“NE İCİNDEYİM ZAMANIN ŞİİRİ UZERİNE
Ne İcindeyim Zamanın
Ne icindeyim zamanın,
Ne de busbutun dışında;
Yekpare geniş bir anın
Parcalanmaz akışında
Bir garip ruya rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Ruzgarda ucan tuy bile
Benim kadar hafif değil
Başım sukUtu oğuten
Ucsuz bucaksız değirmen;
İcim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş
Koku bende bir sarmaşık
Olmuş dunya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yuzmekteyim
(AHamdiTanpınar)
Yaşamla olumun bıcak sırtı duzleminde, sersem sepet gezinip duran insanoğlunu, her zaman ilgilendirmiştir zaman kavramı Ozellikle de sanatcıları: Şairleri, yazarları, ressamları, muzisyenleri Bu kişilerin yaşam boyunca ortaya koydukları, koymaya calıştıkları şeyler de, zamanla didişmekten başka bir şey değildir aslında
Şairler ve yazarlar, zamanı alt etmek icin kendilerine yazılı anlatımı kalkan olarak secmiş kişilerdir Şairler, yapıtlarında (şiirlerinde) zaman sozcuğunu şiirsel duzlemde kullanırlar ve ellerindeki kalkanı daha da sağlamlaştırmaya calışırlar
Şiir, zaman kavramını somutlama aracı olarak kullanılmaktadır şairler tarafından
Ahmet Hamdi Tanpınar da şiirlerinde zaman kavramına yer veren, zamanı şiirle yoğurmaya calışan şairlerimizdendir Bu yazıda, Tanpınar’ın “Ne İcindeyim Zamanın adlı şiirine bu acıdan bakılacak ve şiir incelenecektir
Once şiirin, iceriğe de yansıyan bicim ozellileri uzerinde durmak gerekiyor Bu ozellikleri şoyle belirleyebiliriz:
a Şiir dortluklerden meydana gelmektedir
b Şiirde sekizli hece olcusu kullanılmıştır
c Şiirde capraz uyak duzeninden (abab, cdcd, efef, ghgh) yararlanılmıştır
Yukarıda sozu edilen bicim ozellikleri şiire bir yandan kısıtlamalar getirirken, ote yandan da şiirin genişlemesine olanak tanımıştır
Kısıtlamalar getirmiştir: Belirli bir olcu ve uyak duzeninde ister istemez sınırlara dayanırsınız
Genişlemesine olanak tanımıştır: Her dortlukte şiirin butunu icinde duşuncenin, duygunun yayılması soz konusudur
Şair, şiirin ilk dizesine “ne ne deyi yerleştirerek kararsızlığı gundeme getirmektedir Zamanın icinde olmamak, bir varlık, bir nesne, bir şey olarak zaman dışı olmak yaşamamak olmasa gerektir Zamanın busbutun dışında olmamak ise, sanırım, yaşamsallığa, bir varlık olarak “hayatiyet bulmaya işarettir
Yaşamı, nesneleri, zamanı adlandıran insanoğlu olduğuna gore “yekpare, geniş bir an, “ezel ve ebed icerisindeki algılamamızın bir yansımasıdır olsa olsa
Bu yorum icinde ilk dortluğe bir butun olarak bakıldığında, gorulecek olan şudur: İlk iki dizedeki zaman karşısındaki kararsızlık, netleşememe, uc ve dorduncu dizelerde yerini belirginliğe bırakmaktadır Zaman, insanın sınırlandırıcı duş gucuyle, kavramlaştırıcılığı ve adlandırıcılığıyla bir savunma duzeneği olmuştur Bu nedenle, zamanın icinde ya da dışında olmak, kar ya da zarar değildir Kısaca, insan, tek parca anların ayrılmaz akışında debelenip durmaktadır
Ruyalar belki de yaşamımızın en gercekci gostergeleri,kendimizle buluştuğumuz,hesaplaştığımız anlar toplamıdır
Tanpınar,ikinci dortlukte “bir garip ruya renginden soz etmektedir Ruya,yaşamımızın en gercekci gostergesi olmasına karşın somut bir şey değildir Dolayısıyla,ruyanın –gercek anlamdarenginden konuşmak da soz konusu olamaz Birinci dizedeki “bir garip ruya rengi,ikinci dizedekiher şekili uyuşturan,devinimsiz kılan,yaşamla yarı yaşam olan ruya hali arasındaki cizgiyi anlatan bir “yakıştırmadır Uyku ile uyuşukluk ortuşmesinde ruyanın payı elbette inkar edilemez ve sanırım bu iki dizede (Bir garip ruya rengiyleUyuşmuş gibi her şekil) ruya halinin,insanın uyuşukluğuna denk duşme duşuncesi şiirleştirilmiştir
İlk bakışta,bolumun ilk iki dizesiyle sonraki iki dizesi arasında bir karşıtlık varmış gibi gorunmektedir Cunku ilk iki dizede ruya halinden kaynaklanan uyuşukluk soz konusu iken, son (ucuncu ve dorduncu) dizelerde bir devinimden, devinimle bağdaştırılacak bir nesneden,tuyden,soz edilmektedir Tuyun ifade ettiği eğretileme ise sonunda şaire,şairin ruh haline ve oradan da bedensel yapısına yansımaktadır:Ruzgarda ucan tuy bileBenim kadar hafif değil
Ucuncu dortlukte, şairle (ya da şiir kişisiyle) ilgili ve ikişer dizeden oluşan bir yapı var İlk iki dizide maddi durumu anlatan bir betimleme soz konusu: “Başım sukutu oğuten Ucsuz bucaksız değirmen “Baş (duygu dunyasına yon veren nesne), değirmene, ustelik ucsuz bucaksız değirmene benzetilmektedir Değirmende şairin duşleminde oğutulen, un ufak edilen, zaman karşısında yoksanan ise “sukUttur Ucsuz bucaksızlık icindeki dağınık sessizlik
Dortluğun ucuncu ve dorduncu dizelerinde soyut bir varlık (ic), somut bir varlığa (derviş) benzetilmektedir Burada bu benzetmeden cok, son belirleme (muradına ermiş bir dervişin durumu) onemlidir Şair, bu belirmeyle zaman karşısındaki durumun gozler onune sermektedir: “Benim sorunum zamanla!
Bu dortlukte kullanılan benzetme sozcuklerinin dizelere yerleştirilme bicimi de dikkat cekicidir Bu bicim, şoyle gosterilebilir:
Başım
değirmen
İcim
derviş
(Benzetme ogeleri, capraz olarak dize başında ve sonunda yer almaktadır)
Bu dizilişte, benzetme ogelerinin, dortluğun hem bicim, hem de icerik belirlemesinde etkili olduğu gorulebilir Zaman kavramının bilincli ya da kurgusal olarak algılandığı yer, dunyamızdır Cunku en azından şimdilik zamanı algılayan insanoğlu dunyada yaşıyor Şair de sanırım bu duşunceden hareketle, insanın zaman karşısındaki caresizliğini biraz olsun hafifletmek icin “Koku bende bir sarmaşık Olmuş dunya sezmekteyim benzetmesine tutunmaktadır
Masmavi bir ışık ortasında (yaşamla olum arasında, zamanın tedirgin ettiği bir dunyada) donenip duran şair, son iki dizeyle başa, zaman karşısındaki kararsızlığa donmektedir
“Ne İcindeyim Zamanın şiiri, bicim olarak kolay bir şiir olarak gorunmesine karşın, zaman gibi “belalı bir kavramı ele alması bakımından duyumsanması bile guc bir şiir olarak karşımızda durmaktadır
Ne İcindeyim Zamanın
Ne icindeyim zamanın,
Ne de busbutun dışında;
Yekpare geniş bir anın
Parcalanmaz akışında
Bir garip ruya rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Ruzgarda ucan tuy bile
Benim kadar hafif değil
Başım sukUtu oğuten
Ucsuz bucaksız değirmen;
İcim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş
Koku bende bir sarmaşık
Olmuş dunya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yuzmekteyim
(AHamdiTanpınar)
Yaşamla olumun bıcak sırtı duzleminde, sersem sepet gezinip duran insanoğlunu, her zaman ilgilendirmiştir zaman kavramı Ozellikle de sanatcıları: Şairleri, yazarları, ressamları, muzisyenleri Bu kişilerin yaşam boyunca ortaya koydukları, koymaya calıştıkları şeyler de, zamanla didişmekten başka bir şey değildir aslında
Şairler ve yazarlar, zamanı alt etmek icin kendilerine yazılı anlatımı kalkan olarak secmiş kişilerdir Şairler, yapıtlarında (şiirlerinde) zaman sozcuğunu şiirsel duzlemde kullanırlar ve ellerindeki kalkanı daha da sağlamlaştırmaya calışırlar
Şiir, zaman kavramını somutlama aracı olarak kullanılmaktadır şairler tarafından
Ahmet Hamdi Tanpınar da şiirlerinde zaman kavramına yer veren, zamanı şiirle yoğurmaya calışan şairlerimizdendir Bu yazıda, Tanpınar’ın “Ne İcindeyim Zamanın adlı şiirine bu acıdan bakılacak ve şiir incelenecektir
Once şiirin, iceriğe de yansıyan bicim ozellileri uzerinde durmak gerekiyor Bu ozellikleri şoyle belirleyebiliriz:
a Şiir dortluklerden meydana gelmektedir
b Şiirde sekizli hece olcusu kullanılmıştır
c Şiirde capraz uyak duzeninden (abab, cdcd, efef, ghgh) yararlanılmıştır
Yukarıda sozu edilen bicim ozellikleri şiire bir yandan kısıtlamalar getirirken, ote yandan da şiirin genişlemesine olanak tanımıştır
Kısıtlamalar getirmiştir: Belirli bir olcu ve uyak duzeninde ister istemez sınırlara dayanırsınız
Genişlemesine olanak tanımıştır: Her dortlukte şiirin butunu icinde duşuncenin, duygunun yayılması soz konusudur
Şair, şiirin ilk dizesine “ne ne deyi yerleştirerek kararsızlığı gundeme getirmektedir Zamanın icinde olmamak, bir varlık, bir nesne, bir şey olarak zaman dışı olmak yaşamamak olmasa gerektir Zamanın busbutun dışında olmamak ise, sanırım, yaşamsallığa, bir varlık olarak “hayatiyet bulmaya işarettir
Yaşamı, nesneleri, zamanı adlandıran insanoğlu olduğuna gore “yekpare, geniş bir an, “ezel ve ebed icerisindeki algılamamızın bir yansımasıdır olsa olsa
Bu yorum icinde ilk dortluğe bir butun olarak bakıldığında, gorulecek olan şudur: İlk iki dizedeki zaman karşısındaki kararsızlık, netleşememe, uc ve dorduncu dizelerde yerini belirginliğe bırakmaktadır Zaman, insanın sınırlandırıcı duş gucuyle, kavramlaştırıcılığı ve adlandırıcılığıyla bir savunma duzeneği olmuştur Bu nedenle, zamanın icinde ya da dışında olmak, kar ya da zarar değildir Kısaca, insan, tek parca anların ayrılmaz akışında debelenip durmaktadır
Ruyalar belki de yaşamımızın en gercekci gostergeleri,kendimizle buluştuğumuz,hesaplaştığımız anlar toplamıdır
Tanpınar,ikinci dortlukte “bir garip ruya renginden soz etmektedir Ruya,yaşamımızın en gercekci gostergesi olmasına karşın somut bir şey değildir Dolayısıyla,ruyanın –gercek anlamdarenginden konuşmak da soz konusu olamaz Birinci dizedeki “bir garip ruya rengi,ikinci dizedekiher şekili uyuşturan,devinimsiz kılan,yaşamla yarı yaşam olan ruya hali arasındaki cizgiyi anlatan bir “yakıştırmadır Uyku ile uyuşukluk ortuşmesinde ruyanın payı elbette inkar edilemez ve sanırım bu iki dizede (Bir garip ruya rengiyleUyuşmuş gibi her şekil) ruya halinin,insanın uyuşukluğuna denk duşme duşuncesi şiirleştirilmiştir
İlk bakışta,bolumun ilk iki dizesiyle sonraki iki dizesi arasında bir karşıtlık varmış gibi gorunmektedir Cunku ilk iki dizede ruya halinden kaynaklanan uyuşukluk soz konusu iken, son (ucuncu ve dorduncu) dizelerde bir devinimden, devinimle bağdaştırılacak bir nesneden,tuyden,soz edilmektedir Tuyun ifade ettiği eğretileme ise sonunda şaire,şairin ruh haline ve oradan da bedensel yapısına yansımaktadır:Ruzgarda ucan tuy bileBenim kadar hafif değil
Ucuncu dortlukte, şairle (ya da şiir kişisiyle) ilgili ve ikişer dizeden oluşan bir yapı var İlk iki dizide maddi durumu anlatan bir betimleme soz konusu: “Başım sukutu oğuten Ucsuz bucaksız değirmen “Baş (duygu dunyasına yon veren nesne), değirmene, ustelik ucsuz bucaksız değirmene benzetilmektedir Değirmende şairin duşleminde oğutulen, un ufak edilen, zaman karşısında yoksanan ise “sukUttur Ucsuz bucaksızlık icindeki dağınık sessizlik
Dortluğun ucuncu ve dorduncu dizelerinde soyut bir varlık (ic), somut bir varlığa (derviş) benzetilmektedir Burada bu benzetmeden cok, son belirleme (muradına ermiş bir dervişin durumu) onemlidir Şair, bu belirmeyle zaman karşısındaki durumun gozler onune sermektedir: “Benim sorunum zamanla!
Bu dortlukte kullanılan benzetme sozcuklerinin dizelere yerleştirilme bicimi de dikkat cekicidir Bu bicim, şoyle gosterilebilir:
Başım
değirmen
İcim
derviş
(Benzetme ogeleri, capraz olarak dize başında ve sonunda yer almaktadır)
Bu dizilişte, benzetme ogelerinin, dortluğun hem bicim, hem de icerik belirlemesinde etkili olduğu gorulebilir Zaman kavramının bilincli ya da kurgusal olarak algılandığı yer, dunyamızdır Cunku en azından şimdilik zamanı algılayan insanoğlu dunyada yaşıyor Şair de sanırım bu duşunceden hareketle, insanın zaman karşısındaki caresizliğini biraz olsun hafifletmek icin “Koku bende bir sarmaşık Olmuş dunya sezmekteyim benzetmesine tutunmaktadır
Masmavi bir ışık ortasında (yaşamla olum arasında, zamanın tedirgin ettiği bir dunyada) donenip duran şair, son iki dizeyle başa, zaman karşısındaki kararsızlığa donmektedir
“Ne İcindeyim Zamanın şiiri, bicim olarak kolay bir şiir olarak gorunmesine karşın, zaman gibi “belalı bir kavramı ele alması bakımından duyumsanması bile guc bir şiir olarak karşımızda durmaktadır