasta yatıyor’ demişler Bunun üzerine Resulullah birkaç arkadaşını da yanına alarak genci ziyarete gitmiş Genç, ölümle pençeleşiyor Resulullah’ı yanında görünce sevinmiş ve kalkarak ona saygıda bulunmak istemiş Resulullah onun halini hatırını sormuş ve moral vermeye çalışmış Bir ara gence, imanla Allah’a kavuşmasını arzuladığından, kelimei şehadet getirmesini tavsiye etmiş Genç istekli fakat babasından çekiniyormuş Babası Resulullah’ın insana saygıyı esas alan bu davranışından da etkilenerek oğluna seslenmiş: ‘Oğlum teklif sahibini tanımaktayız Onun kötü şeyi önerdiği görülmüş müdür? Serbestsin’ Bunun üzerine genç kelimei şehadet getirmiş ve hemen sonra ruhunu teslim etmiş Resulullah buyurmuşlar: ‘Gencin bu davranışı arkasındaki küfür yükünü darmadağın etti…’

Resulullah (sas) bir cenaze geçerken ayağı kalkmıştır Yanındakiler; ‘Ey Allah’ın Rasülü bu bir Yahudi kadındır’ diyerek Resulullah’ın davranışını garipsediklerini ima etmişler Peygamberimiz tepki göstermiş ve ‘insan değil mi?!’ buyurmuşlardır

Sonuç Yerine

İslâm; fert, aile ve toplum hayatında insanilik, insanın kendini gerçekleştirme azmi, temiz fıtrata uygun bir hayat nizamının sağlanması, insanların fıtratlarında getirdiklerine yabancılaşmasının önlenmesi, ilahi aşkın tezahürleri olarak kabul edilebilecek sevgi, saygı, hoşgörü gibi değerlerlerle mümkün olacaktır Bu yüzden dini hayatımızın canlı olması gerekmektedir Fıtratımızda saklı bulunan bu duyguyu göz ardı edip o boşluğu doldurmak için başka alternatifler aramak, insanlık sınırlarını zorlamaktan başka bir işe yaramayacaktır Bu takdirde hayatta anlaşmazlıkların çözüm yolu, şiddet, düşmanlık, kin ve kaba kuvvet olmaya devam edecektir Ve ne yazık ki dünya ahiret mutluluğuna kavuşabilmesi için yaratılan insanın bu mutluluğa kavuşması, satırlarda kalmış bir temenniden öteye geçemeyecektir

Kaynak : dini ilimler dergisi
 
858,505Konular
982,660Mesajlar
33,046Kullanıcılar
King3838Son üye
Üst Alt