iltasyazilim
FD Üye
Obua Nedir,Obua Çalgısı, Obua Çeşitleri, Obua Hakkında Bilgi, Obua Nasıl Çalınır,Obua çalgısı Hakkında Bilgiler
Üflemeli tahta müzik aletleri ailesindendir Daha Alçak kısmı geniş, üstteki tarafa dürüst daralan tahta bir boru olup, üç kısımda incelenir;
1 Birinci kısıma huni adı verilir Bu bölüm Obuanın en geniş kısmıdır Orta kısma girebilecek bir şekilde son bulur Bu Nedenle ikinci ve üçüncü kısımlar birbirine eklenmiş olur Obuanın en pes (kalın) sesleri bu bölümde bulunurlar
2 ikinci kısım obuanın en hassas olan kısmıdır Mekanizmanın en ayrıntılı aksamı bu bölümde yer almıştır Ajiliteye (sürate) en uygun olan ve güçlük göstermeyen, en entonasyon hatası bakımından en güvenilir olan kısmıdır aynı zamanda Obuanın en tatlı seslerini içerir Kulak üzerindeki etkisini (unutulmayan izlerini) bu orta kısımda buluruz Doğal seslerin yük merkezi bu bölümdür
3 üçüncü kısım ise obuanın en rahat yeridir İkinci kısımla birleştikten daha sonra Alet bitmiş olur Bu kısım, sesleri oktavlamaya yarar Tabii sesler bu kısımda yerini, yavaş yavaş tahrik edici seslere bırakır Tiz (ince) sesler, dudak ve parmak hünerleriyle elde edilen ek sesler (gün geçtikçe bu ilave sesler tiz ses olarak tabiileşmektedir) bu kısımda yer alır Incecik bir sesin feryadına bu bölümde rastlarız
Bu son parçanın diğer bir karakteristik bir vasfı da, Obuada ses karşılayan kamışın benzer kısımda yer almış olmasıdır Son parça sanılan kamışla Obua en dar ve kutup noktasına kavuşmuş olur Kamış çift cepheli olup madenden yapılmış yuvarlak bir tüple, ince ve mumlanmış bir iple bağlanır Tüp üstüvani bir mantara yerleştirilmiştir
İncelmiş olan sırık tarafın büyük bir dikkatle korunması lazımdır Herhangi sert bir cisme dokundurulduğu ya da sürtüldüğü taktirde hemen kırılır veya bozulur Böyle bir duruma düşmüş olan kamıştan hiçbir zaman istenilen kalitede ses kabul edilmez Bu alıngan araç dudaklar arasına yerleştirilip üflendiği zaman, nefesi Obuaya naklederken, bununla beraber ihtizas eder Obuaya dışarı giden nefes (hava dalgacıkları) parmaklar vasıtası ile yönetilen mekanizmadan dışarı çıkarken, istenilen ses de elde edilmiş olur ve bu parmak hareketlerinin sonucunda Obuanın icrası meydana kazanç
Mekanizma altısı yanlamasına edinmek üzere on perdeden oluşur Her perdenin bir ya da iki, alttan ve üstten nahoş yayı vardır Perdeler birbirine miller vasıtasıyla bağlanmıştır Yaylar çelikten miller madenden yapılmıştır Yaylar levha ve yuvarlak edinmek üzere iki şekilde tespit edilmiştir mekanizmanın öteki kısımları ise gümüş ya da nikeldir Ağaç kısmı ise şimşirden, fil dişinden fazla olarak da abanoz veya sedirden imal edilir Obuanın teorik uzunluğu 696 cm dir (la) diyapozonuna tarafından do olarak imal olunur ve partisi transpoze edilmeksizin okunur Notası ikinci çizgi sol anahtarı ile yazılır ve olduğu gibi okunur
İki oktav ile bir dörtlüden oluşan bütün bir kromatik diziyi ihtiva eden ses genişliği, portenin aşağıda birinci ilave çizgisindeki si bemolden, portenin ikinci aralığındaki o diyeze kadar tabii sesler ondan sonrakilerde oktavlama suretiyle elde edilen sekizlilerdir
OBUA ’NIN ÇEŞİTLERİ
Aynı aileden Korangle ’nin, alto Obuanın tanıdık obuadan farkı yoktur denilebilir Teknik yapılış aynıdır Sadece boyu daha uzun, ses genişliği Obuanın bir beşli pesinden almak üzere, gene iki oktav ve bir dörtlüden teşekkül eder Sesinin rengi obuaya tarafından daha kapalı tok ve içlidir Obuadan ayrılan tek özelliği kamışın doğrudan doğruya üçüncü kısma yerleştirilmeyip es denilen deveboynu şeklindeki bir maden boruya takılmasıdır
Konrangle partisini notaya alış biçimi ise zaman zaman değişmiştir 19 Yüzyılın ortasına kadar Fransa ’da hakiki sesler halinde ve ikinci çizgi do anahtarı ile yazılıyordu; benzer devirde İtalyadaki hakiki tonla yazılı, ama alt oktav göz önünde bulunmuştur Zamanımızda ise ikinci çizgi sol anahtarında yazılıyor; buda partisyonun okunuşunda zihnen bir beşli aşağıdan transpozisyonla okumayı gerektirmektedir
Yine bu aileden Obua d ’Amour (Aşk Obua ’sı) ile Obua Da Caccia (Av veya orman Obuası) denilen bir başka Obua, Bach zamanında kullanılmış olan Obualardır Obua d ’Amour, Bach kantatlarının bazılarında yer almıştır Bilinen Obuanın bir ufak üçlü alt göre çalınıyordu ve Obua ile korangle arasında apaçık bir yer tutuyordu Bunun bir takım örnekleri son zamanlarda yapılarak Bach ’ın eserlerini çalmakta kullanılmıştır
Kompozisyon alanında Obua bu güne değin ailenin neredeyse en ileri gelen aletlerinden olmuştur En büyüğünden en küçüğüne değin bütün kompozitörler, Obua ’nın rakik, zarif ve hafif ses renginden olası olduğu değin yararlanmışlardır Obua ’nın en hayran eden tarafı Staccato ’ları yani dilleridir Bu egzersiz oysa teknik pasajlar içindir İkinci olanak Bach ’dır Zıt pozisyonlar kullanmamak şartıyla bütün rejistr boyunca bu olanak mevcuttur Dil ve tahvil karşılıklı kullanıldığı süre renk ve ifade olanca kuvvetiyle belirir Ritimde hızlı olma bakımından flüt ve klârinet ’deri sağlanan fayda, Obuâ ’da imkansızdır Bunun için ritim hususunda muhtemel olduğu kadar dikkatli olmalıdır Sürat klârinet ’in düzeyine çıkarılmamalıdır
Obua ’ının en dakik işleyebilen ses genişliği portenin birinci çizgisindeki mi den portenin üstündeki ikinci ilave çizgisine yazılan re ye kadardır Kromatik olarak ve az daha pozisyon durumu düşünülmeksizin bütün rejistr her tarafında, istenildiği gibi hareket edilmektedir Böyle bir anlayışın ne değin içten olduğunu ve ne zamana dek yaşayacağını vakit gösterecektir
Obua, bize şu imkanları verebilir: iyi bir crescendo ve diminuendo, vasat bir piano, orta derecede forte edebilmek, ön planda olası olan unsurlardır Bunların dışında kalan nüans durumları ise vasattır Bir orkestra şefi titizlik göstererek olduğundan artı piano veya forte istememelidir Somurtkan takdirde ses kalitesi düşecek ve ses deha çıkmayacaktır Obua solo vaziyette iken akompanye her zaman piano olmalıdır Bu duruma riayet edilmediği takdirde, ince fark bakımından çok cılız bir müzik elde edilmiş olur
OBUA ’NIN TARİHÇESİ
Yapılışına kadar eski bir geçmişi olan bir müzik aletidir Bu tipteki aletlerin ilkel şekilleri Mısır anıtları üstünde resmedilmiş ve bütün doğu kavimleri arasında kullanılmış olup, zamanla bu tipten muhtelif müzik aleti aileleri türemiştir
Avrupa ’da korunarak varlığından doğan iki aileyi Virdung ayırd etmiş ve Preatorius bunların tariflerini yapmıştır Bu iki aileden bir tanesine, muhletif boylarda iki kanatlı kamışı olan ve üstüvani borulu Cromorhe ’ler ailesi, öteli de (tiz) şalmey, (en kalın kadın sesi) pommer ve fagotun ataları olan üç büyük Pommer çeşitidir XVI Ve XVII Yüzyıllarda tiz şalmey ailesinden olup Duçen ya da Diskant nevinden olanı, bugün kullanılan soprano Obua halini almıştır Insanlar dansına eşlik etmekte kullanılıyordu Thoinot Arbeau bu aletle trompet arasında bir dereceye kadar yakınlık bularak birbirleriyle oktav aralıkta çalan büyük ve minik Obuaların birleşmiş olarak çalmalarını tavsiye etmiş ve büyük bir yaygara çıkarmağa gayet kullanışlı olan bu çiftlerin, kasaba şenliklerinde ve büyük toplantılarda işe yarıyacağını da söylemiştir Mersenne Obua ’nın benzer işte kullanılmaktaki yararından bahsederken, trompet hariç tutulacak olursa bütün müzik aletlerinin en adaleli ve en şiddetli seslisi nin Obua olduğunu söyleniştir Bu nedenlerden dolayı Obua, Louis XVI zamanında kurulan birincil askeri mızıka takımlarına alındı
Bir nevi Fransız gaydası olan Müzet çalanlarla Obua çalanlar Ecurie mızıkasında girift bir halde yer alıyorlardı; bunların çalış tarzında De Pure kusuru havayı (nefesi) aralıksız saptamak hususundaki güçlükten ileri gelmiş sayıyordu, yani eşdeğer uzunlukta ses çıkarılamadığını bildirmek istemişti
Böylece Obua ’nın sesi ve tınlayışı erkenden beğenilmiş olmasına karşın, müzik aletleri takımların bir işe afacan sayılmıştı
Opera, oratoryo ve kantatlarında Steffani, Keiser, Haendel ve Bach, defalarca oldukça çok sayıda Obua kullanarak keman partilerini duble etmişlerdir Orijinal orkestrasyonuna nazaran Haendel ’in Messie ’si 1910 ’da Paris ’te Raugel tarafından idare edilirken, bu yolda fazla Obua kullanılmak suretiyle icra edilmiş ve zor bakımından fevkalade sonuçlar alınmıştır Obua çalışta büyük virtüözler göre sağlanan ilerlemeler sayesinde bu aleti solist olarak orkestrada uygulamak göreneği doğmuş ve XVIII Yüzyılın ikinci yarısında Besozzi kardeşlerin gösterdiği beceri bu hususta fazla işe yaramıştır O devirde Obua ’nın henüz üç perdesi vardır Bunlardan ikisini 1727 ’de Alman Gerhand Hoffmann katmıştı Paris konservatuarının müzesinde Sallantin ’in kullandığı dört perdeli Obua korunmaktadı Perdelerin sayısını Delusse (1780), Buffet (1884), Brod (1846) ve Triebert (18131878) arttırmışlardır Bach, eserlerinde Obua ’ya büyük şair solist rolünü gördürmüştür Bu rol sonra dikkati çekecek değin güzel olan sesi tamamen korangle ’ye geçmiş ve çok eskiden soprano Obua için ün sağlamış olan bazı kompozitörlerin eserlerindeki reel şairane rolü kendisine itimat ettirmiştir
Tınlayşlarının şairane karakteri nüanslı tesirler yaratmaktaki meziyetleri, seslerin cazibesi sayesindedir Modern kompozitörler elinde her iki alet birinci planda yer almışlardır
Oda müziği alanında Obua epeyce önemli rol oynamıştır Schumann ’dan modernlere gelinceye değin kompozitörler Obua üstün seviyesiyle kullanmışlardır Berlioz Obuayı överken der ancak: geçmişe ait duyguları uyandırmak suretiyle bu makine, bütün aletlere üstün kazanç
XX yüzyılın malı olabilmiş ve bu vesileyle Leon Goussens gibi şöhret yapmış Oboistler yetişmiştir Bu virtüözlerin bir uçtan bir uca Obua ’nın edebiyatı her gün zenginleşmektedir Aranjmanların sayısı ise çok kalabalıktır
OBUA ’NIN BİZDE ILK ÇALICISI KİMDİR?
Araştırmalar bilinen ve birincil anılmaya bedel bir çalıcı olarak sayılabilen Merhum Yusuf Ziya Bey ’e kadar anılmaktadır Bu Oboist Eftal Günşiray ’ı yetiştirmiştir
Yerli müzik aletlerimiz içinde Obuaya en yakın olma gösteren alet zurnadır Obua ’nın ecdadından olduğu kanısı da keza düşündürücü ve araştırmaya değerdir Yapılış itibari ile Obua ’nın pirimitifi olarak sayılabilir Sesinin benzerliği ve tınlayışı aralarında fazla eksik bir ayrım vardır
İkinci alet Mey ’dir Meyin benzerliği ise sadece kamıştadır Obua kamışının daha enlisi ve uzunudur Fakat tını bakımından klarinet ’e olan yakınlığı, yapılışını fazlasıyla değerlendirilmesine engel olmaktadır *
Üflemeli tahta müzik aletleri ailesindendir Daha Alçak kısmı geniş, üstteki tarafa dürüst daralan tahta bir boru olup, üç kısımda incelenir;
1 Birinci kısıma huni adı verilir Bu bölüm Obuanın en geniş kısmıdır Orta kısma girebilecek bir şekilde son bulur Bu Nedenle ikinci ve üçüncü kısımlar birbirine eklenmiş olur Obuanın en pes (kalın) sesleri bu bölümde bulunurlar
2 ikinci kısım obuanın en hassas olan kısmıdır Mekanizmanın en ayrıntılı aksamı bu bölümde yer almıştır Ajiliteye (sürate) en uygun olan ve güçlük göstermeyen, en entonasyon hatası bakımından en güvenilir olan kısmıdır aynı zamanda Obuanın en tatlı seslerini içerir Kulak üzerindeki etkisini (unutulmayan izlerini) bu orta kısımda buluruz Doğal seslerin yük merkezi bu bölümdür
3 üçüncü kısım ise obuanın en rahat yeridir İkinci kısımla birleştikten daha sonra Alet bitmiş olur Bu kısım, sesleri oktavlamaya yarar Tabii sesler bu kısımda yerini, yavaş yavaş tahrik edici seslere bırakır Tiz (ince) sesler, dudak ve parmak hünerleriyle elde edilen ek sesler (gün geçtikçe bu ilave sesler tiz ses olarak tabiileşmektedir) bu kısımda yer alır Incecik bir sesin feryadına bu bölümde rastlarız
Bu son parçanın diğer bir karakteristik bir vasfı da, Obuada ses karşılayan kamışın benzer kısımda yer almış olmasıdır Son parça sanılan kamışla Obua en dar ve kutup noktasına kavuşmuş olur Kamış çift cepheli olup madenden yapılmış yuvarlak bir tüple, ince ve mumlanmış bir iple bağlanır Tüp üstüvani bir mantara yerleştirilmiştir
İncelmiş olan sırık tarafın büyük bir dikkatle korunması lazımdır Herhangi sert bir cisme dokundurulduğu ya da sürtüldüğü taktirde hemen kırılır veya bozulur Böyle bir duruma düşmüş olan kamıştan hiçbir zaman istenilen kalitede ses kabul edilmez Bu alıngan araç dudaklar arasına yerleştirilip üflendiği zaman, nefesi Obuaya naklederken, bununla beraber ihtizas eder Obuaya dışarı giden nefes (hava dalgacıkları) parmaklar vasıtası ile yönetilen mekanizmadan dışarı çıkarken, istenilen ses de elde edilmiş olur ve bu parmak hareketlerinin sonucunda Obuanın icrası meydana kazanç
Mekanizma altısı yanlamasına edinmek üzere on perdeden oluşur Her perdenin bir ya da iki, alttan ve üstten nahoş yayı vardır Perdeler birbirine miller vasıtasıyla bağlanmıştır Yaylar çelikten miller madenden yapılmıştır Yaylar levha ve yuvarlak edinmek üzere iki şekilde tespit edilmiştir mekanizmanın öteki kısımları ise gümüş ya da nikeldir Ağaç kısmı ise şimşirden, fil dişinden fazla olarak da abanoz veya sedirden imal edilir Obuanın teorik uzunluğu 696 cm dir (la) diyapozonuna tarafından do olarak imal olunur ve partisi transpoze edilmeksizin okunur Notası ikinci çizgi sol anahtarı ile yazılır ve olduğu gibi okunur
İki oktav ile bir dörtlüden oluşan bütün bir kromatik diziyi ihtiva eden ses genişliği, portenin aşağıda birinci ilave çizgisindeki si bemolden, portenin ikinci aralığındaki o diyeze kadar tabii sesler ondan sonrakilerde oktavlama suretiyle elde edilen sekizlilerdir
OBUA ’NIN ÇEŞİTLERİ
Aynı aileden Korangle ’nin, alto Obuanın tanıdık obuadan farkı yoktur denilebilir Teknik yapılış aynıdır Sadece boyu daha uzun, ses genişliği Obuanın bir beşli pesinden almak üzere, gene iki oktav ve bir dörtlüden teşekkül eder Sesinin rengi obuaya tarafından daha kapalı tok ve içlidir Obuadan ayrılan tek özelliği kamışın doğrudan doğruya üçüncü kısma yerleştirilmeyip es denilen deveboynu şeklindeki bir maden boruya takılmasıdır
Konrangle partisini notaya alış biçimi ise zaman zaman değişmiştir 19 Yüzyılın ortasına kadar Fransa ’da hakiki sesler halinde ve ikinci çizgi do anahtarı ile yazılıyordu; benzer devirde İtalyadaki hakiki tonla yazılı, ama alt oktav göz önünde bulunmuştur Zamanımızda ise ikinci çizgi sol anahtarında yazılıyor; buda partisyonun okunuşunda zihnen bir beşli aşağıdan transpozisyonla okumayı gerektirmektedir
Yine bu aileden Obua d ’Amour (Aşk Obua ’sı) ile Obua Da Caccia (Av veya orman Obuası) denilen bir başka Obua, Bach zamanında kullanılmış olan Obualardır Obua d ’Amour, Bach kantatlarının bazılarında yer almıştır Bilinen Obuanın bir ufak üçlü alt göre çalınıyordu ve Obua ile korangle arasında apaçık bir yer tutuyordu Bunun bir takım örnekleri son zamanlarda yapılarak Bach ’ın eserlerini çalmakta kullanılmıştır
Kompozisyon alanında Obua bu güne değin ailenin neredeyse en ileri gelen aletlerinden olmuştur En büyüğünden en küçüğüne değin bütün kompozitörler, Obua ’nın rakik, zarif ve hafif ses renginden olası olduğu değin yararlanmışlardır Obua ’nın en hayran eden tarafı Staccato ’ları yani dilleridir Bu egzersiz oysa teknik pasajlar içindir İkinci olanak Bach ’dır Zıt pozisyonlar kullanmamak şartıyla bütün rejistr boyunca bu olanak mevcuttur Dil ve tahvil karşılıklı kullanıldığı süre renk ve ifade olanca kuvvetiyle belirir Ritimde hızlı olma bakımından flüt ve klârinet ’deri sağlanan fayda, Obuâ ’da imkansızdır Bunun için ritim hususunda muhtemel olduğu kadar dikkatli olmalıdır Sürat klârinet ’in düzeyine çıkarılmamalıdır
Obua ’ının en dakik işleyebilen ses genişliği portenin birinci çizgisindeki mi den portenin üstündeki ikinci ilave çizgisine yazılan re ye kadardır Kromatik olarak ve az daha pozisyon durumu düşünülmeksizin bütün rejistr her tarafında, istenildiği gibi hareket edilmektedir Böyle bir anlayışın ne değin içten olduğunu ve ne zamana dek yaşayacağını vakit gösterecektir
Obua, bize şu imkanları verebilir: iyi bir crescendo ve diminuendo, vasat bir piano, orta derecede forte edebilmek, ön planda olası olan unsurlardır Bunların dışında kalan nüans durumları ise vasattır Bir orkestra şefi titizlik göstererek olduğundan artı piano veya forte istememelidir Somurtkan takdirde ses kalitesi düşecek ve ses deha çıkmayacaktır Obua solo vaziyette iken akompanye her zaman piano olmalıdır Bu duruma riayet edilmediği takdirde, ince fark bakımından çok cılız bir müzik elde edilmiş olur
OBUA ’NIN TARİHÇESİ
Yapılışına kadar eski bir geçmişi olan bir müzik aletidir Bu tipteki aletlerin ilkel şekilleri Mısır anıtları üstünde resmedilmiş ve bütün doğu kavimleri arasında kullanılmış olup, zamanla bu tipten muhtelif müzik aleti aileleri türemiştir
Avrupa ’da korunarak varlığından doğan iki aileyi Virdung ayırd etmiş ve Preatorius bunların tariflerini yapmıştır Bu iki aileden bir tanesine, muhletif boylarda iki kanatlı kamışı olan ve üstüvani borulu Cromorhe ’ler ailesi, öteli de (tiz) şalmey, (en kalın kadın sesi) pommer ve fagotun ataları olan üç büyük Pommer çeşitidir XVI Ve XVII Yüzyıllarda tiz şalmey ailesinden olup Duçen ya da Diskant nevinden olanı, bugün kullanılan soprano Obua halini almıştır Insanlar dansına eşlik etmekte kullanılıyordu Thoinot Arbeau bu aletle trompet arasında bir dereceye kadar yakınlık bularak birbirleriyle oktav aralıkta çalan büyük ve minik Obuaların birleşmiş olarak çalmalarını tavsiye etmiş ve büyük bir yaygara çıkarmağa gayet kullanışlı olan bu çiftlerin, kasaba şenliklerinde ve büyük toplantılarda işe yarıyacağını da söylemiştir Mersenne Obua ’nın benzer işte kullanılmaktaki yararından bahsederken, trompet hariç tutulacak olursa bütün müzik aletlerinin en adaleli ve en şiddetli seslisi nin Obua olduğunu söyleniştir Bu nedenlerden dolayı Obua, Louis XVI zamanında kurulan birincil askeri mızıka takımlarına alındı
Bir nevi Fransız gaydası olan Müzet çalanlarla Obua çalanlar Ecurie mızıkasında girift bir halde yer alıyorlardı; bunların çalış tarzında De Pure kusuru havayı (nefesi) aralıksız saptamak hususundaki güçlükten ileri gelmiş sayıyordu, yani eşdeğer uzunlukta ses çıkarılamadığını bildirmek istemişti
Böylece Obua ’nın sesi ve tınlayışı erkenden beğenilmiş olmasına karşın, müzik aletleri takımların bir işe afacan sayılmıştı
Opera, oratoryo ve kantatlarında Steffani, Keiser, Haendel ve Bach, defalarca oldukça çok sayıda Obua kullanarak keman partilerini duble etmişlerdir Orijinal orkestrasyonuna nazaran Haendel ’in Messie ’si 1910 ’da Paris ’te Raugel tarafından idare edilirken, bu yolda fazla Obua kullanılmak suretiyle icra edilmiş ve zor bakımından fevkalade sonuçlar alınmıştır Obua çalışta büyük virtüözler göre sağlanan ilerlemeler sayesinde bu aleti solist olarak orkestrada uygulamak göreneği doğmuş ve XVIII Yüzyılın ikinci yarısında Besozzi kardeşlerin gösterdiği beceri bu hususta fazla işe yaramıştır O devirde Obua ’nın henüz üç perdesi vardır Bunlardan ikisini 1727 ’de Alman Gerhand Hoffmann katmıştı Paris konservatuarının müzesinde Sallantin ’in kullandığı dört perdeli Obua korunmaktadı Perdelerin sayısını Delusse (1780), Buffet (1884), Brod (1846) ve Triebert (18131878) arttırmışlardır Bach, eserlerinde Obua ’ya büyük şair solist rolünü gördürmüştür Bu rol sonra dikkati çekecek değin güzel olan sesi tamamen korangle ’ye geçmiş ve çok eskiden soprano Obua için ün sağlamış olan bazı kompozitörlerin eserlerindeki reel şairane rolü kendisine itimat ettirmiştir
Tınlayşlarının şairane karakteri nüanslı tesirler yaratmaktaki meziyetleri, seslerin cazibesi sayesindedir Modern kompozitörler elinde her iki alet birinci planda yer almışlardır
Oda müziği alanında Obua epeyce önemli rol oynamıştır Schumann ’dan modernlere gelinceye değin kompozitörler Obua üstün seviyesiyle kullanmışlardır Berlioz Obuayı överken der ancak: geçmişe ait duyguları uyandırmak suretiyle bu makine, bütün aletlere üstün kazanç
XX yüzyılın malı olabilmiş ve bu vesileyle Leon Goussens gibi şöhret yapmış Oboistler yetişmiştir Bu virtüözlerin bir uçtan bir uca Obua ’nın edebiyatı her gün zenginleşmektedir Aranjmanların sayısı ise çok kalabalıktır
OBUA ’NIN BİZDE ILK ÇALICISI KİMDİR?
Araştırmalar bilinen ve birincil anılmaya bedel bir çalıcı olarak sayılabilen Merhum Yusuf Ziya Bey ’e kadar anılmaktadır Bu Oboist Eftal Günşiray ’ı yetiştirmiştir
Yerli müzik aletlerimiz içinde Obuaya en yakın olma gösteren alet zurnadır Obua ’nın ecdadından olduğu kanısı da keza düşündürücü ve araştırmaya değerdir Yapılış itibari ile Obua ’nın pirimitifi olarak sayılabilir Sesinin benzerliği ve tınlayışı aralarında fazla eksik bir ayrım vardır
İkinci alet Mey ’dir Meyin benzerliği ise sadece kamıştadır Obua kamışının daha enlisi ve uzunudur Fakat tını bakımından klarinet ’e olan yakınlığı, yapılışını fazlasıyla değerlendirilmesine engel olmaktadır *