iltasyazilim
FD Üye
Rabbimizi sevmeden önce, O’nu tanımamız gerektiği gibi, ibadetleri yapmadan önce de hikmetlerini düşünmek, mahiyetini kavramaya çalışmak ve o emirleri verenle iletişime geçerek, özünü içselleştirmek gerekmektedir
Hiç şüphesiz Rabbimizin bizim ibadetlerimize ihtiyacı yoktur Biz ibadetlerimizi; güzel kul olabilmek, itaati öğrenmek ve yapılan imtihanı kazanabilmek için yaparız
Oruç ibadetinde de; kulluğumuzu hizaya sokmak, nefsimizi ve ahlakımızı terbiye etmek, çirkin dal ve budaklardan temizlenmek açısından büyük hikmetler vardır Bu hikmetler düşünülerek, mahiyeti kavranılıp, ona göre etekleri dikenlerden daha itinalıca toplayarak tutulan bir oruç, bizi gerçek itaate ve gerçek teslimiyete ulaştıracaktır
Bütün bir dünyayı, nebatatı, hayvanatı, suda yüzen ve havada uçan canlıları bile emrimize veren ve “Yeyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz diye cömertce nimetlerini seren, bizi bizden daha çok seven ve daha çok düşünen bir Rab, niçin bir ay gün boyu yasak koymuş olmalı?
Niçin, bir günlük oruca mükafat, cehennemden yetmiş yıl uzaklaşmaya vesile kılınmalı?
İnsanoğlu etten ve kemikten oluştuğu gibi, ruhdan ve gönülden de müteşekkildir Et ve kemik fiziki yapısını oluştururken, ruh ve gönül iç dünyasını, diğer bir ifadeyle metafiziğini oluşturur Sağlığımız için bedenin besinleri ihmal edilmediği gibi, gönül ve ruh sağlığı için de, midenin aç kalarak ince muhasebe yapması, daha hassas düşünmesi, bazı duyguları, heyecanları yaşayarak sekineyi bulması ve vuslatın tatlarını alması ihmal edilmemelidir
Gönül dünyamızın rakikleşmesini, kabaran nefsimizin terbiye olmasını, azgın bir hızla koşan istek ve duygularımızın törpülenmesini, sivrilen benlik ve gururumuzun kırılmasını oruç gibi bir ibadetle kazanmış oluruz Oruçla, bazen kuru ekmeğe muhtaç en aç bir insan, bazen fakir bir zavallı, bazen güçsüz bir ihtiyar, bazen de düşkün bir miskinin halini yaşarız Acziyet içinde kırık boyunla, kısık seslerle sesleniriz Rabbimize Daha içten, daha gönülden yakarışlarda, daha rakik davranışlarda bulunuruz
Oruç; dünyanın en ideal öğretmeni, Ramazan ayı ise sınırsız kredide ders almak isteyene nadide bir mektebtir
Oruç ehil bir üstad, Ramazan ayı ise bir külliyedir
Oruç bir arınma, bir dinlenme, gönlün ve ruhun huzura erdiği seçkin demlerdendir
Ramazanda sahur bir başka gizemli, iftar bir başka sevinçlidir
Seherler bir başka derin, asrlar bir başka zirvedir
Teravihler doyumsuz vuslat, hatimler tatlı muhabbetlerdendir
Kur’an’ın nazil olduğu bu ayda; oruçla temizlenmiş nefsimiz ve törpülenmiş duygularımızla, yeniden tanışırız Kur’an’la
Kur’an bize yeniden, ilk defa vahyolur Kur’an’ı ilk baştan heyecan ve coşkuyla okuruz Bir defa, iki defa, üç defa değil defalarca hatmederiz
Ramazan’da Kur’anla yıkarız içimizi, dışımızı Sadırlarımızı sonuna kadar açar, teravihlerde, sahurlarda Kur’anı soluruz
Evlerimizin her köşesi, çocuklarımızın her sözleri Kur’an olur
Kişiliğimiz, düşüncelerimiz, hal ve hareketlerimiz Kur’an söyler, vahy anlatır
Kur’an fetheder, caddelerimizi, sokaklarımızı, şehirlerimizi Çünkü bu ayda Şeytanlar zincire vurulmuş, Kur’an nazil olmuştur
Bu Ramazanda, bu oruçlarımızda da temizlemeliyiz ellerimizi, dillerimizi, gönüllerimizi… Rabbimizin hoşnut olmayacağı her iş ve düşünceye “Oruçluyum diyerek eteklerimizi toplamalıyız
Arınmalıyız yük veren, gönlümüzü yoran masivadan
Kırmalıyız benlik duvarlarımızı, çıkarmalıyız kalın his ve vecd verdirmeyen libaslarımızı
Temizlenmiş gönülle, arınmış kalple, yeniden tanışmalıyız Kur’an’la Yeniden ilk defa vahyolmalı Kur’an Ashabı kiram gibi okumadan, yaşamadan, içselleştirmeden geçmemeliyiz diğer hatme
İlk emri “Oku olan kitabımızın buyruğu üzerine okumaya başlamalıyız
Cahiliyeyi Asrı Saadet yapan okuma; bizlerin de yaşayışını, düşüncelerini, dünyaya bakışımızı, hayat felsefesini değiştirmeli…
Bizler de onlar gibi, namaz kılmalı, onlar gibi infak etmeli, onlar gibi kulluklar yapabilmeliyiz
Namazlarımız vuslat olmalı Dinin direği olan, gözümüzün nuru olan namazlarımıza daha bir ehemmiyet vermeli, daha bir hazla kılmalıyız
Alıkoymalı namazımız bütün fena işlerden, şer düşüncelerden
Açmalıyız sadırlarımızı Mevlamıza Daha gönülden, daha sıcak muhabbetler kurabilmeliyiz Utanmadan, sıkılmadan, saklamadan anlatmalıyız bütün hâl ve hareketlerimizi Israrla, ama ısrarla yardım istemeliyiz
Güzel ahlâka ulaşmak, tayyibe kullardan olabilmek, razı olduğu nefisler arasına girebilmek için istemeliyiz geceler gündüzler boyu O Ganiyy olan Mevla’dan
Yaklaşmalıyız Rabbimize nafilelerle Gören gözümüz, işiten kulağımız olana dek yaklaşmalıyız
Kuvvetli bir iletişim kurmalıyız Rabbimizle
Daima istişare ederek, sürekli sağımızda ,solumuzda, şah damarımızda olduğunu hissederek yaşamalıyız
Gaflet perdelerimizi biraz daha aralamalı Seherleri, teravihleri cemaatle geçirmeye özen göstermeliyiz
Sofralarımıza yalnız oturmamalı, misafirler sayesinde yetmiş bin meleği davet etmeliyiz hanelerimize
Zamanımızdaki bereketlenmelere şahit olmalı, alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz Müslümanlığımızı en güzel yapabilmek için, bütün ma’layani işleri unutmalı, en güzel taatlerde yarışmalıyız
Sabırla hemhal olduğumuz bu ayda,sabrı katık etmeliyiz ekmeğimize Ta ki; vuslatı yakalayıncaya dek…
İmtihanı kazananlardan oluncaya dek…
Alın işte, okuyun defterimi! Diye, cennete davet edilenlerden oluncaya dek…
Evet; oruçla bütün dünyamızı baştan sona yıkamaya, arındırmaya gayret etmeliyiz Kazananlardan olmalı ve bayramı hak edenlerden olabilmeliyiz
Altınoluk Dergisi
Hiç şüphesiz Rabbimizin bizim ibadetlerimize ihtiyacı yoktur Biz ibadetlerimizi; güzel kul olabilmek, itaati öğrenmek ve yapılan imtihanı kazanabilmek için yaparız
Oruç ibadetinde de; kulluğumuzu hizaya sokmak, nefsimizi ve ahlakımızı terbiye etmek, çirkin dal ve budaklardan temizlenmek açısından büyük hikmetler vardır Bu hikmetler düşünülerek, mahiyeti kavranılıp, ona göre etekleri dikenlerden daha itinalıca toplayarak tutulan bir oruç, bizi gerçek itaate ve gerçek teslimiyete ulaştıracaktır
Bütün bir dünyayı, nebatatı, hayvanatı, suda yüzen ve havada uçan canlıları bile emrimize veren ve “Yeyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz diye cömertce nimetlerini seren, bizi bizden daha çok seven ve daha çok düşünen bir Rab, niçin bir ay gün boyu yasak koymuş olmalı?
Niçin, bir günlük oruca mükafat, cehennemden yetmiş yıl uzaklaşmaya vesile kılınmalı?
İnsanoğlu etten ve kemikten oluştuğu gibi, ruhdan ve gönülden de müteşekkildir Et ve kemik fiziki yapısını oluştururken, ruh ve gönül iç dünyasını, diğer bir ifadeyle metafiziğini oluşturur Sağlığımız için bedenin besinleri ihmal edilmediği gibi, gönül ve ruh sağlığı için de, midenin aç kalarak ince muhasebe yapması, daha hassas düşünmesi, bazı duyguları, heyecanları yaşayarak sekineyi bulması ve vuslatın tatlarını alması ihmal edilmemelidir
Gönül dünyamızın rakikleşmesini, kabaran nefsimizin terbiye olmasını, azgın bir hızla koşan istek ve duygularımızın törpülenmesini, sivrilen benlik ve gururumuzun kırılmasını oruç gibi bir ibadetle kazanmış oluruz Oruçla, bazen kuru ekmeğe muhtaç en aç bir insan, bazen fakir bir zavallı, bazen güçsüz bir ihtiyar, bazen de düşkün bir miskinin halini yaşarız Acziyet içinde kırık boyunla, kısık seslerle sesleniriz Rabbimize Daha içten, daha gönülden yakarışlarda, daha rakik davranışlarda bulunuruz
Oruç; dünyanın en ideal öğretmeni, Ramazan ayı ise sınırsız kredide ders almak isteyene nadide bir mektebtir
Oruç ehil bir üstad, Ramazan ayı ise bir külliyedir
Oruç bir arınma, bir dinlenme, gönlün ve ruhun huzura erdiği seçkin demlerdendir
Ramazanda sahur bir başka gizemli, iftar bir başka sevinçlidir
Seherler bir başka derin, asrlar bir başka zirvedir
Teravihler doyumsuz vuslat, hatimler tatlı muhabbetlerdendir
Kur’an’ın nazil olduğu bu ayda; oruçla temizlenmiş nefsimiz ve törpülenmiş duygularımızla, yeniden tanışırız Kur’an’la
Kur’an bize yeniden, ilk defa vahyolur Kur’an’ı ilk baştan heyecan ve coşkuyla okuruz Bir defa, iki defa, üç defa değil defalarca hatmederiz
Ramazan’da Kur’anla yıkarız içimizi, dışımızı Sadırlarımızı sonuna kadar açar, teravihlerde, sahurlarda Kur’anı soluruz
Evlerimizin her köşesi, çocuklarımızın her sözleri Kur’an olur
Kişiliğimiz, düşüncelerimiz, hal ve hareketlerimiz Kur’an söyler, vahy anlatır
Kur’an fetheder, caddelerimizi, sokaklarımızı, şehirlerimizi Çünkü bu ayda Şeytanlar zincire vurulmuş, Kur’an nazil olmuştur
Bu Ramazanda, bu oruçlarımızda da temizlemeliyiz ellerimizi, dillerimizi, gönüllerimizi… Rabbimizin hoşnut olmayacağı her iş ve düşünceye “Oruçluyum diyerek eteklerimizi toplamalıyız
Arınmalıyız yük veren, gönlümüzü yoran masivadan
Kırmalıyız benlik duvarlarımızı, çıkarmalıyız kalın his ve vecd verdirmeyen libaslarımızı
Temizlenmiş gönülle, arınmış kalple, yeniden tanışmalıyız Kur’an’la Yeniden ilk defa vahyolmalı Kur’an Ashabı kiram gibi okumadan, yaşamadan, içselleştirmeden geçmemeliyiz diğer hatme
İlk emri “Oku olan kitabımızın buyruğu üzerine okumaya başlamalıyız
Cahiliyeyi Asrı Saadet yapan okuma; bizlerin de yaşayışını, düşüncelerini, dünyaya bakışımızı, hayat felsefesini değiştirmeli…
Bizler de onlar gibi, namaz kılmalı, onlar gibi infak etmeli, onlar gibi kulluklar yapabilmeliyiz
Namazlarımız vuslat olmalı Dinin direği olan, gözümüzün nuru olan namazlarımıza daha bir ehemmiyet vermeli, daha bir hazla kılmalıyız
Alıkoymalı namazımız bütün fena işlerden, şer düşüncelerden
Açmalıyız sadırlarımızı Mevlamıza Daha gönülden, daha sıcak muhabbetler kurabilmeliyiz Utanmadan, sıkılmadan, saklamadan anlatmalıyız bütün hâl ve hareketlerimizi Israrla, ama ısrarla yardım istemeliyiz
Güzel ahlâka ulaşmak, tayyibe kullardan olabilmek, razı olduğu nefisler arasına girebilmek için istemeliyiz geceler gündüzler boyu O Ganiyy olan Mevla’dan
Yaklaşmalıyız Rabbimize nafilelerle Gören gözümüz, işiten kulağımız olana dek yaklaşmalıyız
Kuvvetli bir iletişim kurmalıyız Rabbimizle
Daima istişare ederek, sürekli sağımızda ,solumuzda, şah damarımızda olduğunu hissederek yaşamalıyız
Gaflet perdelerimizi biraz daha aralamalı Seherleri, teravihleri cemaatle geçirmeye özen göstermeliyiz
Sofralarımıza yalnız oturmamalı, misafirler sayesinde yetmiş bin meleği davet etmeliyiz hanelerimize
Zamanımızdaki bereketlenmelere şahit olmalı, alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz Müslümanlığımızı en güzel yapabilmek için, bütün ma’layani işleri unutmalı, en güzel taatlerde yarışmalıyız
Sabırla hemhal olduğumuz bu ayda,sabrı katık etmeliyiz ekmeğimize Ta ki; vuslatı yakalayıncaya dek…
İmtihanı kazananlardan oluncaya dek…
Alın işte, okuyun defterimi! Diye, cennete davet edilenlerden oluncaya dek…
Evet; oruçla bütün dünyamızı baştan sona yıkamaya, arındırmaya gayret etmeliyiz Kazananlardan olmalı ve bayramı hak edenlerden olabilmeliyiz
Altınoluk Dergisi