iltasyazilim
FD Üye
Montrö Boğazlar Antlaşması hangi tarihte imzalandı?
Montrö Boğazlar Sözleşmesi 20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanmıştır
Birinci Dünya Savaş ’ından daha sonra hızla bunalım sürecine giren Osmanlı İmparatorluğu ’ndan 1923 yılında genç Türkiye Cumhuriyeti doğdu Cumhuriyet kurulduğunda sayısız problemlerle uğraşmak zorunda kaldı Ahali yoksul, devlet okulsuz, yolsuz, fabrikasızdı Devletimizin ulusal hakları üstünde de öteki dinç devletlerin tahakkümları bulunuyordu Mesela bunlardan biriside devletimize ait olduğu halde, yabancıların kontrolünde bulunan boğazlarımızdı Boğazlar uluslararası bir komite karafından denetim ediliyor, bizim hiç bir şekilde müdahele şansımız olmuyordu Bu sorunu hiçbir süre unutmayan Genç Cumhuriyet, sorunu çözmek için uygun bir zamanın gelmesini bekledi ve bu zamanda sonunda geldi 1930 ’ların sonlarına içten dünya çabuk 2 Dünya Savaşı ’na doğru sırası gelmişken, boğazların güvenliği her zamankinden daha pozitif siklet kazanmaya başladı Bu konuyu gündeme getirip, boğazlar sorununu halletmek isteyen Türkiye Cumhuriyeti, sonunda istediğini alıp, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ’ni imzalamıştır
Türkiye, Lozan Antlaşması ’yla (1923) birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin getirdiği kısıtlamalardan dolayı tekrar tekrar endişe içinde bulunmuştur Sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen Türkiye ’nin, silahlanma yarışının her yerde başlamasıyla duyduğu tedirginlik artan bir şekilde artmıştır
Türkiye, duyduğu bu huzursuzluğu ve boğazların statüsünde değişim yapılması yolundaki teklifini konu ile ilgili imzacı devletlere duyurduğunda, öbür kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden iki taraflı bir anlayış görmüştür İngiliz Dışişleri Bakanlığının 23 Temmuz 1936 tarihli bir muhtırasında konu hakkında şu görüşlere yer verilmiştir: “Türkiye ’nin Boğazlar Sözleşmesi ’nin değiştirilmesi ile ilgili ricası haklı kabul edilmektedir
Boğazların statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile tekrar tekrar yakından ilgilenen İngiltere ’nin Türkiye ’yi desteklemesine paralel olarak Balkan Antantı Kalıcı Konseyi ’nin 4 Mayıs 1936 ’da Belgrat ’ta yaptığı toplantıda, Türkiye ’nin teklifini destekleme kararı alınmıştır Türkiye ’nin girişimi Lozan Boğazlar Sözleşmesi ’nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince, boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936 ’da İsviçre ’nin Montreux kentinde toplanmıştır
İki ay süren toplantılardan sonradan, 20 Temmuz 1936 ’da imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye ’nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye ’ye geçmiştir Türkiye daha önce Sovyet Rusya ile yaptığı uzlaşma gereğince (saldırmazlık antlaşması) Sovyet Rusya ’nın da desteği ile bu sözleşme yapılmıştır
Tamamı yirmi dokuz madde, üç ilave protokolden meydana gelen sözleşmeye göre:
Boğazlardan özgür geçiş esası kabul ediliyordu Ama ticaret ve savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi, barışma ve savaş hâline göre, farklı statüye bağlanıyordu Savaş durumu da Türkiye ’nin girdiği, girmediği ve savaş tehlikesi olma durumlarında uygulanacak esaslara ayrılıyordu
Boğazların askerî kontrolü ve savunma tedbirleri tamâmen Türkiye ’ye aitti
Boğazlardan geçişi denetleyici Milletlerarası Boğazlar Komisyonu kaldırıldı
Bu esas maddelerle Türkiye ’nin boğazlar üzerindeki genel hâkimiyeti sağlandı Diğer maddelerin bazıları ise;
Uzlaşma zamanında:
Karadeniz ’de kıyısı olmayan devletlerin ticaret gemileri serbestçe geçerler Savaş gemileri 815 gün önceden haber verilmek ve bir arada dokuz gemiyi ve belli tonajı aşmamak üzere geçebilir Denizaltılar, uçak gemileri ve 10000 tondan büyük savaş gemileri hiç geçemez Sözleşmeye uygun bir şekilde geçen savaş gemileri Karadeniz ’de yirmi bir günden artı kalamaz
Karadeniz ’de kıyısı bulunan devletlerin ticâret gemileri serbestçe geçerler Savaş gemileri geçmeden sekiz gün önce Türkiye ’ye haber verecekler, bir arada geçen gemilerin tonajı 15000 ’den fazla olmayacaktır Karadeniz ’de kalışları için muhakkak bir süre yoktur
Savaş zamanında:
Türkiye savaşan ülke ise ya da kendisini yakın bir savaş tehdidinde görüyorsa; ticari gemilerin geçişini engelleyemese de, geçişlere bazı kısıtlamalar getirebilmek hakkına sahiptir
Türkiye tarafsızsa; ticaret gemileri serbestçe geçmesine karşın savaşan tarafların savaş gemileri geçemez
Savaş tehlikesinin çok olduğu zamanlarda ticaret gemileri uzlaştırma zamanı kurallarına tarafından sadece gündüzleri geçebilecektir
sözleşmenin süresi yirmi sene olacaktı Bu sürenin bitiminden iki yıl önce taraflardan hiçbiri sözleşmenin feshini istemezse, böyle bir istekten iki sene sonraya dek yürürlükte kalacaktı *
Montrö Boğazlar Sözleşmesi 20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanmıştır
Birinci Dünya Savaş ’ından daha sonra hızla bunalım sürecine giren Osmanlı İmparatorluğu ’ndan 1923 yılında genç Türkiye Cumhuriyeti doğdu Cumhuriyet kurulduğunda sayısız problemlerle uğraşmak zorunda kaldı Ahali yoksul, devlet okulsuz, yolsuz, fabrikasızdı Devletimizin ulusal hakları üstünde de öteki dinç devletlerin tahakkümları bulunuyordu Mesela bunlardan biriside devletimize ait olduğu halde, yabancıların kontrolünde bulunan boğazlarımızdı Boğazlar uluslararası bir komite karafından denetim ediliyor, bizim hiç bir şekilde müdahele şansımız olmuyordu Bu sorunu hiçbir süre unutmayan Genç Cumhuriyet, sorunu çözmek için uygun bir zamanın gelmesini bekledi ve bu zamanda sonunda geldi 1930 ’ların sonlarına içten dünya çabuk 2 Dünya Savaşı ’na doğru sırası gelmişken, boğazların güvenliği her zamankinden daha pozitif siklet kazanmaya başladı Bu konuyu gündeme getirip, boğazlar sorununu halletmek isteyen Türkiye Cumhuriyeti, sonunda istediğini alıp, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ’ni imzalamıştır
Türkiye, Lozan Antlaşması ’yla (1923) birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin getirdiği kısıtlamalardan dolayı tekrar tekrar endişe içinde bulunmuştur Sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen Türkiye ’nin, silahlanma yarışının her yerde başlamasıyla duyduğu tedirginlik artan bir şekilde artmıştır
Türkiye, duyduğu bu huzursuzluğu ve boğazların statüsünde değişim yapılması yolundaki teklifini konu ile ilgili imzacı devletlere duyurduğunda, öbür kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden iki taraflı bir anlayış görmüştür İngiliz Dışişleri Bakanlığının 23 Temmuz 1936 tarihli bir muhtırasında konu hakkında şu görüşlere yer verilmiştir: “Türkiye ’nin Boğazlar Sözleşmesi ’nin değiştirilmesi ile ilgili ricası haklı kabul edilmektedir
Boğazların statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile tekrar tekrar yakından ilgilenen İngiltere ’nin Türkiye ’yi desteklemesine paralel olarak Balkan Antantı Kalıcı Konseyi ’nin 4 Mayıs 1936 ’da Belgrat ’ta yaptığı toplantıda, Türkiye ’nin teklifini destekleme kararı alınmıştır Türkiye ’nin girişimi Lozan Boğazlar Sözleşmesi ’nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince, boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936 ’da İsviçre ’nin Montreux kentinde toplanmıştır
İki ay süren toplantılardan sonradan, 20 Temmuz 1936 ’da imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye ’nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye ’ye geçmiştir Türkiye daha önce Sovyet Rusya ile yaptığı uzlaşma gereğince (saldırmazlık antlaşması) Sovyet Rusya ’nın da desteği ile bu sözleşme yapılmıştır
Tamamı yirmi dokuz madde, üç ilave protokolden meydana gelen sözleşmeye göre:
Boğazlardan özgür geçiş esası kabul ediliyordu Ama ticaret ve savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi, barışma ve savaş hâline göre, farklı statüye bağlanıyordu Savaş durumu da Türkiye ’nin girdiği, girmediği ve savaş tehlikesi olma durumlarında uygulanacak esaslara ayrılıyordu
Boğazların askerî kontrolü ve savunma tedbirleri tamâmen Türkiye ’ye aitti
Boğazlardan geçişi denetleyici Milletlerarası Boğazlar Komisyonu kaldırıldı
Bu esas maddelerle Türkiye ’nin boğazlar üzerindeki genel hâkimiyeti sağlandı Diğer maddelerin bazıları ise;
Uzlaşma zamanında:
Karadeniz ’de kıyısı olmayan devletlerin ticaret gemileri serbestçe geçerler Savaş gemileri 815 gün önceden haber verilmek ve bir arada dokuz gemiyi ve belli tonajı aşmamak üzere geçebilir Denizaltılar, uçak gemileri ve 10000 tondan büyük savaş gemileri hiç geçemez Sözleşmeye uygun bir şekilde geçen savaş gemileri Karadeniz ’de yirmi bir günden artı kalamaz
Karadeniz ’de kıyısı bulunan devletlerin ticâret gemileri serbestçe geçerler Savaş gemileri geçmeden sekiz gün önce Türkiye ’ye haber verecekler, bir arada geçen gemilerin tonajı 15000 ’den fazla olmayacaktır Karadeniz ’de kalışları için muhakkak bir süre yoktur
Savaş zamanında:
Türkiye savaşan ülke ise ya da kendisini yakın bir savaş tehdidinde görüyorsa; ticari gemilerin geçişini engelleyemese de, geçişlere bazı kısıtlamalar getirebilmek hakkına sahiptir
Türkiye tarafsızsa; ticaret gemileri serbestçe geçmesine karşın savaşan tarafların savaş gemileri geçemez
Savaş tehlikesinin çok olduğu zamanlarda ticaret gemileri uzlaştırma zamanı kurallarına tarafından sadece gündüzleri geçebilecektir
sözleşmenin süresi yirmi sene olacaktı Bu sürenin bitiminden iki yıl önce taraflardan hiçbiri sözleşmenin feshini istemezse, böyle bir istekten iki sene sonraya dek yürürlükte kalacaktı *