Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Omurgasızlar Hayvanlar

Omurgasızlar Hayvanlar

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
omurgasız hayvanlar nelerdir
omurgasız hayvanların sınıflandırılması
omurgasız hayvanlar hakkında data

Omurgasızlar omurgalıların dışarıda kalan tüm hayvanları kapsar Günümüz sınıflandırmalarında bir altfilumu oluşturan Vertebrata (omurgalılar) dışındaki hayvanlar, eskiden Invertebrata (omurgasızlar) grubunda toplanıyordu Fakat artan bilgilerin ışığında böylesi bir sınıflandırma yapay duruma düşmüş ve omurgasızlar adı bir sınıflandırma düzeyini gösterecek biçimde kullanılmaz olmuştur
Varlığını sürdüren hayvanların yüzde 90 ’ ından çoğu omurgasızdır Boyutları, oysa mikroskop aşağı görülebilen tekhücreliler ile dev kalamarlar arasında değişir Omurgadan ve kasların bağlandığı sert bir iç iskeletten mahrum olmalarına rağmen birçoğu sağlam bir dış iskeletle korunmuştur

1Süngerler

Süngerler latincede Porifera olarak adlandırılır Takriben 5 bin türü tanımlanmış, suda yaşayan hayvan filumu olarak genelleştirme yapabiliriz En ilkel çok hücreli hayvanlar aralarında bulunan süngerler, çoğunlukla dallanmış biçimleri ve kısa süren lavra evreleri nedeniyle bitki sanılmış, hayvanlara özgü inşa ve özellikleri birincil 1755 ’te çıkarılmıştır
Süngerlerin yalnız 20 kadar türü (Spongilla cinsi) tatlı sularda, geriye doğru kalan büyük bölümü denizlerde yaşar En derin denizlerde bile rastlanabilen süngerler, en çok denizlerin tropik ve astropik kesimlerinde yaygındır Çoğu türün uzunluğu birkaç santimetreyi aşamazken, bazılarının boyu 2m ’ yi geçmektedir
Süngerlerin açıklanmış organları, dokuları, özgül biçimi, belli bir bakışımı yoktur Ortadaki sindirim boşluğunu saran iki katlı bir çeperden (dış cilt ve iç cilt) oluşan (diploblastik hayvanlar) fazla hücre canlılardır;iç deri (endorm) yakalı kamçılı hücrelilerden (koanosit) oluşur Bu hayvanlarda asap sistemi yoktur Hayvanın içinden geçen ve onun mikrofaj beslenmesini sağlayan su akımı, çok sayıda delikten girer; delikler titrek sepetçiklere, onlarda bir merkezi girişe açılır Su oradan, anusa benzetilebilecek büyükçe bir delikten (oskulum) dışarı çıkar Dış ve iç gözenekli olan katmanları aralarında mesoglea denen ve içinde serbestçe hareket eden amipsi hücrelerin (amibosit) bulunduğu jölemsi bir katman yer alır
Süngerler 3 sınıf altıda toplanır: Calcispongiae (Calcarea), Hyalospongiae (Hexactinellida) ve Demonspongiae Calcispongiae yada kalkerli süngerlerin üyeleri, kalsiyum karbonat iğneciklerinden kurulu iskeletleriyle ayırt edilen deniz süngerleridir
Hyalospongiae yada silisli sırça süngerlerinin iskeleti silisli ve genel olarak 6 eksenli iğneciklerden kuruludur İğnecikler sürekli bir ağ oluşturacak şekilde birleşebilir Demonspongiae yada silisli süngerler 4200 dolayında türdeki en geniş sünger sınıfıdır İskeletleri sponjin denen, yalnızca süngerlere özgü bir madde içerebilen bu sınıf üyelerinin çoğu sığ sularda yaşar
Süngerlerde bulunan amipsi hücreler küre biçimli yumurtaları üretir Döllenmeden sonradan oluşan lavralar gövdelerini çevreleyen kirpiklerin yardımıyla yerinde bir yüzeye tutunana kadar yüzerler Burada çabuk çoğalan lavra çok geçmeden yetişkin sünger hayvanına dönüşürBir Takım türler tomurcuklanma yoluyla eşeysiz olarak da ürer Tomurcuklar sonra ana süngerden ayrılarak gelişimini egemen bir biçimde sürdürür

2Örümceğimsiler

Arachnidalar, Arthropoda (eklembacaklılar) filumunun, ilk kez örümcekler, akrepler, akarlar, keneler ve uyuz böcekleri edinmek üzere, 70 bin dek etçil ve karada yaşayan omurgasız türüdür Arachnida üyelerinin en bariz özellikleri, iyi gelişmiş bir baş bölümü ile sert (kitinleşmiş) bir dış iskeletten oluşan bölütlü ceset yapısı ve çift sayıdaki eklemli beden uzantılarıdır
Yükselme sürecinde birkaç kez kabuk (dış iskelet) değiştiren bu hayvanların gövdesi başlıca 2 bölümden oluşur: Terbiyesizce böceklerin baş ve göğüs bölümlerine karşılık düşen ve sefalotoraks yada ön cisim (prosoma) denen başlıgöğüs ile art cisim yada opistosoma denen karın bölgesi Ön ceset 6, karın 12 bölütten oluşur Başlıgöğüs bölgesindeki 6 çift uzantının ilk çift genellikle algı organıdır; örümceklerde, zehir çengelleri denen bu kısa uzantının ikinci bölütü zehiri fışkırtmaya yarayan bir hücum organına dönüşmüştür Dokunma ayakları ve çene ayakları adıyla da bilinen ikinci çift (pedipalp), ya bacağa aynı dokunma organıdır yada hayvanın avını yakalamasına yarayan, kıskaca benzer algı organıdır Bazı türlerde, dokunma ayaklarından her birinin en daha aşağı bölütü kesici yada parçalayıcı bir organa dönüşerek, beslenme esnasında ağız parçalarına tezgâhtar olur; örümceklerde, dokunma ayaklarının en kutup bölümü özel bir çiftleşme organı görevini üstlenir
Arachnida sınıfının yaşamış 11 takımı, yeryüzündeki dağılımlarına kadar 3 büyük grup içinde toplanabilir Araneida (örümcekler), Opiliones, Pseudoscorpiones (yalancı akrepler) ve Acarina (keneler, akarlar, uyuz böcekleri) üyeleri dünyanın her yerine yayılmıştır Kuzey bölgelerinde oldukça seyrek, buna karşılık tropik ve astropik bölgelerde fazla yer alan türler, Scorpionida (akrepler), Solifugae (böğler yada poylar), Amblypygi (kuyruksuz kamçılı akrepler) ve Uropygi (kuruklu kamçılı akrepler) takımındandır Çok bakımlı ve sınırlı bir yayma gösteren takımlar ise Palpigradi, Ricunulei ve Schizomida ’dır
Arachnida sınıfından eklembacaklıların kur yapma ve çiftleşme davranışları epeyce ilginçtir Genelleme gerçekleştirmek öyle kolay olmamakla birlikte, erkek genelde spermini dişiye ilk elden aktarmaz Bir Takım türlerin erkeği spermini yere yada ağına bırakır; akrep ve yalancı akrepler, içinde sperma hücresinin bulunduğu bir değişken damlacığını içeren, jelatinsi yapıda bir sperma kesesi oluştururlar Birçok türlerde erkek kimyasal bir madde salgılayarak dişiyi eşleşmeye çağırır; görüşü belirgin olan türlerde ise ilgi çekici renkleriyle dişini ilgisini çekmeye çalışır
Arachnida üyelerinin büyük bölümü yumurtayla, bazı türler (örn akrep) ise doğurarak ürer Bu türlerde, döllenmiş yumurtalar dişinin içinde gelişir ve yavrular canlı olarak doğar Analık duygusu öyle gelişmemiştir fakat, kadınsı akrep en azından kabuk değiştirinceye değin yavrularını sırtında taşır
Akarlar ve kenelerin gelişme ve çoğalma çevrimi, Arachnida sınıfının değişik üyelerine kadar azıcık daha değişiktir Bu türlerde yumurtadan meydana çıkan 6 bacaklı lavra (kurtçuk), erişkin duruma gelmeden önce bir yada birkaç kez başkalaşım evresinden geçer (nemf) Acarina üyelerinin birçok yumurtlar; bazıları ovovivipardır, yani yumurtlama sırasında yada hemen peşinde yavrular yumurtadan çıkmaya hazırdır; bu türler arasında döllenmesiz çoğalmaya da (partenogenez) rastlanır
Gıda alışkanlıkları da türler arasında büyükçe şansın dönmesi gösterir Opiliones takımının bazı üyeleri uzun bacaklarıyla avlarının gerisinde koşar yada otların arasında gıda ararken, palavracı akrepler bir ava rastlayıncaya değin ağır ağır dolaşırlar Bir Takım kamçılı akrepler daha fazla geceleri avlanır, reel akrepler ile örümcekler ise avını yakalamak için sessizce beklemeyi seçim ederler Arachnida üyeleri içinde en değişik beslenme alışkanlığına sahip grup, salgıladığı ipekli iplikçiliklerini bazen bir avlanma aracı , ara sıra bir tuzak gibi kullanan örümceklerdir; ağ kuran türler çoğunlukla avın tuzağa düşmesini sabırla beklerken, bir takım örümcek türleri de avlanmak için fazla garip yöntemler geliştirmişlerdir

3Derisidikenliler

Echinodermatalar, gövdeleri ser ve dikenli bir kabukla örtülü fazla sayıda deniz hayvanını kapsayan filumdur En derin okyanus çukurlarından gelgit bölgelerine dek denizlerin bütün derinliklerinde görülebilen derisidikenlilerin 20 ’yi aşkın sınıfı tanımlanmıştır; bu sınıflardan çoğunun soyu tükenmiş, sadece beş sınıftan 6 bin dek tür bugüne dek varlığını koruyabilmiştir
Derisidikenlilerin bugün var olan bu 5 sınıfı Crinoidea (denizlaleleri ve tüy yıldızlar), Asteroidea (deniz yıldızları), Ophiuroidea (yılan yıldızları), Echinoidea (deniz kestaneleri) ve Holothuriodea (deniz hıyarları) ’dır Bir Takım uzmanlar Asterozoa altfilumu içindeki Asteroidea ve Ophiuroidea sınıflarını, aralarındaki yakın ilişkiye dayanarak Stelleroidea sınıfının altsınıfları olarak kabul ederler
Derisidikenlilerin en keskin özelliği, kalsiyum karbonattan oluşan iskeletleri ve erişkinlerde beşli ışınlı bakışım gösteren beden yapısıdır İskelet yapısı ya deniz kestanelerinde olduğu gibi sert levhaların kaynaşmasıyla oluşmuş, içi oyuk bir kabuk biçimindedir yada pürüzsüz, çok sayıda ayrı olarak kemik levhacık kaslarla birbirine bağlanmıştır Deniz laleleri ile tüy yıldızlarda her iki iskelet biçimi birlikte görülür; ana ceset bölümünde iskelet levhacıkları kaynaşmış, sap bölümünde ise eklemli bir inşa kazanmıştır Yumuşak gövdeli deniz hıyarlarında ise, iskelet levhacıkları iyice küçülerek mikroskobik parçacıklara bölünmüştür
Yaşayan derisidikenlilerin tüm sınıflarda etken olan bakışım (simetri) düzeni, çoğunlukla 5 eksenli olan ışınsal bakışımdır; soyu tükenmiş türlerde görülen iki yanlı bakışım ise, yaşamış türlerden çoğunun yalnızca lavra evresine özgüdür Ununla birlikte, deniz kestanelerinin bazı türleri erişkinlikte iki yanlı bakışımı korurken, yetişkin deniz hıyarları da dışarıdan iki yanlı, içten ışınsal (beşli) bakışım gösterir Özellikle savunmaya, hem beğenilmeyen parçacıkların vücuttan atılmasına yarayan kıskaçsı organlar (pedisel) deniz kestanelerinde ve deniz yıldızlarında bulunduğu halde, değişik 3 sınıfın üyelerinde bulunmaz Deniz kestanelerinde ayrıca 40 iskelet levhası ile kaslardan oluşan kompleks yapılı bir çiğneme aygıtı (Aristo feneri) vardır
Derisidikenlilerin birçok öbür eşeylidir Üreme çoğunlukla spermanın yumurtayı döllemesiyle eşeysel yoldan gerçekleşir; yalnız deniz yıldızları ile deniz hıyarlarının birkaç türünde bölünmeyle eşeysiz üreme görülür Eşeyli üremede yumurta ve spermalar denize dökülür ve döllenme su içinde gerçekleşir Dişiler genelde yılda bir kez ve milyonlarca yumurta döker Döllenen yumurtalar, yumurtanın iriliğine tabi olarak iki öbür gelişme çizgisi izler Az gıda içeren küçük yumurtalardan serbestçe yüzebilen lavralar çıkar; bunlar bir süreliğine planktonlarla beslendikten sonra değişim geçirir ve deniz tabanına yerleşir Daha bol besin taşıyan kocaman yumurtalarda, embriyon gelişmesini yumurta içinde tamamlar ve lavra evresinden geçmeksizin aracısız olarak erişkine dönüşür
Derisidikenlilerin birçok, kopan gövde parçalarını zahmetsizce yenileyebilirÖrneğin denizyıldızlarında, ortadaki beden diskinden ufak bir parçanın kalmış olması koşuluyla, tek bir koldan yeni bir kişi gelişebilir
Derisidikenlilerin büyük bölümü, dibe çökelmiş yada yüzen çok minik organik maddelerle, denizkestaneleri ile denizyıldızlarının birçoğu ise bitkilerle beslenir Yalnız bazı deniz yıldızları bilhassa yumuşakçalara dadanan etobur hayvanlardır

4Çok bacaklılar

Fazla bacaklılar, fazla ayaklılar olarak da bilinir Omurgasızların Arhropoda (eklembacaklılar) filumundan Diplopoda (kırkayak) , Chilopoda (çıyan), Psuropoda ve Symphyla sınıfları ile soyu tükenmiş Achipolypoda grubunun üyelerine verilen ortak addır Bazı uzmanlar bu hayvanları Myriapoda sınıfı altında toplar ve yukarıda sözü edilen sınıfları birer altsınıf olarak kabul eder Ufak bir grup olan çok bacaklıların günümüze değin 11 bin yaşamış türü sayılmıştır
Fazla bacaklılar bir çift duyarga, çiğneyici çeneler ve solunum trakerleri gibi çoğu çift bacakla donanan kara eklembacaklıları sınıfıdır Bir çok bacaklının genelde birbirinin aynı birçok halkasının herkes bir yada iki çift ayak taşır Cinsellik deliği ya bir tanedir ve arkada bulunur (Chilopoda sınıfı) yada iki tanedir ve öndedir (üyelerinin her halkasında iki ayak bulunan kırkayaklar ve gelişmemiş sineklere benzer Symphyla daha aşağı sınıfı) Tüm çok bacaklılar yumurtlayarak ürer
Çok bacaklılar genellikle seyrek görülen hayvanlardır Bazıları geniş kitlesel göçlerle dikkat çekerken, bazıları da konut ve değişik yapıların gizli köşelerinde barınır Yaşamış 4 sınıfı ile tropik ve ılıman bölgelere büyük ölçüde dağılmış olan fazla bacaklılar, bir takım yerlerde toprağın organik bölümünü (humus) kaplayarak toprak faunasında öne çıkarlar Değişiklik ve sayıca en çok ormanda bulunursalar da, çıyanlar ilk olarak almak üzere kimi kırkayak türleri mera yada sözde verimsiz çevrelerde bulunur

5Solucanlar

Solucan sınıfı Platyhelminthes (yassı solucanlar), Anelida (halkalı solucanlar), Aschelminthes (yuvarlak solucanlar) ve Pogonophora (sakallı solucanlar) filumlarını kapsar Ara Sıra Aschelminthes grubunu oluşturan Nematoda (iplik solucanlar), Rotifera, Gastrotricha, Kinorhyncha ve Pripalida sınıfları filum düzeyine yükseltilerek sınıflandırılmaktadır Yer solucanları, Oligochaeta sınıfından halkalı solucanların karada yaşamış en tanınmış üyeleridir
Solucanların gövdesi ince uzun, silindir biçiminde yada yassılaşmış ve genellikle uzantılardan yoksundur Uzunlukları 1mm ‘nin altından başlayarak 15m ’yi aşabilir Denizlere, tatlı sulara ve karalara yayılmış olan bu hayvanların bir bölümü parazit, öbürleri serbest yaşar

6Böcekler

Böcekler Arhropoda (eklembacaklılar) filumunun Insecta (böcekler) sınıfını oluşturur Böcekler hayvanlar aleminin en geniş filumudur: hem birey sayısı hem de uyum sağlama ve yeryüzüne dağılma açısından
Böcekler sınıfı 2 daha aşağı sınıfa ayrılır: Apterygota (kanatsız böcekler) ve Pterygota (kanatlı böcekler) Apterygota altsınıfının Protura, Thysanura (kılkuyruk), Diplura ve Collembola (yay kuyruk) gibi 4 takım içinde sınıflandırılan üyeleri ilkel, kanatsız ve genelde başkalaşmasız böceklerdir; bunlarda, erişkinlerin ağız parçaları baş kapsülüne tek bir noktada eklemlenir 27 takımdan oluşan Pterygota altsınıfının üyeleri daha üstün yapılı, kanatlı, kanatlı ve başkalaşma geçiren böceklerdir; bunlarda, erişkinlerin ağız parçaları baş kapsülüne iki noktada eklemlenir Bu altsınıfın iki bölümünden biri olan Exopterygota, yarı başkalaşmalı böcekleri içerir ve 17 takıma ayrılır: gün sinekleri, karaböcek, cırcırböceği, kulağa kaçanlar, cadı çekirgeleri, eşkanatlılar, termitler, ısırıcı bitler, tahta kurusu Altsınıfın ikinci bölümü olan ve bütün başkalaşmalı böcekleri içeren Endopterygota bölümü ise 10 takıma ayrılır: deve sinekleri, kelebek, arı, karınca, sinekler,pireler
Bütün eklem bacaklılarda olduğu gibi, böceklerin de bacakları eklemli, gövdeleri bölütlü ve çoğunlukla bir dış iskeletle korunmuştur Bu sınıfın üyelerini eklembacaklıların öbür sınıflarından ayıran esas özellikler ise şunlardır: Değişik eklembacaklılarda vücut 2 bölümden oluşurken, böceklerde baş, göğüs ve karın edinmek üzere 3 bölümden oluşur; Öbür eklembacaklıların hiçbirinde kanat bulunmazken, bu sınıfın üyelerinin birçok kanatlıdır; öbür eklembacaklılardaki en düşük 4 çift bacağa karşılık böceklerin 3 çift bacağı vardır Nitekim bazı uzmanlar böcekler sınıfını, altı bacaklı anlamına gelen Hexapoda terimiyle adlandırır
Böceklerin özelliklerinden biri olan kanat yapısı ise, derecelendirme ve adlandırmada temel olarak alınır: Düzkanatlılar, yarım kanatlılar, kın kanatlılar, pul kanatlılar, zar kanatlılar gibi
Böceklerin hayat çevrimi genelde yumurtayla başlar Türlerin çoğunda, çevre koşulları elverişli olmadıkça lavra yumurtanın içinden çıkmaz ve türden göre ya duraklama durumuna geçerek gelişmesini erteler yada gelişmesini tamamladıktan sonradan uyku durumuna geçerek koşulların düzelmesini bekler Yumurtadan çıkan lavra, kitinli kabuğu sertleşinceye dek hava yutarak şişer Bu dış iskelet bir kez sertleştikten sonradan artık büyümediği için, haşere geliştikçe bu daralan kabuğu atıp, yeni ve daha geniş bir kabuk oluşturarak birkaç kez deri değiştirir Böceklerin lavra biçimleri 5 grupta toplanabilir : tırtıla eş lavralar, tombul ve kıvrık lavralar, uzun,yassı ve hareketli lavralar, telkurduna benzeşen lavralar ve bacaksız lavralar
yaklaşık olarak bütün böceklerde eşeyli üreme, bazılarında döllenmesiz artma, bir bölümünde de tek eşeylilik görülür

7Yumuşakçalar

Latince adı Molusca dır Tipik bir yumuşakçanın bedeni bir baş, bir iç organlar kütlesi ve bir ayaktan oluşur; bunların tümü manto denilen bir zarla kaplıdır Mantonun esas görevi kavkı salgılamaktır Kavkı iki çenetli, koni biçiminde, helezon gibi kıvrık, cilt aşağıda körelmiş durumda, çoğu levhaya bölünmüş (kiton), helezoni bölgelere ayrılmış (Nautilus) olabilir; kavkı erişkinde büsbütün yok olabilir fakat embriyonda belli bulunur
Yumuşakçalarda bakışım yaklaşık olarak iki yanlıdır; karoser bölütlü değildir, ama bir takım organlarda bölütlenme izlerine rastlanır Genelde etli olan but çoğunda sürünerek yürümeye (karından bacaklılar), yeri delmeye (iki çenetliler), yüzmeye ve besinleri yakalamaya fayda(kafadan bacaklılar)
Yumuşakçalar beş sınıfa ayrılır: İlkel yumuşakçalar(kiton), karındanbacaklılar (başlıca sarmal kavkılıdırlar), Scaphopoda (sayıca çok azdırlar), iki çenetliler ve kafadan bacaklılar(ahtapot,mürekkep balığı)
Sölom iki başıboşluk halindedir; birinde eşeysel kumaş, ötekinde perikart bulunur Yumuşakçaların yumurtaları bol vitellüslü olduğundan genelde iridir Yumurtalar çoğunlukla çok karışık organlarda ayrı ayrı yada bir arada bulunabilir Lavra yüzücüdür ve bir perdeyle kaplı örtülü bir safha geçirir; bu aşama kafadan bacaklılarda yoktur ve karından bacaklı kara yumuşakçalarında lavra iri bir vitellüsle örtülüdür

8Kabuklular

Kabukluların iki çift duyargaları, birleşik gözleri, başlıca göğüsle kaynaşmış bir başları vardır Bu sınıfa ıstakoz, yengeç gibi solungaçlarla donanan eklem bacaklılar dahildir
Kabuklular esas özellikleriyle değişik hayvanlardan ayrılır Bedenleri bir baş ile iki farklı bölgede toplanan (göğüs ve karın) bir dizi bölüt (yada halka) taşıyan bir gövdeden oluşur Bölütlerin sayısı gelişmiş kabuklularda 19 yada 20 ’dir Çoğunlukla bir yada birçok göğüs bölütüyle kaynaşarak baş, bir başlıgöğüs oluşturur Göğüs bölütlerinin her birinde, pereiopot adı verilen ve çiğneyici organlara, kıskaçlara yada ayaklara(yürümeye yada yüzmeye fayda) dönüşebilen bir çift eklenti vardır Malacostraca cinsinin her kalın bölütünde pleopot denen bir çift eklenti bulunursa da değişik öbeklerin üyelerinde genelliklebu eklentilere rastlanmaz *
 
858,505Konular
982,672Mesajlar
33,048Kullanıcılar
Mega00Son üye
Üst Alt