Obur kaplumbağa cocuk masalı,
Obur kaplumbağa hikayesi
Obur Kaplumbağa
Bir varmış, bir yokmuş,
Evvel zaman icinde, kalbur saman icinde,
Allah’ın yarattıkları buğday tanesinden cokmuş
Kimi kavak gibi uzun, kimi kabak gibi tombulmuş, Kimi yururken tıs tıs eder, kimi kuş gibi ucarmış
Yeşil mi yeşil, guzel mi guzel bir orman icinde iki arkadaş kaplumbağa yaşarmış Birinin adı Meyşa diğerininki ise Tişni imiş Meyşa ile Tişni cok iyi arkadaşmış
Meyşa hareketli, yardımsever, calışkan, dost canlısı bir kaplumbağaymış Tişni ise tembel, dunyayı umursamayan, herkesten uzak durmayı seven bir kaplumbağaymış Tek ar*kadaşı Meyşa imiş Meyşa ve Tişni her akşam aynı ağacın altında buluşurlarmış
Meyşa her gun sabah uzun uzun yurur, yolda gorduğu hayvan*larla tanışır, arkadaş olurmuş Tisni’ninse her gun yaptığı tek şey bol bol yemek yemek ve uyumakmış
Meyşa, Tişni’ge devamlı olarak;
— Haydi, Tişni sen de biraz gez, hareket et, cok şişmanla*dın, dermiş Tişni ise;
— Biz kaplumbağalar zaten yavaş hayvanlarız; bizim ha*reketimizden ne olacak, diyerek yatarmış Surekli yemek ye*diğinden cok obur bir kaplumbağa olup cıkmış Bulduğu her otu yiyormuş Meyşa ona;
— Her otu yeme zehirlenirsin, dermiş ama o bildiğinden hic şaşmaz, kimsenin sozune kulak asmazmış
Bir gun Meyşa, Tişni’yi ormanda gezmeye ikna etmiş Bir*kac adım gidince Tişni “Yoruldum! diye şikayet etmiş
Dinlenmek icin bir yerde durmuşlar Surekli boğazını duşunen Tişni, yiyecek bulmak icin etrafa bakmaya başlamış Daha once gormediği kırmızı meyveli bir sarmaşık gormuş Yemek icin meyvelere doğru ilerlemiş Meyşa;
Hayır, Tişni onları yememeliyiz Ne olduğunu bilmiyo
ruz, zararlı olabilirler, demiş
Baksana kırmızı kırmızı meyveler Ne kadar da guzel
Gorunuyor, gel sen de ye, demiş Tişni,
Meyşa yememesi icin cok yalvardıysa da Tişni’yi vazge
ciremernis Tişni hem yiyor hem de Meyşa’yı;
— Gel gel, sen de ye cok lezzetli, diye cağırıyormuş
Tişni tıka basa yedikten sonra uyumaya gitmiş Daha yeni uykuya dalmış ki dayanılmaz bir karın ağrısiyla uyanmış
Meyşa, arkadaşının yanına koşmuş; ama elinden gelen hicbir şey yokmuş Tişni karın ağrısıyla kıvranıyormuş Meyşa ne yapacağını şaşırmış Aklına arkadaşı geyiği cağırmak gel*miş Geyik hastalıklardan anlarmış Koşa koşa geyiğin yanı*na gitmiş Tişni’nin başına gelenleri ona anlatmış Geyik şifalı otlardan bir ilac hazırlamış Tişni’ye bunu icirmiş
Tişni o gunden sonra bir daha asla bilmediği yiyecekleri yememiş Meyşa ile birlikte her gun ormanda uzun yuruyuşler yapmış Meyşa artık onun cok yemesine de engel oluyor*muş Tişni şişmanlıktan kurtulmuş, sağlıklı bir kaplumbağa ol*muş İki arkadaş ormanda uzun yıllar yaşamışlar
Obur kaplumbağa hikayesi
Obur Kaplumbağa
Bir varmış, bir yokmuş,
Evvel zaman icinde, kalbur saman icinde,
Allah’ın yarattıkları buğday tanesinden cokmuş
Kimi kavak gibi uzun, kimi kabak gibi tombulmuş, Kimi yururken tıs tıs eder, kimi kuş gibi ucarmış
Yeşil mi yeşil, guzel mi guzel bir orman icinde iki arkadaş kaplumbağa yaşarmış Birinin adı Meyşa diğerininki ise Tişni imiş Meyşa ile Tişni cok iyi arkadaşmış
Meyşa hareketli, yardımsever, calışkan, dost canlısı bir kaplumbağaymış Tişni ise tembel, dunyayı umursamayan, herkesten uzak durmayı seven bir kaplumbağaymış Tek ar*kadaşı Meyşa imiş Meyşa ve Tişni her akşam aynı ağacın altında buluşurlarmış
Meyşa her gun sabah uzun uzun yurur, yolda gorduğu hayvan*larla tanışır, arkadaş olurmuş Tisni’ninse her gun yaptığı tek şey bol bol yemek yemek ve uyumakmış
Meyşa, Tişni’ge devamlı olarak;
— Haydi, Tişni sen de biraz gez, hareket et, cok şişmanla*dın, dermiş Tişni ise;
— Biz kaplumbağalar zaten yavaş hayvanlarız; bizim ha*reketimizden ne olacak, diyerek yatarmış Surekli yemek ye*diğinden cok obur bir kaplumbağa olup cıkmış Bulduğu her otu yiyormuş Meyşa ona;
— Her otu yeme zehirlenirsin, dermiş ama o bildiğinden hic şaşmaz, kimsenin sozune kulak asmazmış
Bir gun Meyşa, Tişni’yi ormanda gezmeye ikna etmiş Bir*kac adım gidince Tişni “Yoruldum! diye şikayet etmiş
Dinlenmek icin bir yerde durmuşlar Surekli boğazını duşunen Tişni, yiyecek bulmak icin etrafa bakmaya başlamış Daha once gormediği kırmızı meyveli bir sarmaşık gormuş Yemek icin meyvelere doğru ilerlemiş Meyşa;
Hayır, Tişni onları yememeliyiz Ne olduğunu bilmiyo
ruz, zararlı olabilirler, demiş
Baksana kırmızı kırmızı meyveler Ne kadar da guzel
Gorunuyor, gel sen de ye, demiş Tişni,
Meyşa yememesi icin cok yalvardıysa da Tişni’yi vazge
ciremernis Tişni hem yiyor hem de Meyşa’yı;
— Gel gel, sen de ye cok lezzetli, diye cağırıyormuş
Tişni tıka basa yedikten sonra uyumaya gitmiş Daha yeni uykuya dalmış ki dayanılmaz bir karın ağrısiyla uyanmış
Meyşa, arkadaşının yanına koşmuş; ama elinden gelen hicbir şey yokmuş Tişni karın ağrısıyla kıvranıyormuş Meyşa ne yapacağını şaşırmış Aklına arkadaşı geyiği cağırmak gel*miş Geyik hastalıklardan anlarmış Koşa koşa geyiğin yanı*na gitmiş Tişni’nin başına gelenleri ona anlatmış Geyik şifalı otlardan bir ilac hazırlamış Tişni’ye bunu icirmiş
Tişni o gunden sonra bir daha asla bilmediği yiyecekleri yememiş Meyşa ile birlikte her gun ormanda uzun yuruyuşler yapmış Meyşa artık onun cok yemesine de engel oluyor*muş Tişni şişmanlıktan kurtulmuş, sağlıklı bir kaplumbağa ol*muş İki arkadaş ormanda uzun yıllar yaşamışlar