Orthoreksia Nervoza Yemeyi Kesme Son zamanlarda doğal hayatın bozulması, hava kirliliği,büyüyen kanser vakaları, yürek hastalıkları vb nedenlerle herkes yedikleri,içtikleri besinler üzerinde daha özenle durmaya başlamış durumdadır Ailesi Istanbul dışından gelmiş olanlar kendi yörelerinin ürünlerini bulmaya çalışmakta, konuşmalarında o günlerin meyva, sebze yada etlerinden nostaljik bir tad alarak bahsetmektedirler Bu koşul natürel oysa ailesi İstanbul kökenli olanlar içinde geçerlidir Onlar da Çengelköy salatalıkları, Yalova elmaları, Kanlıca yoğurtlarından aynı bir şekilde bahsetmektedirler O dönemlerde suni gübreler yoktu, toprağın özelliği de doğal olarak farklıydı O koşulları aynı şekilde baştan oluşturamayız Fakat bir an için düşünün ki, sadece en katkısız, en doğal, en pak , en taze besini almak için seferber olmuşsunuz Hatta tazelik o kadar bir düzeydeki sizin için topraktan çıkartılan sebze 15 dakika geçmeden sizce yenilmeli, hiç buzdolabına girmemeli, hiçbir şekilde endüstri ortamından geçmemeli Bunun için her defasında üreticinin bulunduğu ortama bile gitmeniz gerekebilir Kesin miktarda suyla haşlamanız veya belirlenmiş sürede haşlamanız, kızartmamanız gerektiğine inanıyorsunuz ve bunu ama evinizde sağlayabilirsiniz, çünkü diğer insanlar sizin gibi yemek yemiyorlar Ne değin şiddet bir durum değil mi? Az Önce tüm dünya psikiyatristlerinin ortak bir şekilde oluşturdukları geçerli tanısal sınıflandırmalarına girmemiş olsa da günümüz dünyasında sık olarak bu durumdaki kişilerle karşılaşmaktayızRahatsızlık ismini Eski Yunancada saf, içten ve gerçek anlamındaki ‘ortho’ sözcüğü ile besinlerini kısıtlama ile karakterize bir yeme bozukluğu olan ‘anoreksia nervosa’ adlı rahatsızlığın bileşiminden almaktadır Bu kişiler yalnızca doğadan geldiği gibi saf besinlerle beslenmeyi hedefleyip, onun haricindekilerden kaçınan kişilerdir Bu gıdalardan ne değin yiyecekleri, bunların nereden ,ne koşullarda geldiği ile aşırı ilgilidirler Bu turden gıdaları hangi mekanlarda bulabileceklerini araştırıp, buralara yönelirler Hayatları adeta tükettikleri besinlerin sağlıklılığı üstüne kurulmuştur Besinleri bozan nedenler veya bozulmayı önleyecek katkı maddesi maddeleri üzerine yoğun bir şekilde odaklanmışlardır Kişiler uzun süreli olarak ,en saf diyet peşindedirler Genellikle vegeteryan bir beslenme düzenine sahiptirler Orthoreksia , anoreksia nervosa’ya ( kişinin kendine göre aşırı şişman olduğu düşüncesiyle, bazen fazla kuvvetsiz olmasına karşın yemek yemek yemeyi kesmesi durumudur) besinlerin kısıtlanması yönünden benzemektedir Ama anoreksiada alınan beslenme miktarı ve tipi kısıtlanırken, ortorekside besinin kalitesi üstüne odaklanılmaktadır Ayrıca alınan besinlerden en iyi şekilde muamele etmek için uzun vakit,aşırı bir şekilde ağız içinde çiğneme gibi davranışlar gözlenmektedir Katkı maddeli gıdalardan , şeker ve tuzdan kaçınılır, sadece çiğ sebze ve meyve ya da yalnızca pişirilmiş gıdaların tüketimine yönelinmektedir Bunun sonucunda kişinin alması gereken protein,vitamin, mineral ve yağlar alınamadığından kişide kansızlık, kemik erimesi, hatta ileri durumlarda ölümlerle karşılaşılabilmektedir Birey bu şart sebebiyle hayatını olduğu gibi ,batmış batmış ve bakımlı bir şekilde yaşayamamaktadır Bireyler fazla acelecilik bir duruma gelmekte, etraflarındaki şahısların de beslenmesine bu şekilde istikamet vermeye çalışmaktadırlarKişinin geçmişinde yaşadığı ağır sorunlar nedeniyle , çevresi ve dış dünya ile olan sorunları ile faal bir şekilde başaçıkamaması veya gereken tepkileri verememesi nedeniyle, varolan kaygısını yenebilmek için bilinçaltı bir savunma mekanizmalarıyla düşüncelerini diğer bir konuya odaklaması sonucunda gerçekleşmektedir Burada kayda değer olan nokta adi ve anormali ayırmaktırKısa süreli olarak şahısların doğal besinlere siklet vermesi, bir takım besinleri geçici olarak terketmesi bu rahatsızlığın kapsamına girmemektedir Rahatsızlığı olan kişiler normalden farklı olarak sosyal,mesleki işlevselliklerinde bozulmalar gösterirler Günlük hayatları besinlerin niteliğini düşünmekle geçmektedir Bunun altında jurnal hayat olayları ile başedemeyip,jurnal streslerden uzak durma çabaları yatabilmektedir Kişilerin çevreye ve kendileri dışındakilerin hazırladıkları gıdalara olan güvensizliklerinin temelinde kendilerine olan güvensizlikler, yetersizlik duyguları yatabilmektedir Bu şekildeki davranışları ile çevrelerin aleyhinde kendilerini daha güçlü, çevrelerini etkileyebilecek, doğruyu gösterecek bir hoca gibi hissedebilirler Yaşanan çaresizlikleri veya sorunları zihinlerinden bu şekilde uzaklaştırarak, tutunacakları, söz sahibi olacakları bir şart oluşturmuş olurlar Bu durumdaki bireyler genellikle dış dünya hakkında olumsuz düşünmekte, ama bu düşüncelerden kaçabilmek için bu duygularını sadece besinlerin olumsuz bir şekilde hazırlandıkları yönünde bir düşünceye çevirmektedirler sürekli olarak mükemmellik arkasından koştukları için , bunu gerçekleştirememeleri kendilerinden, çevrelerinden hoşnut olmamaları bu alana yansımış ve çok iyi gıdalara yönelerek, bu amaçlarını dolambaçlı olarak gerçekleştirmelerine hizmet etmiştir Bu kişilerde çoğunlukla izaç , cinsellik, mesleki etraf, ailesel ilişkiler ve kendilerini algılayışları ile ilgili sorunlara rastlanmaktadır Daha çok 2040 yaş grubu aralarında ,genel olarak kadınlarda, sosyoekonomik ve kültürel düzeyi yüksek kişiler aralarında görülmektedir Bu durumdaki kişilerin daha çok şehirsel alanlarda yaşadıkları düşünülmektedir Bu durumdaki kişiler günde en düşük 3 saatlerini besinleri düşünerek geçirmektedirler Ertesi gün yiyecekleri besinleri bugünden planlamaktadırlar Yediklerinden hoşlanmak yerine ,bunu bir erdem olarak görürler Bu konuda fazla katıdırlar, bu alışkanlıklarından imtiyaz vermezler Bu şekilde yediklerinden dolayı kendilerine verdikleri değeri artmış hissederler,özgüvenlerini arttırırlar Bu şekilde beslenemeyenleri küçümserler Bu kişilerin bu şekilde besinleri bulma ve hazırlamaları kendi evleri dışarıda muhtemel olmadığından açık havada bir şey yemez ve içmezler, diğer şehirlere veya misafirliğe gitmemeye ya da gitseler bile orada yememeye özen gösterirler Çoğunlukla bu sebeplerden yalnız yemek yemeyi yeğlerler, vakit içinde toplumdan uzaklaşmaya başlarlar Ara Sıra bu cins besinler haricen yemek zorunda kaldıklarında , bundan dolayı büyük bir suçluluk, vicdan azabı içine girerek üzüntü duyarlar Bu şekilde beslendiklerinde kendi üzerlerinde teftiş sağladıklarını hissederek daha bakımlı olduklarını varsayarlar Tedavilerinin psikiyatristlerce kişisel ya da grup terapileri ile yapılmaları uygundur Bireysel terapilerde kişinin geçmiş yaşantı öyküsü alınarak, yaşadıkları zorluklar karşısında kullandıkları uygun olmayan başetme mekanizmalarının gösterilerek, uygun savunma mekanizmaları geliştirilmesi, kendilerine, çevrelerindekilere ve dış dünyaya aleyhinde olan negatif bakış açılarının düzeltilmesi sonucunda bunların uzantısı olan bu tür tutum ve hafıza yapılarının düzeltilmesi amaçlanır Tedavi edilmediği takdirde anemi, kemik erimesi gibi vücutsal rahatsızlıkların görülmesi yanında, genelleşmiş endişe bozukluğu, panik ataklar ve bunalım gibi ruhsal hastalıklara da yol açabilmektedir Bu durumda olan kişilerin tedavi için psikiyatristlere yönelmesi gerekmektedir Çünkü sadece bu rahatsızlık bir buzdağının su yüzünde görülen kısmını oluşturmaktadır Daha derinlerde karakter sorunları, vesvese bozuklukları, saplantızorlantı bozukluğu bulunabilmektedir Unutulmaması zorunlu olan gıdalarımızı en uygun ve yararlı bir şekilde almaya çalışırken, ruhsal dünyamızı uygun olmayan, sağlıksız duruma getirmemektir özel baskı