Özcan Deniz'in Çırılçıplak Soyunup Gusül Abdestine Aşırı İlginç Bir Çözüm Bulduğu Sahnenin Detayları

Eskiden ayıla bayıla seyrettiğimiz dizilerde ne kadar acayip şeyler olduğunu yeni fark ediyoruz. Şimdi size kısa bir nostalji turu yaptırıp küçük bir aydınlanma yaşatacağız. Özcan Deniz'in bir zamanlar bir dizide çırılçıplak soyunduğunda inanmayanları şöyle alalım derhal!


Şimdi sizi 1999 yılına, aşiret ve köy dizilerinin patlama yaptığı bir döneme götürüyoruz. Şu an bile arkadaş ortamında durup dururken "AŞKIN DAĞLARDA GEZER" diye anlamsız ruh boşalmalarımız oluyorsa sebebi bu dizidir.



Her şeyden önce dizi gerçekten de muadillerine göre çok kaliteli ve hayran kitlesi çok geniş bir diziydi. TGRT'de yayınlanan dizinin oyuncu kadrosu zaten yıldızlar geçidi, inanılmaz bir cast. Ama bütün bunlar bizim goygoyumuza engel değil, o yüzden emeği geçenlerin hoşgörüsüne sığınıyoruz.



Şimdi sevgili arkadaşlar, olayımız şu: Ziran ve Baran diye iki aşiret var ve bunlar ölümüne döğüş ediyor. Konuyu bilmeyen en son kuşak, neden nefret ettiğinin farkında olmadan sırf adrenalin olsun diye diğerine düşman. O şekil bir ortam!



Zilan aşiretinin yakışıklı bombası Zal ile tanışın... Zal normalde Netflix'te erotik İtalyan başrolünü oynayacak bir birey ama işte coğrafya kaderdir. Bu yüzden ölen abisi Reşo'nun karısı Heval'le evlendirilmek gibi bir dramla uğraşıyor.



Tabii bi de Baran aşiretinin gereksiz fazla güzel bireyi Kajal var. Her koşulda peşinden koşulması gereken Kajal, düşman aşiretten olunca Zal da buna düşüyor haliyle. Hem güzel hem yasaksa gerisi seks demektir, bilirsiniz... Ama işte öyle değil.



Neyse, kaslı Zal küçük yerde fit duruşuyla çok fazla dikkat çekiyor. Bakın bu Hakkari'nin köyünde de böyledir, Datça'da da böyledir. Küçük yerin yakışıklısı az olduğu için talibi mutlaka yaman olur.



Eski yenge Heval de Zal'ın çekiciliğinin farkında ama elinde müthiş bir kredi var. Heval "İnan ben de istemiyorum yengecim ama töre gereği sevişmemiz lazım" diyor, ki bu koca bir yalan çünkü bu konuda istekli olduğunu daha öncesinden biliyoruz. Kadın haklı...



Bunlar işi bitirdikten sonra herkes kendi telefonundan Instagram'da kim ne paylaşmış diye bakarken Heval'e bir güncelleme geliyor ve diyor ki: "Zal, bu arada ufak bir bilgi: Ben senin abinden hamileyim"



Allaaahhhh sen misin bunu duyan! Zal "Hem beni hem kendini kirlettin" diyerek yataktan fırlıyor. İnsan "Madem istemiyordun, nasıl erekte oldun?" diye de soramıyor tabii çünkü o an biz orada yokuz.



Zal evden depar alıp hemen kapının önündeki göle atlıyor. Ne için? GUSÜL ABDESTİ ALMAK İÇİN. Peki gölde ne yok? Su yok!



"Allahım" diyor, "Bana başka bir çare lütfen". Bakıyor ki yukarda tabak gibi bir dolunay var, hemen aklına muhteşem bir çözüm geliyor. Ahajahjsjhd



Evet sevgili dostlar, zor diye bir şey yoktur ama imkansız zaman alır dedikleri tam olarak bu. Zal üç kere ağza, üç kere burna AY IŞIĞIYLA ABDEST ALMAYA BAŞLIYOR. İnanmayan kendi kaybeder, aynen böyle!



Özcan Deniz bu sahne için zamanın Şamdan dergisine cıbıl haliyle şu pozu veriyor. Sanat için gerekirse ay ışığında gusül abdesti alacağını detaylı olarak dergiye anlatıyor. Bu arada o esnada tüm kadın set çalışanlarını da uzaklaştırmışlar ve sahne sabah 03:00 civarında, Urfa'nın bir köyünde çekilmiş.



2006 yılında Özcan Deniz'e bu sahne sorulduğunda konuyu şöyle özetlemiş:

'Elimde bir öyküm vardı. Aşkın Dağlarda Gezer. Onu televizyona dizi yapmıştık. O dizinin bir sahnesi vardı. Birlikte olmamam gereken biriyle beraber oluyor ve kendimi günahkar hissediyordum. Dereye koşuyorum, dere kurumuş ama ben gusul abdesti alacağım. Ay ışığı vuruyor ve ben ışıkla orada abdest alıyorum. Son derece estetik sinema görseli olarak büyük bir sahneydi. Tabii ben de çıplaktım'

Özcan Deniz diziye başlamadan önce spora başlayıp vücut çalışmış bu sahne için. Hâlâ daha inanmayanlar varsa şurayı seyretsin. Bizde yalan yok!